Gazeteci Yazar Ahmet Taşgetiren, “Barış Pınarı Harekâtı her şeyi örtebiliyor mu?” diye sordu.
Karar yazarı Ahmet Taşgetiren, bir süredir Suriye gündeminin, iç gündemi geri plana ittiğini; askerî harekât dendiğinde “şurada da şöyle oluyor” demenin zorlaştığını söyledi. “Böyle dönemlerde bütün itirazlar susar, herkes iktidara kredi açmasa bile güvenlik güçlerinin içinde yer aldığı operasyonları selâmlamaya yönelir” diyen Taşgetiren, “Barış Pınarı Harekâtı “ateşin düştüğü yerdeki yangın”ı söndürmez. Benden söylemesi. Medya güzellemelerine bakmayın siz” uyarısında bulundu.
“Esed’e alışıyoruz”
Taşgetiren’in “İç gündeme dönerken...” başlığıyla yayımlanan yazısı şöyle: “Esed’e alışıyoruz. Şimdi “Suriye ile görüşme vs.” denilen şey aslında Esad’dan başkası değil. Herkes kabul etmeli ki Esad dirençli çıktı. Amerika’nın kararsızlığını kullandı, Rusya’nın kararlılığını kullandı, Rusya ve Batı’daki “köktendinciliğe karşı sekülerlikten yana ortak payda”yı kullandı, Arap dünyasından koptu yeniden buluştu, Kürtlerle dans etti, en önemlisi de “Suriye’nin meşru yönetimi” ünvanını kullandı ve bugüne kadar ayakta kalmayı başardı. Bugün biz dahi 1 milyon Suriyeli’nin ölümünden sorumlu tuttuğumuz, ülkemize 4 milyon Suriyeli’nin göç etmesine yol açan adamla, “bir şekilde” konuşuyoruz. Suriye’ye iyice yerleşen Rusya, bunu kolaylaştıran Esad’ı Türkiye’ye muhatap etmekle ödüllendiriyor dersek yanlış yapmayız. Bundan böyle Esad’ın kara dosyasını daha az konuşacağız, çünkü birlikte çalışma alanları oluşturuldu.
Harekât, ateşin düştüğü yerdeki yangını söndürmez
“Bir süredir Suriye gündemi, iç gündemi geri plana itti. Türkiye’de böyledir, askeri harekat dendiğinde “şurada da şöyle oluyor” demek zorlaşır. “Söz konusu vatansa gerisi teferruattır” sözü belki dünyada en çok Türkiye’yi hatırlatır. Şehit iklimi her yeri kuşatır. Bütün itirazlar susar, herkes iktidara kredi açmasa bile güvenlik güçlerinin içinde yer aldığı operasyonları selamlamaya yönelir. Zeytin Dalı, Fırat Kalkanı ve son olarak Barış Pınarı harekâtları bütün ülkede böyle bir iklim oluşturdu. Bütün bunlar, yerel seçimin getirdiği “iktidar sıkışması”nı bir ölçüde dağıttı. Şu anda siyaset, “Vatandaşın -Ak Parti’ye oy verenlerin- iktidara ders verdiği” temasından bir hayli uzakta. Peki hakikaten Barış Pınarı Harekâtı her şeyi örtebiliyor mu? Böyle düşünmek en çok iktidar için yanıltıcı olur. Hani “Ateş düştüğü yeri yakar” diye bir sözümüz var ya, o sözün geçerliliği bitmiyor. Acısı olan acısını, derdi olan derdini, geçim zorluğu olan geçim zorluğunu, özgürlüğünü kaybeden onun ruh kıskacını, haksızlığa uğrayan onun isyanını yaşamaktan kurtulamıyor. Medyada Barış Pınarı Harekâtı “ateşin düştüğü yerdeki yangın”ı söndürmez. Benden söylemesi.”