Lahika |
Hadis-i Şerif Meâli
Gerçek mü'min, insanlara dil uzatan, lânet eden, kötü davranışlarda bulunan ve hayâsızca konuşan kişi asla değildir.
Câmiü's-Sağîr, No: 3304 |
03.10.2010 |
Propaganda-i siyâset, yalana fazla revaç verdi Git gide ve gele gele sıdk ve kizb ortasındaki mesafe azala azala, omuz omuza geldi; bir dükkânda ikisi beraber satılmaya başladığı gibi, ahlâk-ı içtimâiye bozuldu. Propaganda-i siyâset, yalana fazla revaç verdi. Siyâset-i hâzıra, o kadar çok yalan ve hile ve şeytânât, içine girmiş ki, vesvese-i şeyâtîn hükmüne geçmiştir. Sözler, s. 445 *** ..git gide ve gele gele sıdk ve kizb ortasındaki mesafe azala azala, omuz omuza geldi; bir dükkânda ikisi beraber satılmaya başladığı gibi, ahlâk-ı içtimâiye bozuldu. Propaganda-i siyâset, yalana fazla revaç verdi. Sözler, s. 452 *** Kur’ân-ı Hakîmin hizmetinin bütün siyasetlerin fevkinde bir ulviyeti var ki, çoğu yalancılıktan ibaret olan dünya siyasetine tenezzüle meydan vermiyor. Mektubat, s. 52 *** Dokuz on sene evveldeki Eski Said, bir miktar siyasete girdi. Belki siyaset vasıtasıyla dine ve ilme hizmet edeceğim diye beyhude yoruldu. Ve gördü ki, o yol meşkûk ve müşkülâtlı ve bana nisbeten fuzuliyâne, hem en lüzumlu hizmete mâni ve hatarlı bir yoldur. Çoğu yalancılık; ve bilmeyerek ecnebî parmağına âlet olmak ihtimali var. Mektubat, s. 64 *** ..ahval-i siyasiye yalandan, hileden, şeytanî fikirlerden hâli değildir. Mesnevî-i Nuriye, s. 78 *** Küfür, bütün envâıyla kizbdir, yalancılıktır. İman sıdktır, doğruluktur. Bu sırra binaen, kizb ve sıdkın ortasında hadsiz bir mesafe var; Şark ve Garp kadar birbirinden uzak olmak lâzım geliyor. Nar ve nur gibi birbirine girmemek lâzım. Halbuki, gaddar siyaset ve zâlim propaganda birbirine karıştırmış, beşerin kemâlâtını da karıştırmış. Hutbe-i Şamiye, s. 51-52 *** ..garplılaşmak ünvanıyla, İslâmiyet milliyetinden istifade yerine, bütün bütün kuvve-i mâneviyeyi kırıp ve teselliyi mahveden ve metanetini kıran dalâlet ve sefahete ve yalancı politika ve siyasete dayanmak, ne kadar maslahat-ı beşeriyeden ve menfaat-i insaniyeden uzak bir hareket olduğunu, pek yakın bir zamanda intibaha gelmiş, başta İslâm olarak, beşer hissedecek. Dünyanın ömrü kalmışsa Kur’ân’ın hakaikine yapışacak. Hutbe-i Şamiye, s. 78 *** ..gaflet ve dalâletin en boğucu, aldatıcı, en geniş perdesi olan siyâset-i rûy-i zeminin pek çirkin, pek gaddarâne hakiki sûreti görünmesiyle; elbette ve elbette, hiç şüphe yok ki, Şimâlde, Garbda, Amerika’da emâreleri göründüğüne binâen, nev-î beşerin mâşuk-u mecâzîsi olan hayat-ı dünyevîye böyle çirkin ve geçici olmasından, fıtrat-ı beşerin hakikî sevdiği, aradığı hayat-ı bâkiyeyi bütün kuvvetiyle arayacak...
Sözler, Sayfa 140
LÜGATÇE siyâset-i hâzıra: Şimdiki siyaset. vesvese-i şeyâtîn: Şeytanların vesvesesi. sıdk: Doğruluk. kizb: Yalancılık. ahlâk-ı içtimâiye: Sosyal ahlâk. propaganda-i siyâset: Siyaset propagandası. revaç: Sürüm, geçerlik, rağbet. fevkinde: Üstünde. beyhude: Boşuna. meşkûk: Şüpheli. hatarlı: Tehlikeli. ahval-i siyasiye: Siyasî haller hâli: Bir şeyden uzak, müstesna. küfür: Allah’ın inkâr, inançsızlık. nar: Ateş. kemâlât: Olgunluklar. dalâlet: Hak yoldan sapma. sefahet: Yasak şeylere, zevk ve eğlenceye aşırı derecede düşkünlük. maslahat-ı beşeriye: İnsanın faydasına olan işler, şeyler. menfaat-i insaniye: İnsanın menfaati. intibah: Uyanma. hakaik: Hakikatler. siyâset-i rûy-i zemin: Yeryüzü siyaseti. şimâl: Kuzey. emâre: Alâmet, nişan, eser. nev-i beşer: İnsanoğlu. mâşuk-u mecâzî: Mecazî sevgi, mecazî olarak ilgi duyulan, sevilen; mecazi sevgili. fıtrat-ı beşer: İnsanoğlunun fıtratı, tabiatı. hayat-ı bâkiye: Sonsuz hayat, ahiret. |
03.10.2010 |