Yurt Haber |
En beyefendisi hamsi |
BALIKLARIN da tıpkı insanlar gibi birbirinden üstün yönleri ve karakteristik özellikleri bulunduğu, en duygusal balığın kırlangıç, en cesurun lüfer, en beyefendinin hamsi, en kurnazın kefal, en zevkine düşkününün ise morina olduğu belirtildi. Kurduğu balık lokantası zinciriyle Türkiye’de adından söz ettiren, balık türleri ve pişirme şekilleri konusunda 3 kitap yazan Fevzi Çimşit (Fevzi Hoca), sağlık ve damak tadı açısından sofraların vazgeçilmezi balıkların insanlar gibi bazı karakteristik özelliklere sahip olduğunu söyledi. Tecrübeli balıkçıların deneyimlerinin de etkisiyle oluşan genel kanaate göre en cesur balığın lüfer olduğunu ifade eden Çimşit, ‘’Lüferler büyük balıklara bile saldırırlar. Bazı balıkçılar, boğazlarda bir yunusa karşı lüferlerin verdiği mücadeleyi gördüklerini anlatmaktadır. Buna göre, yunus, lüfer sürüsünün içinden geçer, lüfer sürüsü yunusa saldırır, yunus düşmanlarının ısırıklarından kurtulmak için taklalar atar ve umutsuzca çırpınır’’ bilgisini verdi. En kurnaz balığın ise kefal olduğunu dile getiren Çimşit, ‘’Kefal ‘kurnaz, çevik, kolay yakalanamaz’ gibi unvanlara sahiptir. Çoğu zaman ağ ile çevrildiğinde ağın deniz yüzeyinde kalan bölümünden zıplayarak kaçma imkânı bulur. Diğer balıklar gibi oltaya atlamaz. Sür'ati ve çevikliği sayesinde başta yunuslar olmak üzere düşmanlarının hücumundan kolayca kurtulur. Yakalanmama konusunda balıkların en zekisi olduğu söylenir’’ diye konuştu. Kırlangıç balığının ise en duygusal balık olduğunu belirten Çimşit, ‘’Kırlangıç balıklarının tıpkı kılıçbalığı gibi erkek ve dişi olmak üzere çift yüzdükleri, biri yakalandığında diğerinin homurdanarak ağladığı söylenir. Hatta Fransız balıkçılar bu balığı yakaladığında üzülür ve denize atarlarmış. Eşi yakalanan diğer balığın da üzüntüden intihar ettiği Fransız balıkçılar tarafından anlatılmaktadır’’ dedi.
EN OBUR BALIK ‘’LEVREK’’
FEVZİ Çimşit, bazı balıkların öne çıkan özelliklerini ise şöyle sıraladı: ‘’Gezici balıkların en önemli örneklerinden biri olan levrek olağanüstü obur, doymak bilmez bir balıktır. Fransızların bu balığa ‘kurt’ lâkabı takmalarının bir sebebi de oburluğudur. En asaletli balık ise barbunyadır. Eski Çağ’da Akdeniz’in en kıymetli balıklarından biridir. Etinin lezzeti, renginin güzelliği takdir edilmiştir. Romalılar tarafından çok beğenilen olağanüstü bir değere sahip barbunya sarayların sofralarından eksik olmazmış. En belâlı balık ise izmarittir. Her zaman ‘büyük balık küçük balığı yutar’ derler, ancak bu izmarit için geçerli değildir. Büyük balıklar izmariti yemekten hep kaçınırlar. Çünkü eti çok kılçıklı olan izmarit, hangi balık tarafından yenirse o balığın ağzında yara oluşur. İzmariti yiyen balık ölebilir. Zevkine en düşkün, gezmeyi en çok seven balık morinadır. Yumurtalarını dökmek için denizleri terk edip nehirlerin kaynaklarına kadar giderler. Nehirlerde yaptıkları yolculuk dikkat çekicidir. Silâhı olmayan, hiç kimseye saldırmayan, parlak, şık giyimli, yakalandığında dahi güler yüzlü olan tek balık hamsidir. İskorpit ise en çirkin balık olarak kabul edilir. Başı, yanak ve solungaçları dikenli, başı vücudundan büyük, tipsiz, sevimsiz ve çok çirkin bir balıktır.’’ |
15.09.2010 |