16 Temmuz 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Dizi Yazı

3 yılda 8 İddİaname

Ergenekon Dâvâsı genel olarak, Cumhuriyet Tarihi’nin en önemli dâvâlarından birisi, hatta birincisi olarak ele alınmaktadır.

İddianamelere konu teşkil eden hâdiseler, yapılan suçlamaların mâhiyeti ve şüphelilerin kimlikleri dikkate alındığında bunun pek de mübalâğa olmadığı anlaşılmaktadır.

Haziran 2007'de, bir ihbar üzerine İstanbul-Ümraniye’de bir gecekonduda el bombalarının ele geçirilmesiyle başlayan

soruşturmalar halen sürmekte, bir yandan açılan dâvâlara devam edilirken, bir yandan da yeni dâvâlar açılmaktadır. Üç seneyi aşan ve şimdilik sekiz dâvânın açılmasını netice veren hukukî süreçte, daha kaç iddianame ve dâvânın ortaya çıkacağı henüz belli değildir.

Oldukça geniş bir zaman dilimi içinde cereyan eden ve çok girift ve karışık gibi görünen hâdiselerin, biraz dikkat edildiğinde bir bütünün parçaları gibi birbirleriyle irtibatlı oldukları fark edilmektedir.

Soruşturma ve dâvâlarla ilgili olarak yapılan tartışma ve değerlendirmeler, Ergenekon dâvâsı’nın âdeta toplumumuzun zihniyet haritasını ortaya koyan bir röntgen cihazı gibi vazife gördüğünü de göstermektedir.

Birçok kimsenin kanaatlerinde süreç içerisinde önemli değişmeler meydana geldiği müşahede edilmektedir. Ayrıca, bütün toplum kesimlerinin mazileriyle yüzleşerek bir vicdan muhasebesi yapmaları ihtiyacı da ortaya çıkmaktadır.

Bu dâvâ vesilesiyle bazı temel değerlendirmeler yapmadan önce, bu değerlendirmelerin doğru anlaşılabilmesi için hâdiselerin cereyan ediş sırasına göre ve bir bütünlük içerisinde ele alınması zarurîdir. Soruşturmaların başladığı 2007 yılından önceki bazı hâdiseleri de kısaca hatırlamak, dâvânın mazideki muhtelif izlerinin görülmesi bakımından faydalı olacaktır.

ASKERÎ ŞÛRÂ’DA MUHTIRA

Mustafa Balbay’ın 23 Mayıs 2003 tarihli “Genç Subaylar Rahatsız” haberiyle gündemi oldukça meşgul eden Cumhuriyet Gazetesi, 3 Ağustos 2003’te de, “YAŞ’ta Muhtıra Gibi Sözler” manşetini atmıştı. Habere göre, 30 Ağustos’ta emekli olacak olan 1. Ordu Komutanı Orgeneral Çetin Doğan YAŞ’da şöyle konuşmuştu: “Başbakanım, tüm yaptıklarınızı ve amacınızı bir asker olarak iyi biliyorum. TSK’nın etkinliğini ortadan kaldırmayı, TSK’yı rencide etmeyi ve yönetim biçiminde köklü değişiklikler yapmayı planlıyorsunuz. Türk halkının AB sevdasını da arkanıza alarak bu yolda gidiyorsunuz. Günü geldiğinde bu yaptıklarınızın ayırdına varacak ve bunun hesabını soracak güçler mutlaka çıkacaktır. Bu Türk halkının kendisi olacaktır... Gerekirse ordu-millet işbirliğiyle sonuç alınacaktır.”

Muhtıra gibi sözleri sarfettiği iddia edilen ve hâlen Balyoz Darbe Plânı soruşturmasında bir numaralı zanlı olan dönemin 1. Ordu Komutanı Çetin Doğan, 28 Şubat sürecinde de Batı Çalışma Grubu’nun başkanıydı. Genel Kurmay Karargâhında basın mensuplarına, Yüksek Yargı mensuplarına ve YÖK üyelerine verilen ve dinleyiciler tarafından ayakta alkışlanan o meşhur brifingleri veren kişiydi.

CUMHURİYET GAZETESİ’NİN

BOMBALANMASI

Cumhuriyet Gazetesi’ne 2006 Mayısında bir hafta içinde üç defa el bombası atılmıştı. Basında yer alan haberlere göre gazeteye gelen üç kişi “Allahuekber” diye tekbir getirmiş ve bombaları fırlatarak kaçmışlardı.

Radikal Gazetesi yazarı M. Ali Kışlalı bu saldırıları, Cumhuriyet Gazetesi’nin; “Atatürkçü görüşü savunma mücâdelesine dayalı yayın yapan bir siyasî mücâdele gazetesi” olmasına bağlıyordu. (19.05.2006)

Aynı günlerde meydana gelen Danıştay saldırısı sonrası ortaya çıkacak gelişmeler, hâdiselerin hiç de Kışlalı’nın zannettiği şekilde olmadığını gösterecekti.

DANIŞTAY

SALDIRISI

Türkiye 17 Mayıs 2006 tarihinde Danıştay’a yapılan silâhlı saldırı ile şiddetli bir şekilde sarsıldı. Alparslan Aslan ismindeki bir şahsın, “Allah’ın askeriyiz, elçisiyiz. Türban dâvâsı yüzünden cezalandırılacaksınız” diyerek İkinci Daire’nin üyeleri üzerine ateş açması neticesinde bir hâkim ölmüş ve bazıları da yaralanmıştı.

Ertesi gün yoğun protesto eylemleri yapılmıştı. Cumhurbaşkanı Sezer saldırıyı, “Laik Cumhuriyet’e yapılan bir saldırı” olarak tarif etmişti. Kenan Evren’e göre ise saldırı, “Menemen olayının bir eşi” idi. Yüz binler, “Türkiye laiktir laik kalacak” sloganlarıyla ve Onuncu Yıl Marşı eşliğinde Anıtkabir’e yürüyordu. En çarpıcı târifi ise Hürriyet’teki köşesinde Ertuğrul Özkök yapmıştı: “Cumhuriyet’in 11 Eylül’ü”

Fakat olayların rengi birkaç gün içinde değişmeye başladı. Saldırının fâilleri yakalanmış ve bunların bir hafta önce Cumhuriyet Gazetesi’ni bombalayan kişiler olduğu da ortaya çıkmıştı. Dahası, Cumhuriyet Gazetesi’ne atılan bombaların Ergenekon soruşturmasında Ümraniye’de ele geçirilen bombalarla benzerliği de sonraki günlerde ortaya çıkacaktı. Ergenekon soruşturmasının ilerleyen safhalarında ise Danıştay Saldırısı ve Cumhuriyet Gazetesi’nin bombalanması dâvâları Ergenekon dâvâsıyla birleştirilecekti.

Geçtiğimiz günlerde ortaya çıkan yeni bir gelişme, Danıştay saldırısının zannedilenden daha derin ve plânlı bir hareket olduğu ihtimalini güçlendiriyordu. Saldırganın cinayetten iki gün önce Danıştay’da keşif yaptığı günlere ait güvenlik kameralarındaki kayıtların silinmiş olduğu ve bunun TÜBİTAK’ta görevli bilirkişi tarafından tesbit edildiğine dair haberler gazetelerde yer aldı. Kameraları yerleştiren ve bakımını yapan güvenlik şirketi OYAK’a aitti ve başında da, MİT elemanı emekli bir Albay bulunuyordu.

DARBE

GÜNLÜKLERİ

31 Mart 2007 tarihli Nokta Dergisi, “Emekli Oramiral Özden Örnek’in günlükleri” başlığıyla çıkmıştı. Dergide yayınlanan ve 2003-2005 tarihlerinde Deniz Kuvvetleri Komutanı olan emekli Oramiral Özden Örnek’e ait olduğu iddia edilen günlüklerde; dönemin Kuvvet Komutanları Aytaç Yalman, Şener Eruygur, İbrahim Fırtına ve Özden Örnek’in darbe hazırlığı içinde olduklarına dair notlar yer almaktaydı. Kuvvet komutanlarının mutabık kaldıkları darbe hazırlıklarının, dönemin Genel Kurmay Başkanı Hilmi Özkök tarafından engellendiği anlaşılıyordu. Günlüklerden ayrıca, darbe hazırlığı içinde olan kuvvet komutanlarının, o dönemde 1. Ordu Komutanlığı ve Genel Kurmay 2. Başkanlığı görevlerini yürütmekte olan Büyükanıt ve Başbuğ’dan da hiç hazzetmedikleri ve bu iki komutanın Hilmi Özkök’e yakın durdukları anlaşılıyordu.

İddialara Takipsizlik Dergiye dâvâ

Günlüklerin yayınlanması o gün için basında pek ilgi uyandırmamıştı. İddialarla ilgili herhangi bir muamele yapılmazken, Nokta Dergisi hakkında dâvâ açıldı. Dergi polis tarafından basıldı ve sonraki günlerde de sahibi tarafından kapatıldığı açıklandı.

Fakat Darbe Günlükleri konusu burada kapanmadı. Ergenekon soruşturmasıyla birlikte bir yıl sonra tekrar gündeme geldi. Soruşturmayı yürüten savcılar Nokta dergisi eski Genel Yayın Yönetmeni Alper Görmüş’ün bilgisine başvurarak günlüklerin bir kopyasını aldı. Daha sonra da Günlükler, “Özden Örnek tarafından kaleme alındığı anlaşılan” ifadesiyle II. Ergenekon İddianamesinde yeraldı.

CUMHURİYET MİTİNGLERİ

14 Nisan 2007 tarihinde Ankara Tandoğan Meydanı’nda büyük bir miting tertip edildi. Genel Başkanlığını emekli Orgeneral Şener Eruygur’un yaptığı Atatürkçü Düşünce Derneği’nin (ADD) öncülüğünde düzenlenen Cumhuriyet Mitingi’ne yüz binlerce kişiyle birlikte, çok sayıda Yüksek Yargı Organı mensubu ve cübbeleriyle birlikte bazı rektörler de iştirak etmişti. Mitinglere Nisan’da İstanbul Çağlayan Meydanı’nda ve Mayıs ayında da İzmir’de devam edildi. İsmet Berkan yaklaşık bir yıl sonra yazdığı bir yazıda bu mitingleri, “fazlasıyla şüpheli organizasyonlar” olarak tarif etmiş ve esas maksadın, “Türkiye’yi giderek 27 Mayıs darbesi öncesindeki gibi bir ortama sokmak” olduğunu ifade etmişti. (Radikal-8/9 Nisan 2008) Cumhuriyet Mitingleri Ergenekon dâvâsının Üçüncü İddianamesinde, “sözde toplumsal refleks” ifadesiyle yer alacaktı.

ERGENOKON DÂVÂSININ SEYRİ

BİRİNCİ VE İKİNCİ DALGA

Kamuoyunda Ergenekon ismiyle meşhur olan soruşturma 12 Haziran 2007 tarihinde Emniyete yapılan bir ihbarla başladı. İhbar üzerine İstanbul-Ümraniye’de bir gecekonduda el bombaları ele geçirildi. Yapılan incelemede bombaların geçen sene Cumhuriyet Gazetesi'ne atılan bombalarla aynı seriden olduğu tesbit edilince soruşturma genişletildi. Kuva-i Milliye Derneği, Vatansever Kuvvetler Güç Birliği Hareketi ile Siyasî Ekonomik Sosyal Araştırmalar ve Strateji Geliştirme (SESAR) Merkezi’nin başkanları tutuklandı. Tevkif edilenler arasında “Musa’nın Çocukları” ve “Musa’nın Gül’ü” adındaki kitaplarıyla tanınan yazar Ergun Poyraz da vardı.

ÜÇÜNCÜ DALGA

22.01.2008 tarihinde yapılan operasyonda gözaltına alınanlar arasında da; kamuoyunda ismi yıllardır gündemden düşmeyen emekli Tuğgeneral Veli Küçük, Kuva-i Milliye Derneği Yöneticisi emekli Kurmay Albay Mehmet Fikri Karadağ, Avukat Kemal Kerinçsiz ve Türk Ortodoks Patrikhanesi Basın Sözcüsü Sevgi Erenerol dikkati çeken isimlerdi.

O günlerde, neler olup bittiği hakkında değil kamuoyunda, medyada dahi henüz tam olarak bir kanaat teşekkül etmemişti. Fehmi Koru’nun 25.01.2008 tarihli Yeni Şafak’taki yazısı medyadaki genel havayı aksettiriyordu: “Haziranda başlayan Ümraniye çetesi operasyonu üzerindeki yayın yasağı sekizinci ayında, henüz ne olup bittiğini anlayamadık bile. Böyle bir ortamda, bir general, birkaç emekli subay, avukatlar, bürokratlar, iş adamları ve gazetecilerin gözaltına alınmasıyla başlatılan ‘Ergenekon’ operasyonundan büyük umutlara kapılmakta zorlanmamızda şaşılacak bir yön yok.”

DÖRDÜNCÜ VE

BEŞİNCİ DALGALAR

Şubat ayının son haftasında gerçekleştirilen Dördüncü Dalgada, İstanbul Üniversitesi Adlî Tıp Enstitüsü’nde görevli Doç. Dr. Ümit Sayın, Sakarya Üniversitesi öğretim görevlisi Doç. Dr. Emin Gürses’in de aralarında bulunduğu sekiz kişi gözaltına alındı.

Mart ayında ise, o güne kadar ki en çok ses getiren operasyon olan Beşinci Dalga geldi. Bu operasyonda, İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, İstanbul Üniversitesi eski Rektörü Kemal Alemdaroğlu ve Cumhuriyet gazetesi yazarı ve imtiyaz sahibi İlhan Selçuk'un da aralarında bulunduğu 13 kişi gözaltına alındı. Ulusal Kanal’da arama yapıldı. Doğu Perinçek ile diğer İşçi Partililer tutuklanırken, Alemdaroğlu ve Selçuk tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.

Ergenekon konusunda medyadaki sayılı uzmanların başında gelen Şamil Tayyar, Nuriye Akman’a verdiği röportajda, Beşinci Dalga ile soruşturmaların artık sonuna gelindiğini söylüyordu. (Zaman-06.04.2008)

ORHAN DİNDAR

YARIN: İKİNCİ İDDİANAME

16.07.2010

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Dizi Yazı

  (05.07.2010) - ‘Milliyetimiz bir vücuttur; ruhu İslâmiyet, aklı Kur’ân ve imandır’

  (04.07.2010) - “Şark, darülfünuna muhtaç”

  (03.07.2010) - ‘Şarkı ayağa kaldıracak din ve kalbdir’

  (26.06.2010) - Dünyamız büyük ve mükemmel bir gemi

  (25.06.2010) - Denizciler işine ‘besmele’ ile başlıyor

  (24.06.2010) - Seyahat boyunca hep kitap okuduk

  (28.05.2010) - Fatİh’in Kanunnamesi bize yol gösteriyor

  (27.05.2010) - Fen ilimleri ile din ilimleri birlikte okutuluyor

  (26.05.2010) - Ecdat her yere mührünü vurmuş

  (25.05.2010) - Saraybosna, Avrupa’nın Kudüs’ü


Son Dakika Haberleri

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.