Uzmanlar, koronavirüsü salgını sürerken okulların kademeli olarak yüz yüze eğitime başlamasındaki belirsizliklerin karmaşa oluşturduğunu söylüyor.
Koronavirüsü salgını sürerken okulların kademeli olarak yüz yüze eğitime başlayacak olmasından hem eğitimciler hem de veliler kaygı duyuyor. Okullarda gerekli hazırlıkların yapılmadığını, bilimsel veriler ve bilim insanlarının uyarıları çerçevesinde yüz yüze eğitim kararlarının alınmadığını söyleyen Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim -Sen) Genel Başkanı Feray Aytekin Aydoğan, “Çok sayıda soru ve kaygıyla baş başa bırakıldık” dedi. zaktan eğitim imkânlarını etkin şekilde kullanan velilerin çocuklarını okula göndermeme eğiliminde olduğunu aktaran Öğrenci Veli Derneği (Veli-Der) Başkanı İlknur Kaya Bahadır ise, “Uzaktan eğitim olanaklarına ulaşamayan aileler çaresizler ve mecburen çocuklarını okula gönderecekler. Çalışmak zorunda olan ailelerin de çocuklarını okula gön- dermekten başka seçenekleri kalmadı” diye konuştu.
Güvensizlik derinleşti
Okullarda alınan tedbirler konusunda veliler arasında güven kaybı olduğunu belirten Bahadır’a göre geçmiş yıllarda okullarda temizlik tedbirleri konusunda yaşanan yetersizlikler bu durumda oldukça etkili. Pandemi döneminde de bazı velilerden temizlik için para toplandığını belirten Bahadır, “Verilerin gerçek olup olmadığı tartışmaları güvensizliği çok derinleştirdi. Çocuklarını okula gönderecek olanlar da çok kaygı duyarak gönderecekler. Herkes elinden geldiği kadar okulların temizliği için nasıl katkı sunabiliriz diye kendi aralarında konuşuyor” dedi. Gazete Duvar’ın haberine göre, yüz yüze eğitim öncesinde çocukların bir bölümünün kaygı durumunun yüksek olduğunu belirten Bahadır, bu süreçte Millî Eğitim ve ilgili bakanlıkların velilere rehberlik desteğini yeterince sağlamadığını belirtti.
Eğitime ulaşmaları sağlanmalı
Uzaktan eğitim sürecinde çocuklar arasında eğitime erişim anlamındaki eşitsizliğin arttığını savunan Bahadır, aynı durumun yüz yüze eğitim sürecinde okulların hazırlanması aşamasında da yaşandığını belirterek şunları kaydetti: “Ekonomik durumu iyi olmayan aileler uzaktan eğitim olanaklarına da ne yazık ki erişemiyorlar. Bunun yanı sıra bu olanaklara erişemeyen ailelerin çocukları genellikle kentlerin kıyı yerlerinde ya da kırsalda yaşayan ailelerin çocukları. Bu aileler okullara yeterli bağışta bulunamadığı, Millî Eğitim Bakanlığı da okullara yeterli ödenek göndermediği için okulların koşullarının hazırlanmasında da bir eşitsizlik yaşıyorlar. Yani çocuklar sadece eğitime ulaşma meselesinde değil sağlık güvenliği açısından da çok büyük bir eşitsizlikle karşı karşıyalar. Oysa başından beri Millî Eğitim Bakanlığı’nın ek bütçe ihtiyacı oluşturması talebini dile getirdik. Özellikle dezavantajlı çocukların okulları öncelikli tutularak her türlü önlem alınarak bu çocukların eğitime ulaşmaları sağlanmalı.”
Ne olacağını kimse bilmiyor
Evlerinde yaşlı, kronik rahatsızlığı ve küçük çocuğu olan velilerin bulaş riski sebebiyle çocuklarını okula göndermeme eğiliminde olduğunu belirten Bahadır, “Okullar kaos halinde açılacak ve ne olacağını kimse bilmiyor” dedi. Bu süreçte bazı velilerin kendi yöntemlerini oluşturarak çocuklarının eğitimden uzak kalmaması adına çabaladığını vurgulayan Bahadır şu örneği paylaştı: “Bazı veliler bu süreçte kendileri çözüm arayışına girişti. Aynı okul ya da aynı mahalledeki veliler dörder beşer kişilik gruplar oluşturmuşlar ve öğretmenler tutuyorlar. Öğretmen eve geliyor, çocukları topluyor ve önlem alarak çocuklara eğitim veriyor. Aileler bu şekilde çocuklarının eğitimden geri kalmaması için yöntemler geliştirmeye çalışıyor. Evlerinde sınıf ortamı oluşturmaya çalışıyorlar. Durum çok karışık ne yazık ki."