Güncel |
BEDİÜZZAMAN HİZMET TIR’I YOLUNA DEVAM EDİYOR |
BEDİÜZZAMAN Tanıtım ve Hizmet Tırı Trabzon’daki muhteşem programın ardından Maçka yollarını geçerek, Zigana Geçidini tırmanarak, yemyeşil dağlar ve şırıl şırıl dereler arasından geçerek Erzurum’a doğru yola çıktı. Yaratılış harikası olan ve Allah’ın varlığını ispat eden tabiatı temaşa ederek aştığımız bu yollarda Bediüzzaman Said Nursî Hazretlerinin o bitmez tükenmez tefekkür denizine daldığı manzaralar hatırımıza geldi. Bediüzzaman şahsen böyle manzaraları çok severdi. Şüphesiz onun şahsı manevisinin temsilcisi olan bir hizmetin hadimi olan Bediüzzaman Tanıtım ve Hizmet Tırı’nın böyle tefekkürlük mekânlardan geçmesi onun da hoşuna gitmiştir. Bu duygu ve düşüncelerle önce Zigana Geçidi’ni, daha sonra ise 2409 metre yükseklikteki Kop Geçidi’ni aşarak adeta dağlara meydan okudu Bediüzzaman Tanıtım ve Hizmet Tırı. Yol güzergâhında belki çok fazla insan yoktu, ama dağlar ve taşlar, dereler ve ağaçlar Bediüzzaman’ın şahsı manevisinin resm-i geçitini temaşa ettiler.
BAYBURT VE GÜMÜŞHANE'Yİ SELÂMLADIK
Yol üzerinde önce Gümüşhane’ye sonra Bayburt’a sonra da Aşkale’ye uğrayarak Erzurum’a gidecektik. Gümüşhane’de bizi yine okuyucularımız karşıladı ve bağrına bastı. Bayburt’ta da aynı manzaraya şahit olduk. Bayburt Kalesi’nin önünde hatıra fotoğrafları çekildi. Her iki yerde de insanlara kitap, broşür ve dokümanlar hediye edildi. Bayburt’ta elinde bir testi yoğurtla yürüyen bir teyze tırımızı görünce durdu ve seyretti. Konuştuğumuz bu teyzemiz meğerse Bediüzzaman’ın Isparta ve Barla’da kaldığı nur menzillerini ziyaret etmiş ve Bediüzzaman’ı tanıyormuş. Daha sonra ilköğretim öğrencisi iki genç geldi. Onlar da kitaplardan istediler. Bediüzzaman’la ilgili internette araştırma yapacaklarını söyleyerek ve fotoğraf çektirerek gittiler. Böylece yolumuza devam ettik. Aşkale’den geçerken biraz susadığımızı hissedince ilçenin içinde bir marketin önünde durakladık. Hemen iki kişi koşa koşa tırımıza yaklaştı. Büyük bir sıcaklık ve samimiyetle bizlere selâm verdiler. Kucakladılar... Heyecandan kalpleri duracaktı. “Biz de, biz de Bediüzzaman’ın talebesiyiz. Biz de Risâle-i Nurları okuyoruz” diyorlardı kendilerine has şiveleriyle. Sonra bununla yetinmeyerek hemen içeriden koşa koşa okudukları Sözler kitabını ve sair Nur risalelerini getirdiler. Meğer Aşkale’de Risâle-i Nurları okuyan bir çok insan varmış. Onlara da kitap ve broşürlerimizden verdik. Tanıştık, kucaklaştık, hasbihal ettik. Birşeyler ikram etmek için ısrar ettiler. Biz yolumuza devam etmemiz gerektiğini zira Erzurumluların bizleri beklediklerini söyleyince Mesut Demir adlı Aşkaleli, “Tamam siz gidin ben de arkanızdan Yasin okuyacağım. Haydi selametle, Allah’a emanet olun” dedi. Nitekim daha 5-10 km yol almamıştık ki, telefon numaralarımızı da almış olan Mesut Demir hemen telefon açtı. “Aha şimdi Yasin Suresi’ni bitirdim. Duâlarım sizinle. Allah yolunuzu açık etsin” dedi.
Erzurum’da üniversiteliler ile buluşma
BÜTÜN tır ekibinde muhteşem bir huzur ve tebessüm hali peyda oldu bu vaka üzerine... Bu duygularla Erzurum iline giriş yaptık. Bizi girişte Erzurum’daki üniversite talebeleri karşıladı. Tırımız da Erzurum Atatürk Üniversitesi’nin hemen karşısındaki Aziziye Anıtını’nın önündeki meydana konakladı. Burası Hizmet Tırı Projesi’nde ayrı bir ehemmiyet taşıyan bir konaklama noktası oldu. Zira üniversiteden çıkan binlerce talebe doğrudan Hizmet Tırı’nı görüyor ve broşür, kitap ve gazete alıyordu. Bütün gün boyunca Erzurum Atatürk Üniversitesi ana kampüsünün hemen önünde konaklayan tırımızın ilanatına neredeyse bütün üniversite talebelerimiz şahit oldu. Bu üniversite ilk kurulduğu zamanlar Bediüzzaman’ın “Şark Üniversitesi” hayalinin bir tezahürü olabilecek mahiyetteydi. Üstad, “isminin rüşvet olarak verildiğini” söylemişti bu Üniversite için. Her ne kadar işlevini tam ifa edemese de bir çok Nur Talebesi de mezun olmuştu bu üniversiteden. Ancak medrese-i nuriye adlı “Bediüzzaman üniversitelerinde” ise milyonlarca talebe ders görüyordu. Nitekim bir yürüyen medrese olan Bediüzzaman Hizmet Tırı’da, Atatürk Üniversitesi’nin önünde ilanat yaparak bu üniversiteyi Bediüzzaman’ın zihnindeki üniversite manasına yaklaştırma hizmeti görüyordu.
Yaşları küçük, hizmetleri büyük
BU ARADA Nurefşan Suluoğlu ve Yusuf Adem adlı Erzurumlu iki küçük kardeşimiz de gazete, broşür ve kitap dağıtımına gönüllü olarak yardım ediyordu. Yüzlerce kitap, broşür ve gazete dağıtan küçükler, küçük olmasına küçüktüler ama büyük bir hizmetin hadimi olmuşlardı.
Bu hizmet bütün perdeleri yırtıyor
BURADA konuştuğumuz Erzurumlu Nur talebelerinden Mehmet Soslu bu hizmetin çok büyük bir hizmet olduğunu söylüyordu. “Biz Bediüzzaman’ın adresini kurduk” diyen Soslu, Yeni Asya’nın Bediüzzaman’ın adresi olduğunu söyledi. Erzurumlu 40 yıllık Yeni Asya okuyucularından Gürbüz Dinçer ağabey de Erzurum’da Bediüzzaman Hizmet Tırı’nı görmekten ötürü büyük bir sevinç ve memnuniyet yaşadığını ifade etti. Dinçer, bu hizmeti yapanlara duâ ettiklerini söyledi.
Hizmet Tırı’nı durduramadılar
BEDİÜZZAMAN Tanıtım ve Hizmet Tırımız Erzurum’da uğramış olduğu çirkin bir saldırı sebebiyle Iğdır’a doğru olan yolculuğuna bir kaç saat gecikmeli çıkmak zorunda kaldı. Bediüzzaman’ı anlamayanlar tarafından yapılan bu çirkin saldırı Bediüzzaman Tanıtım ve Hizmet Tırı’nı durduramadı. Tırın üzerine yazılan iftira dolu çirkin yazılar kamufle edilerek ve yer yer temizlenerek Bediüzzaman Tanıtım ve Hizmet Tırı daha önceden belirlenmiş olan programını hiç aksatmadan Iğdır’a doğru devam etti.
Kağızman’da çiçekli karşılama
TIR’ımızın ilçelerine uğraması için uzun uzun ısrar eden Kağızmanlılar, ekibimize Erzurum’daki çirkin saldırıyı unutturmak ve geçmiş olsun dilemek için Kağızman girişinde bizleri konvoylarla ve çiçekle karşıladılar. TIR’ımız provokatif saldırı sonrası programını değiştirmeyerek yoluna devam etme kararı almış ve bu çerçevede Kağızman ve Iğdır’a doğru yola devam etmişti.
|
UMUT YAVUZ / ERZURUM 01.10.2010 |