"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Şah Abbas Camii’nin özelliği nedir?

09 Mayıs 2014, Cuma
Şah Abbas Camii, Tiflis’in en eski ve tek camisi. Cami 1895 yılında inşa edilmiş. Camide hem Sünnî hem de Şiî Müslümanlar ibadet ediyor. Caminin hem sağ tarafında, hem de sol tarafında mihrap var. yani cami ikiye bölünmüş, ama fizikî bir duvar ayrımı yok.
Bediüzzaman menzillerinden Tiflis seyahat notları - 3
 
TİFLİS ŞEHİR TURU
Ertesi gün barış köprüsünden Kula Nehrinin üzerinden karşıya geçiyoruz. Konser ve fuar merkezi olarak kullanılan İtalyan mimarisi tünellerin önünde fotoğraf çektiriyoruz. Hemen yanıbaşında bulunan betondan yapılmış piyano figürünü görüyoruz. Gürcistan’da müzik ve sanata çok önem veriliyor. Müzik aleti çalmayan Gürcistanlı hemen hemen yok gibi. Hatta herhangi bir müzik aleti çalmayana farklı, değişik bir nazarla bile bakılıyor.
Küçük bir park içerisinden geçerek Tiflis Kalesinin ve Gürcü Anası’nın bulunduğu Sololaki Tepesine çıkmak için teleferiğe biniyoruz. Havadan Tiflis’i bir kere daha seyretme fırsatını yakalıyoruz. Teleferikten inince sağ tarafta Gürcü Anası heykeli sol tarafta ise kale kalıntıları (Narikala fortress) mevcut. Şimdi Gürcü Anası (Mother Georgia-Khartllis Deda) olarak bilinen devasa bir kadın heykeline doğru yürüyoruz. Gürcü Anası, Tiflis’in sembollerinden birisi. Bir elinde kılıç, diğer elinde bir tas. Düşmanlarına karşı sert tavrını gösteren kılıç sembolü, dostlarına da misafirperverliğini gösteren bir içeceğin ikram edildiği tas sembolü. Kadın heykeli ulusal kültürü yansıtan Gürcü giysisi giymiş görünümünde ve 20 metre yüksekliğinde. Gürcü Anası 1958’de bu tepeye dikilmiş bir heykel.
Gürcü Anası heykelinden Teleferik iniş/biniş kısmına doğru tekrar yürüyerek, tepe aşağı dar patika yollardan geçerek kale kapısına geliyoruz.
Kale kapısından içeri girdiğimizde yeni yapılmış bir kilise ile karşılaşıyoruz. Kale içerisinde yürüyerek, sarp ve tehlikeli yerlerinden geçip, en üst kısmına kadar ulaşıyoruz. Buradan Tiflis’in manzarası daha bir başka güzel. Fotoğraf çekiyoruz. Kalenin arka cephesinde ise Botanik bahçesi (Tbilisi Botanical Garden) var. Özellikle bahar ve yaz aylarında rengârenk zengin bitki türlerinin yer aldığı bu bahçenin tefekkür için güzel bir mekân olduğunu hatırlatalım. Botanik bahçesinin ucunda görülmeye değer küçük bir şelâle de mevcut. 
Tiflis Kalesi (Narikala Castle), 4. yüzyılda İranlılar tarafından inşa edilen bir kale. Solalaki Tepesinin bir bölümünü çevreleyen kale hisarları mevcut. Kalenin Tiflis şehir merkezine bakan taraftaki hisarlar hâlâ daha sağlam gözüküyor. Fakat arka tarafta yani botanik bahçesine bakan hisarlar ise hasar görmüş durumda. Kaleye çıkarken altı kaymayan ayakkabı giymeye dikkat edilmeli. Çünkü bir keçi kıvraklığıyla kalenin belirli yerlerine çıkabiliyorsunuz. Zaman zaman hasara uğrayan kale hisarları pek çok tamirattan geçmiş. İçinde yeni restore edilmiş St. Nicholas Kilisesi mevcut. Hasar gören kale hisarının III. Selim döneminde Tokatlı ustalara bile tamir ettirildiği söylenmektedir. Kale içerisinde sonradan baraka şeklinde yapılmış rahibin kalacağı lojman ise kalenin tarihi görünümüne hiç yakışmamış.
 
Cami, Kilise ve Sinagog’un yer aldığı bölge
Kaleden inerek kapıdan dışarı çıktığımızda sülfür hamamlarını, İran ahşap mimari stilini andıran evleri ve evler arasında bir cami minaresi görüyoruz. Yan yoldan aşağıya inerek camiye ulaşıyoruz. Şah Abbas Camii, Tiflis’in en eski ve tek camisi unvanına sahip. Cami yanında abdest alma yerleri mevcut. İçeriye giriyoruz. Cami 1895 yılında inşa edilmiş. Cami hem Sünnî hem de Şiî Müslümanlar tarafından ibadet amacıyla kullanılıyor. Caminin hem sağ tarafında hem de sol tarafında mihrap ve minber var. Yani ikiye bölünmüş, ama fizikî bir duvar ayrımı yok. Fakat Şiî Müslüman camiye geldiğinde Şiî tarafında Sünnî Müslüman da sol tarafta namaz kılmaya yönleniyor. Cuma namazında ise Sünnî ve Şiî ayrımı yapmadan hep beraber namazı eda ediyorlar. 
 
Sülfür kaplıcaları
Camiden şehre doğru ilerlediğimizde sülfür kaplıca hamamları ile karşılaşıyoruz. Alexander Sergeyevich Puşkin’in gelerek yıkandığı mavi mozaik ve seramik görünümlü “Orbeliani Hamamını (Orbeliani Bathhouse) görüyoruz. Bu hamam şu anda kapalı durumda. Dış kısmında mermer üzerine Gürcüce ve Rusça Alexander Sergeyevich Puşkin’e ait bir söz yer alıyor. Mermer üzerinde “Bu Tiflis hamamlarından daha rahat ve zevkli başka bir hamamla karşılaşmadım” cümlesi yer alıyor. Sülfür Kaplıcası (Abanotubani Sulphur Baths) ilk kez kral Vakhtang Gorgasali tarafından keşfedildiğini yazmıştık.
 
Khachapuri ekmeği
Tiflis’in en meşhur yiyeceklerinden bir tanesi bizim peynirli pidemize benzeyen Khachapuri ekmeğidir. Peynirle tereyağı karışımı açılan hamur içerisine yerleştirilerek kapatılır ve tandırda pişirilir. Güvenerek yenilebilen oldukça lezzetli bir pide.
Gürcistan’ın şeffafiyet
sembolü: Polis Karakolları
Dikkatimi çeken diğer bir husus da “Şeffaf Polis Karakolları”. Tiflis’te polis karakolları tamamıyla dışarıdan görünecek şekilde cam yapı olarak inşa edilmiş. Dışarıdan bakıldığında içeride çalışan polis memurlarını görebiliyorsunuz. Bu durum Gürcistan’ın şeffaf bir şekilde halkına hizmet verdiğini sembolize etmekte olduğu söyleniyor.
ŞEYH SAN’AN TEPESİNİN HİKÂYESİ
Burada aklımıza Bediüzzaman niçin Şeyh San’an Tepesi demiş diye düşünüyoruz. Bu konu ile ilgili Feridüddin Attar tarafından yazılan Mantık’üt-Tayr adlı eserde bir hikâye anlatılıyor. Abdülkadir Geylani’nin talebesi olan Şeyh-i San’an Tiflis’e irşad için gönderilir. Fakat burada Hıristiyan bir kıza âşık olur. Kızın babası dinini terk etme şartıyla kızıyla ancak evlenebileceğini söyler. Şeyh San’an’da takiyye suretinde namazı niyazı bırakır, hatta Hıristiyan bile olduğu rivayet edilir. Daha sonra rüyasında şeyhi Abdülkadir Geylani’yi görür ve yaptığı yanlışı fark ederek tövbekâr olur. Bu sırada kız da Şeyh San’an’a aşık olur ve birlikte kaçarlar. Kızın babası da her ikisini de öldürmek üzere adamlarını peşinden yollar. Tiflis’in yüksek tepesinde iki âşık, tam yakalanırken kerametvari bir şekilde tepede kaybolurlar ve ondan sonra da hiç kimse izlerine rastlamaz. İşte bu tepeye, önceleri Şeyh San’an Tepesi denilirken, Gürcüler de Mtatsminda yani Kutsal Tepe adını vermişler. Zaten kutsallık atfedilen bu tepenin yamacında bulunan Kilise avlusuna, ölen dinî liderlerini hâlâ daha gömmektedirler.
 
SON
 
HÜSEYİN UZUN
Okunma Sayısı: 9891
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı