New York'ta tutuklu bulunan Halk Bankası eski Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla'nın yargılandığı davada kendisine yöneltilen 7 suçlamayı da kabul eden ve savcılık ile işbirliğine giderek tanıklık yapan Reza Sarraf, ifade vermeye devam etti.
Tanıklığının 7'inci gününde Atilla'nın avukatlarından Cathy Fleming tarafından sorgulanan Zarrab, şoförünün Rus gümrük görevlileri tarafından durdurulduğuna yönelik soru üzerine bu kişinin kendi çalışanı olduğunu ama şoförlüğünü yapmadığını iddia etti.
Dubai'ye ve İran Merkez Bankasına gönderilmek için hazırlanan paraların Rusya ile ilgisinin olmadığını öne süren Zarrab, "Biz her gün nakit dolar gönderiyorduk." dedi. Fleming ise üst üste dizilen ve Zarrab'ın boyunu aşan para balyalarının olduğu bir fotoğrafı jüri üyeleriyle paylaştı.
Reza Zarrab, ayrıca, Türkiye'de kendisine yöneltilen suçlamaların bazılarının doğru olduğunu kabul etti.
Zarrab'ın yalanları
Fleming'in "Siz hayatınız boyunca birçok yalan söylediniz, değil mi?" sorusu üzerine ise Zarrab, Türkiye'de kolluk kuvvetlerine, birçok Halk Bankası personeline, Hakan Atilla'ya ve Amerika'da FBI'ya yalan söylediğini açıkladı.
Zarrab, İran'la alakalı olarak başvurduğu Türkiye'deki bazı bankalara ve İran'a gerçekte gitmeyen mallar hakkında Hakan Atilla'ya da yalan söylediğini itiraf etti.
Ayrıca Türkiye'de tutuklanmasının ardından basına yaptığı İran yaptırımlarına karşı "yasa dışı hiçbir şey yapmadığını" söylemesinin gerçeği yansıtmadığını belirtti.
Zarrab, dönemin İran Cumhurbaşkanı Mahmoud Ahmadinejad'a kendi imzasıyla gönderilen mektubun içeriğini Farsça bilmediği için okumadığını öne sürerken, bu mektupta geçen "ekonomik cihat" kavramını yakın zamana kadar ne anlama geldiğini bilmediğini iddia etti.
Fleming, Zarrab'ın tanıklığı sırasında yalan söyleme durumunda ise, "impeachment" (görevini kötüye kullanma) suçlamasıyla karşılaşabileceği durumunu Yargıç Berman'a iletti.
Öğleden sonraki oturumda ise Zarrab'ın savunma avukatları tarafından çapraz sorgulanması bittikten sonra savcılık makamı Zarrab'ı tekrar sorgulamaya başladı.
Halk Bankası çalışanları Levent Balkan, Hakan Aydoğan, Halk Bankası eski Genel Müdürü Ai Fuat Taşkesenlioğlu ve Mehmet Hakan Atilla'ya rüşvet vermediğini anlatan Zarrab, rüşvet verdiği kişilere ise ödemeyi İran ticaretinden kazandığı komisyonlarla yaptığını iddia etti.
Ekonomi Eski Bakanı Zafer Çağlayan'a verdiği saatin rüşvet olduğunu savunan Zarrab, Türkiye'de tutuklanıp serbest bırakıldıktan sonra Halk Bankası ile tekrar iş yapabilmek için "Hakan Bey'in üstünde insanlarla iletişim kurdum." dedi.
Halk Bankası eski Genel Müdürü Ali Fuat Taşkesenlioğlu'nun kendisine gıda ticareti için belgeler konusunda yardımcı olmadığından şikayet eden Zarrab, işlerinin alt kadrolarda "kilitlendiğini" anlattı.
Savcılıkla yaptığı işbirliği anlaşmasına yönelik sorulara da cevap veren Zarrab, Tanık Koruma Programı talebinde bulunmadığını da söyledi.
Zarrab'a cezaevinde "bıçak çekildiği" iddiası
Tanık olduğu için Türkiye'de hakkında "casusluk" soruşturması açıldığını öne süren Zarrab, "cezaevindeyken birisinin onu öldürmek üzere talimat aldığını ve o kişinin kendisine bıçak çektiğini" iddia etti.
Zarrab, söz konusu mahkumun suçlamaları kabul etmediğinin Avukat Fleming tarafından kendisine hatırlatılması üzerine ise "tabiki inkar edecek" şeklide konuştu.
Zarrab, 7 gün boyunca süren ifade verme işleminin tamamlanmasının ardından mahkeme salonundan ayrıldı.
"Gülencileri hiç duydun mu?"
Diğer yandan duruşmaların perşembe günü sabah oturumunda Gülen Hareketine ilişkin konular da Zarrab ile onu sorgulayan savunma avukatları arasında gündeme gelmişti.
Atilla'nın avukatlarından Fleming'in "Gülencileri hiç duydun mu?" sorusuna Zarrab, "Evet duydum. Bu grubun birçok farklı ismi var. Bu nedenle siyasi mi, dini mi, terörist grup mu bunu bilmiyorum." cevabını vermişti.
Ayrıca Zarrab, cezaevinde her mahkuma tanınan ayda 300 dakikalık telefon görüşme hakkının bitmesinin ardından başka mahkumların da dakikalarını kullandığını anlatmış ve uyuşturucu madde içtiğini de kabul etmişti. Zarrab, "Bunun kanunen bir suç olduğunu bilmiyordum. Cezaevi kuralı olabilir." şeklinde konuşmuştu.
Zarrab'ın "hapishaneden çıkmak ya da daha az ceza almak için işlemediğin suçları kabul etmek zorundasın" dediği ortaya çıkmıştı.
Atilla'nın avukatları, Zarrab'ın hapishanedeki telefon görüşmelerinin kayıtlarına ilişkin mahkemeye bir mektup sunmuştu.
Savunmanın avukatlarının sunduğu mektupta, 15 Eylül 2016'da Zarrab ile Ahad isimli bir kişi arasında geçen telefon konuşmasında Zarrab'ın "ABD'de hapishaneden çıkmak ya da daha az ceza almak için işlemediğin suçları kabul etmek zorundasın" dediği belirtilmişti.
Mektupta Zarrab'ın "daha az ceza alabilmek için yalan ifade vermekte istekli olduğu" belirtildi. Taraflar arasında tartışma konusu olan görüşme tutanağının üzerindeki gizlilik kararı kaldırılarak mahkeme sistemi üzerinden erişime açılmıştı.
İran'a yönelik yaptırımları delme, banka dolandırıcılığı ve kara para aklamak gibi suçlar atfedilen Zarrab geçen yıl mart ayında ABD'de tutuklanmıştı.
Atilla ise 27 Mart'ta JFK Havalimanı'ndan Türkiye'ye gitmek üzereyken gözaltına alınmış ve ardından tutuklanmıştı.
AA