Çatısı altındaki 350 duruşma salonu ile “Avrupa’nın en büyük adliye binası” unvanına sahip Çağlayan Adliyesi, 10 haftadır hukukçuların ‘Adalet Nöbeti’ eylemine sahne oluyor.
İstanbul’un Avrupa Yakası’nda Mart 2011’de hizmete açılan ve 350 duruşma salonu ile “Avrupa’nın en büyük adliye binası” olan Çağlayan Adliyesi, bir süredir avukatların ‘Adalet Nöbeti’ eylemine ev sahipliği yapıyor. Hukukçular, OHAL sürecinde meydana gelen hak ihlallerinin son bulmasını ve yargının bağımsız hareket etmesini talep ediyor. Yedi buçuk aydır tutuklu olan Cumhuriyet gazetesi avukatları Akın Atalay, Bülent Utku ve Mustafa Kemal Güngör için meslektaşları tarafından 6 Nisan’da Çağlayan Adliyesi’nde başlatılan Adalet Nöbeti, 10. haftasına girdi. Her hafta Perşembe günü saat 11.30-12.30 arasında adliye binası içinde gerçekleştirilen bu sessiz protesto, Türk yargı sisteminde yaşanan sorunların sembolü haline gelmiş durumda.
“Hukukçu olmaktan utandığımız bir dönem”
Adalet Nöbeti’ne katılan Avukat Özgür Altın, Türkiye’deki hukuksuzlukları yalnızca mahkeme salonlarında yaptıkları savunmalar ile anlatmanın yeterli olmadığını söylüyor. “Türkiye’de bir hukukçu olmaktan utandığımız bir dönem yaşıyoruz. Çünkü hukuk, iktidarın elinde bir cezalandırma aracına dönüşmüş durumda” diyen Altın, Adalet Nöbeti ile en azından barışçıl ve hukuki taleplerini kamuoyunun gündemine getirmek istediklerini vurguluyor. DW’nin haberine göre Altın, mevcut adaletsizliklere karşı çıkan avukatların 10 haftadır gerçekleştirdikleri bu eylemle yalnızca meslektaşlarının değil haksızlığa uğrayan tüm kesimlerin adalet ile ilgili sorunlarını dile getirdiklerini ifade ediyor.