29 Eylül 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Güncel

 

Başörtüsü ve anayasa ayrı konular

AKP Genel Başkan Yardımcısı Bekir Bozdağ, CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun sözleriyle ilgili olarak yaptığı değerlendirmede; “Başörtüsü konusu ayrı bir konu, anayasa konusu ayrı bir konu. İkisini birbirinden ayrı tutmak, ayrı değerlendirmek gerekiyor. Hem anayasa konusunda, hem başörtüsü konusunda ayrı zamanlarda ayrı çağrılarda bulundu. İkisi de ayrı konu olduğu için elbette ayrı değerlendirmek lâzım’’ dedi.

Başörtüsü ve anayasa ayrı konular

AKP Genel Başkan Yardımcısı Bekir Bozdağ, CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun sözleriyle ilgili olarak yaptığı değerlendirmede; “Başörtüsü konusu ayrı bir konu, anayasa konusu ayrı bir konu. İkisini birbirinden ayrı tutmak, ayrı değerlendirmek gerekiyor” dedi.

AKP Merkez Yürütme Kurulu (MYK), Genel Başkan ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplandı. AKP Grup Başkanvekili Bozdağ toplantıya gelişinde ‘’Başbakan Erdoğan ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek’in türban düzenlemesiyle ilgili olarak CHP’ye bir çağrısı oldu. Bundan sonrası için ne yapacaksınız? Bir adım atmayı düşünüyor musunuz yoksa CHP’den mi bekleyeceksiniz bu sorununun çözümüne yönelik olarak’’ sorusuna şu cevabı verdi: ‘’Sayın Kılıçdaroğlu halk oylaması sürecinde başörtüsü sorununu çözeceklerini ve bu konuda öncü olacaklarını ifade ettiler. Başbakan da bu konuyla alakalı ‘O zaman siz gerekli adımları atın biz de sizin arkanızdan gelelim’ şeklinde ifade de bulundu. TESK Genel Kurulu öncesi yapılan görüşme öncesinde aynı konular tekrar edildi. Şimdi Sayın Kılıçdaroğlu bu konuda ‘Biz çözeriz ifadesini’ kullandıktan sonra, bu ifadeyi hayata geçirmesi gerekiyor şu anda. Meclis de cuma günü açılıyor. Bu konuda CHP nasıl bir adım atacaksa onu mutlaka ortaya koyması lâzım.”

Bir gazetecinin, ‘’CHP’den bir adım gelmeden siz komisyon kurulması yönünde bir adım atmayacak mısınız?’’ sorusu üzerine de Bozdağ, ‘’Hayır. Başbakan söyledi. ‘Kuralım ekipleri, hemen çalışmaya başlasın’ dedi. Sayın Kılıçdaroğlu bugün basında da takip ettiğiniz gibi, ‘ben sadece onu söylemedim başka konularda söyledim’ açıklaması var’’ dedi. Bozdağ, şöyle konuştu: ‘’Sanki bu soruyu biraz es geçen yaklaşım gözüküyor. Sayın Kılıçdaroğlu ‘Komisyon kurulsun, hay hay çalışalım’ derse elbette o da bu çağrıya olumlu cevap verdiği takdirde AK Parti, zaten ‘Bu işe zaten hazırız’ dedi. Biz bu işe hazırız, onlar cevap verdiğinde komisyon oluşur, bu konudaki gerekli çalışmalar yapılır. Başörtüsü konusu ayrı bir konu, anayasa konusu ayrı bir konu. İkisini birbirinden ayrı tutmak, ayrı değerlendirmek gerekiyor. Hem anayasa konusunda hem başörtüsü konusunda ayrı zamanlarda ayrı çağrılarda bulundu. İkisi de ayrı konu olduğu için elbette ayrı değerlendirmek lazım.’’

29.09.2010


 

ANAYASADA PAÇAL DÖNEM ARTIK TARİHE KARIŞTI

TBMM Adalet Komisyonu Başkanı ve AKP Ankara Milletvekili Ahmet İyimaya, “Bundan sonra anayasa konusunda paçal değişikliğe gidilmemelidir. '20 madde yapalım' değil, paçal dönem artık tarihe karıştı. Anayasayı 16 defa paçal olarak değiştirdik, siyaset kurumunun ayıbıdır” şeklinde konuştu.

REFERANDUMDA ANAYASAYI TAM YAPMALIYDIK

“Referandumda gereksiz bir süreç yaşadık, ama olgunlaştırdı. Bence milleti yormamalıydık, anayasayı tam yapmalıydık” diyen İyimaya, “Ben seninle anayasa yapmam” diyen CHP'nin aynı yıl içinde görüşünü değiştirmesini, demokrasi adına önemli bir dönüşüm olarak gördüğünü söyledi.

İyimaya: Anayasa tamamen değişmeli

TBMM Adalet Komisyonu Başkanı ve AKP Ankara Milletvekili Ahmet İyimaya, “Bundan sonra Anayasa konusunda paçal değişikliğe gidilmemelidir. ‘20 madde yapalım’ değil, paçal dönem artık tarihe karıştı. Anayasa’yı, 16 defa paçal olarak değiştirdik, siyaset kurumunun ayıbıdır. Oturalım, yapalım dünyaya örnek olsun” dedi.

BBP Genel Başkan Yardımcısı Remzi Çayır başkanlığındaki parti heyeti, 12 Eylül 1980 askeri darbesi sonrası yargılanan ve halen hapiste bulunan ülkücülerin serbest bırakılmasına destek için TBMM Adalet Komisyonu Başkanı ve AKP Ankara Milletvekili Ahmet İyimaya’yı makamında ziyaret etti. İyimaya, açıklamaların ardından gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını cevapladı. Bir gazetecinin, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun önceki gün yaptığı görüşmeye ilişkin değerlendirmesini sorması üzerine İyimaya, ‘’Siyaset kurumunun tepe noktalarında Anayasa gibi 30 yıl askıda bulunan bir sorunda düşük veya orta yoğunluklu uzlaşı görüntüsü müthiş bir olay’’ dedi.

1982 Anayasası’nın sil baştan dünyaya emsal olacak şekilde değiştirilmesinin toplumsal bir talep olduğuna dikkati çeken İyimaya, şöyle devam etti: ‘’TBMM ve Türk toplumunun bu konuda birikimi ve deneyimi vardır. Bu gerçekleşebilir, mümkündür ama bu dönemde ne olur, bu tabii ki bir öngörüdür. Bu dönemde Anayasa’nın, Genel Kurul’da görüşülüp, kabul edilmesi kolay değil.

Anayasal normlar koymak çok zor. Bu grupların uzlaşmamasından değil, normun zorluğundan kaynaklanıyor. ‘Ben seninle Anayasa yapmam’ diyen CHP’nin, aynı yıl içerisinde görüşünü değiştirmesini, demokrasi adına önemli bir dönüşüm olarak görüyorum. Çok önemli bir gelişmedir. Hem siyaset, hem millet, hem de partiler kazanır. Bundan sonra Anayasa konusunda paçal değişikliğe gidilmemelidir. ‘20 madde yapalım’ değil, paçal dönem artık tarihe karıştı. Anayasa’yı, 16 defa paçal olarak değiştirdik, siyaset kurumunun ayıbıdır. Oturalım, yapalım dünyaya örnek olsun. Türkiye iyi günlere doğru gidiyor. Referandumda gereksiz bir süreç yaşadık ama olgunlaştırdı. Bence milleti yormamalıydık, Anayasa’yı tam yapmalıydık. Bir partimiz, ‘seçimlerden sonra yapalım’, öbür partimiz ise ‘persona non grata’sınız. Yani, ‘sistemin istemediği kişisiniz’ demesine karşı, bu referandum sürecine bakarak, sosyolojik okumayı yapmasını, CHP’nin ve diğer partilerin gelişimi olarak değerlendiriyorum.’’

29.09.2010


 

Şahin: Mesaj alırsam adım atarım

TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin, siyasî parti gruplarından, yeni Anayasa değişikliği konusunda, ‘’Biz çalışmaya hazırız, TBMM Başkanının inisiyatifiyle uzlaşma komisyonu kurulması gerekir’ şeklinde mesaj alması halinde, bu konuda adım atabileceğini söyledi.

Şahin, Makedonya Meclis Başkanı Trajko Veljanoski ile yaptığı görüşmenin ardından, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını cevapladı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun yaptıkları görüşmede yeni Anayasa çalışmalarını ele aldıkları hatırlatarak, görüşleri sorulan Mehmet Ali Şahin, siyasî parti gruplarının bu konudaki görüşlerini tam olarak bilemediğini söyledi. TBMM Başkanı Şahin, ‘’Eğer gruplarımızdan, gerçekten yeni bir Anayasa değişikliği ile ilgili ‘biz çalışmaya hazırız, TBMM başkanının inisiyatifiyle bir uzlaşma komisyonu kurulması gerekir’ şeklinde bir mesaj alırsam tabiki bu konuda adım atabilirim’’ dedi. TBMM Başkanı Şahin, bunun için siyasi parti liderleri ve yöneticileri ile görüşebileceğini ifade ederek, ‘’Erken kalkan yol alır’’ dedi. Şahin, Türkiye seçim havasına girdikten sonra, Parlamentoyu çalıştırmanın kolay olmayacağını kaydetti. Başörtüsü konusundaki görüşlerinin sorulması üzerine Şahin, konunun çok hassas bir konu olduğunu belirterek, şu aşamada bir değerlendirme yapamayacağını belirtti.

29.09.2010


 

İlhan Kesici CHP'den istifa etti

CHP İstanbul Milletvekili İlhan Kesici partisinden istifa etti. Kesici, istifasını TBMM’de düzenlediği basın toplantısıyla açıkladı.

Kesici, sözlerine, ‘’22 Mayıs 2007’de üye olduğu CHP’den istifa ettiğini’’ belirterek başladı. Kesici, 23. Dönem 5. Yasama Yılı’nın başlamasıyla ‘’siyaset ve devlet hayatında yeni bir siyasî dönemin de başlamak üzere olduğunu hissettiğini’’ söyledi. Kesici, “CHP’de de şimdi yeni bir yönetim ve yeni bir siyasi anlayış dönemi başlamış bulunmaktadır. Yeni yönetime ve CHP’ye tekrar yüksek başarılar diliyorum. Yeni parti yönetimi ve yeni siyaset anlayışına, başta fikri temelde olmak üzere etkili bir katkı sunabileceğim bir durum bulunmadığını hissediyorum. Bu münasebetle, özgür bir siyasi söylem ve tavır içinde olmak gerektiği düşüncesine ulaşmış bulunuyorum. Muhtemel bazı yanlış değerlendirmelere meydan vermemek amacıyla, ayrıca ifade etmek istiyorum ki istifamın başka bir partinin genel başkanı olmak gibi bir niyet ve düşünceyle hiçbir ilgisi bulunmamaktadır.’’ Kesici, DP’ye milletvekili olarak da katılmayacağını, ‘’bağımsız’’ olarak devam edeceğini söyledi.

CHP’NİN SANDALYE SAYISI 101’E DÜŞTÜ

İstanbul Milletvekili İlhan Kesici’nin istifasıyla CHP’nin Meclis’teki milletvekili sayısı 101’e düştü. Bağımsızların sayısı ise 7’ye yükseldi. Kesici’nin CHP’den istifa etmesinin ardından TBMM’deki sandalye dağılımı şöyle: AKP 336, CHP 101, MHP 70, BDP 20, Bağımsız 7, DSP 6, DP 1, TP 1, Boş 8, Toplam 550.

29.09.2010


 

Estonya’dan AB desteği

ESTONYA'NIN Ankara Büyükelçisi Aivo Orav, Türkiye’nin olabilecek en kısa sürede AB’ye üye olmasını istediklerini ve olacağına da inandıklarını söyledi.

Orav, Trabzon Gazeteciler Cemiyetinde düzenlediği basın toplantısında, AB ve NATO’ya üye bir ülke olarak Türkiye’nin AB’ye üyeliği konusunda tavırlarının çok net olduğunu vurguladı. Büyükelçi Orav, şöyle devam etti: ‘’Türkiye’nin olabilecek en kısa sürede AB’ye üye olmasını istiyoruz ve olacağına da inanıyoruz. Türkiye ile Estonya arasında duygusal bağlar var. Türkiye içinde olduğunda AB daha güçlü hale gelecektir. Üyelik sürecinde Türkiye’nin birçok sorunla karşılaştığı açıktır ve bu süreçte reformlarına ara vermeden devam etmelidir.’’

29.09.2010


 

Tek tip askerlik bilmecesi

MİLLÎ Savunma Bakanı Vecdi Gönül, tek tip askerlikle ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Ancak Anadolu Ajansı’nın konu ile ilgili sabah saatlerinde geçtiği Vecdi Gönül’ün açıklamalarına düzeltme yine Bakan Gönül’den geldi.

Bakan Gönül, tek tip askerlikle ilgili Genelkurmay tarafından yapılan teknik çalışmaların tamamlanıp Başbakanlığa iletildiğini belirterek, “Bundan sonra inisiyatif Başbakanlıkta, Başbakanlık Kanunlar ve Kararlar Dairesinde” dedi.

Ancak Anadolu Ajansı’nın konu ile ilgili sabah saatlerinde geçtiği Vecdi Gönül’ün açıklamalarına düzeltme yine Bakandan geldi. Gönül, yaptığı açıklamada, Irak Savunma Bakanı Abdülkadir Muhammed Casim El Mafraci ile görüşmesinde gazetecilerin soruları üzerine ‘’tek tip askerlik’’ uygulamasına ilişkin yaptığı açıklamaların yanlış anlaşıldığını kaydetti. Genelkurmay Başkanı Işık Koşaner’in, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmesinde konunun gündeme gelmiş olabileceğini belirten Gönül, ‘’Konu görüşülmüş olabilir, ama Bakanlığımızdan Başbakanlık’a gitmiş herhangi bir tasarı yok. Konuyla ilgili çalışmalarımız devam ediyor’’ dedi.

IRAKLI BAKAN TEZKEREYİ TAKDİRLE KARŞILADI

Irak Savunma Bakanı Muhammed Casim El Mafraci, Türkiye tarafından yurt dışına asker gönderme ile ilgili tezkerenin süresinin uzatılmasına ilişkin yapılan çalışmayı ‘’takdirle karşıladıklarını’’ belirterek, ‘’Bütün temennimiz sınırlı olması gerekiyor’’ dedi.

BEDELLİ ASKERLİK GÜNDEMDE DEĞİL

Bakan Gönül ise bedelli askerliğe ilişkin bir soru üzerine, bedelli askerlik konusunda bir kanun çıkmasına gerek olmadığını vurguladı. Bedelli askerliğin Askerlik Kanunu’nun 10. maddesine göre düzenlendiğini hatırlatan Gönül, şöyle konuştu: ‘’Ancak Genelkurmayın ihtiyaç gösterdiği asker miktarından daha fazlası celp olursa o madde kendiliğinden yürürlüğe girecek. Bugüne kadar bu olmadı, sebebi de 2004’te hükümetin aldığı bir kararla, kanunun kendisine verdiği yetkiyi sonuna kadar kullanarak, askerlik süresini kısaltmasından dolayıdır. Bu tarihte askerlik süresi kısalınca asker mevcudu da yüzde 17 azaldı. Bu bakımdan Genelkurmayın ‘Celp fazladır, bedelliyi uygulayın’ diye bir işaretini bugün beklemiyoruz. Bu nedenle hep ‘gündemde değil’ diyoruz. Mevcut kanun böyle diyor.’’

29.09.2010


 

Bakan Atalay Suriye’ye gidecek

İÇİŞLERİ Bakanı Beşir Atalay, Irak’taki temaslarının ardından Cumartesi günü da Suriye’ye gidceğini söyledi.

Atalay, AKP Genel Merkezi’nden ayrılırken, gazetecilerin sorularını cevapladı. Bakan Atalay, bir gazetecinin ‘’Öcalan’la görüştüğünüz...’’ şeklindeki ifadesi üzerine şöyle dedi: ‘’O tür şeyler, o bizim görüşmelerimizde hiçbir yerde zikredilmemiştir. Arka plan gibi perde arkası gibi bu tür değerlendirmeler yanlış. Biz bu konuda açıklamamız gereken bir şey olsa açıklarız. Tamamen arkadaşların yorumlarıdır.’’ ‘’Öcalan’la görüştüğünüzü söylemediniz, ifade etmediniz mi?’’ şeklindeki soru üzerine, Atalay, şunları kaydetti: ‘’Öcalan’la görüştük diye bir ifademiz yok. Tutanaklarda da öyle bir şey yok. Gazetelerden gördüğüm yine şu anda kullandığınız ifade de yanlış, görüştüğümüz anlamında bir şey yok zaten, görüşülüyor falan anlamında bir şey yok. O tür konular konuşulmadı. Bugün tamamen özellikle o konuyla ilgili gazetelerde yer alan ifadeler yanlış, yani orada şöyle şeyler söyleniyor; ‘Bizim görüşlerimize daha yakın falan’... Bu tür şeyler kullanmadık, böyle bir şey konuşulmadı. Kesin olarak burada ifade ediyorum. Eğer bir tutanak falan varsa da bilmiyorum. O da yanlış. Ama Kuzey Irak ziyaretimiz önemlidir. Çok önemli konular görüşülmüştür. Esasen şu anda bütün boyutlarıyla biz bu sorunun üzerindeyiz. Bugünkü görüşme de bunların bir devamı olacaktır. Ardından başka görüşmeler de olacaktır. Cumartesi Suriye’ye gidiyoruz. Suriye ile bu işin diğer ayağını görüşeceğiz. Daha sonra başka ziyaretlerimiz olacak. Hepimiz Türkiye’nin bu sorununun çözümü için olanca çaba gösteriyoruz.’’

29.09.2010


 

Hanefi Avcı’ya gözaltı

Eskişehir eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı, ‘’Devrimci Karargâh Örgütü’’ne yönelik operasyonlar kapsamında gözaltına alındı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının geçen hafta ifadeye çağırdığı Avcı, izinde olduğu gerekçesiyle gitmemişti. Bunun üzerine savcılığın, ‘’yakalama kararı’’ çıkarttığı bildirildi. Avcı'nın evi de arandı.

Avcı, gözaltına alındı

‘’Devrımcı Karargâh Örgütü’’ soruşturması kapsamında hakkında yakalama kararı çıkarılan Emniyet Müdürü Hanefi Avcı’nın Ankara’da gözaltına alındığı bildirildi.

Hanefi Avcı, İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri tarafından Ankara’da gözaltına alındı. THY’ye ait tarifeli uçakla Ankara’dan İstanbul’a getirilen Hanefi Avcı, Atatürk Havalimanı Apronu’nda körük altından İstanbul Emniyet Müdürlüğüne ait araca alınarak götürüldü. Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesine getirilen Avcı, burada savcıya ifade verdi. Bu arada, Hanefi Avcı’nın İl Emniyet Müdürü olduğu dönemde kaldığı Eskişehir Polisevi’nin içindeki konutta arama yapıldığı öğrenildi. Alınan bilgiye göre, Cumhuriyet Savcısı Kadir Altınışık’ın, geçen hafta 13 kişinin tutuklandığı ‘’Devrimci Karargâh Örgütü’’ soruşturması kapsamında Avcı ile ilgili arama ve gözaltına alınması talebinde bulunduğu belirtildi.

Talebi değerlendiren İstanbul Nöbetçi 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nin, Avcı ile ilgili arama ve gözaltı kararı verdiği, Avcı’nın da bunun üzerine gözaltına alındığı kaydedildi. Avcı hakkında, ‘’Devrimci Karargâh Örgütü’’ne ‘’yardım ettiği’’ iddiasıyla gözaltı kararı verildiği de ifade edildi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının geçen hafta ifadeye çağırdığı Avcı, izinde olduğu gerekçesiyle savcılığa gitmemişti. Bunun üzerine savcılığın, ‘’yakalama kararı’’ çıkarttığı bildirildi.

TELEFONU KULLANMIŞTI

İstanbul’da “Devrimci Karargâh” örgütü üyesi oldukları iddiasıyla gözaltına alınan 17 kişiden 13’ü tutuklanmıştı. Tutuklananlar arasında yer alan Necdet Kılıç’a ait telefonlardan birini Hanefi Avcı’nın kullandığı ortaya çıkmıştı. Avcı’nın Necdet Kılıç’ı Mersin’de görev yaptığı 1980’li yıllardan beri tanıdığı belirtiliyor.

29.09.2010


 

Demokratikleşme için sivil anayasa çalışmaları acilen başlatılmalı

Türkıye Diyanet ve Vakıf Görevlileri Sendikası’nın geçtimiğiz haftasonu yapılan başkanlar kurulu sonrasında yayınlanan sonuç bildirgesinde, 12 Eylül anayasa referandumunda anayasa paketine halkıın yüzde 58’inin “yetmez ama evet demesinin ardından militer ürün olan 1982 Anayasa’sı kaldırılarak yerine ana nüvesi millî egemenlik olan, özgür birey, sivil toplum ve demokratik devleti önceleyen sivil irade ürünü yeni Anayasa çalışmaları acilen başlatılmalıdır” denildi.

Türkiye’nin demokratikleşmesi için sadece Anayasa paketinin kabul edilmesinin yeterli olmayacağı vurgulanan bildirgede, “Anayasa paketine paralel olarak yargı ve kamu personel reformunun merkezinde olacağı kamu yönetimi reformu ile ekonomik ve sosyal paketler de eşgüdümlü olarak yürürlüğe konmalıdır” görüşü dile getirildi. Ülkemizin demokratik standartlarını yükseltilmesi yolundaki girişimleri destekledikleri kaydedilen bildirgede, şöyle denildi:

“Ülkenin kronikleşen sorunlarından din eğitimi, Alevilik ve kimlikler ve Kürt meselesi gibi hususların bastırılması, yok sayılması, ötelenmesi ve güvenlik eksenli çözümünün mümkün olmadığı görülmüştür. Türkiye Cumhuriyeti farklı etnik kimliklerin ortak mücadelesi ile kurulmuştur. Kuruluşunun temellerini oluşturan bu gerçeğe bağlı olarak, etnik kimliklerle ilgili sorunların çözümünü kazanan ve kaybeden boyutuna indirgemeden, demokrasi ve insan hakları temelinde bir anlayışın hakim kılınması ve sivil iradenin inisiyatifinde bir eylem planının hayata geçirilmesi gerekir. Bu sorunlarla yüzleşerek, özgürce tartışarak, diyalog geliştirerek ve manevi değerlerimizden daha çok istifade ederek çözülebileceğine inanıyoruz.”

“Sümela Manastırı ve Akdamar Kiliselerinin 90 yıl aradan sonra sembolikte olsa ibadete açılmasının dinî özgürlükler açısından olumlu bir gelişme olduğu vurgulanan bildirgede, Mardin Kasımiye Medresesi ve Camii’nde olduğu gibi dinî mekânların içki kokteyl, defile ve benzeri, uygunsuz faaliyetler için kullanılmasının “kutsala saygısızlık” olarak değerlendirildi. Bildirgede, bütün kutsal mekânların yapım amacına uygun kullanılması ve mabetlere daha çok ihtimam gösterilmesi de istendi.

29.09.2010


 

Cihaner dâvâsına Yargıtay 11. Ceza Dairesi bakacak

Yargitay Ceza Genel Kurulu, Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesinde ‘’Ergenekon terör örgütüne üye olma’’ suçu kapsamındaki davanın nerede görüleceğine ilişkin kararını verdi.

Yargıtay Ceza Genel Kurulu dünkü toplantısında, Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki ‘’Ergenekon terör örgütüne üye olma’’ suçu kapsamında görülen davanın Cihaner’in Yargıtay 11. Ceza Dairesinde ‘’görevi kötüye kullanma’’, ‘’evrakta sahtecilik’’ ve ‘’imar kirliliğine neden olma’’ iddialarıyla görülen davayla birleştirilerek Yargıtay 11. Ceza Dairesinde görülmesine karar verdi.

29.09.2010


 

Dere kenarında 8 anti tank mayını bulundu

Hakkarı’nın Çukurca ilçesi dağlık arazi kesiminde, dere kenarına bırakılan patlayıcı düzenekli Rus yapımı 8 anti tank mayını bulundu.

Alınan bilgiye göre, terör örgütü PKK üyelerine yönelik operasyonlarını sürdüren İlçe Jandarma Komutanlığı ekiplerinin, Çığlı köyü dağlık arazi kesiminde yaptığı arazi arama-tarama faaliyeti sırasında, Çayır deresi mevkisinde, patlayıcı düzenekli 8 Rus yapımı anti tank mayını ele geçirildi. Güvenlik güçlerince, bölgede geniş çaplı araştırma başlatıldı. Patlayıcının, yapılacak incelemenin ardından imha edileceği bildirildi. Bu arada, dere kenarına terör örgütü PKK üyelerince bırakıldığı değerlendirilen patlayıcının, 16 Eylülde Geçitli köyü yakınlarında 9 kişinin ölümüne, 4 kişinin de yaralanmasına neden olan ve olay yerinde çanta içinde bulunan aynı tip patlayıcılarla ilgili olup olmadığının araştırıldığı belirtildi.

29.09.2010


 

Polislik için yaş sınırı yükseltildi

Polıs Meslek Eğitim Merkezleri Giriş Yönetmeliğinde yapılan değişiklikle erkek ve kadın adaylarda yaş sınırı değiştirildi.

Polis Meslek Eğitim Merkezleri Giriş Yönetmeliğinde yapılan değişiklik, Resmi Gazete’de yayımlandı. Buna göre, daha önce askerliğini yapmamış erkekler ile kadın adaylar için 27 olan yaş sınırı 28’e, askerlik hizmetini yapmış erkek adaylar için 29 olan yaş sınırı ise 30’a çıkarıldı.

29.09.2010


 

Kamyonet kasasında 56 yolcu

Konya’da, 5 metrekarelik kamyonet kasasında 56 kişiyi taşıyan sürücüye 500 lira ceza kesildi.

Konya Emniyet Müdürlüğü Bölge Trafik Şube Müdürlüğü ekipleri, Konya-Ankara kara yolunun 32. kilometresinde trafik kontrolü yaptıkları sırada bir kamyonetin kendilerini görünce durduğunu fark etti. Musa K. idaresindeki 33 N 3718 plakalı kamyonetin kasasının brandayla kapatıldığını ve kasada yolcu olduğunu gören ekipler, tarım işçilerini taşıyan, ön kabininde 3 kişinin olduğu kamyonetin 5 metrekarelik kasasında kadınların ve çocukların da aralarında bulunduğu 56 kişi olduğunu gördü. Tarım işçilerinin yaz başında Şanlıurfa’dan çalışmak için Konya’ya geldiği öğrenildi. Açık kasada yolcu taşımaktan ceza kesilen kamyonet sürücüsü ‘’Tarlaya neyle gidelim, başka araç yok ki’’ diyerek kendini savundu.

29.09.2010


 

Ergin: HSYK metni internette tartışılacak

Adalet Bakanı Sadullah Ergin, HSYK’nın teşkilât yapısını öngören metnin büyük ölçüde tamamlandığını belirterek, “Yapmış olduğumuz düzenlemeyi internet üzerinden tartışmaya açacağız” dedi.

Ergin, ‘’Türk Denetimli Serbestlik Hizmetlerinde Çocuklar ve Mağdurlarla İlgili Çalıştırmaların Geliştirilmesi AB Eşleştirmesi Projesi’’ kapanış töreninin ardından gazetecilerin sorularını cevapladı. Bakan Ergin, ‘’Uyum yasalarıyla ilgili bir komisyon kurulup kurulmayacağının’’ sorulması üzerine de değişikliklerin daha geniş anlamda hayat bulması için yasal düzenlemelerin yapılması gerektiğine işaret etti. ‘’Bütün iyi niyetli yaklaşımların tamamına AK Parti’nin pozitif yaklaşacağı gayet açık’’ diyen Ergin, anamuhalefet partisi CHP’de bir tutum değişikliğinin algılandığını ve bunun arkasında durulması gerektiğini belirtti. Anayasayı pozitif anlamda ileriye taşıyacak her türlü teklife açık olduklarını daha önce de birçok kez dile getirdiklerini ifade eden Ergin, şöyle konuştu: ‘’Uyum yasalarıyla ilgili çalışmalarımız devam ediyor. Özellikle HSYK’nın teşkilât yapısını öngören metin büyük ölçüde tamamlandı, dün Bakanlar Kurulu’na sunum yapıldı. Kamuoyuna açıklanacak, tartışmaya açılacak bir metin olacak. Biz yaptık, hemen parlamentoya sevk edelim diye bir yaklaşım içinde değiliz. Yapmış olduğumuz düzenlemeyi internet üzerinden tartışmaya açacağız. Kamuoyuyla, medyayla, yargı çevreleriyle paylaşacağız. Gelecek eleştiriler, öneriler, yeni teklifler de değerlendirilmek suretiyle çok kısa sürede tasarımızı Bakanlar Kurulu’na sevk edeceğiz. Görüşe gönderdiğimiz taraflardan çok kısa sürede cevap bekliyoruz. Çünkü süreç sıkışık.’’

29.09.2010


 

İzinsiz dinlemeye suç duyurusu

Eşitlik ve Demokrasi Partisi (EDP) Genel Başkanı Ziya Halis, ‘’telefonlarının yasa dışı olarak dinlendiği’’ iddiaları üzerine Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Aslan Güner’in de arasında bulunduğu bazı kişiler hakkında suç duyurusunda bulundu.

Halis, suç duyurusunda bulunmadan önce adliye önünde yaptığı açıklamada, ‘’Genelkurmay Başkanlığının, bölücü terör örgütü üyelerinin iletişimini tesbit için İsrail’den aldığı cihazlarla yargı kararı olmadan kendisinin de arasında bulunduğu bazı kişileri dinlediği’’ yönünde haberlerin çıktığını hatırlattı. İddianın araştırılıp, gerçeklerin ortaya çıkması için ‘’başta eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Aslan Güner, eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Hasan Iğsız olmak üzere yasa dışı dinlemenin emrini veren, uygulayan, takip eden yetkili ve görevli kişiler hakkında’’ suç duyurusunda bulunduğunu belirten Halis, ‘’Bütün vatandaşların bu tür keyfi uygulamalara karşı duyarlı olması gerektiğini’’ ifade etti. Halis, ‘’Mesele, böyle keyfi, haksız, evrensel insan haklarını çiğneyenlere karşı sessiz kalmamak, hakkımızı aramaktır’’ diye konuştu.

29.09.2010


 

Demirtaş'a 10 ay hapis

BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, terör örgütü PKK’nın propagandasını yaptığı gerekçesiyle 10 ay hapis cezasına çarptırıldı.

Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya, tutuksuz yargılanan sanık Demirtaş katılmazken, avukatı Meral Danış Beştaş hazır bulundu. Mahkeme, sanığın talimatla ifadesinin alınmasıyla ilgili Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’ne yazılan yazısının cevabının geldiğini, talimat duruşmasının 7 Ekim 2010 tarihine bırakıldığını bildirdi. Mahkeme, verdiği kısa bir aranın ardından sanık Selahattin Demirtaş’ı, ‘’terör örgütünün propagandasını yapmak’’ suçundan 1 yıl hapis cezasına çarptırdı. Mahkeme, sanığın yargılama aşamasındaki tutum ve davranışlarını dikkate alarak verilen cezayı 10 aya indirdi ve ‘’Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına’’ karar verdi. Sanık Demirtaş’ın ayrıca 5 yıl boyunca denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulması da kararlaştırıldı.

29.09.2010


 

“Kılıçdaroğlu basın danışmanı yüzünden oy kullanamadı”

Gazetecı-yazar Recep Yeter, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun referandumda oy kullanamamasının en büyük sorumlusunun, basın danışmanı olduğunu savundu.

Marmara Belediyeler Birliği’nin Eminönü’nde bulunan merkez binasında, “Belediyelerin Basın PR Çalışmaları ve Basın Danışmanlarının Yaptığı Önemli Hatalar” konulu seminer düzenlendi. Semerde konuşan gazeteci-yazar Recep Yeter, basın danışmanlarının başkan için önemli olduğu ve hiçbir ayrıntıyı atlamamaları gerektiğini anlatttı. Yeter, şunları söyledi: “Bu konuda farklı görüşler olsa da, Basın Danışmanlığının temelinin gazetecilik olduğuna inananlardanım. Gazetecilik, geleceği tahmin edebilmektir. Gazetecilik, her daim uyanık olmayı gerektirir. Basın Danışmanı, geleceği planlayan, tasarlayan ve basınla ilişkileri kuran kişidir. Kemal Kılıçdaroğlu’nun Basın Danışmanı tarafından, ‘Başkan seçim günü nerede kameraların karşısına çıkacak’ şeklinde bir planlama yapılsaydı, Kemal Kılıçdaroğlu da oy kullanabilirdi”

29.09.2010


 

Öğrenciler gelmeyince öğretmenler tarlaya gitti

Şanlıurfa’nın Viranşehir ilçesine bağlı Demirci Köyü ilköğretim okulu idarecileri ve öğretmenleri öğrencilerin okula gelmediğini görünce ikna ekibi oluşturarak tarlaların yolunu tuttular.

Öğrencileri velilerinden eğitim için isteyen öğretmenler, velilerin bahaneleri karşısındaki kararlılığı sayesinde öğrencileri eğitim hayatına kazandırıyorlar.

29.09.2010


 

Kopyaya karşı ‘Jammer’

ÖSYM tarafından yapılan KPSS sınavlarında yaşanan kopya olaylarının ardından Adıyaman Üniversitesinde, başta İktisadî ve İdarî Bilimler Fakültesi olmak üzere bütün fakülte binalarındaki derslik ve amfilere sinyal kesici ‘’Jammer’’ cihazı takıldı.

Adıyaman Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Gündüz, yaptığı açıklamada, teknolojik gelişmenin hayatı kolaylaştırmanın yanı sıra bazı sorunları da beraberinde getirdiğini ifade ederek, özellikle üniversitelerde ders sırasında öğrencilerin cep telefonlarına mesaj gelmesi ya da aranılması gibi rahatsızlıklar yaşandığını ifade etti. Rektör Gündüz, son dönemde merkezi sınavlarda ve üniversitelerin kendi sınavlarında teknolojik aygıtlar yardımıyla kopya ya da benzeri girişimlerde bulunulduğuna da dikkati çekti.

Rektör Gündüz, öğrencilerin daha iyi bir ortamda ders görmeleri ve kopya çekmemeleri için Adıyaman Üniversitesi Hizmet binalarında sadece derslik alanında sınırlı kalmak üzere sinyal kesici cihazların ‘’Jammer’’devreye gireceğini bildirerek, şöyle konuştu:

‘’Dolayısıyla hem dersler hem de sınavlar bundan sonra hiçbir sıkıntı olmadan kopya ve benzeri girişimlere ortamın kapatılması nedeniyle de meydan vermeden çok daha düzgün bir şekilde eğitim, öğretim ve sınavlar gerçekleştirilecektir.

Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezinin (ÖSYM) gerçekleştirdiği sınavlarda elektronik cihazlar kullanılmak suretiyle başvurulan kopya çekme olayları da aslında sınav yapılan binalarda sinyal kesici cihazların devreye girmesi gerektiğini bize gösterdi. Çünkü bildiğiniz üzere Kamu Personel Seçme Sınavı’ndaki (KPSS) Eğitim Bilimleri testi bu nedenle ortaya çıkan girişimden dolayı iptal edildi. Bunun gerçekten hem ülkeye maddî bakımdan hem de bu sınavlara giren diğer öğrenciler bakımından manevi olarak çok ciddî sorunlar yarattığını biliyoruz. Öğrencilerin önemli bir bölümünün çok memnun olacağını düşünüyoruz, çünkü derse gelen ve bunun için bin bir türlü zahmete katlanan çoğunluk öğrenci belki birkaç arkadaşının mesaj ya da cep telefonu trafiğinden derse olan konsantrasyonu bozuluyor. Muhtemelen bu sınavlarda bu olanaklardan mahrum olan ile olmayanlar arasında bir farklılık doğduğu anlayışı vardı. Bu bakımdan ben öğrencilerin ders yapmak ve dinlemek üzere girdikleri alanda başka türlü rahatsız olmamak için bu tür uygulamaları destekleyeceğini umut ediyorum.’’

29.09.2010


 

ÖĞRENCİLER MEMNUN

ADIYAMAN Üniversitesinde ilk olarak İktisat Fakültesi amfilerine takılan Jammer’lar dolayısıyla telefonlarında ‘şebeke yoktur’ yazısını gören öğrenciler de şaşkınlıklarını gizleyemedi.

Bazı öğrenciler, uygulamanın sınıflarda daha iyi ders işlenmesine katkı sağlayacağını belirterek, şöyle konuştular: ’’Televizyonlardan Başbakan’ın konvoyunda kullanılan Jammer’ların üniversitemizde kullanılmaya başlanması bizlerin daha iyi ders dinlemesi için yerinde bir uygulama oldu. ÖSYM tarafından yapılan bazı sınavlarda cep telefonları yardımı ile kopya çekildiğini ve sınavların iptal edildiğini düşünecek olursak ilk kez karşılaştığımız bu uygulamanın iyi sonuçlar vereceğini düşünüyoruz. Derste telefonlar çalmayacak, ders bölünmeyecek ve kopya çekilmesi önlenecek.’’ Adıyaman Üniversitesi İktisadî ve İdarî Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Bayram Erzurumluoğlu da, sinyal kesici cihazların kullanılmasında ilk önceliğin hocaların ve öğrencilerin ders sırasında rahatsız edilmemesi olduğunu söyledi. Erzurumluoğlu, şunları kaydetti: ’’Daha sonraki gerekçemiz ise özellikle ÖSYM, Kamu Personeli Yabancı Dil Bilgisi Seviye Tespit Sınavı, Üniversitelerarası Kurul Yabancı Dil Sınavı ve KPSS sınavlarında yaşanan skandallar nedeniyle aynı şeylerin bizim burada yaşanmaması için böyle bir tedbir düşündük. Ümit ediyorum ki bu sayede hem hocalarımız hem de öğrencilerimiz daha zevkli bir şekilde ders işleyecek. Öğrencilerimizde başkaları tarafından telefonla ders saatlerinde rahatsız edilmeyecek. Binalarımız Açık Öğretim Fakültesi sınavlarında da kullanılmaktadır. Hem kendi sınavlarımızda hem de ÖSYM sınavlarında dışarıdan elektronik cihazlarla kopya çekilmemesi için ideal bir ortam hazırlamaya çalıştık. Ümit ediyorum başarılı oluruz ve öğrencilerimiz de bundan memnun olur. Biz öğretim elemanları olarak bu uygulamadan gayet memnunuz.’’

29.09.2010


 

100 bin veliye eğitim

ANKARA Millî Eğitim Müdürü Kamil Aydoğan, velilerin önemli bir kısmının çocuklarına nasıl davranacağını bilmediğini belirterek, yargılanan, kıyaslanan çocukların anne-babasından intikam almak için bilinçli şekilde başarısız olduğunu kaydetti.

Aydoğan, 7-19 yaş arasındaki çocukların velilerinin bu konularda eğitilmesine yönelik özel bir proje hazırladıklarını belirterek, 100 bin veliye eğitim vermeyi amaçladıkları bildirdi. Aydoğan, yeni eğitim-öğretim yılına ilişkin projeleri ve çalışmaları konusunda açıklamalarda bulundu. Eğitim-öğretimin kalitesinin arttırılmasına yönelik çalışmalar yapılacağını söyleyen Aydoğan, öğretmenlerin, yöneticilerin ve öğrencilerin ‘’değerler eğitimi’’nden geçirileceğini bildirdi. Türkiye’de bazı değerlerin korunması gerektiğini ifade eden Aydoğan, ‘’Çocuğun anne babasının yanında saygılı olması, karşıt görüşlere saygı göstermesi, demokrasi bilincinin gelişmesi gibi konularda ciddî bir çalışmamız olacak’’ dedi. Velilerin eğitimini de önemsediklerini belirten Aydoğan, velilerin önemli bir kısmının çocuklarına nasıl davranacağını bilmediğini vurguladı. Aydoğan, yargılama, kıyaslama ve aşağılama konularında velilerin eğitilmesi gerektiğini ifade etti.

29.09.2010


 

Deniz Feneri’nden kırtasiye seti

DENİZ Feneri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği maddî imkânsızlıklar içinde eğitimlerine devam etmeye çalışan geleceğimizin güvencesi gençlerimize ve çocuklarımıza yardım elini uzatmaya devam ediyor.

Türkiye’nin dört bir yanında eğitim gören binlerce öğrenci için hazırlanan “kırtasiye seti yardımları” her yıl olduğu gibi bu yılda yerlerine ulaştırılıyor. Yoksul çocuklar da gülen yüzlerle okullarına gidebilecek, kendilerini daha mutlu hissedebilecekler. Türkiye’de 22 okulu temelden yaparak eğitime kazandıran dernek, onlarca köy okulunu da onararak tekrar eğitim hizmeti vermesini sağladı. Dernek, 6 bin 997 okulun eksiklerini tamamladığı gibi, 450 bin öğrenciye de yardım elini uzattı. Dernek, 2010 – 2011 Eğitim Öğretim yılında Türkiye çapında 10 bin öğrencinin kırtasiye ihtiyaçlarını karşılıyor. Dernek Ege Bölgesinde bin öğrenciye kırtasiye yardımlarını ulaştırdı. Derneğin dağıttığı kırtasiye seti içerisinde, “çanta, 4 adet defter, 2 adet hatıra defteri, 2 adet kalem ucu, 1 adet kalemlik, 1 adet kalemtraş, 3 adet kurşun kalem, 1 adet silgi, 1 adet tükenmez kalem, 2 adet uçlu kalem, 1 adet antibakretiyel jel, 1 adet diş fırçası, 2 adet diş macunu” bulunuyor. Deniz Feneri’nin her alanda olduğu gibi eğitim alanında da ihtiyaç sahibi ailelere desteğinin devam edeceği bildirildi.

29.09.2010


 

10. TÜRKİYE ECZACILIK KONGRESİ BAŞLIYOR

‘’TÜRKİYE Eczacılık Kongresi’’, 30 Eylül-3 Ekim 2010’da Ankara’da yapılacak.

Türk Eczacıları Birliği (TEB), Ankara Eczacı Odası ve Tüm Eczacı Kooperatifleri Birliğinin iş birliği ile bu yıl Ankara Rixos Otel’de düzenlenen ve 1980 yılından bu yana iki yılda bir yapılan kongre, eczacılık alanında en çok tekrarlanan ve en büyük katılımlı kongre olma özelliğini taşıyor. Bu yılki ana teması ‘’Gelecek’’ olan kongrede, her biri kendi alanında uzman, yerli ve yabancı katılımcılarla sağlığın, eczacılık mesleğinin ve Türkiye’nin geleceği tartışılacak.

29.09.2010


 

Ek yerleştirme başvuruları başlıyor

YÜKSEKÖĞRETİM programlarına ek yerleştirme için başvurular, 6-11 Ekim tarihleri arasında yapılacak.

2010–2011 öğretim yılı için merkezi yerleştirmede boş kalan, yerleştirilen adayların kayıt yaptırmaması nedeniyle boşalan ve 2010-ÖSYS Yükseköğretim Programları ve Kontenjanları Kılavuzu yayımlandıktan sonra açılan yükseköğretim programlarının kontenjanlarına 2010-ÖSYS sonuçlarına göre ÖSYM tarafından ek yerleştirme yapılacak. Adaylar, 2010-ÖSYS ek yerleştirme tercihlerini, 6–11 Ekim 2010 tarihleri arasında başvuru merkezleri aracılığıyla veya internet üzerinden bireysel olarak kendileri başvurabilecek. 2010-ÖSYS merkezi ilk yerleştirmede tercih işlemi yapılabilen bütün okul müdürlükleri, ÖSYM sınav merkezi yöneticilikleri ve büroları başvuru merkezi olarak görev yapacak. Başvuru süresi kesinlikle uzatılmayacak.

29.09.2010


 

32 doktora gözaltı

BATMAN Cumhuriyet Başsavcılığı’nın sürdürdüğü ilâç yolsuzluğu soruşturması kapsamında Ankara, Diyarbakır, Batman ve Van’da görev yapan 32 doktor gözaltına alındı.

Alınan bilgiye göre, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) müfettişlerinin 2008 yılında yürüttüğü incelemenin ardından soruşturma başlatan Batman Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talimatı doğrultusunda 4 ilde operasyon düzenlendi. Ankara, Van, Diyarbakır ve Batman’da düzenlenen operasyonlarda, ‘’kamu kurumunu zarara uğrattıkları’’ iddiasıyla çeşitli hastanelerde görev yapan 32 doktor gözaltına alındı. Batman Emniyet Müdürlüğüne getirilen zanlıların sorgulamalarına başlandığı bildirildi.

29.09.2010


 

Karadeniz ‘Nur’la dalgalandı

“Bediüzzaman Türkiye yollarında” sloganıyla Edirne’den başladığı bir aylık Türkiye turunda Karadeniz Bölgesi’ne doğru yönelen Bediüzzaman Tanıtım ve Hizmet Tırı Çorum durağının ardından Amasya’nın Merzifon ilçesinden geçerek Samsun’un Çarşamba ilçesine ve oradan da Ordu iline geldi.

Merzifon’un cadde ve sokaklarında boy gösteren Hizmet Tırı, buradaki Yeni Asya Okuyucularının yoğun ilgi ve muhabbetleri sebebiyle 1 saate yakın bir süre Merzifon’da kaldı. Merzifonlular adeta Hizmet Tırı’nı bırakmak istemedilerse de tırımız programının devamlılığı gereği Samsun Çarşamba’ya doğru yoluna devam etti.

Çarşamba ilçesi girişinde konvoylarla karşılanan Bediüzzaman Tanıtım ve Hizmet Tırı, Çarşamba Carrefour marketi yanındaki alanda, Çevikel Petrol tesislerinin misafiri olarak konakladı.

Said Nursî, müsbet hareketi tavsiye etti

Ordu’ya öğleden sonra adeta ellerinde nurdan başka birşey olmayan bir “Nur Ordusu ile” ulaşan tırımıza ve tır ekibimize tıpkı her yerde olduğu gibi büyük bir muhabbet gösterildi. Burada Cumhuriyet Meydanı’nda konaklayan tırımız ordunun yemyeşil dağları ve deniz kokusuyla birlikte tanıtım programına hazırlandı. Öğleden sonra başlayan tanıtım programında ilk olarak Faik Altun konuştu. Altun, buraya geliş maksatlarının Bediüzzaman Said Nursî’yi doğru tanıtmak olduğunu söyledi. Said Nursî’nin Şeyh Said ile karıştırıldığını hatırlatan Altun, “Bütün dünyanın tanıdığı ve okuduğu Said Nursî’nin kendi memleketinde yanlış tanınıyor olması oldukça düşündürücüdür. Bizler işte hiç tanımayanları ya da yanlış tanıyanları doğru bilgilendirmek amacındayız. Zira Said Nursî Şeyh Said’in isyanına katılmak bir yana bu isyanı engellemek için elinden geleni yapmıştır” dedi. Altun’un ardından bir konuşma yapan Harran Üniversitesi Eğitim Bilimleri Öğretim Üyesi olan ve aslen bir Ordulu olan Şemseddin Çakır ise Ordulu hemşehrilerine seslendiği konuşmasında, Bediüzzaman Said Nursî’nin burada olmasından dolayı bir Ordulu olarak iftihar duyduğunu dile getirdi. Bediüzzaman Said Nursî’nin çağımızın en büyük İslâm âlimi olduğunu hatırlatan Çakır, “Ben bir eğitim uzmanı olduğum halde, Bediüzzaman Said Nursî’nin eserlerini okuduğumda eğitim konusunda ne kadar yetersiz olduğumuzu ve Said Nursî’nin ne kadar çağının ilerisinde olduğunu müşahade ediyorum. Bediüzzaman Hazretleri 83 yıllık ömrünü mukaddesat uğruna harcamıştır. Bediüzzaman Hizmet Tırı geliyor deyince heyecanlandık. Şu anda görünce “Ehlen Sehlen Merhaba Ey Aziz Üstad, buyurun kuşe-yi şeref sizindir” demek geldi içimden. Çünkü bizim dâvâmızı, iman dâvâmızı, dillere destan bir şekilde, en mukni deliller ve ispatlar ile en iyi misaller ile, kahramanca hiç sözünü esirgemeden, meydanlarda, hapishanelerde, kahvehanelerde, mahkemelerde, eserlerinde bütün hayatı boyunca dile getirmiş mümtaz bir insandır. Dalâlet vadilerinde hayrete düşen insanlar için Bediüzzaman gerçekten yanılmaz yanıltmaz bir rehberdir. Fahr-i Kâinat Efendimizin (asm) müjdelediği her asır gelecek müceddidlerinin sonuncusu ve hani ekabir bezm-i ahirde gelir derler, yani en büyük en son gelir derler. Bu bir kaidedir. Nasıl ki Peygamberlerin en büyüğü Fahr-i Kâinat Efendimiz Peygamberimizdir (asm). Evliyaların en büyüğü de en son gönderilen olmalıdır. Sizleri 130 parçalık Risâle-i Nur Külliyatı adlı hakikatler manzumesine dâvet ediyorum.”

Daha sonra Ordu il temsilciliği adına kısa bir konuşma yapan Turgay Namdar, Bediüzzaman Tanıtım ve Hizmet Tırı’nın illerine gelmiş olmasından ve Orduluların Hizmet Tırı’na göstermiş olduğu ilgiden dolayı teşekkürlerini takdim etti.

Çarşamba’da Hizmet Tırı’na yoğun ilgi

YENİ Asya Medya Grubu’nun düzenlemiş olduğu ve Bediüzzaman Said Nursî’nin fikir, eser ve dâvâsını anlatmak maksadıyla yola çıkan Bediüzzaman Tanıtım ve Hizmet Tırı Çarşamba’da yoğun ilgi gördü. Samsun il merkezinden ve çevre il ve ilçelerden gelen vatandaşlar, Hizmet Tırı’nın dağıtmış olduğu kitap, broşür, poster gibi hediyelerden aldılar.

Bediüzzaman Tanıtım ve Hizmet Tırı’nın ilçelerine gelmesiyle ilgili gazetemize konuşan Yeni Asya Gazetesi Çarşamba İlçe Temsilcisi Baki Çimiç, “Bediüzzaman Tanıtım ve Hizmet Tırı’nın ilçemize gelmesinden ötürü sevinç ve memnuniyet duygularını bir arada yaşıyoruz. Gerçekten beklediğimizin ötesinde bir sevgi ve alâka ile karşılandık. Çevre il ve ilçelerden de insanlar Hizmet Tırı’nı ziyarete geldiler. Tırın gelişi ile ilgili 5 bin adet el ilânı dağıtmış, radyolardan da anonslar verdirmiştik. Dolayısıyla Bediüzzaman Hizmet Tırı Çarşamba ilçesinin gündeminde önemli bir yer teşkil etti diyebiliriz. Bediüzzaman Said Nursî’nin fikirlerini ve dâvâsını anlatmayı gaye edinerek ilçemize gelen ve bundan sonra da onlarca il ve ilçeyi dolaşacak olan Hizmet Tırı’na teşekkür ediyor ve yollarının açık olmasını diliyoruz” dedi.

Çarşamba’da yerel gazeteler Bediüzzaman Tanıtım ve Hizmet tırı ile ilgili haberler yayınladılar. Çarşamba’daki programa Samsun il merkezinden, Terme’den, Alaçam’dan ve çevre il ve ilçelerden de katılım oldu. 120 km uzaklıktaki Alaçam’dan gelen gençler Bediüzzaman Tanıtım ve Hizmet Tırı’nı yalnız bırakmak istemeyerek, hep beraber doluştukları eski model bir araçla Ordu’ya kadar tırımıza eşlik ettiler. Hizmet Tırı Çarşamba ilçesinde en az bir ildeki programlarımız kadar ilgi gördü.

Üstadımız Fatsa’ya hoşgeldin

YOL üzerinde Ünye ve Fatsa ilçelerinden geçen Hizmet Tırı neredeyse her köşe başında bir iki okuyucunun konvoya katılmasıyla birlikte uzun bir konvoyla Karadeniz Sahil Yolu’nda seyrine devam etti. Artık Karadeniz’in “hırçın suları” karşısında seyrine devam edecek olan Hizmet Tırı, bir yanda yemyeşil dağlar öteki yanda ise Karadeniz olduğu halde tünellerden geçerek yoluna devam etti. Fatsa ilçesinin girişinde bizi karşılayan okuyucular ellerinde “Üstadımız Fatsa’ya hoşgeldin” yazılı pankartlarla bekliyorlardı. Bu manzara konvoydaki insanları oldukça duygulandırmıştı. Sanki Bediüzzaman Hazretleri vefatının 50. yılında tekrar bir Türkiye turu yaparak, sağlığında gelemediği yerlere de geliyor gibiydi. İnsanlar bu şuurla tırımızı karşılıyor ve bağırlarına basıyorlardı. Fatsa’da Mehmet Özkurt’un, sahibi olduğu Kader Pastanesi’nde tır ekibimize ve konvoya katılan bütün Yeni Asya okuyucularına verdiği ikramın ardından yolculuğumuz Ordu’ya doğru devam etti.

Bekir Berk rahmetle anıldı

RİSÂLE-İ Nur’un meşhur avukatı Bekir Berk, Ordulu bir Nur Talebesiydi. 1926 yılında Ordu’da dünyaya gelmiş ve 1992 yılında vefat etmişti. Bediüzzaman’ın hayatta iken vekâletname verdiği tek avukat olan Bekir Berk, Üstadının kendisine verdiği görevi lâyıkıyla yerine getirdi. 1958’den 1972’ye kadarki en buhranlı dönemlerde girdiği mahkemelerden, bini aşkın beraat kararı aldı. Bu sebeple bütün Orduluların nurun fahri bir avukatı olması kaçınılmaz olacaktır. Nitekim Orduluların Bediüzzaman Hizmet Tırı’na sahip çıkmaları da buna liyakatleri olduğunu gösteriyordu. Bu vesileyle Risâle-i Nur’un avukatı Bekir Berk de rahmetle anıldı.

Çetintaş: Gazetemizin ehemmiyeti büyük

SAMSUNLU Yeni Asya okuyucularından olan ve tırımızla beraber Samsun’dan Ordu ve Trabzon’a kadar bize eşlik eden Şeref Çetintaş ile bir söyleşi yaptık. Çetintaş askerlikten sonra yaşadığı değişim üzerine Risâle-i Nurlar ile tanışmış. İşte Çetintaş’ın hikâyesi: “1964 yılında vatanî vazifemi Kars’ın Pazarcık hudut taburunda komünist Rusya’ya karşı yapıyordum. O Sovyet rejimini gördükten sonra benim dünyamda bir değişiklik olmaya başladı. Terhis olduktan 6 ay geçtikten sonra çok samimî bir arkadaşım “Sen birşeyler yapmaya çalışıyorsun, ama en başta kendini kurtar” dedi. Önce ben kızdım bu lâfına. Sen bana ne demek istiyorsun dedim. Zira ben komünizmle mücadele derneklerine gidip geliyorum, birşeyler yapmaya çalışıyorum, dedim. Meğer komünizmin ağına düşmüşüz de haberimiz yokmuş... O arkadaşım benle biraz konuştuktan sonra “Sana bir kitap vereceğim, ama bu kitap yasaktır” dedi. Ben de “neyden bahsediyor bu kitaplar” dedim. O da “dinden, imandan” deyince ben yine öfkelendim. “Nasıl olur da bu kitaplar yasak olur? Esas gayri meşrû hayat tarzını anlatan kitapları yasaklasınlar, din kitapları nasıl yasak olabilir” dedim. Elinden kitabı alıp karakola gidecektim ve bu kitapları nasıl yasaklıyorsunuz diye itiraz edecektim. Bana sarıldı, şimdi dur, git evine oku, dedi. O zaman eve gittim ve 1. Söz “Bismillah her hayrın başıdır” bölümünden okumaya başladım. Ama aradan yarım saat geçmişti ve ben hâlâ birinci sayfasında bir üstüne, bir altına bakarak tekrar tekrar okuyordum. Bir türlü ikinci sayfaya geçmedim. Sonra kanaatim geldi ki bu kitap benim için yazılmıştır. Sonradan haberim oldu ki, benim babam Risâle-i Nurlardan zaten haberdarmış ve hatta Bediüzzaman’ı İstanbul’dayken 1915 yılında görmüş. Ama bizlere hiç bahsetmemiş endişe ettiği için. Benim de o zaman dinden imandan pek bir nasibim yoktu. Ben o arkadaşıma sordum, dedim kesin bu kitapları bir yerde okuyanlar vardır. Beni oraya götür dedim. Öylece tanıştık... Sonra sene 1968’de ben kesin bu insanların bir yayını olması lâzım dedim. Nitekim İttihad gazetesi çıkmaya başladı haftalık olarak. O zaman Bekir Berk Abi bu gazetenin ehemmiyetini anlatmak için Samsun’a geldi. Bekir Berk Abi bize İttihad’ın yani şimdiki Yeni Asya’nın tahşidatını yapıyor, Zübeyr Ağabey gemilerde satıyor, Sadullah Nutku Ağabey Beyazıt Camii’nde gazete satıyor. Hatta Sadullah Ağabeye diyorlarmış, ağabey siz zahmet etmeyin, başkaları satsın. O da “siz karışmayın, bu gazete benim gazetemdir” diye mukabele ediyormuş. Sonra bir gün Üstad Hazretlerini rüyamda gördüm. Yeşil bir elbise içindeydi. Rüyada bana kızıyordu. Ben de ona yalvarıyordum affetmesi için. Sonra birden hafif tebessüm etti. Ben uyandığımda hemen gittim 10 tane gazete istedim. Onları sattım. Ertesi gün 50 tane daha aldım. Cuma namazı çıkışında sattım. Böyle böyle arttırarak İttihad haftalık çıktığı sürece 1250 adet haftalık satıyordum. Ta ki günlük çıkana kadar bu hal devam etti. Sonra günlük satmaya başladık. Bugün halen buralara koşuyor, gidiyor geliyorsam, o günkü şevk ve heyecanın tesirindendir. Ben esasında son zamanlarda yaşananlardan, bazı arkadaşlarımızın inhirafından dolayı yeis ve ümitsizlik yaşamış evime çekilmiştim. Gazetemizde bu tır meselesini görünce bana tekrar heyecan geldi, bütün yeisim dağıldı. O sebeple bu tür hizmetlerin zamanlaması çok önemlidir. Ben bu hizmeti yapanlara minnettarım. Allah hizmetlerini daim eylesin. Şimdi ben sanki bu hizmet yeni başladığı günlerdeymiş gibi bir hisse kapılıyorum. Sanki Üstad bunları yeni yazıyor ve bizler neşretmeye çalışıyoruz. Bu tır bende bu haleti ruhiyeyi yeniden uyandırdı. Şimdi Risâle-i Nur’u yeniden okumak, yeniden okutmanın zamanıdır. Kaybettiğimiz bazı değerleri yeniden kazanmak için buna ihtiyacımız var.

Bediüzzaman’ı tanımamak mümkün mü?

TIR programını genç yaşlı, kadın erkek bir çok Ordulu takip etti. Bunlardan biri de ilköğretim talebesi Mehmet Alp Müezzinoğlu idi. Bediüzzaman Said Nursî’yi tanıyıp tanımadığını sorduğumuz Müezzinoğlu, “Tabiî ki tanıyorum, onu tanımamak mümkün mü?” dedi. Yaşı küçük olmasına rağmen olgun cevaplar veren Müezzinoğlu, “Risâle-i Nur okumayı ve Bediüzzaman’ı takip etmeyi asla bırakmayacağını” söyledi. Cumhuriyet Meydanı’ndaki programda kitap, broşür, poster dağıtımı yapılırken, Yeni Asya Gazetesi’nin o günkü nüshası da dağıtıldı. Ordu Radyo Televizyonu (ORT), Kanal 52, Canik TV gibi televizyon kanalları da tır programı ile ilgili çekimler ve röportajlar gerçekleştirdi.

Gece geç saatlerde çıktığımız Ordu’nun Boztepe mevkiinden Ordu gerçek mânâda nurlanmış gibi görünüyordu. 530 metre gibi çok yüksek bir mevkiden şehre ve denize bakan tepeden Ordu şehri oldukça ihtişamlı ve ışıklı görünüyordu. Gökyüzünde bütün parlaklığıyla asılı duran ay da oldukça nurlu bir şekilde denizi aydınlatıyor, Karadeniz üzerinde adeta “nurdan bir yol” oluşturuyordu...

Ordu Cumhuriyet Meydanı’nda sabaha kadar konaklayan tırımız, öğleden sonra Trabzon’da geniş katılımlı bir program yapmak üzere sabah saatlerinde tekrar yollara koyuldu. BEDİÜZZAMAN TIRI NE GÜN, NEREDE? ÜÇÜNCÜ BÖLGE: 29 Eylül 2010 Çarşamba, Saat: 16:00, Erzurum Aziziye Parkı 30 Eylül 2010 Perşembe, Saat: 13:00, Iğdır, Belediye Meydanı 1 Ekim 2010 Cuma, Saat: 11:00, Van, Beşyol Mevkii, Hz. Ömer Camii karşısı Konuşmacı: İzzet Oflaz 2 Ekim 2010 Cumartesi, Saat: 16:00, Batman, World (Market) Center önü Konuşmacı: Orhan Zengin 3 Ekim 2010 Pazar Saat: 14:00, Diyarbakır, Kayapınar ilçesi, Park Orman Meydanı 3 Ekim 2010 Pazar Saat: 16:00, Mardin, Öğretmenler Lojmanı Sitesi (bitişiği) Sahası Konuşmacı: Tahir Ünverdi 4 Ekim 2010 Pazartesi, Saat: 10:00, Viranşehir, Ceylanpınar Caddesi, Halk Bankası karşısı, Konuşmacı: Tahir Ünverdi 4 Ekim 2010 Pazartesi Saat: 14:00, Şanlıurfa, Abide Park AVM önü (Eski YİMPAŞ) Konuşmacı: Tahir Ünverdi 5 Ekim 2010 Salı, Saat: 11:00, Gaziantep, Demokrasi Meydanı 5 Ekim 2010 Salı, Saat: 16:00, Kahramanmaraş, Trabzon Caddesi, Özel İdare İşhanı yanı 6 Ekim 2010 Çarşamba, 15:00, Adana, DDY 6. Bölge Md.lüğü, İstasyon Meydanı Konuşmacı: İslâm Yaşar 7 Ekim 2010 Perşembe, 12:00, Kayseri-Mimar Sinan Kurşunlu Camii yanı Konuşmacı: İslâm Yaşar




Bediüzzaman Tanıtım ve Hizmet Tır'ı KARADENİZ'de {FOTOĞRAF GALERİSİ}

UMUT YAVUZ / ÇARŞAMBA-FATSA-ORDU

29.09.2010


 

1005 yılında kuruldu 1005 yıldır ayakta

RUSYA Federasyonuna bağlı Özerk Tataristan Cumhuriyeti’nin başşehri Kazan, 1005 yıllık geçmişinin yanı sıra tarihî yapıları, geniş bulvarları ve dev blok yapılarıyla şehre gelenleri büyülüyor.

1005 yılında kurulduğu belirtilen Kazan, tarih boyunca bir şehir olarak önemini hep korudu. İstanbul’la kardeş şehir ilişkisi bulunan Kazan, Rusya’da İslâm’ın merkezi olarak da biliniyor. 2005 yılında bininci yaşını kutlayan ve Avrupa’nın en büyük camilerinden biri olduğu belirtilen Kul Şerif Camii'nin bulunduğu şehirde, tarihî özelliğe sahip kuleler, müzeler, camiler, kiliseler ve eski binalar hâlâ ayakta duruyor. İdil (Volga) Nehri kenarında yer alan şehirde dev blok yapılar ve geniş bulvarlar dikkati çekiyor.

Tarihte yaklaşık 300 yılı aşkın süre İdil Bulgar devleti adına Rus prenslikleriyle ticarî ve kültür bağı kurduğu ifade edilen Kazan, sonraki yüz yıl boyunca da Altın Ordu Devleti’nde Rus prenslikleriyle ilişkilerini devam ettiren beyliğin merkezi olarak biliniyor. 150 yıl boyunca Rus devletinin doğu kapısı olan, İslâm ve Hıristiyan kültürlerinin buluştuğu Kazan’ın, 1708 yılından itibaren 200 yıl boyunca Kazan eyaletinin merkezi, son 100 yıldır da Tataristan’ın başşehri olarak günümüze kadar geldiği belirtiliyor.

SÜYÜMBİKE KULESİ

VE KUL ŞERİF CAMİİ

Dünyadaki en eski şehirlerden biri olan ve İstanbul’la kardeş şehir ilişkisi bulunan Kazan’da görülmesi gereken en önemli yerlerin başında, Kazan Hanlığını hatırlatan Süyümbike Kulesi geliyor. Kazan Melikesi Süyümbike’nin adının verildiği yedi katlı kule, kırmızı tuğladan yapılmış ve 58 metre yüksekliğinde. Kazan Üniversitesinin ana binası, Devlet Müzesi, Tatarların meşhur şairi Tukay adına kurulan müze, millî kütüphane, kültür merkezi, Tatar tiyatrosu, şehrin en eski camileri ile katedralleri görülmesi gereken yerler arasında bulunuyor.

Şehirdeki en önemli yapılardan birini Kazan Kremlini oluşturuyor. Sarayın sınırları içinde benzersiz mimarî örneklerini, kiliseler ile camileri bir arada görmek mümkün. Burada Kazan’ın yeni simgeleri arasında yer alan ve 2005’te ibadete açılan Kul Şerif Camii de bulunuyor. Bu bölge, özellikle hafta sonları ziyaretçi akınına uğruyor, fotoğraf çektirmek isteyen yeni evli çiftler için de önemli mekânlar arasında yer alıyor. San'ata önem verilen şehirde 1804 yılında kurulan ve Rusya’nın sayılı üniversitelerinden olan Kazan Üniversitesinde, Rusya Federasyonu’nun içinden ve dışından çok sayıda öğrencinin eğitim gördüğü ifade ediliyor. Kazan

29.09.2010


 

Çevreciler: Kapadokya’ya motorlu araç girmesin

KAPADOKYA bölgesinde, peribacaları ve vadiler arasında motorlu araçlarla dolaşan turistlere Nevşehirli çevreciler, araçlarla peribacalarına zarar verdikleri gerekçesiyle tepki gösterdi.

Küresel Isınma ve Çevre Gönüllüleri Derneği (KÜREÇEV) Nevşehir Şube Başkanı Ömer Durmuş Saltık, yerli ve yabancı turistlerin Kapadokya’da cip ve bazı motorlu araçlarla peribacalarının ve vadilerin içinde dolaştığını, motorlu araçların peribacalarına ve vadilere zarar verdiğini belirtti. Turistik amaçlı da olsa motorlu araçlarla vadi içlerinde ve peribacaları arasında dolaşılmaması gerektiğini vurgulayan Saltık, bu tür gezintilere izin verilmemesi gerektiğini kaydetti. Saltık, yetkilileri motorlu taşıt turları konusunda tedbir almaya çağırdı.

29.09.2010


 

Komşuda yumurtayla alış veriş dönemi

BULGARİSTAN’DA ekonomik krizle birlikte gelen nakit sıkıntısı halkı paranın icadından önceki dönemlere götürdü.

Ülkede 1990’lı yılların başlarında ve 1996-1997 krizinde yaygın olarak görülen takas uygulaması geri döndü. Ülkenin doğusundaki Omurtag kasabasına bağlı bir köyde yaşayan Ayşe Şerifova her hafta sonu köydeki pazar yerine giderek evde beslediği tavuklardan elde ettiği yumurtalarla alış veriş yapıyor. “Bu alış verişte alan memnun, satan memnun” diyen Şerifova, yumurtalarla şu ana kadar 4 çift terlik, ayakkabı, eşofman ve yelek aldığını söylüyor. Terlik 20 yumurta, eşofman 30 ve yelek ise 70 yumurta karşılığı alınabiliyor. Bunun dışında takas olarak fasulye ve tereyağı da kullanılıyor. Takas yapılmayan mal neredeyse yok gibi. Her şey takasa dahil. Bazıları mutfak eşyaları, bazıları da gıda alış verişi yapıyor.

29.09.2010


 

Youtube yasağı imajımızı zedeliyor

BERSAY İletişim Grubu tarafından Çırağan Sarayı’nda düzenlenen ‘Yeni Normal Dünyada Türkiye’nin yeni konumu, Yeni Gücü’ adlı panelde konuşan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, daha fazla özgürlüğün ülkeyi zayıflatacağına ve birlikteliğe zarar vereceğine inanmanın en basit anlamıyla naiflik olacağını söyledi.

Gül, Youtube internet sitesine mahkeme kararıyla verilen giriş yasağını hatırlatarak, bu tür yasakların Türkiye’nin uluslar arası arenada imajını zedelediğini aktardı. Bu tür konularda yasa koyucuların ve yargıçların daha dikkatli davranması gerektiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Gül, “Biz istediğimiz kadar uğraşalım, konferanslar verelim, çalışmalar, yatırımlar yapalım, ama ufak bir şey bütün imajımızı altüst ediyor” diye konuştu. Cumhurbaşkanı Gül, “Daha fazla özgürlüğün iyi bir şey olduğuna inanmalı ve ikna olmalıyız” diye konuştu.

29.09.2010


 

Ukraynalıların sigarayı bırakma oranı artışta

UKRAYNA’DA yetişkinlerin sigaraya ilişkin eğilimlerini tesbit etmek için yapılan bir ankete göre sigarayı bırakanların oranının her geçen yıl arttığı ortaya çıktı.

Ukrayna Başbakanlığı ve Uluslararası Sağlık Koruma Organizasyonunun işbirliğiyle yapılan çalışmaya, ülke genelinde 8 bin 173 kişi katıldı. Anketin sonuçlarına göre, günlük hayatta sigara tüketimi son 5 yıl içerisinde devamlı olarak düşüyor. 2005 yılında erkeklerin yüzde 62’si her gün sigara içerken, 2010 yılında her gün sigara içen erkek oranı yüzde 45 seviyesine düştü. Beş yıllık bir dönemde sigara içen bayanların sayısı da yüzde 17’den yüzde 9’a indi. Yapılan anket Ukraynalıların yüzde 90’ının kamuya açık alanlarda sigara içme yasağını desteklediğini ve sigara içenlerin de yüzde 68’inin sigarayı bırakmayı düşündüğünü ortaya koydu.

29.09.2010


 

Avrupalı Müslümanlar Pakistan’ı unutmadı

MERKEZİ Almanya’nın Köln şehrinde olan Avrupa Türk İslâm Birliği (ATİB), Avrupalı Müslümanların yardımlarını, büyük bir sel felâketi yaşayan Pakistan’daki mağdurlara ulaştırdı.

Toplanan yardımları ATİB Genel Başkan Yardımcısı Yakup Tufan ve beraberindekiler bizzat götürerek selzedelere dağıttı. Ülkenin beşte biri sel altında kalan Pakistan’ın asrın felâketini yaşadığını aktaran ve izlenimlerini anlatan Yakup Tufan, herkesi Pakistan’a yardım etmeye çağırdı. ATİB’in Avrupalı Müslümanlardan gerek ATİB’e bağlı camiler, gerekse direkt bağışlar yoluyla Ramazan ayı boyunca topladığı nakdî yardımı Pakistan’a götürdüklerini bildiren Yakup Tufan, ikinci yardımı Kurban Bayramı’ndan önce götürmeyi hedeflediklerini söyledi. ATİB, Pakistan’da bir okul ve sağlık ocağı inşa etmeyi hedefliyor.

29.09.2010

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Son Dakika Haberleri

Bütün haberler

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.