Dünya |
Avrupalı Müslüman ayrımcılıkla yüz yüze |
BİR araştırma kuruluşunun yayımladığı raporda, Avrupa’da yaşayan Müslümanlar’ın çoğunun ayrımcılıkla, sosyal ve ekonomik dezavantajlarla karşı karşı olduğu belirtilerek, ‘’Avrupa’da Müslümanlar’a yönelik dinî ayrımcılık özellikle geçen 5 yılda yaygınlaştı ve arttı’’ denildi. Merkezi New York’da bulunan kuruluşun, Avrupa’nın 11 şehrinde yaptığı araştırma sonucunda ‘’Avrupa’daki Müslümanlar’’ adlı bir rapor yayımladı. Raporda, AB’de ortalama 15 ila 20 milyon Müslüman’ın yaşadığı ve bu sayının 2025 yılına dek ikiye katlanacağının tahmin edildiği bildirildi. Müslümanlar’ın çoğunun genellikle Avrupa ülkelerinin başşehirlerinde veya büyük sanayi şehirlerinde yaşadığı kaydedilerek, ‘’Avrupa’daki çoğu Müslüman, ayrımcılıkla, sosyal ve ekonomik dezavantajlarla karşı karşıya. Avrupa’daki Müslümanlar bugün ayrıca, yüksek bir kuşku ve denetim altında’’ ifadeleri kullanıldı. Bu durumun Avrupa’yı, siyasal gerginlik, ekonomik belirsizlik ve hızla artan çeşitlilik ortamında eşit haklar ve sosyal uyumu sağlamak gibi zor bir durumla karşı karşıya bıraktığı kaydedilen raporda, Avrupa’da entegrasyon ve uyumu destekleyen politikaların ulusal ve yerel düzeylerde olduğu bildirildi. AB’nin entegrasyonu ‘’iki taraflı ve karşılıklı bir süreç’’ olarak tanımladığına dikkat çekilen raporda, 11 farklı AB şehrinde ve farklı geçmişlere sahip insanlarla yapılan araştırma sonucunda Müslümanlar’da, gayrimüslimlere göre ‘’dine saygının’’ daha önemli bir ulusal değer olduğunun ortaya çıktığı belirtildi. Ayrıca raporda, Avrupa’daki Müslümanlar’ın, yaşadıkları mahalle ve şehirlerine olan bağlılık duygularının, yaşadıkları ülkeye olan duygulara göre daha güçlü olduğu kaydedildi. Kültürel entegrasyonun eğitim ve iş gibi alanlardaki entegrasyonla arttığının belirtildiği raporun sonuçlarının, ‘’Avrupa’da Müslümanlar’a yönelik dini ayrımcılığın geçen 5 yılda yaygınlaştığını ve arttığını’’ ortaya koyduğu ifade edildi. Özellikle Avrupa’da doğan Müslüman kadınların, ‘’dini ayrımcılıkla’’ karşı karşıya olduğuna dikkat çekilen raporda, AB yasalarının ayrımcılık ve entegrasyon konusunda geliştirilmesi ve değiştirilmesi, ayrıca bu konuda yerel, ulusal ve AB düzeylerinde önlemler alınması gerektiği belirtildi. |
17.12.2009 |
İNGİLTERE-İSRAİL ARASINDA LİVNİ KRİZİ |
İsraİl Dışişleri Bakanlığı, İsrail muhalefetinin lideri, Kadima Partisi Genel Başkanı Tzipi Livni için, Gazze’de savaş suçları işlediği gerekçesiyle İngiltere’nin başşehri Londra’da mahkemece tutuklama kararı çıkarılmasıyla ilgili olarak, İngiltere’nin Tel Aviv Büyükelçisi’ni protesto etti. İsrail Dışişleri Bakanlığı Avrupa Dairesi Müsteşar Yardımcısı Naor Gilon, İngiltere’nin Tel Aviv Büyükelçisi Tom Phillips’i bakanlığa çağırarak, İsrail’in tutuklama kararını çok vahim olarak gördüğünü söyledi. Gilon’un İngiliz büyükelçiye, hükümetine, Gazze’deki savaş sırasında işlendiği öne sürülen suçlarla ilgili İsrailli üst düzey yetkililere bu tür mahkeme kararları çıkarılmasına olanak veren yasaların değiştirilmesi gerektiğini iletmesini de istedi. İngiltere’de yayımlanan Arap gazetelerinden El Kudüs El Arabi ile Guardian gazetesi, Westminster Mahkemesi’nin, İsrail’in eski dışişleri bakanı Tzipi Livni hakkında, savaş suçları sebebiyle tutuklanması kararını verdiğini yazmıştı. Gazze’deki ‘’Kurşun Dökme’’ operasyonu sırasında bakan olan Livni’ye yönelik bu mahkeme kararının, Gazze’deki çatışma kurbanlarının yakınları adına hareket eden avukatların istekleri üzerine alındığı da belirtilmişti. İsrail ve Arap basını, Livni’nin, geçen hafta İngiltere’ye yapacağı ziyareti bu karar sebebiyle iptal ettiğini öne sürmesine karşın, Livni’nin bürosu bunun doğru olmadığını, ziyaretin iptalinin İngiltere Başbakanı Gordon Brown ile görüşme sağlanamaması olduğunu savunmuştu. Livni ise önceki gün ‘’İsrail’i yargılamak isteyen dünya ülkeleriyle ilgili bir sorunum yok. Ama İsrail ordusu askerlerinin teröristlerle mukayese edilmesi mümkün değil’’ dedi. |
17.12.2009 |
Abbas’a göre 6 ayda barış mümkün |
Fİlİstİn lideri Mahmud Abbas, İsrail ile şartların yerine gelmesi halinde 6 ay içinde barış olabileceğini belirtti. Abbas, İsrail Savunma Bakanı Ehud Barak’a, “İsrail’in Doğu Kudüs dahil bütün Yahudi yerleşim birimleri inşaatlarını dondurması halinde 6 ay içinde bir barış anlamasına varılabileceğini” söylediğini açıkladı. Filistin lideri Abbas, Haaretz gazetesine verdiği demeçte, Barak’a bu teklifi yaklaşık 3 hafta önce bir telefon görüşmesinde ilettiğini bildirdi. Bu arada Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ), Mahmud Abbas'ın gelecek ay süresi dolacak devlet başkanlığı görevini uzatıyor. Açıklamada, Abbas'ın devlet başkanlığı görevinin dolacağı 25 Ocaktan sonra, bir seçim yapılıncaya kadar bu görevde kalabilme hakkını tanıyarak görev süresinin uzatılmasına karar verildiği belirtildi. |
17.12.2009 |
Fransa parlamentosu çarşafı tartışıyor |
Fransa parlamentosunda çarşaf giyimi konusunda oluşturulan araştırma komisyonu, dün içişleri, göç ve uyum ile çalışma bakanlarını dinledikten sonra, Temmuz ayından bu yana sürdürdüğü görüşmelerini tamamlamak üzere toplandı. Komisyon, Ocak sonunda çalışmalarıyla ilgili hazırladığı raporu meclis ve senatoya sunacak. Komünist Parti üyesi Andre Gerin’ın başkanlığını yaptığı komisyon, aralarında ülkedeki Müslüman dernekleri temsilcileri, tarihçi, sosyolog, yerel yönetim ve sivil toplum örgütleri temsilcileri de bulanan yaklaşık 50 kişiyi dinledi. Komisyonun sunacağı rapor, ülkede çarşafın yasaklanıp yasaklanmaması konusuna büyük ölçüde açıklık getirecek. |
17.12.2009 |
İran’a yaptırıma Temsilciler Meclisi’nden onay |
ABD Temsilciler Meclisi, Tahran yönetimini nükleer heveslerinden vazgeçirmek amacıyla İran’a yaptırım öngören kanun tasarısını kabul etti. Temsilciler Meclisinde 12’ye karşı 412 oyla kabul edilen kanun tasarısının Senato tarafından da onaylanması gerekiyor. Tasarıda, İran’a benzin satan şirketlerin cezalandırılması öngörülüyor. İran, petrol üreten bir ülke olmasına rağmen, benzininin yüzde 40’ını dışarıdan alıyor. Kanun tasarısının, İran’a rafine petrol satan isviçreli şirketler Vitol ve Glencore, Hollanda-İsviçre şirketi Trafigura, Fransız Total, İngiliz British Petroleum, ve Hintli Reliance şirketlerini kapsadığı belirtiliyor. Öte yandan Beyaz Saray, Başkan Barack Obama’nın İran’a yönelik izlediği yeni politikanın bazı ilerlemeler elde edilmesine imkân sağladığını açıkladı. Sözcü Robert Gibbs, ‘’(Altılı müzakereleri yürüten) ortaklarımızın açıklamalarını ya da Uluslararası Atom Enerjisi Ajansının guvernörler konseyinin İran’a yaptırım kararıyla ilgili oybirliği sağlanmasını ve ilk kez İran’ın nükleer programından vazgeçmeye çağrılmasını değerlendirmek yeterli olacaktır’’ dedi ve bu saydıklarının gelecek haftalarda sonuç verecek somut ve gerçek ilerlemeler olduğunu düşündüğünü kaydetti. ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton ise önceki günkü karamsar açıklamasında İran’a el uzatma yaklaşımlarının umut edilen sonucu sağlamadığını, İranlıların kendilerine sunulan ciddî müzakere imkânına olumlu cevap vermediğini söylemişti. |
17.12.2009 |
Bolivya’da Morales yeniden seçildi |
Bolİvya’da 6 Aralıkta yapılan seçimlerin sonuçlarına göre Evo Morales’in ikinci dönem için devlet başkanı seçildiği bildirildi. Seçim Mahkemesinden yapılan açıklamada, oyların yüzde 99,23’ünün sayıldığı ve buna göre Morales’in oyların yüzde 64’ünden fazlasını aldığı belirtildi. Bir önceki seçimde yüzde 54 oy alan Morales’in bu seçimde oy oranını yüzde 64,08’e çıkardığı belirtilen açıklamada, Morales’in oylarını 2,9 milyon arttırdığına dikkati çekildi. |
17.12.2009 |