Çocuk Vakfı hazırladığı raporda ''Son zamanlarda ülkemizde yaşanan darbe ve terör olaylarından çocukların ruh sağlığı etkilendi'' diye yazdı.
Çocuk Vakfı, 15 Temmuz’da yaşanan darbe girişiminin şiddet görüntülerinden çocukların korunması amacıyla uzmanların görüşüne başvurdu ve bir rapor hazırladı. Aile, toplum, medya ve kamu kuruluşlarına yönelik uzman görüşlerinin yer aldığı raporda, “Televizyonda şiddet ve terör sahnelerinin sergilendiği şu günlerde, ailelerin çocuklarını medya ortamında korumaları büyük önem taşıyor. Başta uyku düzenleri bozulabilir. Travma sonrası stres bozukluğuna bağlı olarak çocuk, zihnindeki örseleyici olayları sık sık düşlerinde ve oyunlarında tekrarlayarak o olaylara karşı bir duyarsızlaştırma, böylece zorlanma ile başetme gücü geliştirebilir. Bu nedenle bugünlerde ailelerin çocuklarını prime-time haber programlarından korumaları, onları olabildiğince başka faaliyetlere yönlendirmeleri, zorunlu durumlarda sınırlı açıklayıcı bilgilerle rahatlamalarını sağlamaları önemlidir” denildi.
Yetişkinler öfke kontrolü yapamıyor
15 Temmuz’da halkın iradesi, bir grup çete tarafından gasp edilmek istendiğini söyleyen Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Kemal Sayar, “O günden bu yana bu travmadan iyileşmeye çalışıyoruz, ancak ortaya çıkan ayrıntılar darbeci çetenin sınır tanımaz vahşet ve acımasızlığını daha da görünür kılıyor. Televizyondan veya internet ortamından vahşet görüntülerini izledikçe içimiz öfkeyle doluyor, yetişkinler olarak bile bununla baş etmekte zorlanıyoruz.” dedi.
Çocuklar hep ümitvar olmalı
Çocuklarımızın bu kötülüğü anlamalarının ve iç dünyalarında bir yere oturtmalarının çok daha zor olduğunu ifade eden Sayar, “Kendisini korumakla görevli bir askerin nasıl olup da kendi halkının üzerine ölüm yağdırdığını bir çocuk kavrayamaz. Güven duygumuzu aşındıran bu elim olay bizim iç dünyalarımızı meşgul ediyor, ama çocuklarımızı korumamız gerek. Ülkemizin şer güçler tarafından artık geri dönülemeyecek bir biçimde hırpalandığı fikri bir çaresizlik ve umutsuzluk düşüncesine geçit verebilir. Çocuklarımızı herşeyin kontrol altında olduğu, gelecek günlerin bize güzel şeyler getireceği yolunda umutlandırmayı başarmalıyız. Onları soruşturma haberleriyle ve darbe ayrıntılarıyla yalnız bırakmamalı, yaşlarına uygun programlar seyretmelerini sağlamalıyız” şeklinde konuştu.
Kaygı bozukluğu yaşarlar
Kırıkkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Sosyal Pediatri Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Selda Fatma Bülbül ise, terör eylemlerini medya üzerinden uzun süre takip eden çocuklar daha fazla kaygı bozukluğu yaşamaktadır. Bu çocuklarda; uyku sorunları, kâbuslar ya da depresyon görülebilmektedir. Özellikle okul çağı çocuklarında terör saldırılarından sonra gelişen travma sonrası stres bozukluğunun başlıca sebebi bu olumsuz haberlere ‘aşırı maruziyet’ olarak gösterilmektedir.” dedi. Bu dönemde ailelerin iletişimi daha da güçlendirmesi gerektiğine vurgu yapan Bülbül, “Aile üyeleri birbirine özen göstermeli ve barışçıl bir dil kullanmalı. Anne-babalar çocukların olaylarla ilgili duygu ve düşüncelerini anlamaya çalışmalı. Çocuk korkuyorsa, çocuğun korkusunu dikkate alarak normalden daha fazla ilgi göstermeli” ifadelerini kullandı.
NAGİHAN UÇAR / İSTANBUL