Güncel |
Bediüzzaman coşkusu |
BEDİÜZZAMAN Haftası faaliyetleri kapsamında Bedüzzaman Hazretlerinin ölümünün 50. yıldönümünde İzmit Temsilciliğimiz tarafından Sabancı Kültür Merkezi’nde “Toplum ve Gençlik” konulu bir panel düzenlendi. Program, Said Nursî Hazretlerinin hayatını anlatan video gösterimi ile başladı. Video gösteriminin ardından hafız A. Celil Cesur tarafından Kur’ân-ı Kerim okundu, daha sonra konuşmalara geçildi. Panelde ilk olarak söz alan gazetemiz imtiyaz sahibi Mehmet Kutlular, cumhuriyet ve demokrasi anlayışıyla ile ilgili açıklamalarda bulundu. Said Nursî`nin yanlış uygulanan cumhuriyet anlayışına karşı olduğunu vurguluyan Kutlular, sözlerini şöyle sürdürdü: “Said Nursî, her zaman ve zeminde milletin yanında olmuştur. Bunun için de 27 yıl süresince cezaevlerinde yatmış, ama doğru bildiğinden hiç şaşmamış. Biz de onun yolundan ilerliyoruz." Yeni Asya gazetesi imtiyaz sahibi Mehmet Kutlular, Türk Silâhlı Kuvvetleri`nin peygamber ocağı olduğunu belirterek, “Ordu eğer gücünü ihtilâller için kullanırsa, bizim ona 'haddini bil, kışlana çekil' deme hakkımız var” dedi. Kutlular'ın bu sözleri, salonu dolduran dâvetliler tarafından uzun süre alkışlandı. Kutlular şöyle devam etti: "Said Nursî, yıllarca sanki öcüymüş gibi gösterildi. Ordunun işi, TBMM'nin istediği biçimde görev yapmaktır. Bu ülkede hep irtica ve bölücülük korkusuyla darbeler yapıldı. Demokratik açılım diyorlar. Açılım, millî iradenin hâkim olmasıdır. Üstad, millî iradenin hakim olması uğrunda hapishaneye girmiş, eziyete maruz kalmış, ama dâvâsından vazgeçmemiştir." Yargı konusuna da değinen Kutlular şöyle devam etti: “Ülkemizde ne zaman demokrasi kelimesi ön plana çıksa TSK`nın darbeleriyle sekteye uğradı. Şimdi de bu durum değişmedi. Milletin seçtiği siyasî irade, Anayasayı değiştirmek istiyor ama değiştiremiyor. 11 kişiden oluşan Anayasa Mahkemesi kendisini milletin iradesinden üstün görerek, değişimi engelliyor; başörtüsü için çıkarılan kanun değişikliğini iptal etmesi gibi. Balyoz planları ve benzeri şeyler sürekli ortaya çıkmaya başladı. Ülkenin bu duruma gelmesine köy enstitüleri neden oldu. Gençlere buralarda dinsizlik aşılandı. Said Nursî bunlara karşı çıktı. İnsanların hayvanlaşamayacağını anlatmaya çalıştı, ama bedelini hapis yatarak ödedi. Bunu Allah için yaptı. Yeni Asya Medya Grubu olarak bizlere yaptırımlar uygulanıyor. Sesimiz kesilmeye çalışılıyor, ama yılmadık ve yılmayacağız. Biz Avrupa Birliği`ne girilmesi için destek oluyoruz. Bu ülkede demokrasi olsun istiyoruz. Ama insanlar seçtikleri siyasî iradeye darbe yapanlara tepkisini koymuyor. Bakın bir başbakanla iki bakanı ihtilâllerde darağacına verdik." Milletin seçtiği siyasî iradenin, anayasayı değiştirmek istediğini, ama değiştiremediğini hatırlatan Kutlular, sözlerini şöyle sürdürdü: “Önceden Said Nursî'nin eserlerini almak, okumak bile suçtu, şimdi bu konuda rahatız. Biz Avrupa Birliği’ne girilmesi için destek oluyoruz. Bu ülkede demokrasi olsun istiyoruz. Ama insanlar seçtikleri siyasî iradeye darbe yapanlara tepkisini koymuyor. Bakın milletin seçtiği bir başbakanla iki bakanını ihtilâlde darağacına verdik.” Kutlular`ın konuşmasının ardından, yazarımız İslâm Yaşar, “Toplum ve Gençlik” konulu bir konuşma yaptı. İslam Yaşar, gençlerin o zaman olduğu gibi (1930’lu yıllar) zamanımızda da aynı tehlikeyle karşı karşıya olduğunu, bunun için de Said Nursî’nin mesaisinin büyük kısmını gençlerin eğitimi ve imanlarının kurtulmasını için çalıştığını hatırlatı. Devlet millet arasındaki soğukluğa dikkat çeken Yaşar, gençlerin kazanılması için devlet millet kaynaşmasının bir an önce tesis edilmesi gerektiğini dile getirdi. Konuşmaların ardından, İzmit ve ilçelerinde yapılan Risâle-i Nur yarışmasında dereceye girenlerin hediye töreni yapıldı. Üniversite talebeleri arasında Esma Emiştekin'in, lise talebeleri arasında da Kübra Kılıç'ın birinci olarak Ankara’da yapılacak Gençlik Şöleni'ndeki yarışmada Kocaeli’ni temsil edecekleri açıklandı. Program bitiminde İslâm Yaşar kitaplarını imzaladı.
İnsanı insan yapan en büyük değerlerden biri hürriyettir
DÜZCE Yeni Asya Eğitim Kültür ve Dayanışma Derneği tarafından organize edilen ‘Said Nursî ve Demokratik Açılım’ konulu konferansa vatandaşlar büyük ilgi gösterdi. Düzce 18 Temmuz Spor Salonu’nda konferansa konuşmacı olarak, Genel yayın Müdürümüz Kâzım Güleçyüz, Av. Kadir Akbaş, Prof. Dr. Mehmet Altan, Latif Salihoğlu, Gazetemiz İmtiyaz Sahibi Mehmet Kutlular katıldı. Katılımın yoğun olduğu konferans Kur’ân-ı Kerim okunması ile başladı. Programda konuşan Mehmet Kutlular, “İnsanı insan yapan en büyük değerlerden biri hürriyettir” dedi. Cumhuriyet adı altında bir baskı rejiminin kurulduğunu hatırlatan Kutlular, demokrasiyi kesintiye uğratan ihtilâlleri de eleştirdi. Said Nursî'nin demokratik açılıma temel oluşturacak görüşlerini geniş şekilde aktaran Kâzım Güleçyüz de Türkiye'deki dayatmacı ve ayrımcı zihniyetin hem devleti, hem toplumu tıkadığını vurgulayarak, “Bu tıkanıklıktan tek çıkış yolu, Said Nursî modelidir” dedi.
REJİM MAĞDUR ÜRETMEMELİ
PANELDE konuşan Prof. Dr. Mehmet Altan da, ‘demokratik açılımı’ konuşurken 12 Mart 1971 muhtırasının 39’uncu yılı olduğunu belirterek, “Demokratik açılım olabilmesi için rejimin mağdur üretmemesi lâzım. Aynı zamanda da mağdurun diğer mağdura da yan bakmayacağı, hepsinin mağduriyetinin sistemden kaynaklandığını ve mağdurların tüm mağduriyetlerinin ortak bir özgürlük alanıyla giderilebileceğine inanması lâzım. İnsanoğlu bu gün dünyanın en kutsal canlısı, insanoğlunun doğuştan elde ettiği haklar var. Bunlar devredilemez haklardır” şeklinde konuştu. Latif Salihoğlu ise son dönem Osmanlı tarihinden örnekler verdiği konuşmasında Bediüzzaman'ın görüş ve yaklaşımlarını anlatırken, onun özellikle ırkçı yaklaşımlara karşı çıkıp, Türkler ve Kürtler başta olmak üzere farklı etnik menşelerden gelen insanları İslâm kardeşliği ortak paydasında birleştiren tesbitlerine dikkat çekti.
Bediüzzaman, hürriyet savunmak için ağır bedeller ödedi
SAİD Nursî Hazretlerinin 50. vefat yıldönümünde Gazetemizinin Kahramanmaraş Temsilciliği’nin Necip Fazıl Kısakürek Kültür Sitesi’nde organize ettiği ‘Bediüzzaman’a Göre Demokrasi ve İnsan Hakları’ konulu panel, büyük bir katılımla gerçekleşti. Açış konuşmasını yapan Kahramanmaraş Temsilcisimiz Mehmet Diken, Bediüzzaman Said Nursî’nin, “Ben ekmeksiz yaşarım, ama hürriyetsiz yaşayamam” sözüne dikkat çekti. Şair Atilla Yılmaz’ın, Emirdağ-Urfa Hattı şiirini, okumasıyla başlayan paneli Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi (KSÜ) İktisadî ve İdarî Bilimiler Fakültesi Dekanı Prof Dr. Ahmet Hamdi Aydın yönetti. Panelde konuşan Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Battal ve Yazarımız Latif Salihoğlu, Bediüzzaman Said Nursî’nin hayatının her aşamasında özgürlük, hürriyet ve demokrasi mücadelesi verdiğine vurgu yaptılar. Panelde, ilk sözü alan Latif Salihoğlu şöyle konuştu: ”Osmanlılarda ciddî mânâda ilk demokrasi talebi 1865‘te Namık Kemal ve arkadaşlarının gayretleri ile başladı. Ama bu zamanda başlayan Meşrûtiyet çabaları, 1908’de Bediüzzaman’ın da Meşrûtiyet’in İslâm’a aykırı olmadığını beyan etmesiyle daha da önem kazandı. Bediüzzaman, her zaman ve zeminde, en ağır bedelleri ödeme pahasına da olsa, hürriyet ve özgürlük savunucusu olmuştur ve gerçek mânâda bir cumhuriyetin, en uygun idare biçimi olduğunu her zaman haykırmıştır.”
SAİD NURSÎ, SADECE BİR DİN ADAMI DEĞİL Prof. Dr. Ahmet Battal da konuşmasın şu görüşleri dile getirdi: “Bediüzzaman, sadece bir din adamı değil, aynı zamanda büyük bir devlet ve hukuk felsefesi adamıdır. O’nun eserlerini okuyanların, AB’ye dahil olmamızın gerekli olduğunu dile getirmelerinin ana sebebi, insan haklarının, Batı’da daha büyük önem arz etmesindendir. Demokrasi herkese lâzımdır. Demokrasiyi, kötülüklerin, devlet eliyle, gerçekleşmesi ve yaygınlaşması anlamında yorumlayanlar, aslında çok yanılıyorlar. Neden özgürlük ve hürriyet talepleri ön plana çıkınca, sadece kötülüklerin yaygınlaşacağı anlaşılıyor ki? Güzel ve iyi icraatlar için de hürriyet, özgürlük ve dolayısıyla demokrasi şart. Ben, sadece cemaatlerle sınırlı olmadan, herkesin, Risâle-i Nur’lardan mutlaka istifade etmesi gerektiğine inanıyorum.”
|
25.03.2010 |