Yurt Haber |
Uludağ’a ziyaretçi akını |
Bediüzzaman Hazretleri dağların hikmet ve maksatlarını izah ederken, “zemin sefinesine hazineli direkler” şeklinde yorumlar: “Bu dünya hanında misafir yolcular için koca dağları levazimatlarına ve istikbaldeki ihtiyaçlarına müntazım ihtiyat deposu ve cihazat anbarı ve hayata lüzumu olan çok definelerin mükemmel mahzenidir.” (3. Şuâ). Dağlar sadece bir taş ve toprak yığınından ibaret olmayıp, çok hikmet ve faideleri vardır. Bu duygu ve düşünceler içinde Bursa’nın güneyinde bulunan koca Uludağ’a bir yaz günü seyahatte bulunduk. Ulaşımı karayolu ve teleferik yoluyla yapılan Uludağ, Marmara bölgesinin en büyük ve en yüksek dağıdır. Dağın kapladığı alan 67 bin hektardır. Zirvesi 2.442 metre yüksekliğindedir. Biz Uludağ’a teleferikle çıkmayı tercih ettik. Yerli ve yabancı bir çok ziyaretçinin yaz aylarında akınına uğrayan Uludağ’a Bursa’nın Teleferik olarak adlandırılan mekândan teleferike binilerek çıkılır. Ayrıca her çeşit kara vasıtalarıyla karayoluyla ulaşılır Uludağ’a.. Teleferik yoluyla gidildiğinde Sarıalan mevkii son duraktır. Biz de son durak olan Sarıalan’da indik. Burada güzel sayfiye yerleri de mevcuttur. Her giden Uludağ’ın tertemiz havasını solur. Burada Sarıalan ismi verilen güzel bir cami bulunuyor. Yeşillikler içinde kalan bu mekân, her yönüyle huzuru fısıldar ruhlara… Bu mekânda bol tefekkür imkânı da bulursunuz. Biz hem gezmek, hem de tefekkür maksadıyla çıktığımız Uludağ’ın zirvesinde pek çok güzellikleri birlikte yaşadık. Etraftaki yeşillikler içinde renk cümbüşünü seyrederken, minareden okunan ezanın ardı sıra namazlarımızı eda ettik Uludağ’daki Sarıalan Camii’nde… Bu arada Âyet’ül Kübra’dan bölümler okuyarak Uludağ gezimizi noktaladık. Şöyle diyordu Bediüzzaman: “Dağların içinde zihayata lâzım olan her nevî menbalar, sular, madenler maddeler ilâçlar o kadar hakimane ve müdebbirane ve kerimane ve ihtiyatkârane iddihar ve ihzar ve istif edilmiş ki, bilbedahe, kudreti nihayetsiz bir kadirin ve hikmeti nihayetsiz bir hakimin hazineleri ve anbarları ve hizmetkârları olduklarını ispat ederler.” (7. Şuâ.)Ve.. huzur içinde ayrılıyorduk Uludağ’ın zirvesinden bir yaz günü...
MUSTAFA ÖZTÜRKÇÜ BURSA |
22.07.2010 |