PROF. KARATEPE, MB Başkanı Murat Çetinkaya’nın görevden alınmasını değerlendirirken, “ASIL SORUN MB Başkanının görevden alınması değil, sorun bir kişinin istediği tüm kararları almasına, istediği kişileri istediği zaman göreve getirip sonra görevden almasına imkÂn tanıyan yönetim modelindedir” ifadesini kullandı.
Prof. Dr. Yalçın Karatepe, dün, bir Cumhurbaşkanlığı kararı ile Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya’nın görevden alınmasını ve yerine yardımcısı Murat Uysal’ın atandığının öğrenilmesini değerlendirdi.
Prof. Karatepe, görevden almaya ilişkin Cumhurbaşkanlığı kararına 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 35. Maddesi dayanak olarak gösterildiğini vurgulayarak şunları yazdı:
“Bu madde görevden almayı şu şekilde tanımlıyor: ‘Cumhurbaşkanınca süreli atanan üst kademe kamu yöneticileri, ilgili kanunlarda öngörülen görevden alma gerekçeleri yanında kurumsal hedeflere ulaşılamaması nedeniyle de süreleri tamamlanmadan görevlerinden alınabilirler.’ Bu madde Türkiye’de yürürlükte olan ve ‘Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ olarak adlandırılan yönetim modelinin yol açtığı, Türkiye’nin kurumsal yapısına ve kurumların bağımsızlığına ilişkin önemli bir sorunun varlığının göstergesidir. Kanunlarında ‘bağımsız’ oldukları yazmasına rağmen hiçbir kurum veya kuruluş Cumhurbaşkanından bağımsız değildir. Tümünün yöneticilerini Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu maddeye dayanarak görevden alabilir, yerine istediği kişiyi atayabilir. Görevden almaya dayanak gösterilen maddede vurgulanan ‘Kurumsal hedeflere ulaşılamaması nedeniyle de süreleri tamamlanmadan görevlerinden alınabilirler.’ ifadesi, aslında, bu keyfiyetin sınırsızlığının da bir göstergesidir. Aslında bu sınırsız yetki, Türkiye’de yöneticilerin kararları tek bir kişinin beklentisini tatmin etmeye yönelik almak zorunda olduğunu, aksi takdirde görevlerinde kalmalarını sağlayacak bir hukuksal güvencenin olmadığını gösteriyor. Dolayısıyla Türkiye’de kurumsal yapının kanunların ve ilgili düzenlemelerin kendilerine verdiği görevlerin gereklerine uygun karar almalarından ziyade, iktidarın en güçlü kişisinin, Cumhurbaşkanının, beklentilerine uygun karar almalarına yol açıyor.”
Tek karar verici var
Prof. Karatepe, görevden alınan Murat Çetinkaya’nın başkanlığı döneminde bankanın performansının pek parlak olduğunun söylenemeyeceğini, ayrıca piyasalar açısından yüksek bir itibara da sahip olmadığını belirterek, Çetinkaya’nın göreve geliş sürecinin de çok tartışıldığına dikkat çekti. Prof. Karatepe şöyle devam etti:
“Dolayısıyla Çetinkaya’nın görevden alınmasını değerlendirirken performansından ziyade görevden alma sürecinin verdiği sinyaller açısından incelenmesi gerekir. Bu da çok kötü bir sinyaldir: Ülkede tek karar verici vardır ve onun karar vermesini sınırlayacak, kurumsal yapının güçlü ve kurumların bağımsızlığının var olduğunu gösterecek herhangi bir kanun ya da düzenleme yoktur. Olanların da bağlayıcılığı yoktur. Bu durum Türkiye’de var olan yönetim modeli nedeniyle ülkenin öngörülebilirliğinin kalmadığının bir diğer göstergesidir. Tüm kararlar bir kişi tarafından, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmadan alınmaktadır.
Diğer bir ifade ile sorun, aslında, MB Başkanının görevden alınması değil, sorun bir kişinin istediği tüm kararları almasına, istediği kişileri istediği zaman göreve getirip sonra görevden almasına imkan tanıyan yönetim modelindedir.”
DEMOKRASİNİN VARLIĞINDAN BAHSEDEMEYİZ
Karatepe: “Türkiye’de var olan yönetim modeli eleştirilirken güçler ayrılığının kalmadığına atıf yapılıyor. Doğru. Ancak bundan kastedilen sadece yasama, yürütme ve yargı ise eleştiriler eksik demektir. Kurumsal yapı (bürokrasi), medya, sivil toplum gibi demokratik rejimlerde var olan yapılanların da gücü elinde bulunduran kişiden etkilenmeden faaliyet gösterebilmeleri gerekir. Bu olmadığı sürece demokrasinin varlığından bahsedemeyiz.”