Yurt Haber |
Yolsuzluk iddiaları ve fiyat, bağışları azalttı |
Geçen yıl kurban bağışı kesim ihalelerinde yaşanan yolsuzluk iddialarına bu yıl yükselen et fiyatları da eklenince, vekâleten kurban kestirenlerin ve bağış yapanların sayısında büyük düşüş oldu. Sayı, geçen yıl 374 bin 12 iken, bu yıl 221 bin 157’de kaldı. YOLSUZLUK VE FİYAT ARTIŞI, BAĞIŞLARI AZALTTI GEÇEN yıl kurban bağışı kesim ihalelerinde yaşanan yolsuzluk iddialarına bu yıl yükselen et fiyatları da eklenince, vekâleten kurban kestirenlerin ve bağış yapanların sayısında büyük düşüş oldu. Türkiye’nin önde gelen vakıf ve derneklerinin vekaleten kestirdiği ve bağış aldığı kurban sayısı geçen yıl 374 bin 12 iken, bu yıl sayı 221 bin 157’de kaldı. Çeşitli vakıf ve derneklerden alınan bilgiye göre, son yıllarda giderek yaygınlaşan vekâleten kurban kesimine vatandaşlar bu yıl beklenen ilgiyi göstermedi. Kurban Bayramı’nda yardım derneklerine vekâlet verilerek kesilen kurbanlıkların fiyatları da geçen yıla göre büyük oranda arttı. Geçen yıl vakıf ve dernekler aracılığıyla 250-290 lira arasında olan vekâleten kurban kesimi, bu yıl 300-500 lira aralığına yükseldi. Vatandaşlar, bu yıl Türk Kızılayı ve Diyanet Vakfına 410, Türk Hava Kurumuna 420, Mehmetçik Vakfına 400, İnsanî Yardım Vakfına (İHH) 300, Deniz Feneri Derneğine 380, Cansuyu Derneğine 450, Türkiye Gaziler Vakfına 500 lira bağışta bulunarak ihtiyaç sahiplerine kurban eti ulaştırdı. Geçen yıl kurban bağışı kesim ihalelerinde yolsuzluk yapıldığı iddiasıyla haklarında dava açılan Türk Hava Kurumu, Deniz Feneri ve Mehmetçik Vakfının bu yıl vekâleten kestiği ve bağış aldığı kurban sayısında geçen yıla göre büyük oranda düşüş yaşandı. Geçen yıl 168 bin 897 adet vekâleten kurban kesimi ve bağışı alan Mehmetçik Vakfı, bu yıl 61 bin 559 adet kurban bağışı ve kesimi gerçekleştirdi. Deniz Feneri Derneği’nin 15 bin olan geçen yıl ki vekâleten kestiği kurban sayısı ise bu yıl 6 bin 386’ya düştü. Türk Hava Kurumu da geçen yıl 3 bin 800 kurban bağışı alırken, bu yıl 2 bin 814’te kaldı. Geçen yıl 52 bin kurban bağışı alan ancak kurban kesim ihalelerinde yolsuzluk iddiaları olan LÖSEV ise bu yıl vekâleten kurban kesimi yapmadı.
KIZILAY’A BAĞIŞLAR ARTTI
6 yıldır vekâletle kurban kesimi yapan Türk Kızılay’ına ise bağışlar arttı. Geçen yıl 40 bin kurban bağışı alan Kızılay, bu yıl 50 bin bağış topladı. En çok kurban bağışı toplayanlar arasında bulunan Türkiye Diyanet Vakfı da vekâleten kurban kesimi sayısını geçen yıla göre arttırdı. Vakıf, geçen yıl 41 bin olan kurban bağışı sayısını bu yıl 45 bin 611’e yükseltti. Adı, İsrail’in Mavi Marmara gemisine düzenlediği operasyonla öne çıkan İnsanî Yardım Vakfı da aldığı kurban bağışı sayısını arttıran kuruluşlar arasında yer aldı. Söz konusu vakıf aldığı kurban bağışı sayısını 33 binden bu yıl 35 bin 200’e çıkardı. Cansuyu Yardımlaşma ve Dayanışma Derneğinin geçen yıl 20 bin 238 olan aldığı kurban bağışı sayısı, bu yıl 19 bin 433 olarak gerçekleşti. Türkiye Gaziler Vakfı ise 77 olan kurban bağışı sayısını bu yıl 154’e yükseltti.
BAĞIŞLARIN BÜYÜK BÖLÜMÜ YURT DIŞINA YAPILDI
Bu arada fiyatları yurt içine göre daha uygun olması dolayısıyla (200-220 lira) vatandaşların bir çoğu, yurt dışında vekâletle kurban kestirmeyi tercih etti. Dernek ve vakıflar her yıl olduğu gibi bu yıl da yurt içinin yanı sıra başta Afrika ülkeleri olmak üzere, Uzakdoğu, Ortadoğu, Balkanlar ve Kafkaslar’da çok sayıda yoksul insana kurban eti ulaştırdı. Cansuyu Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği, bu yıl bağış aldığı 19 bin 433 kurbanın 19 bin 307 adedini yurt dışındaki 400 bin yoksula dağıttı. Kesilen kurbanların 13 bin 454’ü Pakistan, 1204’ü Çeçenistan, 3 bin 440’ı Afrika ülkeleri, 583’ü Asya ülkeleri, 204’ü Gazze, 415’i Ortadoğu ülkeleri, 7’si Balkanlar’da, 126’sı Türkiye’deki ihtiyaç sahiplerine verildi. Deniz Feneri Derneği de aldığı 6 bin 386 kurban bağışının 5 bin 249’unu yurt dışındaki fakirlere ulaştırdı. Dernek, Pakistan’da 2 bin 44, Nijer’de 1511, Sudan’da 910, Bangladeş’te 756, Filistin’de 28, Türkiye’de 1137 kurban eti dağıtımı gerçekleştirdi. Türk Kızılay’ı da bu yıl kestiği 50 bin kurban hissesinin yarısını Pakistan’a ulaştıracak.
KURULUŞLAR ŞEFFAF OLMALI
Konuyu değerlendiren Türk Kızılayı Genel Başkanı Tekin Küçükali, Bağış yapan ve vekâleten kurban kestirenlerin sayısının geçen yıla göre yaklaşık 153 bin kişi düşmesinin önemli olduğunu, bu konunun üzerinde durulması gerektiğini söyledi. Bu düşüşü, geçen yıl kurban bağışı kesim ihalelerinde yaşanan yolsuzluk iddialarına ve fiyat artışına bağladığını anlatan Küçükali, ‘’Her bir kurbandan 10 haneye et gittiğini düşünürseniz, geçen yıla göre yaklaşık 1,5 milyon insana et gitmemiş demektir. Bu çok kötü bir şey’’ dedi. Suistimalleri önlemek amacıyla alınması gereken tedbirlere ilişkin soruyu, “Yardım kuruluşlarının etleri konserve yapması, her bir kurbanı nerede kestiğini ve kime ne kadar et dağıttığını açıklaması gerekiyor” şeklinde cevapladı. |
24.11.2010 |
Büyükşehirlerin trafiği psikolojiyi bozuyor |
İSTANBUL ve Ankara gibi büyük metropollerde gerek toplu taşıma araçlarını kullanan, gerekse de kendi özel araçlarını kullanan insanların ve bu araçlarda seyahat eden yolcuların çeşitli psikolojik bozukluklara yakalanabileceği bildirildi. Psikoloji Danışmanı Selçuk Arıcı, Trafik Dergisinin son sayısında “Trafiğin İnsan Psikolojisi Üzerine Etkileri” konusunu ele aldı. Özellikle İstanbul ve Ankara gibi büyük metropollerde gerek toplu taşıma araçlarını kullanan gerekse de kendi özel araçlarını kullanan insanların araçlarında geçirdikleri sürelerin hiç de yabana atılır süreler olmadığını dile getiren Arıcı, İstanbul’da trafikte geçirilen sürelerin günlük 2 ila 5 saati bulduğunu kaydetti. Dolayısıyla bu kadar süre hareket halindeki bir araçta yolun bitmesini beklemenin gerek araç sürücüleri için gerekse de bu araçlarda seyahat eden yolcuların çeşitli stres bozukluklarına yakalanmalarına sebep olabileceğine dikkat çeken Arıcı, “Araç sürücüleri için bu etkileri düşündüğümüzde özellikle uzun süreli trafikte kalan araç sürücülerinin daha sabırsız, daha tahammülsüz, daha az anlayışlı, çabuk sinirlenen, aniden öfke patlaması gösterebilecek bir yapı geliştirdiklerini söyleyebiliriz. Özellikle mesleği toplu taşıma araçlarını kullanmak olan kişiler bu durumu her gün yaşadıkları için stres bozukluğu, depresyon vb. birçok rahatsızlığa daha kolay yakalanmaktadırlar.” Arıcı, bu kişilere çalıştıkları kurumlar tarafından çeşitli rehabilitasyon teknikleri uygulanması gerektiğini belirterek, “Bununla birlikte öfke kontrolü, stresle baş etme teknikleri gibi konularda periyodik olarak eğitimler verilmelidir” dedi. Mesleği şoförlük olmayan sürücülerin ise araçlarını daha hızlı kullanma, trafik kurallarını ihlâl ederek de olsa diğer sürücüleri çabucak geçerek ulaşmak istedikleri noktalara çabuk ulaşma eğiliminde olduklarını anlatan Arıcı, bunun önlenmesi için elektronik denetim ve fahrî trafik polisliği gibi denetimlerin arttırılması gerektiğini belirtti. |
24.11.2010 |
Kamyon kasasındaki tankerde kaçak mazot |
Kırıkkale’de jandarmanın yaptığı operasyonda kamyon kasasına özel yapılmış bir tankerde 20 bin litre kaçak mazot ele geçirildi. Bir ihbarı değerlendiren jandarma timleri, Kırıkkale’den Ankara’ya gitmekten olan R. Ö’nün kullandığı 71 EF 474 plâkalı kamyonu Irmak beldesinde durdurdu. Kamyonda yapılan aramada kamyon kasasına özel yapılmış ve üzeri çadırla kapanmış tankı tesbit etti. Açılan tanktan 20 bin litre kaçak mazot çıktı. Gözaltına alınan R. Ö’nün sorgusu sürerken, mazot ise, İl Özel İdare Müdürlüğü’ne teslim edildi. |
24.11.2010 |
“Vatandaş imzasının değerini bilmiyor” |
HUKUKİ konularda bilgi sahibi olmayan kişilerin imzanın nasıl, ne zaman ve ne şekilde kullanılacağı hakkında yeterli bilgiye sahip olmadığı belirtildi. Bu yüzden vatandaşların imzasının değerini bilmediğine dikkat çeken güvenlik görevlileri, bunun sonucunda bilinçsizce imzalanan belgeler yüzünden telâfisi imkânsız mağduriyetlerin yaşandığı uyarısında bulundu. Emniyet Genel Müdürlüğü, resmi internet sitesinden yaptığı açıklamada vatandaşların imza atarken dikkat edeceği hususları kamuoyuyla paylaştı. Bursa Barosu avukatlarından Avukat Ahmet Köse de kişinin maddî değeri en yüksek varlığının imzası olduğunun farkına varması gerektiğini kaydetti. Köse, “Maddî durumunuz ne olursa olsun en değerli varlığınız imzanızdır. İmzanız ile telâffuz dahi edilemeyecek miktarlarda borç altına girebilir, tüm malvarlığınızı birine bağışlayabilir, pek çok suçu farkında olmadan işleyebilir ve daha pek çok hukukî işlemi yapabilirsiniz. Bu nedenle imzanızı her şeyden iyi korumanız ve çok dikkatli ve bilinçli kullanmanız en önemli hukuki güvencenizdir” diye konuştu. Avukat Köse, öncelikle kişinin imzasının kolay taklit edilemeyecek olması gerektiğini belirterek, paraf, basit işaretler, karalamalar, kısa imzalar kullanmaktan kaçınılmasını tavsiye etti. İmza atılan her belgenin hayatî derecede önemli olduğunu anlatan Avukat Köse, bir belgeyi konusu ne olursa olsun okumadan imzalamanın yapılabilecek en büyük hukuki hata olduğunu dile getirdi. |
24.11.2010 |
20 yıldır eski kitap ve plak topladı |
ORDU’DA 20 yıldır topladığı 100 binin üzerinde eski kitap, 10 binin üzerinde plağı satışa sunan sahaf Yaşar Hız, Türkiye’nin her yerinden meraklıların kendisine ulaştığını söyledi. Düz Mahalle’de ki kitap dükkânı ile dikkat çeken 35 yaşındaki Hız, 15 yaşından beri kitap biriktirdiğini, bunun yanında ulaştığı eski kitapları ve plakları arşivine eklediğini anlattı. Arşivindeki eserlerin sayısı artınca bir kitap evi açmaya ve bunları satışa sunmaya karar verdiğini söyleyen Hız, gelen okuyucuların 150 metrekarelik kitap dükkânında hem kahvesini içebildiğini, hem kitap okuyabildiğini hem de saatlerce vakit ayırarak kitapları ve plakları inceleyebildiğini kaydetti. Yeni çıkan kitapların da ikinci ellerine kitap evinde yer verdiğini, kitaplığında bir çok kütüphanede bulunmayan kitap ve diğer eserlerin yer aldığını belirten Hız, şunları söyledi: ‘’Kitap ve plaklar benim için bir tutku. Önce evden atılmak istenen kitapları çatı katında biriktirerek bu işe başladım. Zaman içinde bunu geliştirdim. 20 yıldır eski kitapları ve plakları topluyorum. Kitaplığımda 100 binin üzerinde eski kitap ve 10 binin üzerinde plak var. Karadeniz’in çeşitli illerinden olmak üzere Türkiye’nin her yerinden kitap meraklıları geliyor. Gelen kişiler ise saatlerce burada vakit geçirerek merakını gideriyor. Bu tür bir hizmeti sunduğum için mutluyum.” |
24.11.2010 |
Kampanya ile 12 bin kişi okur yazar oldu |
ANA-KIZ Okuldayız Projesi kapsamında Adana’da 12 bin kişiye okuma yazma öğretildi. Okuma yazma bilmeyen 170 bin kişinin bulunduğu Adana bu konuda yüzde 0.60 ile Türkiye genelinde 74. sırada yer alıyor. Okuma yazma bilmeyenlerin büyük bir kısmını Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinden göç eden ailelerdeki kadınlar oluştururken yaklaşık 100 bini Seyhan ve Yüreğir ilçelerinin varoşlarında yaşıyor. Adana Millî Eğitim Müdürü Abdulgafur Büyükfırat, bu kişileri okur yazar hale getirmek için ellerinden geleni yaptıkları söyledi. 2008 yılında başlatılan ana-kız okuldayız kampanyasının başarılı bir şekilde gittiğini aktaran Büyükfırat, şu ana kadar 12 bin kişiye okuma yazma öğrettiklerini söyledi. 19 halk eğitim merkezinde yürütülen projeyle bir çok kadının eğitime alındığını ifade eden Büyükfırat, “Hâlâ ilimizde 170 bin okuma yazma bilmeyen insanımız bulunmaktadır” dedi. Büyükfırat, hedeflerinin okuma yazma bilmeyen bütün vatandaşlara okuma yazmayı öğretmek olduğunu dile getirdi. |
24.11.2010 |
En temiz tuvalete 5 bin dolar ödül |
ANTALYA’DAN, kültür turlarına çıkan turistlerin en büyük şikâyetinin, güzergâhtaki mola yerlerindeki tuvaletlerin pisliğinden şikâyet etmeleri üzerine, bir turizm şirketi 5 bin dolar ödüllü ‘’En temiz tuvalet’’ yarışması düzenledi. Orta yaş üstü Avrupalı turistler için kültür ağırlıklı turlar düzenleyen ITM Travel, turistlerin bakımsız tuvaletlerden şikâyetlerini dikkate alarak, restaurantlar, ören yerleri ve mola yerlerini kapsayan ‘’En temiz tuvalet’’ yarışması düzenledi. Şirket, gelecek yılın Nisan ayına kadar olan dönemi kapsayacak yarışmayla, Kapadokya, Ege, Likya turları güzergâhındaki tuvaletler arasında en temiz olanını ödüllendirecek. ITM Travel sahibi Can Öğütçü, turistlerin büyük önem verdiği tuvalet temizliğini teşvik etmek amacıyla böyle bir yarışma düzenlediklerini belirterek, önemsiz bir konu gibi algılanılan tuvaletlerin, ülke imajı üzerinde çok büyük etki yaptığının farkına varılması gerektiğini vurguladı. |
24.11.2010 |