Güncel |
Başsavcıdan aynı nakarat |
Üniversitelerde başörtüsü yasağının kaldırılması konusunda siyasi partî temsilcilerinin açıklamaları sürer ve YÖK serbesti yönünde kararlar alırken, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı bir açıklama yaptı. Açıklamada, “yargı kararlarına rağmen başörtüsünün kamusal alanlarda serbest olamayacağı” görüşü tekrarlandı. Başörtülü eğitim görmenin anayasanın laiklik ve eşitlik ilkesine aykırı olduğu iddia edilen açıklamada, siyasî partilere “Sorumluluğuna katlanırsınız” imasında bulunuldu. Yargıtay Başsavcılığı’ndan aynı nakarat Başörtüsü sorununun çözüm sürecine girdiği günlerde Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, yine konuya ilişkin tartışılacak açıklama yaptı. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından yapılan açıklamada, son günlerde görsel ve yazılı yayın organlarında kamu kuruluşlarından sayılan yükseköğretim kurumlarında öğrencilerin dinsel inançları sebebiyle başörtüsü takmak suretiyle öğrenim görmelerinin sağlanması için Anayasa veya yasa değişikliği yapılması gerektiği, bu amaçla kıyafet serbestisi tanınmamasının eğitim ve öğretim özgürlüğüne ve eşitlik ilkesine aykırı olduğu yönünde yer alan haber, yorum ve siyasi kişilerin beyanları ile ilgili olarak bazı hususların açıklanmasında yarar görüldüğü ifade edildi. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının siyasî partilerin eylemlerini, devletin bağımsızlığına, ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğüne, millet egemenliğine, demokratik ve laik Cumhuriyet ilkelerine, insan haklarına, eşitlik ve hukuk devleti ilkelerine aykırı olup olmadığı yönünden soruşturmakla görevli ve yetkili olduğuna işaret edilen açıklamada, şu iddialarda bulunuldu: ‘’Anayasanın 2. maddesine göre, Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devletidir. Kuvvetler ayrılığı, hukukun üstünlüğü ve yargının bağımsızlığı, hukuk devletinin temel ilkelerindendir. Anayasanın 11. maddesinde Anayasa hükümlerinin, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kuralları olarak tanımlanması ve yasaların Anayasaya aykırı olamayacağının vurgulanması, 153. maddesinin son fıkrasında Anayasa Mahkemesinin kararlarının yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlayacağının öngörülmesi, 138. maddesinin son fıkrasında ise yasama ve yürütme organları ile idarenin, mahkeme kararlarına uymak zorunda olduğunun, bu organlar ile idarenin, mahkeme kararlarını değiştiremeyeceğinin ve bunların yerine getirilmesini geciktiremeyeceğinin açıkça hükme bağlanması hukuk devleti ilkesinin gereği ve sonucudur. Dinsel inanç veya dinsel kurallarla doğrudan ilişki ve bağlantı kurularak yapılan düzenlemeler, hem devrim yasalarını, hem de laiklik ilkesini ilgilendirir. Yükseköğretim kurumlarındaki öğrencilerin giyimlerini düzenlerken türban kullanımına dinsel inanç nedeniyle geçerlilik tanımak, kamu hukuku alanındaki bir düzenlemeyi dinsel esaslara dayandırma suretiyle laiklik ilkesine aykırılık oluşturur.’’ |
21.10.2010 |