Güncel |
Para, ahlâkın önüne geçmesin |
UluslararasI Teknolojik Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Vakfı (UTESAV) geçtiğimiz günlerde genel merkezinde, “Medeniyet ve Değerler” konulu bir toplantı gerçekleştirdi. Medeniyet ve değer kavramının ele alındığı ‘Beyin Fırtınası’ toplantısının Moderatörlüğünü Prof. Dr. Recep Şentürk’ün yaptı. Toplantıya, farklı disiplinlerden akademisyenler, işadamları, yazarlar ve araştırmacı 25 kişi katıldı. Programın açılış konuşmasını yapan UTESAV Başkanı İsrafil Kuralay, “Günümüz dünyasında değerlerin sosyal hayattan hızlı bir şekilde çekildiğini ve toplumların çok büyük risklerle karşı karşıya olduğunu görüyoruz. Toplumumuzun değerler üzerindeki uzlaşısı giderek yok olma tehlikesi ile karşı karşıya. Bugün Kürt meselesi dahil pek çok sorunun temelinde bu yıpranmanın izlerini görebiliriz. Türkiye’nin bir medeniyet iddiasının olması için, toplumumuzu bir arada ve güçlü kılan değerlerin yeniden hatırlanması ve yeni değerlerin üretilmesi gerekmektedir” diye konuştu. Toplantının moderatörü Prof. Dr. Recep Şentürk, medeniyetleri birbirinden ayıran en önemli unsurlardan birinin değer anlayışı olduğunu ifade ederek, değerler sayesinde medeniyetlerin oluştuğunu kaydetti. Şentürk, “Değerler, iyi, doğru ve güzel nedir? sorularına verilen cevaptır. Her medeniyet de bu soruları kendine göre tanımlıyor. İslam medeniyet anlayışında, sabit ve değişmeyen değerler ve her neslin üretmesi gereken çağdaş değerler vardır. Biz bu değişen ve değişmeyen değerler arasında bir uyum ve dengeyi sağlamak zorundayız. Türkiye’ye baktığımızda şu soruyu sormak zorundayız: Biz sadece ekonomik olarak mı kalkınacağız? Ekonomik gelişme olmalı, fakat bir taraftan da medeniyet iddiamızı sürdürmek zorundayız. Yoksa, ekonomik olarak kalkınmış fakat kendine has bir değeri, medeniyeti olmayan bir ülke haline gelebiliriz” şeklinde konuştu. Medeniyet konusunu felsefi açıdan değerlendiren Erciyes Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Turan Koç, medeniyetin oluşması için bir toplumda, sanattan edebiyata, iktisattan siyaset ve askeri alana kadar pek çok konuda aynı seviyeyi, hızı ve aynı duyarlılığı taşıyan bir yapı ve onları yönlendiren değerlerin olması gerektiğini belirtti. Koç, günümüzde sözkonusu duyarlılığın görülemediğini vurgulayarak, eğer bir medeniyetten bahsedilecekse temel düşünsel ve kültürel alanlarda belirli bir duyarlılığın ve gelişmişliğin birlikte ilerlemesi gerektiğini ifade etti.
İSLÂM MEDENİYETİ ALLAH’IN EMİRLERİNE
DAYANIR
İslâm medeniyetinde ana amacının güzel ahlâk olduğunu ifade eden İstanbul Ticaret Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Nihat Alayoğlu, Hz. Adem’den bu yana gelen bir ahlâkın olduğunu ve Hz. Muhammed’in de (asm) güzel ahlâkı tamamlamak için gönderildiğini vurguladı. Alayoğlu, “Güzel ahlâkı tamamlamak için Efendimiz hangi unsurları, ilkeleri vaz etti ise bizim bunların üzerinde durmamız gerekmektedir. Günümüzde değerlerin topluma tekrar nasıl yansıtılacağı üzerine de durulması gerekmektedir” şeklinde konuştu. İslâm medeniyetinin en temel yapısını Allah’ın emirlerinin oluşturduğunu dile getiren İSAM Araştırmacısı Doç. Dr. Şükrü Özen, toplumların her asırda kendilerini yeniden kurduklarına dikkat çekerek, emir, icma ve tevatür ekseninde hareket ederek yeni bir medeniyet kurma imkânının olduğunu söyledi.
|
ÜMİT KIZILTEPE 10.03.2010 |