Eski Başbakan Yardımcısı Ertuğrul Yalçınbayır, tutuklu gazeteciler Hidayet Karaca, Mehmet Baransu, Can Dündar ve Erdem Gül’ün maruz kaldığı muamelenin kabul edilebilir olmadığını söyledi.
Yeni anayasa yapabilmek için basın ve ifade özgürlüğünün şart olduğunu vurgulayan Yalçınbayır, bunlar olmadan yapılacak anayasanın ertesi gün tartışılmaya başlanacağını kaydetti.
Türkiye’de yeni bir süreç başladığını ve bunun Anayasa yapım süreci olduğunu dile getiren Yalçınbayır, bu süreçte zeminin serbest rekabet ortamında, serbest tartışma ortamında olması gerektiğini vurguladı. Serbest tartışma ortamının ise sözün ve kalemin özgür olduğu yerde olabileceğini ifade eden Yalçınbayır, “Söz ve kalem özgür değilse, düşünceler açıklıkla ortaya konulamıyorsa, tartışılamıyorsa orada anayasa yapma zemini yoktur.” dedi.
'KARACA, BARANSU, DÜNDAR VE GÜL’ÜN MARUZ KALDIĞI MUAMELE'
Türkiye’nin bu zemini yakalaması gerektiğini belirten Yalçınbayır, şöyle konuştu: “Basın özgürlüğü bu anlamda fevkalade önemlidir. Düşünce özgürlüğü önemlidir. Hidayet Karaca’nın, Baransu’nun, Can Dündar’ın, Erdem Gül’ün ve diğerlerinin maruz kaldığı muamele kabul edilebilir bir muamele değildir. Denge ve denetim iyi olmalıdır. Yönetim iyi olmalıdır. Bakın bu yönetim tarzı ile iyi bir anayasa çıkmaz. Çıkarsa bir anayasa, çıktığı günün ertesi günü itibariyle yine tartışılır. Nasıl 82 Anayasası kabul edildi, ertesi gün tartışılmaya başlandı. 17 defa değişti, 113 madde çeşitli değişikliklere uğradı, 113 madde ve hala tamamlanamayan bir anayasa var. Tamamlanamayan bir söz var. Hala kavuşulamayan özgürlükler var.”
'SEN HAİNSİN, İHANET EDİYORSUN’ SÖZLERİ…'
Allah’ın bile insanı özgür bıraktığını hatırlatan Yalçınbayır, şunları kaydetti: “İsteyen suç işler, isteyen işlemez. Siz Allah’ın ve Peygamberin bile zorlayıcı olmadığı bir dünyada sadece söz vardır, o söz anlatılmıştır, ulaştırılmıştır. Şimdi ulaştırılamıyor. Şimdi o özgürlük yaşanamıyor. ‘Sen sus’, ‘sen hainsin’, ‘sen ihanet ediyorsun’ gibi sözlerle insanların özgürlüğünü sınırlandırmayın. O özgürlüklerin karşısında suç işleyenler varsa, onlarla ilgili de adaletli davranın. Eğer bunları yapmazsanız, insanları isyan etmeye sevk edersiniz. İsyan söz konusu ile bunun karşısında hukuki güvence önemli. O hukuki güvenceye insanları kavuşturun, uygulamaya kavuşturun. Özgürlüğü sağlamakla ilgili Türkiye’nin vereceği en büyük mesaj, basın yayın önündeki engellerin kaldırılmasıdır. İçeridekilerin serbest bırakılmasıdır.”
'AVRUPA İNSAN HAKLARI SÖZLEŞMESİ İHLALLERİ EYLEM PLANINDA 46 ÖZEL KONU'
Uluslararası hukukun da bunu böyle emrettiğine dikkat çeken Yalçınbayır, şu ifadeleri kullandı: “Sadece bizim hukukumuz değil. Bizim hukukumuzun dayanağı bu. Bakın 1 Mart 2014 tarihinde resmi gazetede Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ihlallerinin eylem planı yayınlandı. Hükümetin kabul ettiği ihlallerin eylem planı. 46 çok özel konu. Bu konu ile ilgili hem muhalefet, hem halk takip ediyor mu? Hükümet kendisi kabul etti.”