Libya'da terör örgütü IŞİD ile devrik lider Kaddafi taraftarlarının kesişen çıkarları, Sirte kentini örgüt militanları için sığınak haline getirdi.
Libya'da birkaç ay önce kaçırılan 21 Mısırlı Kıpti'nin öldürüldüğüne ilişkin kayıtların yayınlanmasının ardından olayın IŞİD tarafından üstlenilmesi ve Trablus hükümetine bağlı Libya Şafağı (Fecr-i Libya) güçlerine ait 166'ncı Tugay'ın örgüt militanlarına yönelik geçen Mart ortalarında operasyon başlattığını duyurması IŞİD'in Sirte'deki varlığına gözleri çevirdi.
Muammer Kaddafi'nin iktidarı sırasında önem verdiği ve Trablus'taki hakimiyetini kaybetmesinin ardından geçici merkez olarak belirlediği Sirte, 2011 Devrimi sonrasında ise Selefi Ensaru'ş Şeria örgütüne ev sahipliği yapmıştı.
Ülkede istikrarsızlığın sürmesine rağmen kentte yerel güvenliği Ensaru'ş Şeria militanlarının sağlaması Selefi grupların Sirte'de taban kazanmasına yol açıyor.
Ensaru'ş Şeria'nın bölge sakinlerinin siyasi görüşleri veya devrim sürecindeki rolleriyle değil de hali hazırda temsil ettiklerini öne sürdükleri "Şeriat hükümlerine" tabiyetlerine ehemmiyet vermesi, Kaddafi yanlılarına da bu oluşuma dahil olabilme, bölgede hareket ve silahlanma imkanı veriyor.
Kaddafi yanlılarının ise liderlerinin devrilmesinin ardından kendilerine meşruiyet sağlayacak, silahlanma imkanı verecek ve 17 Şubat Devrim düşüncesini içermeyen bir "çatı" arayışı gözönüne alındığında IŞİD'in bölgede Fecr-i Libya birliklerine yönelik saldırıları ve döneminin üst düzey askerlerinden Kaddafi'nin amcasının oğlu Ahmed Kazzaf ed-Dem'in "IŞİD'i destekledikleri"ne ilişkin açıklamaları anlamlı hale geliyor.
Ayrıca "radikal grupların" Ensaru'ş Şeria'yı terk ederek IŞİD'e katılmaları ve örgütün bölgede bir güç olmak için yeni katılımcıların geçmişleri veya ideolojik çizgilerine bakmaksızın kendi bayrakları altında "savaşacak" kişi arayışında olması da kesişen çıkarlar arasında addediliyor.
Öte yandan Kaddafi rejimine karşı 17 Şubat 2011'de yapılan devrim ardından Mayıs 2014'te emekli General Hafter'in Zintan merkezli milis gruplarla başlattığı darbe girişimi neticesinde iç savaşa sürüklenen ve güvenlik zaafiyetinin hissedilir boyutlara taşındığı Libya, terör faaliyetlerine zemin arayan gruplar için de fırsat haline dönüşüyor. Söz konusu radikal grupların Sirte'yi hayata tutunma noktası olarak görmesi Trablus Hükümeti'ne karşı IŞİD tehdidinin büyümesi anlamına geliyor.
Öteyandan Tobruk tarafı ise Trablus Hükümeti ile IŞİD'i ilişkilendiriyor. Tobruk Hükümeti ve en büyük destekçisi olan Mısır'daki Sisi yönetimi Dünya kamuoyuna IŞİD'i gerekçe göstererek Trablus Hükümeti'nin gayrimeşru olduğunu göstermeye çalışıyor.
AA