Yiyeceklere ek tuz katılması vücudun ihtiyacından değil, tatlandırma amacıyla yapılıyor.
Dünya Sağlık Örgütü, günlük tuz miktarını 5 gr. olarak belirledi. Türkiye’de ise bu, ortalama 15 gr. Fazla tuz kullanımı, yüksek kan basıncına sebep olurken ayrıca böbrek hastalıkları ve anevrizma denen, damardaki baloncuklar ve inme gibi sinir sistemi hastalıkları için risk faktörü oluşturuyor. 11–17 Mart arısının Tuza Dikkat Haftası olarak kutlandığını belirten uzmanlar, vatandaşları gereğinden fazla tuzdan uzak durmaya çağırdı.
İzmir Ekonomi Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr. İlgi Şemin, tuzun sodyum klorür bileşiği olduğunu, halihazırda besinlerin bileşiminde bulunduğunu aktararak, “Yetişkinler için gerekli sodyum miktarı günde minimum 500 mg., maksimum 2 bin 400 mg. kadardır. Sodyum yetersizliği pek görülen bir durum değildir, çünkü besinlerin bileşiminde bulunan sodyum yeterli miktardadır. Yiyeceklere ek olarak tuz atılması vücudun ihtiyacı için değil, tatlandırma amacıyla yapılmaktadır.” dedi.
'TUZU AZALTIN, HASTALIKLARDAN KORUNUN'
Sodyum miktarının az olmasının vücut sıvı dengesini, sinir ve kas sistemini çalışmasını bozacağına işaret eden Prof. Dr. Şemin, fazlasının da benzer bozukluklara sebep olacağını kaydetti. Şemin, “Sodyumun fazla olması, vücutta su miktarını da arttıracaktır. Su miktarı artınca kan basıncı yükselir. Aşırı tuz yeme alışkanlığı, hipertansiyon hastalığının nedenlerinden biri olarak tanımlanmaktadır. Yüksek kan basıncı ise kalp hastalıkları, böbrek hastalıkları, anevrizma denen damardaki baloncuklar ve inme gibi sinir sistemi hastalıkları için risk faktörüdür. Bu sayılan hastalıklar, ülkemizde başta gelen ölüm nedenlerindendir. Bu hastalıklardan korunmak için yapılması gerekenler arasında sayılabilecek en önemli davranış değişikliklerinden biri de tuz alımının azaltılmasıdır.” diye konuştu.
SAĞLIKLI YAŞLANAN NESİLLER İÇİN TUZ AZALTILMALI
Prof. Dr. İlgi Şemin, yüksek tansiyon ve ona bağlı oluşabilecek hastalıklardan korunmak için yapılması gerekenleri şöyle sıraladı: “Yemekler, tuzsuz veya az tuzla yapılmalıdır. Tuz yerine baharatla tatlandırma tercih edilebilir. İçinde çok miktarda tuz içeren hazır, işlenmiş besinler, konserveler ve turşuların tüketimi sınırlandırılmalıdır. Masadan tuzluk kaldırılmalıdır. Satın alınan besinlerdeki tuz oranlarına dikkat edilmelidir. Yüksek tansiyon, orta yaşta başlayan bir sağlık problemidir. Tuzlu yeme alışkanlığının erken yaşlarda edinildiği unutulmamalı ve gençlerin doğru alışkanlıklar edinmesine özen gösterilmelidir. Böylece sağlıklı yaşlanan bir nesil gelişebilir.”