25 Mart 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR Mobil İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Güncel

 

Çiçek: Biz de yeterli diyemeyiz

Anayasanın 23 maddesinde değişiklik öngören taslak, gazete ve TV’lerin genel yayın müdürlerine tanıtıldı. Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Adalet Bakanı Sadullah Ergin, AKP Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ ve Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik'in katıldığı toplantıda Çiçek yaptıkları düzenlemeye yeterli denilemeyeceğini belirterek, anayasada güvenlik lehine getirilen hükümleri özgürlükler lehine değiştirmeye çalıştıklarını söyledi. AYM ve HSYK’nın yapısıyla ilgili Avrupa ülkelerinden örnekler veren Ergin, yaptıkları değişikliklerle yargıyı rahatlattıklarını savundu.

Çiçek: Bize göre de yeterli değil

AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, Anayasa paketi ile ilgilili uzlaşma arayışlarının devam ettiğini, bir uzlaşının çıkmasını temenni ettiklerini belirterek, ‘’Ancak çıkmazsa da milletin vekilleri tarafından böyle bir şey olmazsa milletin kendisi her zaman düğümü çözmüştür. Anahtar ondadır ve bundan sonra da böyle bir düğüm söz konusu olursa halk düğümü çözecektir’’ dedi. Anayasa değişikliği taslağının televizyon ve gazetelerin yöneticilerine anlatıldığı toplantıyı organize eden Çelik, toplantı sonunda gazetecilere açıklamalarda bulundu. Türkiye’nin topyekûn bir Anayasa değişikliğine ihtiyacı bulunduğunu belirterek, ‘’Bugünkü şartlarda gerçekleştirilmesi çok zor görüldüğü için kısmı değişiklik yapmaya karar verdik. Bir şeyi büsbütün elde edememek, büsbütün terk etmek anlamına da gelmez’’ dedi.

‘’Hepimizi kış ortasında baharı arzularız, ama o anda getirmeye gücünüz yoksa o zaman bunu sadece istemekle kalırsınız” diyen Çelik,” Türkiye’nin daha çağdaş, sivil, birey hak ve özgürlüklerini ön planda tutan, bireyin devlet karşısındaki durumunu güçlendiren topyekûn bir Anayasaya ihtiyacı vardır’’ diye konuştu. Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek de, ‘’Bugün karşılaşılan birçok sorunun temelinde bizatihi Anayasa’nın kendisi yatıyor’’ dedi. Gazete ve televizyonların temsilcilerine Anayasa değişikliği paketi hakkında bilgi verilmek üzere Swissotel’de düzenlenen toplantıya AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Adalet Bakanı Sadullah Ergin ve AKP Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ katıldı.




Gündemin nabzını tutmak için tıklayın!
www.sentezhaber.com

ABDULLAH ERAÇIKBAŞ

25.03.2010


 

SİVİL ÖRGÜTLERDEN ORTAK AÇIKLAMA

TOBB, TİSK, Türk-İş, Hak-İş, Kamu-Sen, TESK ve TZOB'nin, anayasa paketiyle ilgili ortak açıklamasında “Yapılacak değişikliklerin, önemli olmakla birlikte, yeni anayasa ihtiyacını tam olarak karşılamadığının bilincindeyiz. Türkiye’nin, iyi kurgulanmış yeni bir anayasaya ihtiyacı devam ediyor” denildi.

BEKLENTİMİZ, DEMOKRATİK ANAYASA

Açıklamada, “Beklentimiz, demokratik, laik, sosyal hukuk devleti yapımızı koruyan, hak ve özgürlükleri esas almış, hukukun üstünlüğü temeline oturan, değişime açık, toplumun değerleriyle bütünleşmiş ve uzlaştırıcı yeni bir anayasanın hazırlanması ve hayata geçirilmesidir” mesajı verildi.

STK’lar: Paket ihtiyacı karşılamıyor

Türkİye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), Türkiye İşveren sendikaları Konfederasyonu (TİSK), Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK-İŞ), HAK-İŞ Konfederasyonu (HAK-İŞ), Türkiye Kamu-Sen (T.KAMU-SEN), Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) ve Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) bir araya gelerek Anayasa paketiyle ilgili ortak bin açıklama yaptı. KİK Türkiye Kanadını oluşturan kuruluşların ortak açıklamasında, “Yapılacak değişikliklerin, önemli olmakla birlikte, yeni anayasa ihtiyacını tam olarak karşılamadığının bilincindeyiz” denildi.

Mevcut anayasanın günümüzün siyasi, toplumsal ve iktisadi ortamına uymadığını uzun süredir ifade edildiği belirtilen ortak açıklamada, “Özellikle de ekonomimiz ve sosyal gelişimimiz; eskinin şartlarına göre oluşturulmuş bir hukukî yapı ile daha fazla yol alamamaktadır. Bu çerçevede çeşitli meslek ve sivil toplum örgütleriyle birlikte 2007 yılında Anayasa Platformu’nu meydana getirerek bu konuda yapılan çalışmalara katkı sağlamayı da amaçladık.Anayasa Platformu ile yeni bir anayasa mutabakatının toplumda nasıl ses bulduğunu tescil etmiş ve anayasanın dayanması gereken temel ilkeleri ortaya koymuştuk” denildi.

Gündeme getirilen değişiklik önerilerinin, geniş bir mutabakatla sonuçlandırılmasının beklenildiği belirtilen açıklamada şu görüşlere yer verildi:“Başlayan bu sürecin, kaybolan uzlaşma zemininin yeniden tesis edilmesi için bir fırsat olabileceğini düşünüyoruz.Burada elde edeceğimiz ivme, ekonomideki tıkanıklığı gidermeye de yardımcı olacaktır. Öte yandan yapılacak değişikliklerin, önemli olmakla birlikte, yeni Anayasa ihtiyacını tam olarak karşılamadığının bilincindeyiz. Değişiklik taslağında, ekonomiyi ve çalışma hayatını düzenleyen kurallara yer verilmemiş olmasını da önemli bir eksiklik olarak görüyoruz. Türkiye’nin, hassasiyetlerini dikkate alan, iyi kurgulanmış, yeni bir anayasaya ihtiyacı devam etmektedir. Beklentimiz, demokratik, lâik, sosyal hukuk devleti yapımızı koruyan, hak ve özgürlükleri esas almış, hukukun üstünlüğü temeline oturan, değişime açık, toplumun değerleriyle bütünleşmiş ve uzlaştırıcı yeni bir anayasanın hazırlanması ve hayata geçirilmesidir.”


Gündemin nabzını tutmak için tıklayın!
www.sentezhaber.com

RECEP GÖREN

25.03.2010


 

YAŞ mağdurları umutlandı

Hükümet’İn muhalefete ve kamuoyuna sunduğu Anayasa değişiklik paketinde Yüksek Askerî Şûrâ (YAŞ) kararlarına yargı yolunun açılmasını yönündeki teklifi YAŞ mağdurlarını umutlandırdı.

Tek amaçlarının yargılanmak olduğunu söyleyen YAŞ mağdurları, teklifin yasalaşması halinde geriye dönük hakların da verilmesini istedi. YAŞ mağdurları teklifin geçmesi halinde haklarını yargı önünde arayacaklarını söyledi. Anayasa değişiklik paketinde yer alan ‘Yüksek Askerî Şûrâ(YAŞ) Kararlarının yargı denetimine açılmasını teklif etmesi, YAŞ mağdurlarını sevindirdi. Üyelerinin çoğunluğunu YAŞ mağdurlarından oluşan Adaleti Savunanlar Derneği (ASDER) Genel Sekreteri Nurettin Yavuz, teklifin kendilerini sevindirdiğini ve umutlandırdığını söyledi. YAŞ kararıyla ordudan ihraç edilenlerin haklarını arama imkanı olmadığını söyleyen Yavuz, teklifin kabul edilmesi halinde geriye dönük işletilmesinin sağlanması gerektiğini ifade etti. Yavuz, “Bu kararın geriye doğru işlemesini istiyoruz. Biz tabi 1987’den beri YAŞ kararıyla 1713 kişi yargılanmadan ayrıldılar ve yargıya müracaat etme hakları yok. Bu kanunun geriye doğru ilerlemesi bu arkadaşların da mahkemeye müracaat haklarının verilmesini istiyoruz. Bu arkadaşlar bu hak verilir verilmez doğru mahkemeye gidip kendilerinin yargılanmasını isteyecekler. Biz de bu konuda onlara girişimde bulunacağız.” şeklinde konuştu.




Gündemin nabzını tutmak için tıklayın!
www.sentezhaber.com

25.03.2010


 

Avukatlardan HSYK hakkında suç duyurusu

Gümüşhane-Bayburt Bölge Baro Başkanlığına kayıtlı 14 avukat, Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) hakkında suç duyurusunda bulundu.

Suç duyurusunda bulunan avukatlar adına açıklama yapan Akın Demir, Gümüşhane-Bayburt Bölge Baro Başkanlığına bağlı 42 avukat olduğunu belirterek, ‘’Ulaşabildiğimiz 14 arkadaşımız, hazırladığımız suç duyurusu ile ilgili metni imzaladı. Suç duyurusu metnini, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na iletilmek üzere Gümüşhane Cumhuriyet Başsavcılığı’na verdik’’ dedi. HSYK’nın Erzurum özel yetkili savcılarından Osman Şanal, Tarık Gür, Rasim Karakullukçu ve Mehmet Yazıcı’nın özel yetkilerinin kaldırılmasını hukuka aykırı bulduklarını ifade eden Demir, şöyle dedi: ’’HSYK üyeleri burada görevini kötüye kullanmıştır. Kamu adına takip edilmesi, soruşturulması gereken bir mesele olduğunu düşünüyoruz.” Ülkede bir hukuk krizi yaşandığını iddia eden Demir, ‘’Yargı reformu ile Anayasa değişikliğinin yapılmasını istiyoruz. Avrupa ülkelerindeki HSYK yapılanması dikkate alınarak, HSYK’nın daha demokratik kimliğe kavuşturulmasını istiyoruz’’ dedi.

25.03.2010


 

Diyanet Teşkilât Kanunu, alt komisyona sevk edildi

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Diyanet İşleri Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı alt komisyona sevk edildi.

CHP Trabzon Milletvekili Akif Hamzaçebi, tasarının özlük haklarında iyileştirmeden ibaret olduğunu savunarak, çok sayıda kadro ihdas edileceğini bildirdi. Hamzaçebi, 100 bin personeli bulunan Diyanet İşleri Başkanlığı için ‘’müsteşarlık’’ kurulmak istendiğini ifade ederek, 210 bin personeli bulunan Emniyet Genel Müdürlüğünün ise Genel Müdürlük seviyesinde bulunduğunu kaydetti. BDP Siirt Milletvekili Osman Özçelik, Diyanet’in, sadece Hanefi mezhebinden olanlara hizmet verdiğini, diğer mezhep veya dinlere inananlara hizmet vermediğini savundu. Devlet Bakanı Faruk Çelik, milletvekillerin görüş ve eleştirilerine cevap verdi. Çelik, Ankara, İstanbul ve İzmir müftülüğünde yüzde 10’a varan bir ücret artışı olduğunu belirterek, ‘’Diğer illerde yüzde 1, 3, 7 gibi artış öngörülüyor, yüzde 80’lik artış söz konusu değil’’ dedi. Tasarı, tümü üzerindeki görüşmelerin tamamlanmasının ardından, AKP, CHP ve MHP milletvekillerince verilen önergeler doğrultusunda alt komisyona gönderildi.

25.03.2010


 

Meclis Genel Sekreteri Koca, görevinden ayrıldı

TBMM Genel Sekreteri Ali Osman Koca görevinden ayrıldı.

Alınan bilgiye göre, TBMM Genel Sekreteri Ali Osman Koca, kendi isteğiyle bu görevi bıraktı. Koca’nın ayrılmasıyla boşalan TBMM Genel Sekreterliği görevine, Genel Sekreter Yardımcısı Mehmet Ali Kumbuzoğlu vekaleten atandı. Koca’nın Başbakanlık başmüşavirliği görevini yürüteceği öğrenildi. Koca, 2002 yılında TBMM Genel Sekreter Yardımcısı olarak Meclis’teki görevine başlamış ve Mayıs 2007’de TBMM Genel Sekreterliğine getirilmişti.

25.03.2010


 

Genç kaymakamlar kur'a çekti

“94. Dönem Kaymakamlık Kursu Kapanışı ve Kura Çekim Töreni’’ Rixos Otel’de gerçekleştirildi.

Törene Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül ile Emniyet Genel Müdürü Oğuz Kağan Köksal, İçişler Bakanı Müsteşarı Osman Güneş, ilgililer, göreve yeni atanacak kaymakamları ve aileleri katıldı. Saygı duruşu ve İstiklâl Marşı’nın ardından törenin açılışında konuşan Bakan Atalay, yaklaşık üç yıl süren zorlu bir eğitim sürecini tamamlayan 55 kaymakamı görev yerlerine uğurlamaktan duyduğu mutluluğunusöyledi. Atalay, Kaymakamların eğitim süreci hakkında bilgi verdi.

25.03.2010


 

İmtiyazlı ortaklık fevkalâde rencide edici

İktİsadİ Kalkınma Vakfı (İKV) Başkanı Prof. Dr. Haluk Kabaalioğlu, ‘’Sayın Merkel’in her konuşmasında imtiyazlı ortaklıktan söz etmesi fevkalade rencide edici: imtiyazlı ortaklık kabul edilemez’’ dedi.

Kabaalioğlu, yaptığı yazılı açıklamada, Almanya Başbakanı Angela Merkel’in Türkiye ziyareti öncesinde Türkiye için imtiyazlı ortaklık önerisini yinelediğinin anlaşıldığını belirtti. Türkiye’nin 1959 yılından başlayarak AB üyeliğini bir devlet politikası olarak benimseyen bir ülke olduğunu ifade eden Kabaalioğlu, ortaklık anlaşmasının tam anlamıyla ‘’katılma öncesi’’ anlaşma olduğunu ve tam üyelik öngörüldüğünü, o tarihten bu yana tam üyelik hedefinin vurgulandığını kaydetti.

25.03.2010


 

Darbe anayasasını savunan hesap verir

Türkİye Yazarlar Birliği Vakfı Başkanı Mehmet Doğan, son anayasa değişikliği paketi ile ilgili olarak, ‘’Darbe anayasasına dokundurtmam diyenler, millet ve tarih önünde hesap verecekler’’ dedi.

Doğan, yaptığı yazılı açıklamada, ‘’esas olanın, kökten bir anayasa değişikliği olduğunu, anayasanın ideolojik ve özgürlükleri kısıtlayan yapısının ancak bu şekilde tamamen ortadan kalkacağını’’ iddia etti. Anayasa değişikliği paketi ile ilgili olarak gelinen noktayı eleştiren Doğan, şunları kaydetti:’’Bütün varlığını demokratik sisteme borçlu olan siyasi partilerin darbe mahsulü anayasanın değiştirilmesi yönündeki teklifleri incelemeye bile gerek görmeden reddetmeleri kendi varlıklarını inkar anlamına gelir. Türkiye’de darbelerle oluşturulan bürokratik oligarşiyi, yargı oligarşisini sürdürmek isteyen her türlü tavır, halktan karşılığını bulacaktır. Demokratikleşme paketinde yer alan hangi yeni düzenlemeye karşı çıkılıyor? YAŞ kararlarının yargıya açılmasına mı? Yoksa HSYK ve Anayasa Mahkemesinin oligarşik yapılarının değiştirilmesine mi? Eğer bunlara değilse 12 Eylül darbecilerinin yargılanmasına karşı çıkılıyor olabilirler mi veya askeri devlet içinde devlet konumunda tutan askeri yargının alanının daraltılmasına mı? Türkiye elbette siyaseten parti kapatılan bir ülke olmamalıdır. Partileri kapatacak esas merci halktır. Şiddet dışında hiçbir sebeple parti kapatılmamalıdır. Memurlara toplu sözleşme hakkının verilmesi siyasi partileri neden rahatsız ediyor olabilir? Hürriyetleri genişleten, oligarşik yapıları demokratikleştiren anayasa değişikliklerini sonuna kadar destekliyoruz. Darbe anayasasına dokundurtmam diyenler millet ve tarih önünde hesap vereceklerdir’’

25.03.2010


 

TRT, Menderes belgeseli yaptı

27 Mayıs darbesi sonrası idam edilen merhum Başbakan Adnan Menderes’in hayatı ve hizmetleri TRT tarafından 9 bölümlük belgesel haline getirildi. Belgeselin ilk bölümü 30 Mart’ta TRT ekranlarında gösterilecek.

TRT’den Menderes belgeseli

27 Mayıs darbesinin ardından idam edilen Başbakan Adnan Menderes’in hayatı belgesel oldu. 9 bölümden oluşan “Ali Adnan-Başvekil” ismini taşıyan Drama-Belgesel, 30 Mart Salı günü TRT-1 ekranlarından start alacak. 27 Mayıs 1960 darbesi tam 50 yılı geride bırakırken yayına girecek olan belgeselde Adnan Menderes’in biyografisi yansıtılıyor. Sait Bey Polat’ın yapımcılığını üstlendiği programın Yönetmeni Yaşar Taşkın Koç ve Cengiz Göktaş. Belgeselin Danışmanı ise Menderes’le ilgili kitap çalışmaları bulunan gazeteci Erdal Şen. Geniş bir ekibin yer aldığı belgeselin senaristi Yaşar Taşkın Koç, Genel Koordinatörü Efe Polat, Editörü Figen Urasoğlu, Drama Yönetmeni Yusuf Güven. Özgün müzikler Cenk Yeles’e, seslendirme Payidar Tüfekçioğlu’na, dijital kurgu ise Ayhan Demir’e ait. “Ali Adnan-Başvekil” belgeselinde klâsik röportaj ağırlıklı bir belgesel yerine canlandırma kullanılıyor. Menderes’in gençliğini Efe Polat, büyüklüğünü de tiyatro san'atçısı Ali Davutoğlu oynuyor. Celal Bayar’ı canlandıran isim de Hakan Salınmış. Belgeseli benzerlerinden farklı kılan en önemli özelliği, yıllardır saklı tutulan ve hiçbir yerde yayınlanmayan Menderes’e ait canlı görüntü ve konuşmalara yer veriliyor olması. Belgeselin ana mesajı ise ilk bölümün girişinde veriliyor. 27 Mayıs’ta düşen ateşin sadece Menderes’e değil ülkeye düştüğü ve bedelini Türkiye’nin ödediği vurgusu yapılıyor.

TRT-1’de yayınlanacak olan belgeselin ilk bölümünde 27 Mayıs öncesi ortaya çıkartılan sun'i gerilim, Menderes’in bu oyunu radyo konuşmalarıyla bozma çabaları, buradan yola çıkarak cunta oluşumlarının ne zaman başladığı ve iktidardan indirilmeye çalışılan DP’nin 1946’daki doğuşu anlatılıyor. İkinci bölümde 1946-50 arası mücadeleler ve Menderes’in Başvekilliğe getirilişi süreci işleniyor. “Peki kimdi bu Türkiye’nin yeni Başbakanı?” sorusuyla birlikte üçüncü bölümde Menderes’in çocukluk ve gençlik yıllarına dönülüyor. Menderes’in öksüz ve yetim olarak büyüdüğü çocukluk günleri, İzmir’de geçirdiği gençlik yılları aktarılıyor. Belgeselin en ilgi çekici kısımlarından biri de Menderes’in Aydın’ı Yunan işgalinden kurtarmak için gösterdiği çabaların hikâyesi. CHP milletvekili olduğu 31 yaşına kadar Aydın’daki ‘Çiftçi Adnan Bey’ portresi de bu bölüm de işleniyor. Sonraki bölümlerde de Menderes’in iktidar günleri, kişiliği, Türkiye’deki dönüşüm, gelişen olayları da içine alarak irdeleniyor.

Yapılan çalışmanın bir insan hikâyesi olduğunu belirten Yapımcı Sait Bey Polat, “İdam sehpasındaki ‘cezalandırılmış Başbakan’ portresi geçmişte bilinçli olarak zihinlere kazıldı. İşte biz tam aksini, yani gerçek Menderes’i ve 1950-60 arasında ülkenin dönüşümünü anlatıyoruz” dedi.




Gündemin nabzını tutmak için tıklayın!
www.sentezhaber.com

FATİH KARAGÖZ

25.03.2010


 

Arınç: Yüksek yargının açıklamalarını özenle not ediyoruz

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, anayasa değişikliği taslağına ilişkin yargı cephesinden gelen değerlendirmeler konusunda, ‘’Yüksek yargının açıklamalarını dikkatle takip ediyoruz ve özenle not ediyoruz’’ dedi.

Arınç, anayasa değişikliği taslağı hakkında bilgi vermek üzere, beraberinde TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Ahmet İyimaya ve AKP Genel Başkan Yardımcısı Haluk İpek ile birlikte Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Bircan Akyıldız’ı ziyaret etti. Arınç, görüşmenin ardından yaptığı açıklamada, Türkiye Kamu-Sen’in memur sendikaları içinde en yüksek üyeye sahip önemli bir sendika olduğunu belirterek, ziyaret etmekten mutluluk duyduğunu kaydetti. Bülent Arınç, bir soru üzerine, ‘’Yüksek yargının açıklamalarını dikkatle takip ediyoruz ve özenle not ediyoruz’’ dedi. Arınç, ‘’Bugünkü arayışlarımızı sonuna kadar bir uzlaşma, bir diyalog arayışı olarak görmenizi rica ediyorum. Eğer parlamentoda yeterli çoğunlukla tek başına gerçekleşemezse halkın önüne götürülecek ve halk doğrudan doğruya referandum yoluyla uzlaşmanın olup olmadığı konusunda bir karar verecektir. Milletin vekili ile eğer uzlaşma parlamento içinde olmazsa, milletin aslıyla sanıyorum sandıkta bir uzlaşmayı temin edeceğiz’’ diye konuştu.


Gündemin nabzını tutmak için tıklayın!
www.sentezhaber.com

25.03.2010


 

AKP fire beklemiyor

AKP Grup Başkanvekili Suat Kılıç, AKP Grubunda, Anayasa değişikliği teklifi konusunda fire beklentilerinin söz konusu olmadığını söyledi. Gazetecilerin sorularını cevaplayan Kılıç, Anayasa değişiklik teklifi taslağına ilişkin CHP ve MHP’nin yaklaşımını eleştirdi.

CHP ve MHP’nin teklife destek vermeyecekleri yönündeki açıklamalarının, geri adım atmalarını gerektirecek bir durum olmadığını belirten Kılıç, Anayasa değişikliğinin halk oyuna sunulmasının da muhtemel olduğunu ifade eden Kılıç, bu durumda kararı Türk milletinin vereceğini, halkın vereceği karara da herkesin saygı durması gerektiğini vurguladı. Kılıç, şöyle devam etti: ’’337 milletvekilimiz var. Biri TBMM Başkanı. Geride kalan milletvekille-rimizin, Anayasa değişikliğinin kabulü yönünde oy kullanacağı kanaatindeyiz.’’

25.03.2010


 

4/c için AYM’ye iptal talebi

Danıştay İdarî Dâvâ Daireleri Kurulu, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun, geçici personel çalıştırılmasına imkân sağlayan ‘’4/c’’ maddesinin iptali talebiyle Anayasa Mahkemesine başvurma kararı aldı.

4/C maddesi Anayasa Mahkemesi’ne gidiyor

Daniştay İdarî Dâvâ Daireleri Kurulu, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun, geçici personel çalıştırılmasına imkân sağlayan ‘’4/c’’ maddesinin iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne başvurma kararı aldı. Kurul, Danıştay 2. Dairesi’nin baktığı bir dâvâda itiraz üzerine konuya ilişkin dosyayı inceledi. 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun geçici personel çalıştırılmasına ilişkin ‘’4/c’’ maddesini Anayasa’ya aykırı bulan Kurul, maddenin iptali istemiyle itiraz yoluyla Anayasa Mahkemesi’ne başvurma kararı aldı. Kurulun gerekçesinde bu kapsamda çalıştırılan personele Anayasa’da yer alan temel hak ve özgürlükler ile sosyal güvenliğe ilişkin hakların verilmediği vurgulandı. Gerekçede, Anayasa’daki düzenlemeler dikkate alınmaksızın 4/C’ye ilişkin bütün yetkinin Bakanlar Kurulu’na bırakılması da hukuka aykırı bulundu.




Gündemin nabzını tutmak için tıklayın!
www.sentezhaber.com

25.03.2010


 

Cansuyu’ndan Darfur’a yardım

Darfur’a yardım için düzenlenen konferansta yardım için elini uzatan Cansuyu Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği, 2015 yılına dek su ve tarım projelerine 500 bin dolar bağışlayacak.

Türkiye ve Mısır’ın eşbaşkanlığında İslâm Konferansı Teşkilâtı (İKT) tarafından Kahire’de düzenlenen Uluslar arası Darfur Donörler Konferansına 80’den fazla ülkeden temsilciler, çeşitli sivil toplum kuruluşları ve Kızılay ve Kızılhaç örgütlerinden yetkililerin katıldığı konferansta Cansuyu’da temsil edildi. İç savaş sırasında yerlerinden edilmiş Darfurlular için inşa edilecek köylerin, yolların ve çimento fabrikasının kurulması amacıyla 850 milyon dolar toplanan konferansta Cansuyu Derneği 500 bin dolarla katkıda bulundu. Cansuyu Genel Başkanı Mustafa Köylü Cansuyu’nun 2015 yılına kadar Darfur’daki su ve tarım projelerine 500 bin dolar bağışlayacağını belirtti.

25.03.2010


 

SGK önünde yumurtalı protesto

Başkentte Türk Büro-Sen üyesi bir grup Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) çalışanı, banka promosyonlarının tamamının çalışanlara ödenmemesini protesto etti.

Türk Büro-Sen Genel Teşkilatlandırma Sekreteri Hüseyin Aslan, Türk Büro-Sen’in, SGK Başkanlığı’nda yetkili sendika olduğunu hatırlatarak, banka promosyon ihalesinin yapılacağı komisyona sendikayı temsilen üye olarak katıldığını hatırlattı. 26 Şubatta yapılan ihalede, bankaların promosyon geliri olarak verdiği tekliflerin beklentilerini karşılamadığını belirten Aslan, ‘’İhalenin iptal edilmesi, yeniden ihale yapılması, yeni yapılacak ihalede promosyon miktarının arttırılması için yaptığımız girişimler bankalarda karşılık bulmamıştır’’ dedi. Bu gelişmelerden sonra en önemli sorunun promosyon gelirinin tamamının çalışanlara dağıtılması konusunda yaşandığını ifade eden Aslan, komisyonun her toplantısında bu konuyu dile getirmesine rağmen komisyon üyelerinin kendi iradeleri ile karar verme noktasına gelemediklerini savundu. Aslan, SGK çalışanlarının en yüksek miktarda promosyon geliri almaları için mücadele ettiklerini bildirdi.

25.03.2010


 

Bediüzzaman coşkusu

BEDİÜZZAMAN Haftası faaliyetleri kapsamında Bedüzzaman Hazretlerinin ölümünün 50. yıldönümünde İzmit Temsilciliğimiz tarafından Sabancı Kültür Merkezi’nde “Toplum ve Gençlik” konulu bir panel düzenlendi.

Program, Said Nursî Hazretlerinin hayatını anlatan video gösterimi ile başladı. Video gösteriminin ardından hafız A. Celil Cesur tarafından Kur’ân-ı Kerim okundu, daha sonra konuşmalara geçildi.

Panelde ilk olarak söz alan gazetemiz imtiyaz sahibi Mehmet Kutlular, cumhuriyet ve demokrasi anlayışıyla ile ilgili açıklamalarda bulundu.

Said Nursî`nin yanlış uygulanan cumhuriyet anlayışına karşı olduğunu vurguluyan Kutlular, sözlerini şöyle sürdürdü: “Said Nursî, her zaman ve zeminde milletin yanında olmuştur. Bunun için de 27 yıl süresince cezaevlerinde yatmış, ama doğru bildiğinden hiç şaşmamış. Biz de onun yolundan ilerliyoruz."

Yeni Asya gazetesi imtiyaz sahibi Mehmet Kutlular, Türk Silâhlı Kuvvetleri`nin peygamber ocağı olduğunu belirterek, “Ordu eğer gücünü ihtilâller için kullanırsa, bizim ona 'haddini bil, kışlana çekil' deme hakkımız var” dedi. Kutlular'ın bu sözleri, salonu dolduran dâvetliler tarafından uzun süre alkışlandı.

Kutlular şöyle devam etti: "Said Nursî, yıllarca sanki öcüymüş gibi gösterildi. Ordunun işi, TBMM'nin istediği biçimde görev yapmaktır. Bu ülkede hep irtica ve bölücülük korkusuyla darbeler yapıldı. Demokratik açılım diyorlar. Açılım, millî iradenin hâkim olmasıdır. Üstad, millî iradenin hakim olması uğrunda hapishaneye girmiş, eziyete maruz kalmış, ama dâvâsından vazgeçmemiştir."

Yargı konusuna da değinen Kutlular şöyle devam etti: “Ülkemizde ne zaman demokrasi kelimesi ön plana çıksa TSK`nın darbeleriyle sekteye uğradı. Şimdi de bu durum değişmedi. Milletin seçtiği siyasî irade, Anayasayı değiştirmek istiyor ama değiştiremiyor. 11 kişiden oluşan Anayasa Mahkemesi kendisini milletin iradesinden üstün görerek, değişimi engelliyor; başörtüsü için çıkarılan kanun değişikliğini iptal etmesi gibi. Balyoz planları ve benzeri şeyler sürekli ortaya çıkmaya başladı. Ülkenin bu duruma gelmesine köy enstitüleri neden oldu. Gençlere buralarda dinsizlik aşılandı. Said Nursî bunlara karşı çıktı. İnsanların hayvanlaşamayacağını anlatmaya çalıştı, ama bedelini hapis yatarak ödedi. Bunu Allah için yaptı. Yeni Asya Medya Grubu olarak bizlere yaptırımlar uygulanıyor. Sesimiz kesilmeye çalışılıyor, ama yılmadık ve yılmayacağız. Biz Avrupa Birliği`ne girilmesi için destek oluyoruz. Bu ülkede demokrasi olsun istiyoruz. Ama insanlar seçtikleri siyasî iradeye darbe yapanlara tepkisini koymuyor. Bakın bir başbakanla iki bakanı ihtilâllerde darağacına verdik."

Milletin seçtiği siyasî iradenin, anayasayı değiştirmek istediğini, ama değiştiremediğini hatırlatan Kutlular, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Önceden Said Nursî'nin eserlerini almak, okumak bile suçtu, şimdi bu konuda rahatız. Biz Avrupa Birliği’ne girilmesi için destek oluyoruz. Bu ülkede demokrasi olsun istiyoruz. Ama insanlar seçtikleri siyasî iradeye darbe yapanlara tepkisini koymuyor. Bakın milletin seçtiği bir başbakanla iki bakanını ihtilâlde darağacına verdik.”

Kutlular`ın konuşmasının ardından, yazarımız İslâm Yaşar, “Toplum ve Gençlik” konulu bir konuşma yaptı. İslam Yaşar, gençlerin o zaman olduğu gibi (1930’lu yıllar) zamanımızda da aynı tehlikeyle karşı karşıya olduğunu, bunun için de Said Nursî’nin mesaisinin büyük kısmını gençlerin eğitimi ve imanlarının kurtulmasını için çalıştığını hatırlatı. Devlet millet arasındaki soğukluğa dikkat çeken Yaşar, gençlerin kazanılması için devlet millet kaynaşmasının bir an önce tesis edilmesi gerektiğini dile getirdi.

Konuşmaların ardından, İzmit ve ilçelerinde yapılan Risâle-i Nur yarışmasında dereceye girenlerin hediye töreni yapıldı. Üniversite talebeleri arasında Esma Emiştekin'in, lise talebeleri arasında da Kübra Kılıç'ın birinci olarak Ankara’da yapılacak Gençlik Şöleni'ndeki yarışmada Kocaeli’ni temsil edecekleri açıklandı.

Program bitiminde İslâm Yaşar kitaplarını imzaladı.

İnsanı insan yapan en büyük değerlerden biri hürriyettir

DÜZCE Yeni Asya Eğitim Kültür ve Dayanışma Derneği tarafından organize edilen ‘Said Nursî ve Demokratik Açılım’ konulu konferansa vatandaşlar büyük ilgi gösterdi. Düzce 18 Temmuz Spor Salonu’nda konferansa konuşmacı olarak, Genel yayın Müdürümüz Kâzım Güleçyüz, Av. Kadir Akbaş, Prof. Dr. Mehmet Altan, Latif Salihoğlu, Gazetemiz İmtiyaz Sahibi Mehmet Kutlular katıldı. Katılımın yoğun olduğu konferans Kur’ân-ı Kerim okunması ile başladı. Programda konuşan Mehmet Kutlular, “İnsanı insan yapan en büyük değerlerden biri hürriyettir” dedi. Cumhuriyet adı altında bir baskı rejiminin kurulduğunu hatırlatan Kutlular, demokrasiyi kesintiye uğratan ihtilâlleri de eleştirdi. Said Nursî'nin demokratik açılıma temel oluşturacak görüşlerini geniş şekilde aktaran Kâzım Güleçyüz de Türkiye'deki dayatmacı ve ayrımcı zihniyetin hem devleti, hem toplumu tıkadığını vurgulayarak, “Bu tıkanıklıktan tek çıkış yolu, Said Nursî modelidir” dedi.

REJİM MAĞDUR ÜRETMEMELİ

PANELDE konuşan Prof. Dr. Mehmet Altan da, ‘demokratik açılımı’ konuşurken 12 Mart 1971 muhtırasının 39’uncu yılı olduğunu belirterek, “Demokratik açılım olabilmesi için rejimin mağdur üretmemesi lâzım. Aynı zamanda da mağdurun diğer mağdura da yan bakmayacağı, hepsinin mağduriyetinin sistemden kaynaklandığını ve mağdurların tüm mağduriyetlerinin ortak bir özgürlük alanıyla giderilebileceğine inanması lâzım. İnsanoğlu bu gün dünyanın en kutsal canlısı, insanoğlunun doğuştan elde ettiği haklar var. Bunlar devredilemez haklardır” şeklinde konuştu. Latif Salihoğlu ise son dönem Osmanlı tarihinden örnekler verdiği konuşmasında Bediüzzaman'ın görüş ve yaklaşımlarını anlatırken, onun özellikle ırkçı yaklaşımlara karşı çıkıp, Türkler ve Kürtler başta olmak üzere farklı etnik menşelerden gelen insanları İslâm kardeşliği ortak paydasında birleştiren tesbitlerine dikkat çekti.

Bediüzzaman, hürriyet savunmak için ağır

bedeller ödedi

SAİD Nursî Hazretlerinin 50. vefat yıldönümünde Gazetemizinin Kahramanmaraş Temsilciliği’nin Necip Fazıl Kısakürek Kültür Sitesi’nde organize ettiği ‘Bediüzzaman’a Göre Demokrasi ve İnsan Hakları’ konulu panel, büyük bir katılımla gerçekleşti. Açış konuşmasını yapan Kahramanmaraş Temsilcisimiz Mehmet Diken, Bediüzzaman Said Nursî’nin, “Ben ekmeksiz yaşarım, ama hürriyetsiz yaşayamam” sözüne dikkat çekti.

Şair Atilla Yılmaz’ın, Emirdağ-Urfa Hattı şiirini, okumasıyla başlayan paneli Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi (KSÜ) İktisadî ve İdarî Bilimiler Fakültesi Dekanı Prof Dr. Ahmet Hamdi Aydın yönetti. Panelde konuşan Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Battal ve Yazarımız Latif Salihoğlu, Bediüzzaman Said Nursî’nin hayatının her aşamasında özgürlük, hürriyet ve demokrasi mücadelesi verdiğine vurgu yaptılar. Panelde, ilk sözü alan Latif Salihoğlu şöyle konuştu: ”Osmanlılarda ciddî mânâda ilk demokrasi talebi 1865‘te Namık Kemal ve arkadaşlarının gayretleri ile başladı. Ama bu zamanda başlayan Meşrûtiyet çabaları, 1908’de Bediüzzaman’ın da Meşrûtiyet’in İslâm’a aykırı olmadığını beyan etmesiyle daha da önem kazandı. Bediüzzaman, her zaman ve zeminde, en ağır bedelleri ödeme pahasına da olsa, hürriyet ve özgürlük savunucusu olmuştur ve gerçek mânâda bir cumhuriyetin, en uygun idare biçimi olduğunu her zaman haykırmıştır.”

SAİD NURSÎ, SADECE BİR DİN ADAMI DEĞİL

Prof. Dr. Ahmet Battal da konuşmasın şu görüşleri dile getirdi: “Bediüzzaman, sadece bir din adamı değil, aynı zamanda büyük bir devlet ve hukuk felsefesi adamıdır. O’nun eserlerini okuyanların, AB’ye dahil olmamızın gerekli olduğunu dile getirmelerinin ana sebebi, insan haklarının, Batı’da daha büyük önem arz etmesindendir. Demokrasi herkese lâzımdır. Demokrasiyi, kötülüklerin, devlet eliyle, gerçekleşmesi ve yaygınlaşması anlamında yorumlayanlar, aslında çok yanılıyorlar. Neden özgürlük ve hürriyet talepleri ön plana çıkınca, sadece kötülüklerin yaygınlaşacağı anlaşılıyor ki? Güzel ve iyi icraatlar için de hürriyet, özgürlük ve dolayısıyla demokrasi şart. Ben, sadece cemaatlerle sınırlı olmadan, herkesin, Risâle-i Nur’lardan mutlaka istifade etmesi gerektiğine inanıyorum.”


Gündemin nabzını tutmak için tıklayın!
www.sentezhaber.com

25.03.2010


 

Esnafa tiyatro ile Ahilik dersi

Kayserİ’de Kazancılar çarşısı esnafı İbrahim Eser’in yazıp yönettiği ve rol aldığı ‘’Kazancılar Üniversitesi’’ adlı tiyatro oyununda, esnafa Ahilik felsefesiyle ilgili mesajlar verildi.

İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Salonu’nda sahnelenen trajikomik oyunda, Ahi teşkilâtının kurucusu Ahi Evran’ın ticaret ahlâkı, esnafa verdiği öğütler, 1980’li yıllarda esnafın durumu ve günümüze gelinceye kadar esnaf anlayışının değişimi, mesleğin nasıl yozlaştığı, bazı geleneklerin unutulduğu gibi konular dile getirildi. Bazı esnafın özel günleri fırsat bilerek müşterilere ürünü pahalı satması da esprili dille anlatılırken, esnafın yardımseverliği, paradan çok ticaret ahlâkının önemli olduğu da vurgulandı. Türkiye’nin değişik illerinden 20 sarraf ve kuyumcu derneği başkanı ve üyelerinin de izlediği oyunda, ticaret ahlâkının korunması için neler yapılması gerektiğini de anlatıldı. Oyunu yazan, yöneten ve konservatuvar öğrencileriyle birlikte sahnede rol alan İbrahim Eser (46), mesleğini sarraf olarak sürdürdüğünü belirterek, kendisinin de konservatuvar mezunu olduğunu ve Kültür Müdürlüğü’nde öğrencilere tiyatro eğitim verdiğini anlattı. Meslekte unutulan bazı değerleri yeniden hatırlatmak için bu oyunu yazıp, sahneye koyduğunu ifade eden Eser, ‘’Oyunu 1.5 yılda yazdım ve 4 aylık çalışma sonucunda sahneye taşıdık. Kuyumculuk mesleğini hak ettiği yere getirmeyi amaçladım. Esnafımıza, unutulan Ahilik geleneğini hatırlatmak istedim. Mesleğin tarihî gelişim içinde hangi aşamalardan geçtiğini, esnafın yaşam tarzını, müşteri memnuniyetinin önemini, asıl önemli olanın para kazanmak değil, güven olduğunu anlatmaya çalıştım. Dürüst, doğru ve ilkeli ticaret hepimizin yaşam felsefesi olmalı’’ dedi.

25.03.2010


 

Gençler, interneti aşırı ve gereksiz kullanıyor

Antalya’da iki lise öğrencisi, gençler arasında iletişim teknolojilerinin kullanımına ilişkin bir araştırma yaptı. 15-18 yaş aralığındaki öğrencilerle yapılan anket sonucuna göre gençler bilgisayarı en çok Facebook ve MSN’ye girmek için kullanıyor.

Gençlerin bilgisayarı yüzde 53 Facebook ve MSN, yüzde 32 eğlence ve oyun için kullanıyor. Ödev ve araştırma yapmak için bilgisayar kullanımı ise yüzde 13’te kullanıyor. Antalya Anadolu Lisesi’nde okuyan Oylum Özdemir ve Elvan Kama isimli iki öğrenci TÜBİTAK’ın düzenlediği Ortaöğretim Öğrencileri Arası Proje Yarışması için bir proje hazırladı. Sosyoloji dalında bölge elemelerine kalan proje gençlerin iletişim teknolojilerine olan düşkünlüğünü gözler önüne serdi. Lisede okuyan 598 öğrenciye anket uygulayan iki öğrenci, arkadaşlarının bilgisayar, cep telefonu, televizyon, müzik çalar, fotoğraf makinesi gibi teknolojik ürünleri aşırı ve gereksiz kullandığını ortaya çıkardı. Ankete katılan 15-18 yaş arasındaki gençlerin cevaplarına göre öğrencilerin yüzde 26’sı ilk cep telefonuna ilköğretimde, yüzde 61,5’i ortaokul öğrencisiyken sahip oluyor. Gençlerin sadece yüzde 2’si henüz bir cep telefonuna sahip değil.

25.03.2010


 

Görme engellilere sensörlü baston

TÜBİTAK tarafından düzenlenen ‘’Ortaöğretim Öğrencileri Arası Araştırma Projeleri Yarışması’nda Adana bölge finaline katılan liseliler görme engelliler için sensörlü baston çalışmasına imza attı. Sensörlü baston sergiyi gezenler tarafından ilgiyle incelendi.

Mersin Özel Çağ Fen Lisesi öğrencileri Hüseyin Orhun Başkan ve Turhan Öncel’in, görme engellilerin yolda daha rahat yürümelerini sağlamak için ‘’sensörlü baston’’ projesi büyük beğeni topladı. Başkan ve Öncel, “Engelliler artık yolda daha rahat yürüyecekler. Bastonun ucundaki sensör, kullanan kişiyi, karşısına çıkan cisimlere karşı sesle uyarıyor’’ dedi.

25.03.2010


 

Safran'ın güneş saatini yaptılar

DünyanIn en pahalı baharatları arasında yer alan safran birçok sanayi dalında hammadde olarak kullanılıyor.

Karabük Üniversitesi öğrencileri bundan hareketle safran çiçeği şeklinde güneş saati yaptı. Saat, üniversitenin bahçesine yerleştirildi. Bir gramı bir gram altın ile eş değer olan safran bitkisinin en kalitelisi Safranbolu ilçesinde yetişiyor. Gıdadan kozmetik sanayiine, boya sanayiinden ilâç sanayiine kadar birçok alanda kullanılan bu bitki, ilçenin simgesi olmuş durumda. Karabük Üniversitesi Metal bölümü öğrencileri ilçenin simgesi olan ve ilçede bulunan güneş saatinden yola çıkarak safran güneş saati yaptı.

25.03.2010


 

Yeni dinozor türü keşfedildi

ABD’nİn Utah eyaletinde, 185 milyon yıl önce yaşamış, daha önce bilinmeyen bir otçul dinozor türünün fosilinin bulunduğu belirtildi. “PLoS One” dergisinin bugün çıkacak sayısında yer alan yazıya göre “Navajo Sandstone” olarak bilinen bölgede bulunan kemiklerin büyük kısmı iyi korunmuş ama kafası yok olmuş. Dinozorun boynunun uzun olduğu, kalçalarından itibaren boynunun bir metreye ulaştığı, uzunluğunun ise 3 ila 4 buçuk metre olduğu belirtildi. Bitki ile beslenen, 70 ila 90 kilo arasındaki dinozorun dört ayak üzerinde yürüdüğü ancak, arka ayakları üzerinde de kalkabildiği kaydediliyor.

25.03.2010


 

İlköğretim öğrencileri camiyi nakşettiler

ŞanlIurfa’nIn Akçakale ilçesinde İbn-i Sina İlköğretim Okulu öğrencileri, SODES kapsamında üç ay içerisinde öğrendikleri nakkaşlık ve süsleme hat san'atını ilçe camilerinde sergilemeye başladı. SODES kapsamında başlatılan nakkaş ve hat san'atını öğrenmek için seçilen yaklaşık 10 ilköğretim öğrencisi, çalışmalarını usta bir hat san'atçısı gibi yapmaya gayret ediyor. Yaklaşık iki aydır çalışmalarını sürdüren öğrenciler yaptıkları işi severek ve büyük bir zevkle yaptıklarını söyledi.

25.03.2010


 

Vanlıların çay kültürü TÜBİTAK’a konu oldu

VanlIlarIn çay kültürü, Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırmalar Kurumu (TÜBİTAK) tarafından desteklenen projeye konu oldu.

TÜBİTAK tarafından gerçekleştirilen Ortaöğretim Öğrencileri Arası Proje Yarışmaları’na katılan 322 proje arasında sergilenmeye değer görülen 70 projeden biri de Van Güzel Sanatlar ve Spor Lisesi öğrencilerinden Taner Çakır ve Hüseyin Polat’ın Sosyoloji dalında hazırladığı ‘Van mutfağında çay kültürü’ konulu proje oldu. Projeye danışmanlık yapan Celal Kıvanç ve Meryem Yiğit isimli öğretmenler, çayın tarihçesini ve Türkiye’deki çay kültürünü araştırdıktan sonra Vanlılar arasında tam anlamıyla bir san'at olarak görülen çay içimini ve literatürdeki yerini incelediklerini anlattılar.

25.03.2010


 

Bardız kilimleri kitaplaştı

Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Geleneksel Türk El Sanatları Bölümü Öğretim Üyeleri Yrd. Doç. Dr. Tahsin Parlak ile Yrd. Doç. Dr. A. Aslıhan Ergüder’in yaptığı çalışma sonucu ünlü “Bardız Kilimleri”ni her yönüyle tanıtan bir kitap hazırlandı.

Parlak ve Ergüder, Şenkaya’ya bağlı Bardız Köyünde dokunan kilimlerin, teknik, renk ve desen yönünden kendine has yöresel özelliklere sahip olduğunu belirterek, desen yönünden Bardız Kilimlerinde görülen iki özelliğin dikkat çekici olduğunu, bunlardan ilkinin, Osmanlı Saray tipinde dokunmuş bitkisel desenli kilimlerle aynı özellikte, ikinci olarak da natüralist tarzda yapılmış iri güllerin meydana getirdiği kompozisyonlara sahip kilimler olduklarını ifade ettiler.

25.03.2010


 

Rüşvet, toplumun gelişmesine engel

Rusya Devlet Başkanlığı İnsan Hakları Konseyi Başkanı Ella Pamfilova, rüşvet ve demokratik kurumların az gelişmişliğinin sivil toplumun gelişmesinin önünde en büyük engel olduğunu söyledi. Moskova’da insan hakları konferansında konuşan Pamfilova, sivil haklar ve liberalleşme çalışmalarında gözle görülebilir bir değişiklik olmadığı eleştirisi getirerek, “Mahkemelerin bağımsızlığı henüz olması gerekenden çok uzak. Siyasî rekabet ve serbest seçimler konusunda problemler devam ediyor. İstesek de, istemesek de her aşamada seçim anlayışına dönmek zorundayız” değerlendirmesinde bulundu. Siyasî partilerin halktan tamamen kopuk yaşadıkları savunan Pamfilova, Rusya’da sivil toplumun gelişimin önündeki en büyük engelin de toplumun her kesiminde etki olan rüşvet olduğunu savundu.

25.03.2010


 

İmece usûlü fidan diktiler

Nİğde’ye bağlı Fesleğen Köyünde Muhtar Bahri Çelik, azalar, köyün imamı Şuayp Karakuş ve köy halkı imece usûlü köyün üstündeki sarp ve dağlık araziye 500 adet ceviz ağacı dikti. Köyün imamı Karakuş, açıklamasında, köylülerle beraber imece usûlü çalışıp köyü ağaçlandırmaya çalıştıklarını belirtti. Ağaçlandırma esnasındaki en büyük sorunu, ağaçları sulama konusunda yaşadıklarını ve içme suyundan fedakârlık yaparak, suyun bir kısmını ağaçlara vererek, onların can suyu ihtiyacını gidermeye çalıştıklarını söyledi.

25.03.2010

 
Sayfa Başı  Geri

Bütün haberler

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu

Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.
Kurumsal Linkler: Risale-i Nur Kongresi - Bediüzzaman Haftası - Risale-i Nur Enstitüsü - Yeni Asya Vakfı - Demokrasi100 - Yeni Asya Gazetesi - YASEM - Bizim Radyo
Sentez Haber - Yeni Asya Neşriyat - Yeni Asya Takvim oktay usta yemek tarifleri Köprü Dergisi - Bizim Aile - Can Kardeş - Genç Yaklaşım - Yeni Asya 40. Yıl