Sağlık Enstitüsü Derneği Başkanı Prof. Dr. Elif Dağlı, araştırmalara göre nargile kullanımının genç, eğitimli, sigara içen erkekler arasında yoğunlaştığını belirterek, nargilenin aynı zamanda tütünle ilk tanışma, sigaraya geçiş için ön basamak ve sigarayı bırakmayı zorlaştıran unsur olarak da görüldüğünü bildirdi.
Dağlı, yaptığı yazılı açıklamada, araştırmaların, günümüzde nargilenin dünyanın dört bir tarafında genç kafe kültürünün gözdesi haline geldiğine işaret ettiğini vurguladı.
Dağlı, aroma katkısıyla içimi yumuşatılan, tütün kokusu gizlenen nargilenin halk sağlığı zararlarına dikkati çeken derneğin, nargilenin üretim ve ticari sunumunun yeniden düzenlenmesini talep ettiğini aktardı.
Endüstriyel olarak üretilen aromalı nargile tütünü öncesinde, nargile içiminin ham tütünün ezilip, ıslatılması ve şekil verilmesiyle elde edilen, içimi oldukça sert ve acı olan bir malzemeyle gerçekleştirildiğini anlatan Dağlı, "Aroma katkısıyla içimin yumuşatılması ve tütün kokusunun baskılanmasının olanaklı hale gelmesiyle nargilelik tütünün bir endüstriyel ürün olarak üretilmesi ve pazarlanması da gündeme geldi" dedi.
Dağlı, Türkiye'de nargilelik tütün ürünü üretmek ve satmak için uygunluk belgesine sahip 6 firma olduğunu kaydederek, şöyle devam etti:
"2011 yılında firmaların ürettikleri 148 adet farklı nargilelik tütün ürününe piyasaya arz uygunluk belgesi verilmişken, günümüzde bu sayı 221'e çıkmış bulunuyor. Söz konusu 221 adet ürünün büyük çoğunluğu çeşitli aromalarla üretilmiş ürünler. Bu aromalar ürünü tanımlayan öge olarak açıkça ürün paketi üzerinde yazıyor. Türkiye'nin de taraf olduğu Tütün Kontrolü Çerçeve Sözleşmesi'nin 9'uncu maddesine göre, tarafların tütün ürünlerinin tadını iyileştiren girdilere yasaklama ve sınırlamalar getirmesi gerektiği halde, kamu idaresi piyasaya arz edilen nargile tütünü ürünlerinde 111 adet girdi kullanıldığını, bunların büyük çoğunluğunun işlevinin ürüne tat vermek olduğu beyan ediyor.
Ülkemizde, 4207 sayılı yasa gereği, ikram işletmeleri dahil tüm kapalı kamusal alanda tütün ürünlerinin tüketimi yasak olduğu halde, nargile kafelerde sözde bitkisel nargile bahanesiyle bu yasağın yüksek oranda delindiği biliniyor. Yasada 2013 yılında yapılan değişiklikle sözde bitkisel ürünlerin de tütün ürünü olarak kabul edilmesi ve yapılan düzenlemelerle, ticari nargile sunumunun belgeye tabi kılınmasıyla kapalı alan yasağına uyum artırılmaya çalışılsa da bu girişimler yetersiz kalıyor."
"Nargile sigaraya geçiş için ön basamak"
Nargile modasının geçmekte olan bir ürün olmadığını, geniş coğrafyalara, farklı nüfus gruplarına yaygınlaşmış olmasının epidemiyolojik anlamda bir salgına işaret ettiğini anlatan Dağlı, şu değerlendirmede bulundu:
"Nargilelik tütün ürünün hem üretiminin hem de ticari sunumunun, halk sağlığı ilkeleri doğrultusunda, yeniden ele alınması gerekiyor. Araştırmalar nargile kullanımının genç, eğitimli, sigara içen erkekler arasında yoğunlaştığını, tütünle ilk tanışma vesilesi olduğunu, sigaraya geçiş için bir ön basamak ve sigarayı bırakmayı zorlaştıran unsur olduğu gösteriyor.
Bu nedenle, bu ürünlerin açıkça gençleri hedefleyen şekilde üretimine ve gençlik kültürüne eklemlenerek tüketimin yaygınlaştırılmasına izin veremeyiz. Düzenlemelerin yaygın olarak ihlal edilmesine izin veremeyiz. İlk adım olarak, üretimde kullanılan aroma maddelerinin ciddi şekilde yasaklanmasını, belgelendirme kıstaslarının geliştirilerek doğru uygulanmasını, nargile kafelerin denetiminin öncelikli hale getirilmesini talep ediyoruz." (AA)