2005'te kurulan ve o tarihten bu yana dünya genelinde destek kazanan BDS hareketinin, Orange'ın İsrailli ortağı "Partner" ile yollarını ayırması örneğinde olduğu gibi, başka İsrail şirketlerini de aynı durumda bırakabilecek küresel bir etkinliğe ulaşabileceği ifade ediliyor.

"Boykot, ırkçı siyasete son verilmedikçe devam edecek"

BDS'nin faaliyetleri ve hedefleri konusunda değerlendirmelerde bulunan hareketin Genel Koordinatörü Mahmud Nevacaa, fiili olarak 2005'te başlayan BDS Hareketi'nin belirlediği hedeflere ulaştığına işaret ederek, "Harekete katılan gönüllülerin sayısı artıyor, İsrail'e yönelik baskı artarak devam ediyor. Hareketin, Fransız telekomünikasyon şirketi Orange'ın İsrail pazarından çekilmesi için yaptığı baskıyla başta Mısır olmak üzere son günlerde büyük başarılara imza attı" dedi.

"İsrail'in izlediği ırkçı siyasete son verilmedikçe ve Filistin halkına yasal hakları tanınmadıkça boykot kampanyasına devam edilecek" ifadesini kullanan Nevacaa, başta İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu olmak üzere İsrail makamlarının BDS'ye ilişkin son açıklamalarının, İsrail'e yönelik boykot hareketinin büyüdüğünü ve güçlendiğini gösterdiğini söyledi.   

İsrail'in boykot karşısındaki önlemleri 

Ortadoğu barış sürecindeki tıkanma, İsrail tarihindeki en sağcı hükümetin iktidara gelmesi ve Filistin topraklarında giderek hız kazanan yasadışı yerleşim faaliyetleri gibi nedenlerle zaten uluslararası kamuoyu baskısı altındaki Tel Aviv yönetiminin, Orange'ın kararıyla oldukça zor durumda kaldığının sinyallerini verdiği belirtiliyor. 

İsrail radyosunun haberine göre, Tel Aviv yönetiminin boykot kapsamında olası adımların önüne geçmek için AB'li yetkillerle görüşmeler yaptığı ve ürünlerinin Avrupa pazarında "işaretlenmeme"sini talep ettiği ifade edildi.

Haaretz gazetesinde yer alan haberde ise İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun, uluslararası boykotun, İsrail ekonomisini tehdit etmeye ve İsrail'in dünyadaki siyasi duruşunu etkilemeye başladığına işaret ederek, söz konusu kampanya karşısında tüm kesimleri, birlik olmaya çağırdığı ifade edildi. 

Muhalefet ve hükümet boykot karşısındaki yek vücud

Öte yandan İsrail hükümeti ile muhalefetinin küresel ölçekte yayılmaya başlayan boykot karşısında söz birliği etmesi dikkati çekiyor. BDS Hareketi, boykota desteğini gizlemeyen Ortak Arap Listesi haricinde İsrail parlamentosunda tepkiyle karşılanıyor. 

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Kanada Dışişleri Bakanı Robert Nicholson'un Çarşamba günü ülkeyi ziyareti sırasında yaptığı açıklamada, BDS Hareketi'nin İsrail'i kınadığını ancak DAEŞ'i kınamadığını vurgulayarak, "Hareket, İsrail'i boykot ediyor ancak DAEŞ'i boykot etmeyi kabul etmiyor. Bu bakış açısı, hareket hakkında malumat için ihtiyacınız olan herşeyi anlatıyor" şeklinde konuşmuştu.  

Yahudi Evi Partisi milletvekili, Adalet Bakanı Ayelet Şaked ise "Boykotun çözümünün onu reddetmek olduğunu" ifade ederek, "Dünyadaki Yahudiler ve İsrail'i sevenler biraraya gelecek ve boykot edenleri, boykot edeceğiz" diye konutşu.

İktidardaki koalisyon ortaklarından merkez sağ eğilimli Kulanu (Hepimiz) Partisi üyesi Michael Oren ise BDS Hareketi'nin uluslararası organize bir örgüt olduğuna ve iyi finanse edildiğine işaret ederek, "Bu hareket, iki devletli çözüm ile yetinmeyip, İsrail pazarını yok etmeyi ve İsrail'i haritadan silmeyi planlıyor" ifadelerine yer vermişti. 

İsrail'deki son seçimlerde sandıktan ikinci parti olarak çıkan muhalif Siyonist Birlik İttifakı lideri İzak Herzog, sosyal paylaşım sitesi Twitter'daki hesabından "Boykot, terör ve antisemitizmin yeni bir türüdür" şeklindeki açıklaması, muhalefetin boykot karşısındaki söylemlerinin hükümetten farklı olmadığına işaret ediyor. 

Bir diğer muhalif parti Yeş Atid üyesi Eliza Levy ise İsrail'e yönelik boykota işaret ederek, "İsrail devleti karşısında yeni aşamalara intikal eden, daha önce bilmediğimiz bir çatışmayı fark ediyoruz" derken, Siyonist Birlik İttifakı üyesi NahmanŞay da boykotu şöyle yorumlamıştı:

"Başımıza yağan füzelerle uyanıyoruz. Geçtiğimiz birkaç günde füzelerin sayısı arttı. Söz konusu abluka, eğer siyasi adımlar atılmazsa başarılı olacak.

Boykot hareketine destek büyüyor

Mısırlı birçok siyasi parti ve sivil toplum kuruluşu (STK) Nisan ayının sonlarında İsrail'e karşı "Uluslararası Boykot Tecrit ve Yaptırım Hareketi"ne (BDS-Movement) katıldığını açıklarken Birleşik Krallık'taki Ulusal Öğrenci Birliği (NUS), dün İsrail'in boykot edilmesini savunan BDS Hareketi'ne katılma kararı almıştı.

Fransız telekomünikasyon şirketi Orange'ın üst düzey yöneticisi (CEO) Stephen Richard, İsrailli operatör "Partner" ile iş birliklerini bitirebileceklerini açıklamasının ardından Partner şirketinin üst düzey yöneticisi (CEO) İtzhak Benveniste, "Orange'ın üst düzey yöneticisinin (CEO) yaptığı son derece sorumsuz açıklama karşısında şoke olduk" demişti. 

Mısır'ın başkenti Kahire'de dün düzenlenen basın toplantısında konuşan Richard, "İsrail'den çekilmeyi planlıyoruz. Biraz zaman alacak ama kesinlikle bunu yapacağız. Elimde olsa yarın bırakmaya hazırım" ifadesini kullanmıştı.

İsrail'de 2,84 milyon abonesi olan Partner telekomünikasyon şirketi, pazar payının yüzde 28'ini elinde bulunduruyor. Fransa'nın yüzde 25 hissesine sahip olduğu Orange ise 22 ülkede 150 milyon aboneye hizmet veriyor.

İsrail'in boykot edilmesini savunan yaklaşık 200 Filistinli sivil toplum kuruluşu (STK) tarafından 2005 yılında başlatılan BDS hareketiyle İsrail üzerinde ekonominin yanı sıra akademik, kültürel ve siyasi alanlarda baskı oluşturulması hedefleniyor. Küresel bir hareket olan BDS, Filistin toprağındaki İsrail işgaline son verilmesi, İsrail'in Arap-Filistinli vatandaşlarına tam eşitlik sağlanması ve Filistinli sığınmacıların geri dönüş haklarına saygı duyulması için uluslararası çalışmalar yürütüyor.

AA