Türkiye’nin AB ile aynı değerleri paylaşma yolunda ilerlediğini söylemenin mümkün olmadığını belirten ünlü iktisatçı Prof. Dr. Asaf Akat; “AB’de ise İslâm ve Türkiye karşıtlığı yükseliyor. Bu durumda üyelik zor, ama farklı nedenlerle de olsa iki taraf da ipleri koparmak istemiyor” diyor. Gazete Duvar’a konuşan Akat’ın değerlendirmeleri şu şekilde; Türkiye’nin AB üyeliği macerası çok ilginçtir. Uzun süre Ortak Pazara üye olma niyeti olmadan üye adayı olduk. Unutmayalım, üyelik gümrük duvarlarını indirmeyi gerekiyordu ve adeta herkes karşı çıkıyordu. İthal ikameci döneme yukarıda değindik. O arada önemli fırsatlar da kaçtı. Ecevit Yunanistan’la beraber üyeliğe müracaatı reddettiğinde iş alemi de onu desteklemişti. Neyse, görünür bir gelecekte Türkiye’nin AB’ye üye olması bana mümkün gelmiyor. Türkiye’den ve AB’den kaynaklanan siyasi nedenler özellikle öne çıkıyor. 

Ekonomide çok ağır ve kalıcı hasara yol açar

Türkiye’nin AB ile aynı değerleri paylaşma yolunda ilerlediğini söylemek mümkün değil. AB’de ise İslâm ve Türkiye karşıtlığı yükseliyor. Bu durumda üyelik zor; ama farklı sebeplerle de olsa iki taraf ipleri de koparmak istemiyor. Bu günkü, ne içinde ne dışında, garip bir statüko süregeliyor. Şunu söyleyerek bitirelim. Küresel korumacılık eğilimlerinin arttığı bu dönemde AB ile Gümrük Birliği Türkiye ekonomisi için giderek daha da hayati hale gelmiştir. O perspektifte bir kopuş ihtimalini düşünmek bile istemiyorum. Ekonomide çok ağır ve kalıcı hasara yol açacağı kesindir.

Tahmin yapmak zorlaştı

“Yeni millî gelir serisi tahmin yapmayı da zorlaştırdı” diyen Prof. Dr. Akat, “Yeni serinin özelliklerine kimse hakim değil; tam hazmedilmedi diyebiliriz. Eski seride diğer göstergelerle ilişkileri öğrenilmişti; büyüme tahmini daha kolay tutturuluyordu. Yeni seri hâlâ bir muamma; diğer göstergelerle ilişkiler değişti. Bu da tahmin yapmayı zorlaştırıyor” dedi.