Eski Milli Eğitim Bakanı ve AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, bugün kaleme aldığı yazısında "Konuşan toplumlarda patlamalar olmaz. Ancak susturulan toplumlarda adeta gaz birikmesi gibi sıkışmalar meydana gelir. Böyle durumlarda çoğu zaman küçük bir kıvılcım adeta grizu patlaması gibi sonuçlar doğurur" ifadesini kullandı.
AKP'li Hüseyin Çelik, Osmanlı'nın son dönem padişahlarından II. Abdülhamit'i anlatan bir yazı dizisi hazırladı.
Hüseyin Çelik'in kişisel web sitesinden yayımlanan yazı dizisinin bugünki bölümünde Sultan II. Abdülhamit dönemindeki baskıcı uygulamalardan bahsederek "Hiç şüphe yok ki, Sultan Abdülhamid dönemi, gerekçesi ister devletin bekası, ister saltanatın bekası, ister hilafetin bekası ve isterse de şahsının bekası olsun, gerekçe ne olursa olsun bir İstibdat devridir. Devletin kurduğu hafiye sistemi terör estirmiş, jurnalcılık ve muhbirlik geçim kapısı haline gelmiştir. Bizim muhafazakar camia, Sultan Abdülhamid devrinin “İstibdat Devri” olarak nitelendirilmesinden hiç hoşlanmaz. Gerekçe olarak da “o zamanın şartları”nı ileri sürerler. Bu yaklaşımla, ulusalcı Kemalistlerin tek parti dönemindeki baskıcı uygulamalara, meşrulaştırıcı kılıflar uydurmaları arasında özünde bir fark yoktur." gibi ifadeler yer aldı.
Çelik'in yazısının ilgili bölümü şöyle:
Malum, baskıcı rejimler, maskeli insanlardan oluşan münafık bir toplumun oluşmasına yol açarlar. Siz, insanların kendi ülkelerinde, hür zeminlerde, kendilerini ifade etmelerine veya itirazlarını dillendirmelerine müsaade etmezseniz iki şey olur: Bu insanlar, ya yurt dışına çıkarlar veya faaliyetlerini yer altına indirirler. Her iki durumda da kontrolünüzün dışına çıkıyorlar demektir. Konuşan toplumlarda patlamalar olmaz. Ancak susturulan toplumlarda adeta gaz birikmesi gibi sıkışmalar meydana gelir. Böyle durumlarda çoğu zaman küçük bir kıvılcım adeta grizu patlaması gibi sonuçlar doğurur.
Haber Merkezi