Güncel |
Demokratikleşme için sivil anayasa çalışmaları acilen başlatılmalı |
Türkıye Diyanet ve Vakıf Görevlileri Sendikası’nın geçtimiğiz haftasonu yapılan başkanlar kurulu sonrasında yayınlanan sonuç bildirgesinde, 12 Eylül anayasa referandumunda anayasa paketine halkıın yüzde 58’inin “yetmez ama evet demesinin ardından militer ürün olan 1982 Anayasa’sı kaldırılarak yerine ana nüvesi millî egemenlik olan, özgür birey, sivil toplum ve demokratik devleti önceleyen sivil irade ürünü yeni Anayasa çalışmaları acilen başlatılmalıdır” denildi. Türkiye’nin demokratikleşmesi için sadece Anayasa paketinin kabul edilmesinin yeterli olmayacağı vurgulanan bildirgede, “Anayasa paketine paralel olarak yargı ve kamu personel reformunun merkezinde olacağı kamu yönetimi reformu ile ekonomik ve sosyal paketler de eşgüdümlü olarak yürürlüğe konmalıdır” görüşü dile getirildi. Ülkemizin demokratik standartlarını yükseltilmesi yolundaki girişimleri destekledikleri kaydedilen bildirgede, şöyle denildi: “Ülkenin kronikleşen sorunlarından din eğitimi, Alevilik ve kimlikler ve Kürt meselesi gibi hususların bastırılması, yok sayılması, ötelenmesi ve güvenlik eksenli çözümünün mümkün olmadığı görülmüştür. Türkiye Cumhuriyeti farklı etnik kimliklerin ortak mücadelesi ile kurulmuştur. Kuruluşunun temellerini oluşturan bu gerçeğe bağlı olarak, etnik kimliklerle ilgili sorunların çözümünü kazanan ve kaybeden boyutuna indirgemeden, demokrasi ve insan hakları temelinde bir anlayışın hakim kılınması ve sivil iradenin inisiyatifinde bir eylem planının hayata geçirilmesi gerekir. Bu sorunlarla yüzleşerek, özgürce tartışarak, diyalog geliştirerek ve manevi değerlerimizden daha çok istifade ederek çözülebileceğine inanıyoruz.” “Sümela Manastırı ve Akdamar Kiliselerinin 90 yıl aradan sonra sembolikte olsa ibadete açılmasının dinî özgürlükler açısından olumlu bir gelişme olduğu vurgulanan bildirgede, Mardin Kasımiye Medresesi ve Camii’nde olduğu gibi dinî mekânların içki kokteyl, defile ve benzeri, uygunsuz faaliyetler için kullanılmasının “kutsala saygısızlık” olarak değerlendirildi. Bildirgede, bütün kutsal mekânların yapım amacına uygun kullanılması ve mabetlere daha çok ihtimam gösterilmesi de istendi. |
29.09.2010 |