İstihdamda ‘yanlış adım’ uyarısı |
Hak-İş’ın, istihdam stratejilerinin belirlenmesi ve işsizlik sorununun çözümü için alınacak kararlar ve atılacak adımlar konusunda uyarılarda bulundu. Konfederasyon, Ulusal İstihdam Stratejisi Taslağına ilişkin görüş ve önerilerini içeren bir rapor hazırlayarak konuyla ilgili bakanlara iletti. Raporda, güvenceli esneklik, esnek çalışma modelleri, fazla çalışma süreleri, özel istihdam büroları-geçici iş ilişkisi, bölgesel asgarî ücret gibi konularda değerlendirmelerde bulunuldu. Raporda, yatırımlar arttırılıp yeni iş yerleri veya işler ortaya çıkarılmadan, çalışma saatleri azaltılıp artan iş saatleri için işsizler istihdam edilmeden başvurulacak hiçbir yolun işsizliğe çare olmayacağı vurgulandı. Güvenceli esneklik, esnek çalışma modelleri, fazla çalışma süreleri gibi kavramların ‘’insana yakışır iş’’ perspektifinde tartışılması gerektiği belirtilen raporda, işveren kesiminin ‘’devrim’’ niteliğinde olduğunu belirttiği İş Kanunu ile çalışma hayatının esnekleşmesi adına bir çok değişiklik yapıldığına işaret edildi. Öncelikle İş Kanunu’nun alt işverenlik, geçici iş ilişkisi, belirli ve belirsiz süreli iş sözleşmesi, kısmî ve tam süreli iş sözleşmesi, çağrı üzerine çalışma, fazla çalışma ücreti ve çalışma süresi ile ilgili hükümleriyle gelen ‘’esnek çalışma’’ uygulamalarının beraberinde getirdiği sorunların çözülmesi gerektiği belirtilen raporda, esnek çalışma modellerine sosyal güvenlik sistemi açısından da dikkat edilmesi gerektiği ifade edildi. Raporda, ‘’Ekonomik açıdan, sosyal hayatın tanzimi açısından son derece faydalı olacak bir kıdem tazminatı fonu, hak kayıplarına yol açmadan, kazanılmış hakları güvence altına alacak şekilde devlet güvencesinde geliştirilmelidir’’ denildi. Kamuoyunda ‘’kiralık işçilik’’ olarak bilinen, ‘’özel istihdam bürolarının mesleki faaliyet olarak geçici iş ilişkisinde bulunmasına yönelik düzenlemelerin, iş piyasasında kaos yaratacağı’’ değerlendirmesinde bulunulan raporda, bu büroların aracı kurum olma niteliğinden çıkarılarak doğrudan işverenmiş gibi çalışmalarının asla kabul edilemeyeceği vurgulandı. Bölgesel asgarî ücret tartışmasının başlatılmasının dahi bir dizi sıkıntıyı beraberinde getireceğini savunulan raporda, bölgesel ücretin geçmişte 3 yıl uygulandığı ve başarılı olmadığı belirtilerek, şu görüşlere yer verildi: ‘’Bölgesel asgarî ücret uygulamaya geçirilirse toplumsal, ekonomik ve teknik açıdan bir dizi soruna neden olacaktır. Bölgesel asgarî ücret, gelir adaletsizliğini arttıracağı, yoksulluğu derinleştireceği, politik istismar konusu yapılarak bölgesel ayrımcılığı körükleyeceği için toplumsal sorunlara neden olacaktır. Toplu iş sözleşmesi düzenini torpilleyeceği, istihdama katkı sağlamayacağı ve haksız rekabet yaratacağı için de bölgesel asgarî ücret ekonomik ve sosyal sorunlara yol açacaktır. Bölgesel asgarî ücret, emeklilik ya da işsizlik ödenekleri ile asgarî ücrete bağlı cezalar başta olmak üzere asgarî ücrete dayalı konularda teknik açıdan bir kargaşaya neden olacaktır. Yapılması gereken, gelir adaletsizliğini giderecek politikalar üretmektir. Avrupa ülkelerinde olduğu gibi geliri olmayan herkese asgarî düzeyde bir gelirin sağlandığı, düzenli gelir yardımı sistemi kurulmalıdır.’’
‘’YENİDEN TARTIŞILMALI’’
Hak-İş’ın raporunda, 2023 yılına kadar Türkiye iş piyasasının sorunlarının hafifletilmesini hedefleyen bir strateji belgesinin sağlam temellere oturtulmasının ve taraflarla daha fazla tartışılmasının önem taşıdığı vurgulanarak, ‘’Atılacak yanlış adımların faturası ve oluşacak kaos, gündemi yoğun olan ülkemiz açısından, tahribatlar yaratacak kadar ağır olabilecektir’’ denildi. Raporda, taraflardan alınan görüşlerin yapılacak bir toplantıda, taslak metin üzerinden yeniden tartışılmasının faydalı olacağı kaydedildi. |
23.06.2010 |