Siyaset bilimci Prof. Dr. Üstün Ergüder, başkanlık sistemini tartışırken seçim sistemini de konuşmak gerektiğini söyledi.
Prof. Dr. Ergüder, aljazeera.com.tr'nin soruları üzerine "Benim Türkiye’de yapılan konuşmalardan anladığım, öyle bir başkanlık sistemi isteniyor ki, parlamento da, yargı da başkana biat etsin. Bunu Allah göstermesin. Bundan korkum var" dedi.
Dünyadaki başkanlık sistemleri üzerinde çalışmış bir siyaset bilimci olan Prof. Dr. Üstün Ergüder'in değerlendirmelerinin bir bölümü şöyle:
*TBMM’nin oluşum sürecini yeniden ele almalı mıyız?
Tabii yeni bir sistem tasarlıyorsanız -ben olaya parlamenter sistemden yanayım, başkanlık sisteminden yanayım diye bakmıyorum; benim baktığım taraf, insan haklarına saygılı demokratik bir düzenin getirilmesidir- bu da başkanlık sistemi olacaksa, güçlü kontrol mekanizmaları olmalı. Bizim sadece başkanın yetkileri üzerine değil, parlamentonun ve yargı organlarının da yetkilerine odaklanmamız lâzım. Benim Türkiye’de yapılan konuşmalardan anladığım, öyle bir başkanlık sistemi isteniyor ki, parlamento da, yargı da başkana biat etsin. Bunu Allah göstermesin. Bundan korkum var.
*O zaman parlamento nasıl oluşmalı?
Parlamentoyu güçlendirecek tedbirlerin alınması lâzım. Biz şimdi partili cumhurbaşkanını getirip, şu andaki seçim sistemini kullanırsak, yandık. Cumhurbaşkanı ya da parti lideri kimse, o adayları tespit eder. Sen istediğin kadar kanunlarla parlamentonun yasama yetkisini artır, işe yaramaz. (...)
ABD’de başkan bir büyükelçi, bir mahkeme üyesi atayacaksa, bu Kongre’nin onayından geçiyor. Kongre onaylamadan atanmıyor. Kongre’de komisyonun önüne çıkıyorsun, ifade veriyorsun. Orada seni beğeniyorlar veya beğenmiyorlar. Orada, “o partidensin, onun adamısın” kriterleri işlemiyor. Bunlar olumlu şeyler. Yeni sistemi tasarlarken bunların çok iyi düşünülmesi lâzım.
*AK Parti ve MHP arasındaki pazarlıkta cumhurbaşkanının/başkanın görevden alınması karşılıklı fesih konularında parlamentodaki oranların tartışıldığı haberleri geliyor. Sizce bunların matematiksel doğruları nedir?
Bu işlerin pek kolay olmaması lâzım. Hele de paralize ortamlarda her zaman kullanılacak bir yöntem olmaması lâzım. Demokratik sistemlerin en büyük problemi, Amerikalılar buna milyon dolarlık soru derler. Bu da, “Yönetebilmekle temsil arasındaki dengeyi nasıl sağlarsın?’’ Eğer amaç yönetilebilir bir ülkeyse, bu parlamenter sistem de olsa, başkanlık sistemi de olsa kontrol ve dengeler üzerinde çok düşünmek lazım. Şu anda maalesef parlamentonun oluşumu da Anayasa Mahkemesi üyelerinin atanması konuları da maalesef konuşulmuyor. Benim vatandaş olarak görevim “Bunlar yapılsın” demek. Başkanlık sistemi, yalnız başkanlığı güçlendirmekten geçmiyor. Şu andaki sistemde de kontrol ve denge sistemi işlemiyor. Fiili durumu gerçek hayata geçirelim diyorsak ve eğer burası demokrasiyse, onun gereklerini yapalım."
Haber Merkezi