Türk Toraks Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Oğuz Kılınç, bu yıl 57 kişinin ölmesine neden olan domuz gribiyle ilgili, "Biz, bu sene sessiz olarak salgını yaşadığımızı düşünüyoruz" dedi.
Türk Toraks Derneğinin, Antalya'da bir otelde gerçekleştirilen 18. kongresinde yaptığı değerlendirmede Kılınç, 2009-2010 sezonunda H1N1 virüsünün yeni bir yapıya sahip olduğunu belirtti.
Kılınç, virüsün, bu yıl insanların bağışık olmadıkları yapısı nedeniyle hızla yayıldığını ifade etti.
Gribin, önceki yıllarda kasım-aralık aylarında daha çok görülürken, son dönemde ocak-şubat aylarında daha çok yaşanmaya başlandığını anlatan Kılınç, salgının gebeler, çocuklar, yaşlılar ve diyabetliler, KOAH gibi kronik hastalığa sahip olanlar ile kanser gibi bağışıklık sistemini baskılayan hastalıkları bulunan kişilerde daha ağır ve ölümcül seyrettiğini söyledi.
Domuz gribinin bu yıl, hastalığı olmayan 40-50 yaşlarındaki kişilerde de ağır geçtiğine ve yoğun bakıma yatıracak kadar ağır solunum yetmezliklerinin görüldüğüne işaret eden Kılınç, buna karşın "Biz, bu sene sessiz olarak salgını yaşadığımızı düşünüyoruz" diye konuştu.
Hava kirliği can alıyor
Türk Toraks Derneği Hava Kirliliği Görev Grubu Başkanı Prof. Dr. Haluk Çalışır, hava kirliliğinin neden olduğu sağlık sorunları nedeniyle dünyada her gün 20 bin kişinin öldüğünü bildirdi.
"Türkiye'de ise yılda 28 bin kişi hava kirliliği nedeniyle öldüğüne" dikkati çeken Çalışır, şunları kaydetti:
"Evlerde ısınma amacıyla kömür, odun, kuru bitki kökü ve dalları ve tezek yakılmasının neden olduğu ev içi hava kirliliğine bağlı olarak dünyada her yıl 4,3 milyon kişi ölmektedir.. Kadınlar ve çocuklar ev içi hava kirliliğinden daha çok etkilenmektedirler. Çocukların etkilenimi anne karnında başlamakta, bu durum akciğer gelişimini bozmakta, sık solunum yolu enfeksiyonlarına, astım ve alerjik hastalıklara ve hatta otizme yol açmaktadır. Kadınlarda ev içi hava kirliliği sigara kullanılmadığında bile kronik obstrüktif akciğer hastalığı, astım ve akciğer kanserine neden olmaktadır.
Türkiye'de evlerin yüzde 57'si soba ile ısınmaktadır. Elli ilde ise soba kullanım oranı yüzde 70'in üzerindedir. Dış ortam hava kirliliğinin en önemli göstergelerinden birisi partikül (PM) maddelerdir. Bu maddeler küçüldükçe akciğere daha çok ulaşmakta ve o oranda daha çok hastalığa yol açmaktadır. Akciğer kanseri, kronik bronşit, astım, çocuklarda akciğer fonksiyon geriliği, ani kalp krizlerine, kalp ritim bozukluklarına, inmelere yol açan bu küçük partiküllerin ölçümünün Türkiye’de de en kısa sürede yapılması sağlanmalıdır."
Göçmenlerde tüberküloz
İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zeki Kılıçarslan da yaklaşık olarak her yıl 9 milyon yeni tüberküloz vakası ortaya çıktığını ve her yıl yaklaşık çoğunluğu genç, bir milyon kişinin tüberküloz nedeniyle öldüğünü dile getirdi.
Gelişmiş ülkelerde tüberkülozun azaldığını ifade eden Kılıçarslan, "Türkiye'de tüberküloz sıklığı azalmaktadır. Dünya düzeyinde yılda ortalama yüz bin kişiden 120'si tüberküloza yakalanırken bu sayı ülkemizde 20'nin altına düşmüştür. Bu azalmaya rağmen tüberküloz ülkemiz için halen önemli bir sağlık sorunu olmaya devam ederken son yıllarda diğer ülkelerden göçmen girişinin artması ile yeni sorunlarla da karşılaşmaya başlamış durumdayız" değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'de 2005 yılında görülen tüberküloz vakalarının sadece yüzde 0,3'ünün yabancı ülke doğumlu olduğunu belirten Kılıçarslan, bu rakamın 2013 yılında yüzde 3.66'ya yükseldiğini ve Suriye'den gelen göçmenlerle birlikte sayının geçen yıl daha arttığının öngörüldüğünü ifade etti.
İstanbul'da tüberküloz olguları içinde yüzde 0,5 olan yabancı doğumlu hasta oranının 2014 yılı verilerine göre yüzde 8,7'ye yükseldiğine dikkati çeken Kılıçarslan, "Bu hastaların çoğu daha önce eski Sovyet cumhuriyetlerinden ve Afrika ülkelerinden gelirken son iki yıl içinde bu durum değişmiş ve Suriye göçmenleri birinci sırayı almıştır" diye konuştu.
Kılıçarslan, tüm göçmenlerin hiçbir belgesi olmasa da birinci basamak sağlık hizmetlerinden eşit olarak yararlanmaları, tüberküloz ve bulaşıcı diğer hastalıklar konusunda tüm hizmetlerin ücretsiz olması gerektiğini vurguladı.
Öte yandan, dernek üyeleri toplantı sonunda, Grenpeace üyeleri ile birlikte pankart açarak, "temiz bir çevre, temiz hava" talebinde bulundular.
Kongreye, göğüs hastalıkları, göğüs cerrahisi ve çocuk göğüs hastalıkları alanlarından yaklaşık bin 400 bilim insanı katıldı. Son gelişmelerin detaylı olarak ele alındığı 71 oturumda, yurt içi ve yurt dışından, alanında deneyimli 400 hekim konuşma yaptı. Kongrede, akciğer sağlığını tehdit eden KOAH, astım, akciğer kanseri gibi hastalıklar, hava kirliliği, solunum yolu hastalıklarına yol açan kömür, tezek kullanımının sakıncaları, termik santraller gibi konular ele alındı, güncel sağlık politikaları tartışıldı ve 850'yi aşkın bildiri sunuldu.
AA