İlham veren buluşmalar ile bir araya gelen genç gönüllüler, gençlikle ilgili önemli hususları konuşarak “Türkiye’deki Din Dili Gençlerde Nasıl Karşılık Buluyor?” sorusunu cevapladı.
Genç gönüllüler “İlham veren buluşmalar” başlığıyla bir araya gelerek, gençlikle ilgili önemli ve gerekli gördükleri hususları değerlendirdi. “Türkiye’deki Din Dili Gençlerde Nasıl Karşılık Buluyor?” sorusuna cevap aradıkları buluşmada, karşılıklı fikir alışverişlerinde bulundular. Genç Dergisi’nden aldığımız bilgiye göre, derlenen çalışmalar şu şekilde ifade ediliyor: “Güncel siyasi meseleler din kılıfına giydirilerek gençlerin gündemine sokuluyor. Bu yapılırken kullanılan sözcüklerdeki dini motif yoğunluğu insanlara siyaseten alınan kararlara uymanın dini vecibe hissini vermesine yol açıyor. Bu karar ve politikalara karşı çıkanların günahkar olarak görülmesi gençler arasında uçurumlar oluştururken, siyasî konjonktüre uygun dini söylemler ve fikirler icat edilmesinin de önü açılıyor.”
Dilimiz anlayışlı ve sevgi dolu olmalı
Dinî kavramlar bir karmaşa içerisinde. Bu sebeple işittiğimiz kelimeleri geçici belleğimize atıyor, doğru yere oturtamıyoruz. Bunun önemli bir sebebi aslında kolay olan dilimizi, kavramlarımızı basit ve rahat algılanabilir şekilde kullanmamamız. Hasılı Türkiye’deki din dili basit olanı zorlaştırıyor. Din dili üzerinde kavram kargaşaları oluşturarak dinin özünü kaybediyoruz. Kullandığımız dilin anlayışlı ve sevgi dolu olması gerekirken, korku ve ceza temelli olarak yaygınlık kazanması birçok alanda gençlere zarar veriyor.
Asıl problem Türkiye’de yüksek din dili yok
Yeni ve modern zamanlarda ortaya çıkan sorunlara eskimiş, bağlamından koparılmış çözümlerin getirilmesi ve bunun yorgun kavramlarla yapılması, ne yazık ki dini bir gereklilik olarak algılanıyor. Popüler din dilinde sorun yok aslında, zira sokaktaki insanın beklediği, aradığı şeyler popüler din dili ile gayet başarılı bir biçimde aktarılabiliyor. Yani bu yönüyle din dilini ve bu dilin temsilcilerini başarılı görebiliriz. Bizim burada eleştirmemiz gereken şey eğitimli kişileri tatmin edebilecek nitelikte yüksek bir din dilinin olmamasıdır. Yani camide vaaz veren vaiz kitle iletişim araçları vesilesiyle milyonlara seslenince bu eğitimli insanları rahatsız ediyor. Aslında muhtemelen vaizin 1000 yıldır kullandığı dil hiç değişmedi ve bu dil geniş halk kesimlerini tatmin edebilecek nitelikte. Ama bu dil eğitim görmüş kişiye karşı kullanılınca beklenen etkiyi göstermek şöyle dursun olumsuz bir etki oluşturuyor ve tam da burada bir memnuniyetsizlik bir tatminsizlik baş gösteriyor. Bir de din dili yüzünden dinden uzaklaştığını söyleyen bir kesim insan da var.
İtidalli bir din diline ihtiyaç var
Din dilindeki değişimi üç farklı husus besliyor. Bunların ilki yaklaşım. Dinî konuları laçka bir biçimde anlatanların zıddı olarak insanlara tahakküm dili ile sert şekilde seslenenler de azımsanamayacak derecede. Din dilinin nasıl itidalli kullanılacağı konusunda ideal modeli bulabilmiş değiliz. Dengeli bir üslûbun bulunması gerekiyor. İkincisi ise, siyasetin ve idarenin ana gündemi olmamasına rağmen, siyasilerin dillerinden dini motifli sözlerin eksik olmaması hususudur. Din dilinin ve dolayısıyla dinin, siyasi çıkarlar uğruna kullanılması birçok genç için “İslâm buysa” yaklaşımıyla dinden uzaklaşması sonucunu doğurabiliyor. Üçüncüsü ise dini kavramları ya da din dilini kullanmaktan uzak duran çok insan var. Türkiye’de İslâm’ı konuşmakta özgür olduğumuz düşünülse de birçok ortamda insanlar dinî mevzuları dile getirmekten son derece çekiniyorlar.