Biz Nur Talebeleri, evvelâ dinin direği olan namazın temsilcileri olarak, namazı fiilen ve kâlen neşretmeye hayatımızı adamışız.
Bunu da gittiğimiz her yerde azamî derecede vakitlere riayet etmekle göstermişiz. Hatta insanlara da duyururcasına “Namazı nerde kılabilirim acaba? En yakın cami nerede? Abdest alabileceğim yer var mı?” gibi sorularla namazın önemini çevremizdekilere de hissettirmeden aşılamaya çalışmışız.
Ve sonuç mu? Muazzam. Neden? Çünkü sonunda rızâ-ı İlahi var. İster karşımızdakini namaza başlamaya ikna edebilelim, ister edemeyelim, fark etmez. Rabbim bizim bu hizmetimizden razıysa, o yeter. Tabiî ki olumlu sonuçlanan namaza başlatma girişimleri olunca da insan ayrı bir şevke geliyor. Ki hayatımdaki bu girişimlere dikkat kesildim; en çok yolculuklarda olumlu sonuçlanıyor girişimlerim. Çünkü yanında oturduğun ve sohbet etmeye başladığın kişi hakkında hiçbir şey bilmemen, onun da bunu bilmesi bir rahatlık veriyor yanındakine. Namazdan, imandan bahsettiğinde alınganlık yapmak yerine, nefsi namına dinliyor, nasihat daha iyi tesir ediyor. Misal:
Bir dünyevî mesele için 15 saatlik yolculuğa çıkmak icab etti. Yanıma genç ve tesettürlü bir arkadaş oturdu. Arkadaşının düğününe gidiyormuş. Hanımlar Rehberi’ni okuyordum ki, Üstadın aile hayatına dair tespitlerine bir kez daha hayran kalmışken, neden bunu evlenecek olan kıza hediye etmeyim dedim. Arkadaşa döndüm “Düğün dedin tevafuk oldu, aile hayatına dair çok güzel tespitleri olan bir kitap okuyorum. Hatta bak ne güzel demiş: “…………………”
Bunu sana versem, arkadaşına benim için hediye eder misin?”
“Tabii” dedi, “Risale-i Nur mu o?”
Derken laf lafı açtı. Kâh 21. Söz’ün havuzunda kulaç attık, kâh Haşir kuyusundan su çektik. Yer oldu gıybetin mezarını kazdık, yer oldu zaman cemaat zamanı dedik. Cemaatten bahsedince “Sizin sohbetleriniz var mı Adana’da” dedi. Canını yerim, olmaz mı?
İrtibat telefonunu verdim, ardından az daha namazdan bahsedip, molaya indik. Döndüğümde kardeşini tembihlerken buldum telefonda “Bak namazını kıl tamam mı, kaçırma yatsıyı? Ben düğünden gelince de birbirimizi takip edeceğiz tamam mı?”
Maşallah dedim, Risalelerin gücü adınaaa :))
Yine buna benzer namaz temsilciliğine dair bir danışma seansını uçakta gerçekleştirdik. Tam namaz vaktinde göklerdeydik, hostesten rica ederek temiz bir yerde namazımı kıldım. Ardından hostes yanıma gelip samimane, “Ya bir şey soracam da, hani eğildikten sonra geri doğrulunca ‘rabbena lekel hamd’ deniyor ya, onu söylemek şart mı? Bir de kıblenin yönü Kâbe mi oluyor, yoksa minaresi mi? Ben de yeni başladım da namaza seni bulmuşken sorayım dedim.”
Elimden geldiğince sorularını cevapladım, ardından; “Bir şeye sebep olan onu yapan gibidir, sen namaz kılmama yardımcı oldun, inşallah sevabı sana da yazılmıştır” dedim ve tebessüm ederek yerime oturdum.
Belki beğenmediğimiz, önyargıyla baktığımız hostes namaza başlamış, Hey maşallah. Allah namazını daim etsin, risalelerle tanışmayı nasib etsin inşaallah.
Demem o ki sevgili okur, biz Nur Talebeleri ki, hiç bir yerde tembellik yapmadan namazın mânâsını ilan etmekle vazifeliyiz. Adeta hâlimiz dilimiz yerine konuşup karşıdakine demeli:
“Sayın âhiret yolcusu! Namaz temsilci hattına hoş geldiniz. Nasıl yardımcı olabilirim?”
Şeyda Sultan Zengin
http://www.gencyorum.com.tr/namaz-temsilci-hattina-hos-geldiniz/