Spor |
Ernst Guti'yi aratmadı |
Hava çok güzeldi. Zemin nispeten düzelmiş, taraftar; ”Gücüne güç katmaya geldik, formanda ter olmaya geldik” diyordu. Beşiktaş'ta Guti ve sağ bek yoktu ama iki Alman, Hilbert ve Ernst bu eksikliği gidermişlerdi. Bobo ve Quaresma ilerde, arkalarında Tabata ve ortada Aurelio-Ernst-Necip üçlüsü. Geride İbrahim Üzülmez, Zapo, İbrahim Toraman, Hilbert. Ve kalede Hakan. Schuster’in belki de geçen haftaki hatasını telafi edip, kendine olan güvenini tazelemesi için kaleyi teslim ettiği Hakan. Antalyaspor karşısında Beşiktaş, ilk yarıya tempolu başladı. Oyunu rakip sahaya yıkarak pozisyonlar buldu. İlerde yapılan pres, yardımlaşma ve sabırlı hücum rakibe pozisyon verdirmedi. İlk yarının en önemli gol pozisyonu ise Quaresma’nın direkten dönen şutuydu. İkinci yarının başlarında Hilbert-Ernst-Bobo yapımı golle beklenilen skor yakalanınca İnönü de coşku zirveye ulaştı.Beşiktaş taraftarının tempolu tezahüratı ve ”iki gelsin ikiii” isteğine Quaresma resitali de eklenince pozisyonlar peş peşe geldi. Bobo çok net iki gollük pozisyonu değerlendiremeyince,”atamayan yer” kaidesi işledi ve beraberlik golü geldi. O zamana kadar kendisine iş düşmeyen Hakan öyle bir iş (hata) yaptı ki, bir anda her şey tersine döndü. Taraftar sustu, seyircinin neşesi kaçtı. Hakan’ın üst üste oynadığı iki maçta da puan kaybettirecek ikinci büyük hatasına rağmen, taraftarın protesto etmemesi (yuhalamaması) tam bir olgunluk işaretiydi. Bu konuda “Çarşı”’nın kararını kutlamak gerekir. Gelen beraberlik golünden sonra, Beşiktaşlı futbolcular, bocalamaya başladılar, pas yapamaz, pozisyon bulamaz bir halde iken, her şey oyunu soğutmak isteyen rakibin istediği gibi gidiyordu. Schuster’in son dakikalarda Nobre ve Holosko’yu oyuna alması da rakip kalede beklenen baskıyı getirmedi. Ancak Beşiktaş, CSKA ve Fenerbahçe maçlarında olduğu gibi maçı bırakmadı. Rakibine oranla daha diri ve istekliydi. Nitekim sahanın en iyisi Ernst uzatma dakikalarında “daha maç bitmedi. Guti yoksa ben varım” dercesine Bobo'ya öyle güzel bir pas attı ki, Bobo da bu pası gole çevirmekte zorlanmadı. Bobo ile gelen galibiyet golünden sonra, İnönü'de buz kesmiş hava yerini yeniden serin meltemlere bırakırken, trübünlerdeki donuk suratlar gülümsemeye başlamış,matem sessizliğinin yerini coşkulu şenlikler almıştı.Bu arada Beşiktaş kalesinin önünde Hilbert ve Hakan, yerlerde birbirlerine sarılmışlardı.Bobo’ya teşekkürâne selam gönderircesine ve kendilerine tesellivâri hareketlerle, samimiyetle…
NADİ AKSOY |
27.09.2010 |