GELECEK YIL HAZİNE ANAPARADAN FAZLA FAİZ ÖDEYECEK. GEÇEN YIL 65,1 AY OLAN NAKİT İÇ BORÇLANMANIN ORTALAMA VADESİ DE BU YIL OCAK-EKİM DÖNEMİNDE 48,6 AY OLDU.
Faize 2 trilyon daha
Borç sarmalındaki ülke ekonomisinde borçları ödeyebilmek için daha fazla borçlanmak zorunda kalan Türkiye, yüksek faizlere ve kısa vade sürelerine katlanmak zorunda kalıyor. Hazine ve Maliye Bakanlığının 2024 yılı gelişmeleri ve 2025 yılı öngörülerini içeren “Hazine Finansman Programı” gelecek yıla ilişkin borç beklentilerini açığa çıkardı. Orta Vadeli Program (OVP) ve Merkezi Yönetim Bütçesi öngörüleri esas alınarak hazırlanan 2025 yılı Hazine Finansman Programına göre Hazine, gelecek yıl anaparadan fazla faiz ödeyecek. Nakit iç borçta ise vade süresi geçen yıla göre 16,5 ay kısaldı. Programa göre geçen yıl 65,1 ay olan nakit iç borçlanmanın ortalama vadesi, bu yıl Ocak-Ekim döneminde 48,6 ay oldu. Yüzde 20,6 olan sabit getirili Türk lirası cinsi iç borçlanma ortalama maliyeti de aynı dönemde yüzde 36 seviyesinde gerçekleşti. Bu yıla ilişkin gerçekleşme tahminlerine göre yılsonuna kadar 1 trilyon 72,3 milyar TL’si anapara, 1 trilyon 180 milyar TL’si ise faiz ödemesi olmak üzere toplamda 2 trilyon 252 milyar TL tutarında borç ödenecek.
Enflasyon düşmedikçe tablo değişmez
Ülke ekonomisini de borca takla attırarak idare etmeye çalışan ekonomi yönetimi yeni borç bulabilmek için daha fazla borçlanıyor. 2025 yılında, 1 trilyon 373,2 milyar TL anapara ve 1 trilyon 868,7 milyar TL faiz olmak üzere toplam 3 trilyon 241,9 milyar TL ödeme yapılması öngörülüyor. Bunun 2 trilyon 385 milyar TL’sinin iç borç, 856,9 milyar TL’sinin ise dış borç oluşturuyor. BirGün’ün haberine göre, Prof. Dr. Mehmet Şişman, “Vade kısaldığı gibi, faiz anaparayı geçiyor. Finansman maliyeti de artıyor ne yazık ki. Ortalama iç borçlanma faizi yüzde 15’in üstünde bir farkla yükselmiş. Bu kötü bir gelişme. İç borçlanma maliyetindeki yükseliş toplam talepteki daralmayla ilişkili olduğunu düşünüyorum. Ekim ayı enflasyonu da muhtemelen yüzde 3’e yakın gelecek. İstanbul’un enflasyonu yüzde 3,64 geldi. Bu nedenle Kasım’da politika faizinin düşmesi beklenemez. Dolayısıyla bu finansman maliyetini küçültecek bir tablo henüz ortada yok. 2025 yılında 2024’ün benzeri bir tabloyla karşı karşıyayız. Enflasyon artış hızı düşmedikçe bu tablo değişmez. İç borçlanma maliyetindeki yükseliş enflasyonla mücadelenin doğru yolda olmadığını gösteriyor. Dışardan fon girişi de çok yavaş olduğuna göre oradan da maliyet düşmez” dedi.