Şili'de 23 kişinin ölümüne ve bin 200'den fazla kişinin yaralanmasına neden olan hükümet karşıtı gösteriler 18. gündür devam ediyor.
Şili'nin başkenti Santiago'da binlerce kişi, çeşitli sendika ve STK'lerin çağrısıyla "Süper Pazartesi" isimli protesto gösterisi düzenliyor.
Öğle saatlerinde Devlet Başkanlığı Sarayı La Moneda'nın yakınında toplanmaya başlayan göstericiler, gün içinde protestocuların başlıca toplanma yeri olan İtalya Meydanı'nı doldurdu.
Şili basınındaki haberlere göre, göstericilerle güvenlik güçleri arasında yer yer çatışmalar yaşanıyor. Polis, kendisine sert cisimler atan göstericilere su ve biber gazıyla müdahale ediyor.
İki polis yaralandı
Öte yandan iki kadın polisin, üzerlerine atılan molotofkokteyli nedeniyle yaralanarak hastaneye kaldırıldığı bildirildi.
Bu arada, gösteriler Santiago'nun dışında ülkenin Concepcion ve Valparaiso gibi şehirlerinde de devam ediyor.
Şili'deki gösteriler
Güney Amerika ülkesi Şili'de gösteriler, başkent Santiago'da günde 3 milyondan fazla kişinin kullandığı metro ücretlerine 6 Ekim'de yapılan zamla başlamış ve 18 Ekim'de de şiddetlenerek birçok kentte yağma olaylarına da yol açan hükümet karşıtı gösteri ve şiddet olaylarına dönüşmüştü.
Gösteriler nedeniyle ülkede 23 kişi ölürken, bin 218 kişi yaralanmış ve 9 bin 203 kişi gözaltına alınmıştı.
Yağmalama ve kundaklama olaylarının yaşandığı protestolar nedeniyle, ülkede 3 bölge ile 11 şehirde güvenliğin orduya bırakılmasını kapsayan "acil durum" ve "sokağa çıkma yasağı" ilan edilmişti.
Şili Devlet Başkanı Sebastian Pinera, halkın ekonomik sorunlarını anlayamadığı için özür dilemiş, ekonomik yardım paketini hayata geçirmiş ve kabinesinden 8 bakanı değiştirmiş, ancak gösteriler durulmamıştı.
Santiago'da göstericilerin başlıca toplanma alanı olan İtalya Meydanı'nda 25 Ekim'de düzenlenen gösteriye yaklaşık 1 milyon 200 bin kişi katılmıştı.
Şili'de günlerdir devam eden ve hükümetin geri adımlarına rağmen durmayan gösteriler nedeniyle, diktatör Augusto Pinochet'in 1990'da devrilmesinden sonra ilk kez tabii afet söz konusu olmamasına rağmen "acil durum" ilan edilmiş ve güvenliği sağlama görevi orduya verilmişti.
AA