Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya, yükseköğretim sistemde 140 bin öğretim elemanı bulunduğunu belirterek 20 bini doktoralı 45 bin öğretim elemanı ihtiyacı olduğunu açıkladı.
Öğretim elemanı olarak doktoralı, doktorasız, asistan ve hocalar olmak üzere öğretim üyesi başına 21 öğrenci düştüğünü belirten Çetinsaya, "Doktoralı yani derse giren hoca olarak baktığımızda 48 öğrenci düşüyor. Bu üniversiteden üniversiteye bölgeden bölgeye farklı ama devlet üniversitelerinde 51’e kadar çıkıyor bu sayı. Aynı şekilde branşlar olarak bakıldığında sağlık bilimlerinde hoca başına 10 öğrenci düşerken bu sosyal bilimlerde 60’a çıkabiliyor. Şuan da bile OECD ortalamalarına çekebilmek için bu sayılarını bizim yaklaşık 45 bin öğretim elemanını sisteme dahil etmemiz lazım. Önümüzdeki yıllarda yaklaşık 20 bini doktoralı olmak üzere.” diye konuştu.
Çetinsaya, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun da katıldığı Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Yükseköğretim Akademik Arşiv Projesi Tanıtım Toplantısı’nda konuştu. Ülkemizde 3 grup üniversite bulunduğunu birinci grubun 2006 öncesi kurulan yaklaşık 50 devlet üniversitesi olduğunu kaydeden Çetinsaya, "Bunlar bugün kurumsallaşmasını tamamlamış köklü üniversiteler. Oldukça başarılılar ama kapasitelerine tamamlamış durumdalar. Artık buralarda kalite çalışmaları yürütülmeli. İkinci grupta 2006 sonrası kurulan 50 devlet üniversitesi de fiziki imkanları çok iyi sınıfları ve laboratuvarları yüzde 90’ı tamam ve öğrenci sayıları az. Yeni kapasiteyi bu üniversitelerle karşılayabiliriz. Üçüncü grupta vakıf üniversiteleri. Sayıları 70 civarında olan vakıf üniversitelerinde öğrenci kapasitemizin sadece yüzde 12’si karşılanıyor. Demekki bir imkanımızda vakıf üniversiteleri üzerinden bu niteliksel büyümeyi devam ettirebiliriz.” Diye konuştu. 2050’ye kadar öğrenci sayısının artacağını, sınıf ve kampüs olarak üniversitelerin hazır olduğunu kaydeden Çetinsaya, “Sistemde 140 bin öğretim elemanımız var. tüm yükseköğretim camiası adına size en kalbi teşekkürlerimizi sunmak isteri. Bizler uzun yıllar içinde mesleğimizin erozyona uğramaya başladığını görerek neredeyse ümitsizliğe kapılıyordur. Ama sizin hükümetinizin icraatı olarak akademik zammın gerçekleştirilmesi ve akademisyenlerin özlük haklarının diğer muadilleriyle eşit hale getirilmesi bizleri son derece mutlu hale getirdi ve tekrar mesleğimize ve geleceğe umutla bakmamıza vesile oldu. Bu bakımdan sadece bu salondaki kişiler olarak değil yaklaşık 120 bin kişilik yükseköğretim ailesi olarak şükranlarımızı arz ediyoruz." şeklinde konuştu.
"SAĞLIK BİLİMLERİNDE HOCA BAŞINA 10 ÖĞRENCİ DÜŞERKEN BU SOSYAL BİLİMLERDE 60’A ÇIKABİLİYOR"
Zaman içinde öğretim üyesi sayılarında ciddi artışlar yaşandığını üniversitelerde ve yükseköğretim sistemindeki gelişmeye paralel olarak bu artışın yaşandığını hatırlatan Çetinsaya, "Ama öğrenci sayısındaki büyüme ile akademisyen sayısındaki büyümeyi kıyasladığımızda akademisyen sayısındaki büyümenin biraz geride kaldığını görüyoruz. Bunun en büyük göstergelerinden biri de öğretim üyesi ve öğretim elamanı başına düşen öğrenci sayıları. Öğretim elemanı olarak baktığımızda yani doktoralı doktorasız asistan hoca herkese baktığımızda 21 öğrenci düşüyor hoca başına. Doktoralı yani derse giren hoca olarak baktığımızda 48 öğrenci düşüyor. Bu üniversiteden üniversiteye bölgeden bölgeye farklı ama devlet üniversitelerinde 51’e kadar çıkıyor bu sayı. Aynı şekilde branşlar olarak bakıldığında sağlık bilimlerinde hoca başına 10 öğrenci düşerken bu sosyal bilimlerde 60’a çıkabiliyor. Burada da bizlerin ev ödevleri var önümüzde yapması gereken.” açıklamasında bulundu.
2023 Kalkınma Bakanlığı belgelerine bakıldığında öğretim üyesi başına düşen öğrenci sayılarının 20’lere kadar düşürülme hedeflerinin olduğunu anlatan Çetinsaya şunları söyledi: "Bütün bunları düşündüğümüzde bundan sonraki niteliksel büyümenin yüz yüze eğitim alanında gerçekleşmesi gerektiğini düşündüğümüzde bir öğretim üyesi açığımız ortaya çıkıyor. Şuan da bile OECD ortalamalarına çekebilmek için bu sayılarını bizim yaklaşık 45 bin öğretim elemanını sisteme dahil etmemiz lazım. Önümüzdeki yıllarda yaklaşık 20 bini doktoralı olmak üzere. 2023’te eğer mevcut haliyle gidersek 80 bin doktoralı öğretim üyemiz olacak ama sıçrama yapabilmemiz lazım 2023’te yükseköğretim sistemini ayakta tutabilmemiz için bize yüksek miktarlarda doktoralı öğretim üyesi lazım."