Risale-i Nur Enstitüsü ülkemizde son günlerde büyük tartışma konusu olan eğitim meselesine farklı bir bakış açısıyla katılıyor.
Risale-i Nur Enstitüsü bugün İstanbul’da yirmiden fazla ilim adamının katılımıyla “Bir medeniyet projesi: Medresetüzzehra” başlıklı bir çalıştay düzenliyor. Çalıştayla ilgili bilgi veren Risale-i Nur Enstitü sekreteri Ahmet Dursun, “İslâm toplumlarının son birkaç asırdır yaşadığı gerileme halinin temel nedenlerinden birisinin eğitim hususundaki eksiklikler olduğu noktasında neredeyse bir fikir birliği olmakla birlikte bu problemin nasıl aşılacağına dair sağlıklı bir yol haritası belirlenebilmiş değil” dedi.
Medresetüzzehra bir çok açıdan yol gösterici
Mevcut eğitim sisteminin pozitivist değerleri öncelediğine ve millî ve manevî değerlerden uzak kaldığına dikkat çeken Ahmet Dursun mevcut sistemin ve uygulamaların yeni yetişen nesilleri inançsızlık girdabından ve ahlâksızlık, bencillik ve şiddet gibi olgulardan uzak tutamadığını belirterek “marifet, fazilet, ahlâk, birlik ve beraberlik, muhabbet, uhuvvet gibi değerlerin eğitim sistemi içerisinde hayata nasıl geçirebileceği sorularına henüz cevap bulabilmiş değiliz” dedi. Bediüzzaman Said Nursî’nin “Medresetüzzehra” projesinin bir çok açıdan yol gösterici nitelikte olduğunu ifade eden Dursun, “Bediüzzaman Said Nursî’nin İstanbul’a geliş sebeplerinden biri olan Medresetüzzehra çağını aşarak günümüze ışık tutan, yerelden evrensele uzanan özellikleri nedeniyle insanlığın geleceği için bir ‘medeniyet projesi’ olarak tartışılmayı hak etmektedir” dedi.
Bu projenin önemi ortaya konmalı
Yapacakları çalışmada, yakın geçmişte kurulması gündeme gelen Medresetüzzehra ya da Zehra Üniversitesi adındaki bir üniversitenin de mevcut üniversiteler içindeki yerinin yönetim, gelir kaynakları, öğrenci kabulü, müfredat ve yöntemler açısından da ne olacağını tartışacaklarını ifade eden Ahmet Dursun İttihad-ı İslâm yaklaşımı ile Bediüzzaman’ın “Camiül-Ezher’in kız kardeşi olan, Merdesetüzzehra namıyla dârülfünunu mutazammın pek âli bir medrese” olarak tanımladığı Medresetüzzehra’nın ayrılan, parçalanan, tefrikaya düşen İslâm toplumlarının geleceği açısından neyi ifade ettiğini ortaya koymak istediklerini ve bugün tartışılan eğitim sistemimiz açısından da bu projenin önemini ortaya koymayı amaçladıklarını belirtti. “Mana-i harfi yaklaşımıyla insana ve kâinata ilim ve duâ kitabı gözüyle bakabilmek, bilmeyi ve bilimi Allah’ı bulduracak vasıtalar yapabilmek şeklindeki İslâm toplumlarının ana vizyonunu temsil eden temel anlayışın da eğitim sisteminin bir parçası haline nasıl getirilebileceği cevaplanması gereken bir sorudur” diyen Dursun, çalışma sonuçlarının Köprü Dergisinde ve Yeni Asya Gazetesinde ilân edileceğini ifade etti.