Güncel |
Van’da Bediüzzaman rüzgârı esti |
Bediüzzaman Tanıtım ve Hizmet Tırı’nın bu seferki durağı Bediüzzaman’ın hayatında çok önemli bir yeri olan Van idi. Van’a giderken hepimizin içinde burada büyük bir sevgi ve ilgi göreceğimize dair hisler mevcuttu, lâkin Van’daki programımıza gösterilen ilgiyi görünce beklentilerimizi ne kadar düşük tuttuğumuzu anlamış olduk. Zira Van programına o kadar çok ilgi oldu ki, aynı programı gün boyunca defalarca tekrar etmek durumunda kaldık. Böylece Bediüzzaman Tanıtım ve Hizmet Tırı programlarında zirveye Van’da ulaştık diyebiliriz. Aslında Van’a daha gelirken zirvelerde olacağımız aşikârdı. Zira Bediüzzaman Tanıtım ve Hizmet Tırı şimdiye kadarki en yüksek noktasına tırmandı. Ağrı ve Van arasındaki Tendürek Geçidi’nden Van’a doğru gelen Bediüzzaman Hizmet Tırı tam 2644 metre yüksekliğe çıkmış oldu. Bir fırtına gibi dağlardan ovaya doğru inen Bediüzzaman Tanıtım ve Hizmet Tırı’nın Van iline vardıktan bir gün sonra, yani Cuma günü düzenleyeceği program için merkezdeki Hz. Ömer Camii yanında bulunan Beşyol Meydanı’na yanaşacağı sırada müthiş bir fırtına başladı. Adeta dağların zirvesinden gelen Bediüzzaman Tanıtım ve Hizmet Tırı, Van’da bir “Bediüzzaman Fırtınasına” yol açtı. Tır yanaşana kadar devam eden bu hal daha sonra birdenbire kesildi ve güneş açtı. Cuma namazından önce Van’daki mekânına konaklayan tırımız hemen halkın ilgisini çekmeye başladı. Hz. Ömer Camii’nin gölgesinde duran tırımızı, Cuma namazına gelen binlerce kişi ziyaret etti. Van’ın en büyük camilerinden Hz. Ömer Camii bu büyüklüğüne rağmen Cuma namazı sırasında caminin avlusu da hemen yanındaki Dabbağoğlu Parkı da cemaat tarafından hıncahınç dolduruluyor. Kılınan Cuma namazının ardından binlerce kişinin camiden çıkmasıyla birlikte tanıtım programımız başladı. Programın açılış konuşmasını Bediüzzaman Tanıtım ve Hizmet Tırı’nın Koordinatörü Şener Boztaş yaptı. Boztaş bütün Vanlılara programa katıldıkları için teşekkür etti. Bediüzzaman Van ile doğrudan ilgilidir Daha sonra sözü devralan Yeni Asya Gazetesi Van Temsilcisi İsmet Oflaz, Vanlıları selâmlayarak başladığı konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bediüzzaman gibi bir zatın eserlerini ilân etme şerefini bugün Van’da yaşıyoruz. Vanlı hemşehrilerim bundan ne kadar iftihar etseniz azdır. Öyle bir zat ki, her yüz yılda bir geleceği müjdelenmiş müceddidlerin sonuncusudur. Bediüzzaman, Bitlis Hizan’da dünyaya gelmiş, 12 yaşında Doğubeyazıt’a gitmiş. Ahmedi Hani Hazretleri ile görüşmüş, bu civardaki medreselerde tahsil görmüştür. Onun tahsili çok uzun sürmemiştir. Onun ilmi medreseden ileri gelmiyor. Onun ilmi doğrudan doğruya Kur’ân’dan ileri gelmektedir. Bediüzzaman Van ile doğrudan ilgilidir. Van Kalesi’nde Horhor Medresesini açmış, burada talebelerine hem ilim vermiş hem de askerî talim yaptırmış ve Birinci Cihan Harbi’nde Ruslara karşı cihad etmiştir. Bu cihadı neticesinde esir düşmüş ve 2 sene esaretinden sonra, önce Ankara’ya gelmiş sonra da yine Van’ımızda bulunan Erek Dağı’ndaki mağaraya çekilmiştir. 1925 yılında Barla’ya sürgün edilmiş ve böylece Barla’da bir güneş doğmuştur. Bu güneş öyle bir Nur saçıyordu ki, bugün bütün cihanı kaplamıştır. Bediüzzaman Kürtçe, Türkçe ve Arapça eğitim yapacak bir üniversite hayali kurmuştu. Bu üniversitenin temellerini de Van Gölü kıyısında atmıştı. Ama şartlar elvermedi ya da yaptırmadılar... Şimdi görüyoruz ki, dünyada 50 dile çevrilmiş eserleri ile bütün dünyada binlerce medresede fikirleri okunuyor. Adeta bu medreseler birer üniversiteye dönmüş ve Risâle-i Nur ders kitapları olmuş ve bu üniversitenin rektörü de Bediüzzaman Said Nursî’dir... O her insan için bir reçete yazmıştır. Gençler, Hanımlar, İhtiyarlar, Hastalar... Her insan için bir reçete mevcut eserlerinde. Bediüzzaman Kur’ân-ı Kerim’in mânâsını harf harf anlayıp bizlere anlatarak bu reçeteleri çıkarmıştır. Herşeyi ispat ederek ve delil göstererek, akılları ikna etmek yoluyla ortaya koymuştur. O hem Kur’ân-ı Kerim’i okumamızı hem de kitab-ı kebir-i kâinat olarak adlandırdığı bütün kâinatı okuyup anlamamızı bize öğütlemektedir. Böylece her bir ağacı, her bir hayvanı, her bir bitkiyi ve en nihayetinde her bir insanı bir âyet gibi ortaya koyarak, inkârcılık cereyanının kökünü kurutmuştur. Bediüzzaman “Ben imanın cereyanındayım” demiştir. Bu cemiyetin selâmeti için dünyasını da ahiretini de feda etmiştir. “Cemiyetin selâmeti için bir Said değil, bin Said feda olsun” demiştir. İşte böyle bir zatın eserlerini incelemek, okumak, anlamak boyunumuzun borcudur.”
Risâle-i Nurlar’ı almak için yarıştılar İsmet Oflaz’ın bu konuşması sık sık kuvvetli alkışlarla bölündü. Bu konuşmanın ardından “Işık Doğudan Yükselir” adlı belgeselin gösterimi yapıldı. Van’da ilk defa olarak belgesel gösterimi bir defa değil, tekrar tekrar yapıldı. Zira bazen bastıran yağmurun da etkisiyle, Bediüzzaman Tanıtım ve Hizmet Tırı’nın önüne kalabalıklar toplanıyor, dağılıyor ve sonra başka kalabalıklar yeniden toplanıyordu. Akşam saatlerine kadar bu hal böylece devam etti. Her defasında farklı kalabalıklar toplanınca programın tekrar edilmesi talepleri geliyordu. Tır ekibimiz elinden geldiğince bu taleplere cevap verdi. Yoğun talep sadece tır programına olmadı. Aynı zamanda dağıtılan broşür, kitap ve gazeteler de büyük bir ilgiyle kapışıldı. Rutin olarak her programda dağıtılan kitap, broşür, poster, kaset ve gazete haricinde Van İl Temsilciliği’nin de katkısıyla 1000’e yakın Risâle-i Nur Külliyatı’ndan eserler ücretsiz olarak Vanlılara dağıtıldı. Risâle-i Nur eserlerinin bu şekilde doğrudan dağıtılması Vanlılar arasında sevinç ve ilgiyle karşılandı. Zaman zaman tırın önünde izdihama yol açtı ve insanlar Risâle-i Nurları almak için birbirleriyle yarıştılar. Ayrıca Van İl Temsilciliği tarafından kurulan Yeni Asya Neşriyat standı da yoğun ilgiden nasibini aldı. Akşam saatlerine kadar Işık Doğudan Yükselir adlı gösterim zaman zaman tekrarlanırken, akşam karanlığı çökerken yapılan son gösterimin ardından tırımız güvenli bir yerde konaklamak üzere istirahat mahalline çekildi. Bu sırada da mevcut olan kalabalıklar adeta tırımızı meydandan hiç kaldırmasak geç saatlere kadar programın tekrarını arzu edecekti.
UMUT YAVUZ / [email protected] VAN |
03.10.2010 |