Türkiye'de yaşayan 6 milyon 495 bin yaşlının sadece 23 bin 132'si huzur evlerinde kalıyor.
Türkiye'de her bin yaşlıdan 4'ü huzur evlerinde kalırken, huzur evlerinin doluluk oranı yüzde 80'i aştı.
TÜİK'in "İstatistiklerle Yaşlılar, 2015" verilerinden derlenen bilgilere göre, Türkiye'de yaşlı nüfus (65 yaş ve yukarı) 2015 yılında 6 milyon 495 bin 239 oldu. 2014 yılında toplam nüfusun yüzde 8'ini oluşturan yaşlı nüfus oranı, 2015'te yüzde 8,2'ye çıktı.
Dünya nüfusunun ise yüzde 8,5'ini yaşlı nüfus oluşturdu. Yaşlı nüfusun en fazla olduğu ülke yüzde 30,4 ile Monako olurken, Türkiye 167 ülke içinde 66. sırada yer aldı.
Her bin yaşlıdan 4'ü huzurevinde yaşıyor
Türkiye'de faal 350 huzurevi bulunuyor; bunlardan 131'i Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına, 163'ü özel işletmelere, 28'i dernek ve vakıflara, 21'i belediyelere, 5'i azınlıklara ve 2'si diğer bakanlıklara ait.
Huzur evlerinden 23 bin 132 yaşlı faydalanırken, bunların 12 bin 202'si Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına bağlı huzur evlerinde kalıyor. 2014 yılına göre yüzde 9 artan huzur evlerinde kalan yaşlı sayısı, toplam yaşlı nüfusun yaklaşık binde 4'ünü oluşturuyor.
Onlara sakın 'öf' bile deme!
Bediüzzaman, Risale-i Nur'da anne ve baba hakkı üzerinde büyük bir hassasiyetle duruyor.
''Anne ve babadan biri veya her ikisi senin yanında ihtiyarlık çağına erişecek olursa, onlara sakın “öf” bile deme'' ifadeleriyle başlayan ayet-i kerimesinin enfes bir tefsirinin yapıldığı müstakil bir risale telif eder.
Üstad Hazretleri; 'Hattâ nefis ve şeytanım dahi buna karşı teslim olmuşlar. Nefsimin inadını kıran ve şeytanımı susturan bir hakikat, sana kanaat vermeli.' şeklindeki insanın kalp ve ruhuna hitap eden ifadeleriyle, anne ve babaya hürmetin önem derecesini vurgular ve onların ne kadar mübarek bir bereket vesilesi olduğunu harika bir tarzda beyan eder.
İşte, her insanın kalbini tiretecek, ebeveynine karşı şefkatle bakmasnı sağlayacak ve kalplerini kırdıysa özür dilemesine vesile olacak mühim hakikatleri ihtiva eden 21. Mektup:
* Her türlü kusur ve noksandan uzak olan Allah’ın adıyla.
* Hiçbir şey yoktur ki Onu övüp Onu tesbih etmesin. (İsra Suresi: 44.)
* Rahman ve Rahîm olan Allah’ın adıyla. • Anne ve babadan biri veya her ikisi senin yanında ihtiyarlık çağına erişecek olursa, onlara sakın “öf” bile deme, onları azarlama, onlara güzel söz söyle. • Onlara merhamet ve tevazu kanadını ger ve de ki: “Ey Rabbim, nasıl onlar beni küçükken besleyip büyüttülerse, Sen de onlara öylece merhamet buyur.” • Sizin içinizde olanı Rabbiniz hakkıyla bilir. Eğer siz salih kimseler olursanız, muhakkak ki O kendisine yönelenler için çok bağışlayıcıdır. (İsra Suresi: 23-25.)
EY HANESİNDE ihtiyar bir valide veya pederi veya akrabasından veya iman kardeşlerinden bir amel-mande veya âciz, alîl bir şahıs bulunan gafil! Şu âyet-i kerimeye dikkat et, bak: Nasıl ki bir âyette, beş tabaka ayrı ayrı surette ihtiyar valideyne şefkati celb ediyor!
Konuyla ilgili yazının tamamını okumak için tıklayınz:
http://www.yeniasya.com.tr/gundem/onlara-sakin-of-bile-deme_342306
AA