Güncel |
TÜRKİYE ŞEHİTLERİNİ UĞURLADI |
Tokat’ın Reşadiye ilçesindeki terörist saldırıda şehit olan Jandarma Er Ferit Demir Muş’un Malazgirt ilçesinde, Uzman Çavuş Harun Arslanbay Adana’nın Yumurtalık ilçesinde, Jandarma Er Cengiz Sarıbaş İstanbul’da, Er Fatih Yonca da Hatay’da toprağa verildi. Türkiye şehitlerini uğurladı
Tokat’In Reşadiye ilçesindeki terörist saldırıda şehit olan Jandarma Er Ferit Demir Muş’un Malazgirt ilçesinde, Uzman Çavuş Harun Arslanbay Adana’nın Yumurtalık ilçesinde, Jandarma Er Cengiz Sarıbaş İstanbul’da, Jandarma Er Fatih Yonca da Hatay’da toprağa verildi. Önceki gün Tokat’tan askerî uçakla Muş’a getirilen ve Muş Devlet Hastanesi morguna kaldırılan jandarma er Demir’in cenazesi, askerî helikopterle ailesinin yaşadığı Malazgirt ilçesine bağlı Erence Köyüne götürüldü. Şehit Demir’in cenazesi, Türk bayraklarıyla donatılan Erence Köyünün girişinde vatandaşlar tarafından karşılandı. ’’Şehitler ölmez vatan bölünmez’’ diye slogan atan vatandaşlar, terör örgütü PKK’yı lânetledi. Daha sonra, jandarma er Demir’in cenazesi, köy camisinin bahçesine götürüldü. Burada düzenlenen cenaze törenine şehit Ferit Demir’in annesi Muhteber Demir, kardeşleri ve yakınlarının yanı sıra Muş Valisi Erdoğan Bektaş, Bitlis Valisi Nurettin Yılmaz, 34. Motorlu Piyade Tugay Komutanı Tuğgeneral Burhanettin Aktı, AKP Muş milletvekilleri Medeni Yılmaz ve Seracettin Karayağız, daire amirleri ve vatandaşlar katıldı. Törende, anne Muhteber Demir ve şehidin kız kardeşlerinden Sıdıka Demir fenalık geçirdi. Sağlık ekiplerinin müdahale ettiği anne Muhteber Demir ve kızı Sıdıka Demir’i askerî yetkililer teskin etmeye çalıştı. Şehit Ferit Demir’in cenazesi, cenaze namazının kılınmasının ardından ailesinin evine götürüldükten sonra köy mezarlığında toprağa verildi.
ŞEHİDİN AİLESİ GÜÇLÜKLE AYAKTA DURDU Şehit Jandarma Er Cengiz Sarıbaş’ın naaşı, cenaze namazı öncesi yakınlarından helâllik alınmak üzere evine getirildi. Sabah saatlerinden itibaren şehidin evinin önüne gelen çeşitli gruplar, terörü lânetleyen sloganlar attı. Yoğun kalabalığın karşıladığı cenaze, arabadan indirilerek evin önünde hazırlanan masaya konuldu. Şehit Jandarma Er Cengiz Sarıbaş için edilen duânın ardından yakınları, arkadaşları ve komşularından helâllik istendi. Sarıbaş’ın anne, babası ve diğer yakınları tabuta sarılarak gözyaşı döktü. Şehit için helallik alınmasının ardından Sarıbaş’ın cenazesi, gözyaşları arasında cenaze namazının kılınacağı Ataköy 5. Kısım Camii’ne götürüldü. Evin önünde bekleyen kalabalık da cenaze aracının arkasında konvoy oluşturdu. Şehidin ayakta durmakta zorlanan anne ve babası, kollarına giren askerlerle birlikte bir süre cenaze arabasının arkasından yürüdü. Şehidin naaşı, kılınan cenaze namazının ardından Edirnekapı Şehitliği’ne defnedildi.
ŞEHİT BABAYA SON VEDA
Haİn saldırıda şehit düşen Uzman Çavuş Harun Arslanbay’ın cenazesi ise sabah saatlerinde Adana Asker Hastanesinden alınarak, konvoy eşliğinde törenin düzenleneceği Yumurtalık ilçesine getirildi. Cenazenin getirilmesi sırasında Yumurtalık Merkez Camii önünde toplanan ve ellerinde Türk bayrakları bulunan çok sayıda vatandaş, ‘’Kahrolsun PKK’’, ‘’Askere uzanan eller kırılsın’’, ‘’Şehitler ölmez vatan bölünmez’’ şeklinde sloganlar atarak terörü kınadı. Tören alanında, fenalık geçiren şehidin eşi Demet Arslanbay, ‘’Bir asker ölür, bin asker gelir’’ şeklinde ağıt yaktı. Ağabey Rüstem Arslanbay ise ‘’Bana silâh verin, gidip onları tek tek öldüreyim’’ dedi. Cenaze, daha sonra namazın kılınacağı cami avlusuna getirildi. Burada şehidin eşi Demet, annesi Döndü, babası Hamdi Arslanbay şehidin tabutuna sarıldı. Baba Hamdi Arslanbay, oğlunun fotoğrafını tutarak, ‘’Sakın ağlamayın, ağlayıp da teröristleri sevindirmeyin’’ diye konuştu. Demet Arslanbay da burada eşinin tabutuna sarılarak, ‘’Seni böyle mi karşılayacaktık aşkım? Kanın yerde kalmayacak’’ diyerek gözyaşı döktü. Bu arada, şehidin iki yaşındaki kızı Zehra Döndü ile altı aylık bebeği Zeynep Sevim de tabutun olduğu yere getirildi. Minik kızlar, babalarının tabutuna dokunup, fotoğrafını öptü. Daha sonra, cenazenin bulunduğu alana gelen Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız ile diğer ilgililer, duâ etti ve aileye baş sağlığı diledi. Kılınan cenaze namazının ardından şehidin cenazesi, askerler tarafından alınarak, oluşturulan kortej eşliğinde, toprağa verilmek üzere Sugözü Köyüne götürüldü. |
10.12.2009 |
ÇÖZÜMSÜZLÜK BESLENİYOR |
Son gelişmeleri ve Tokat saldırısının değerlendirildiği TOKAD açıklamasında, son günlerde kamuoyuna yansıyan şiddet görüntülerinin çözümsüzlüğü beslediği; operasyon, çatışma ve saldırılarla bunların akabinde gelen ölümlerin çözüme de pusu kurduğu belirtildi. KAN VE RANT ORTAK PAYDASI
Açıklamada, “Yıllardır akan kan ve gözyaşı üzerinden rant veya iktidar devşirenler, barış sürecinin daha âdil sonuçlar üretebilme ihtimalini devredışı bırakma ortak paydasında buluşuyor. Her can kaybı, sorunu ve acılarımızı biraz daha derinleştiriyor” denildi.
ŞİDDET KAFESİNDEN ÇIKALIM
TOKAD, “Artık özgürlüğümüzün ve geleceğimizin şiddet kafesinden kurtulmasını bekliyor; tam bir kardeşlik, barış ve huzur iklimini solumak istiyoruz. Acının ve öfkenin, adaleti ve merhameti teslim almamasını ümit ediyoruz” temennîsinde bulundu.
ACI, MERHAMETİ ESİR ALMASIN
Toplumsal Dayanışma Kültür Eğitim ve Sosyal Araştırmalar Derneği (TOKAD), Tokat’ın Reşadiye İlçesi’nde gerçekleşen saldırıyla ilgili olarak, “acının ve öfkenin, adaleti ve merhameti teslim almaması” çağrısı yaptı. TOKAD’dan yapılan açıklamada, Reşadiye’deki karanlık saldırıyı kınanırken, faillerin ve bağlantılarının bir an önce ortaya çıkartılması istendi. Açıklamada, Türkiye’nin toplumsal sorunlarıyla yüzleşmeye başladığı, bugüne kadar halktan gizlenmeye çalışılan gerçeklerin gün yüzüne çıktığı ve nispeten daha olumlu bir gelecek için açılım yapmaya çalıştığı kritik bir süreçten geçtiği belirtildi. Yıllardır akan kan ve gözyaşı üzerinden rant veya iktidar devşirilenlerin, barış sürecinin daha adil sonuçlar üretebilme ihtimalini devre dışı bırakma ortak paydasında buluştuğu kaydedilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi: “Operasyonlar, çatışmalar, molotoflar, saldırılar ve akabinde gelen ölümler maalesef sorunu kangrenleştiriyor, çözüm sürecine de pusu kuruyor. Bu bağlamda Tokat’ın Reşadiye İlçesi’ne bağlı Sazak Köyü mevkiinde gerçekleşen bu beklenmedik saldırı, zamanlaması itibariyle dikkat çekici olduğu kadar sonuçları itibariyle de acı ve üzüntü vericidir. Son günlerde Türkiye kamuoyuna yansıyan şiddet görüntüleri, nihaî tahlilde çözümsüzlüğü beslemektedir. TOKAD olarak artık özgürlüğümüzün ve geleceğimizin şiddet kafesinden kurtulmasını bekliyor; tam bir kardeşlik, barış ve huzur iklimini solumak istiyoruz. Her can kaybı sorunu ve acılarımızı biraz daha derinleştiriyor. Havan toplarına başka bir Ceylan’ımızın daha kurban edilmesine dayanamayız. Aynı şekilde yeni bir Serap’ımızın da molotoflara hedef olarak hayatını kaybetmesini de yüreğimiz kaldırmaz. Bu karanlık saldırıyı nefretle kınıyor; oğullarını kaybeden ailelere başsağlığı ve sabır diliyor, acının ve öfkenin, adaleti ve merhameti teslim almamasını ümit ediyoruz.” |
10.12.2009 |
Şiddet, barışı sabote ediyor |
Batman Düşünce ve İnanç Özgürlüğü Platformu dönem sözcüsü Mehmet Şat, şiddet ortamının, uzlaşma ve barış çabalarını sabote etmek isteyenlere uygun zemin oluşturarak barış girişimlerini sonuçsuz bırakacağına dikkat çekti. ŞİDDET, BARIŞI SABOTE EDİYOR
Batman Düşünce ve İnanç Özgürlüğü Platformu dönem sözcüsü Mehmet Şat, son dönemde yaşanan olaylar ve siyasî gelişmeleri değerlendirirken yaptığı açıklamada, şiddet ortamının, uzlaşma ve barış çabalarını sabote etmek isteyenlere uygun zemin oluşturarak barış girişimlerini sonuçsuz bırakacağına dikkat çekti. Yaşanan olaylar sonucu Diyarbakır’da üniversiteli bir gencin vefat ettiğini ve çok sayıda kişinin yaralandığını hatırlatan Şat, yaşanan yoğun toplumsal ve siyasî çatışmaların etnik ayrışma sonucu doğuracağı ve halklar arası çatışmaya dönüşeceği kaygısını taşıdıklarını belirtti. Şat, “Acı ve öfke, adaleti ve merhameti teslim almasın” dedi. Tokat’ın Reşadiye ilçesinde 7 askerin şehit olduğu saldırıya da değinen Şat, demokratik açılımla Kürt sorununun çözümü için toplumda büyük umutlar yeşermişken bu sarsıcı olayların aynı dönemde meydana gelmesinin düşündürücü olduğunu ifade etti. |
10.12.2009 |
Aracın her yeri delik deşikti |
Saldırı sonrası yaralıları almaya giden ambulans şoförlerinden Karahan Atasoy, ‘’Araç feci şekilde kurşunlanmıştı, her yanı delik deşikti. Araç tam viraja girerken 3 taraflı çapraz ateşe almışlar” diye konuştu. ARAÇ, DELİK DEŞİK OLMUŞTU
Terörİst saldırının ardından bölgeye ilk giden ambulans şoförleri, saldırıya uğrayan askerî aracın her tarafının teröristlerin açtığı ateş sonucu delik deşik olduğunu bildirdi. Reşadiye’de görev yapan 112 Ambulans Şoförü Aydın Yıldız, saldırının ardından bölgeye ilk giden ambulans şoförünün kendisi olduğunu söyledi. Yıldız, olay günü yaşadıklarını şöyle anlattı: ‘’O gün nöbetçiydim. Bize acil vak'a çıkışı verildi. Biz önce kavga var diye gittik, yolda çatışma olduğunu öğrendik. Orası çok kötü durumdaydı. İlk getirdiğim askerimiz ağır yaralıydı. Onu ameliyata aldılar. Olay yerine ikinci gidişimde şehit getirdim. Çatışmanın olduğu yerde 300 metrede göz gözü görmüyordu. 200-300 metre aşağıya indiğiniz zaman hava gayet iyiydi. Çatışma yeri çok kötü bir yerdi. Sis çoktu, 2 metre önünü dahi göremiyordun.’’ Saldırı sonrası yaralıları almaya giden ambulans şoförlerinden Karahan Atasoy ise 112’ye gelen ihbar üzerine bölgeye gittiklerini ifade etti. Bölgenin dağlık olduğunu belirten Atasoy, saldırıya uğrayan askeri araçla ilgili ‘’Olay yerine gittiğimizde araç lastikleri patlamış, çamları kırılmış haldeydi. Aracın her tarafı delik deşikti. Yani o anı yaşamak çok üzücüydü, çok duygulanıyorum. Allah kimsenin başına vermesin. Şehit kardeşlerimizin ailelerine baş sağlığı diliyorum, Allah’tan sabır diliyorum’’ ifadelerini kullandı. Aracın saldırı sonrası devrilmemiş, ancak lastikleri patlamış şekilde durduğunu ifade eden Atasoy, ‘’Araç çok kötü, feci şekilde kurşunlanmıştı’’ dedi. Saldırının gerçekleştiği yerin dağlık ve virajlı olduğunu bildiren Atasoy, ‘’Araç tam viraja girerken 3 taraflı çapraz ateşe almışlar, haince bir pusu olduğu apaçık ortaya çıkmıştı’’ diye konuştu. |
10.12.2009 |
ERDOĞAN’IN ÇELENKTEKİ İSMİ YIRTILDI |
Tokat’tan Hatay Havaalanına getirilerek, önceki gün Askeri Deniz Hastanesi morguna kaldırılan Şehit Jandarma Er Fatih Yonca’nın cenazesi, konvoy eşliğinde getirildiği Bekbele beldesindeki Merkez Camisi’nde, ellerinde Türk bayrakları taşıyan ve terör örgütü aleyhine slogan atan vatandaşlar tarafından karşılandı. Cenaze törenine şehit er Fatih Yonca’nın annesi Gülsüm, babası Bülent Yonca ile kardeşleri ve yakınlarının yanı sıra Adalet Bakanı Sadullah Ergin de katıldı. Cenazede ayakta durmakta zorlanan baba Bülent Yonca, ‘’Vatan sağ olsun. Bir oğlumu daha şehit vermeye hazırım’’ derken, gözyaşlarını tutamadı. Oğlunun fotoğrafını alarak okşayan anne Gülsüm Yonca da oğluyla gurur duyduğunu belirterek, ‘’Seni böyle mi karşılayacaktık. Bak kaç kişi geldi seni görmeye’’ diyerek ağladı. Törende, bazı kişilerce Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın gönderdiği çelenkte isminin bulunduğu kağıdı yırtıldı. Emniyet Müdürlüğü ekiplerince çelenge, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın isminin yer aldığı yeni bir kağıt takıldı. İl Müftüsü Mustafa Sinanoğlu’nun kıldırdığı namazın ardından şehit er Fatih Yonca’nın cenazesi, askeri konvoy eşliğinde omuzlarda taşınarak vatandaşların ‘’Şehitlere uzanan eller kırılsın, şehitler ölmez vatan bölünmez’’ sloganları eşliğinde askeri araca kadar taşındı. Daha sonra, şehidin cenazesi, Bekbele Mezarlığı’nda toprağa verildi. |
10.12.2009 |
Demirel: Açılımdan önce meseleler var |
DIşİşlerİ Bakanlığı ve RACVIAC-Güvenlik İşbirliği Merkezi tarafından düzenlenen “Bölgesel Mülkiyet Yoluyla Bölgesel Güvenlik: Yeni İşbirliği Dönemi” başlıklı konferansın açılış törenine katılan 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Hükümetin başlattığı ve halen devam eden “Demokratik Açılım” süreciyle ilgili olarak, “Açılımın ne olduğu belli değil. Açılımın ötesinde Türkiye’de meseleler var, açılımdan evvel meseleler var” dedi.
|
10.12.2009 |
Danıştay, içki reklamında kısıtlamaya karşı |
Danıştay 13. Dairesi, reklamlarda alkollü içkinin kavun, balık gibi diğer gıda maddeleriyle ve coğrafî, tarihî, kültürel, sanatsal ortak değerlerle ilişkilendirilmesini yasaklayan tebliğ hükümlerinin yürütmesini durdurdu. Daire, tebliğin 2. maddesindeki, içki reklamlarının sinemalarda filmlerin sonunda gösterilmesine dair düzenlemeyi de durdurdu. Danıştay, içki reklâmına kısıtlama istemedi
DanIştay 13. Dairesi, reklâmlarda alkollü içkinin kavun, balık gibi diğer gıda maddeleriyle ve coğrafi, tarihî, kültürel, sanatsal ortak değerlerle ilişkilendirilmesini yasaklayan tebliğ hükümlerinin yürütmesini durdurdu. Efes Pazarlama Dağıtım ve Ticaret Anonim Şirketi, 20 Haziran 2009’da Resmi Gazetede yayımlanan Alkollü İçki Reklamlarında Uyulacak İlkeler Hakkında Tebliğde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğin bazı hükümlerinin iptali ve yürütmesinin durdurulması talebiyle Danıştay’da dava açmıştı. Davayla ilgili ilk incelemesini yapan Danıştay 13. Dairesi, Tebliğin reklâmlara kısıtlama getiren 2. maddesinin bazı bentlerinin yürütmesini durdurdu. Daire, Tebliğin 2. maddesinin, ‘’Alkollü içkilerin reklamının sinema filmleri gösterimi vasıtasıyla yapılması halinde; bu tür reklâmlar sadece Kültür ve Turizm Bakanlığı Değerlendirme ve Sınıflandırma Kurulunun (18) olarak sınıflandırdığı sinema filmleri gösterimlerinin sonunda yayınlanmalıdır’’ şeklindeki (u) bendindeki ‘’sonunda’’ ibaresinin de yürütmesini durdurdu. Davalı Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu’nun karara itiraz etmesi durumunda, itirazı Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu görüşecek. |
10.12.2009 |
Takipteki krediler ikiye katlandı |
Temmuz-Eylül 2009 döneminde kanunî takipteki krediler, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 100 artarak 955 milyon TL’ye yükseldi. Türkiye Bankalar Birliğinin tüketici kredilerine ilişkin Eylül 2009 verilerine göre, Temmuz-Eylül 2009 döneminde 1 milyon 682 bin 820 kişiye, 17 milyar 84 milyon TL tutarında tüketici kredisi kullandırıldı. Aynı dönemde kullandırılan kredi miktarı ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 9 oranında, bir önceki üç aylık döneme göre ise yüzde 11 oranında büyüdü. Temmuz-Eylül 2009 dönemi itibariyle 3 milyar 667 milyon TL olan idarî ve kanunî takipteki krediler, toplam tüketici kredileri bakiyesinin yüzde 4,41’ini oluşturdu. Bu dönemde kanunî takipteki krediler, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 100 oranda artarak 955 milyon TL oldu. Dönem içinde kanunî takibe geçilen kredilerin yüzde 17’sini taşıt, yüzde 24’ünü konut ve yüzde 58’ini ihtiyaç kredileri oluşturdu. |
10.12.2009 |
Erdoğan: Bu hitap, hitap mı? |
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Muhalefet partilerinin, terör saldırısı sebebiyle Türkiye’ye dönmesi gerektiğine ilişkin soruya ‘’Bu konu konu mu, Bu hitap hitap mı? Bu kadar basitleşti bunlar’’ dedi.Başbakan Erdoğan, düşünce kuruluşu Alman Marshall Fonu’nun (GMF) Park Hyatt Oteli’nde düzenlediği toplantının ardından gazetecilerin, muhalefet partilerinin, terör saldırısı sebebiyle Türkiye’ye dönmesi gerektiğine ilişkin soruya, ‘’Bu konu konu mu, Bu hitap hitap mı? Bu kadar basitleşti bunlar’’ cevabını verdi. |
10.12.2009 |
Atalay'dan "hıyanet" cevabı |
İçİşlerİ Bakanı Beşir Atalay, acıları bitirmek için uğraştıklarını belirterek, ‘’Böyle büyük bir hedefle uğraşırken sırf siyasi rant için bunlara karşı çıkılıyorsa, esas hainlik budur’’ dedi. Atalay, Mecliste gazetecilerin sorularını cevapladı. Bir gazetecinin, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın önceki gün grup toplantısındaki konuşmasında ''hıyanet'' nitelemesinde bulunduğunu belirtmesi üzerine Atalay, acıları bitirmek için uğraştıklarını söyledi. Atalay, şöyle devam etti: “Ülkemizin değişik köşelerinde analar, eşler ağlıyor. İnsanlar üzüntü duyuyor. 'Bunları bitirelim. Bu ülkede kardeşlik içinde hepimiz birlikte huzurla yaşayalım' diye uğraşıyoruz. Bizim çalışmalarımızın başka bir amacı yok. Türkiye giderek güçlenen, büyüyen bir ülke, yıldızı parlayan bir ülke. Kendi içimizdeki bu sorunları da kendimiz çözersek, bu ülke hepimize yeter. Bizim çabamız bu. Eğer bunun için uğraşmak, bunun için çalışmak hainlikse, ki koskoca ana muhalefet partisi liderinin ifadesi böyle, onu herkesin takdirine bırakıyorum. Bu kelimeleri, bu kavramları pek sevmem, ama böyle büyük bir hedefle uğraşırken sırf siyasî rant için bunlara karşı çıkılıyorsa, esas hainlik budur. Benim diyeceğim budur.” |
10.12.2009 |
Rumlar, AB yolunda engel |
Financial Times gazetesi, Kıbrıs Rum kesiminin “Türkiye’nin önüne AB yolunda yeni engeller koyduğunu” belirtti. İngiliz gazetenin Brüksel ve Ankara muhabirlerinin haberine göre, “Kıbrıs Rum kesimi, Türkiye Kıbrıs sorunu konusundaki tutumunu değiştirmezse, 5 başlıkta müzakerelerin açılmasına izin vermeyecek.” Haberde, “Kıbrıslı Rumların, işçilerin serbest dolaşımı, yargı ve temel haklar, adalet, özgürlük ve güvenlik, eğitim ve kültür ile dış, güvenlik ve savunma politikaları başlıklarının açılmasına izin vermeyeceği” belirtildi. Gazete ayrıca, Kıbrıs Rum kesiminin Dışişleri Bakanı Markus Kipriyanu’nun konuyla ilgili, “Bu hedefi olan bir tepki, müzakerelerin tamamen dondurulması değil” sözlerine yer verdi. Konuya ilişkin AKP Dış İlişkiler Başkan Yardımcısı Suat Kınıklıoğlu’nun yorumunu da yer verilen haberde, Kınıklıoğlu’nun “Eğer Kıbrıslı Rumların tehditleri doğruysa, bu Rumların Türkiye’nin AB ile ilişkilerini zehirlemeye devam ettiğini gösteriyor” dediği belirtildi. Kıbrıs Rum kesiminin Dışişleri Bakanı Markus Kipriyanu, dün yaptığı açıklamada, Türkiye’nin katılım müzakerelerinde yeni fasılların açılabilmesi için şartlar belirleyeceklerini söylemişti. Kipriyanu, Brüksel’deki AB dışişleri bakanlarının genişleme kararlarının ardından yaptığı açıklamada, “Şartlar belirleyeceğiz ki, Türkiye bunlara uydukça fasıl açabilecek” demişti.
Gerekli adımlar kararlılıkla atılacak
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Burak Özügergin, Türkiye’nin müzakere sürecinde gerekli adımları gayret ve kararlılıkla atmaya devam edeceğini belirtti. Özügergin, bir soru üzerine yaptığı yazılı açıklamada, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) Dışişleri Bakanının önceki gün Brüksel’de düzenlen Genel İşler Konseyi akabindeki ifadelerine konu olan fasıllara ilişkin herhangi bir AB Konsey kararının mevcut olmadığını, bunun GKRY’nin tek yanlı beyanı olduğunu ifade etti. Sözcü Özügergin, şunları kaydetti: “AB Komisyonu tarafından da vurgulandığı üzere, ikili ilişkilerdeki sorunların tek yanlı tasarruflarla AB platformuna taşınmasının sorunların çözümüne bir yarar sağlamayacağı açıktır. Bilindiği üzere, tüm müzakere fasılları için 31 Aralık 2008 tarihinde yayımladığımız Ulusal Programımız çerçevesinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Türkiye müzakere sürecinde gerekli adımları gayret ve kararlılıkla atmaya devam edecektir. İsveç Dönem Başkanlığı sırasında Çevre faslının açılması için çalışmalarımız sürmektedir.” |
10.12.2009 |
İstanbul, hafta sonu yağışlı |
İstanbul’da, hafta sonu hava sıcaklığı 1-2 derece düşerek, yağışlı geçecek. İstanbul Meteoroloji Bölge Müdürlüğünden alınan bilgiye göre, bölgede parçalı çok bulutlu hava, yerini yarın akşamdan itibaren yağışlı havaya bırakacak. Bugün Çanakkale ve Balıkesir çevreleri aralıklı sağanak yağışlı geçecek. Bugün bölgenin güney ve batısında sıcaklık 1-2 derece azalacak. Rüzgar ise kuzey-kuzeydoğudan orta kuvvette, geceden itibaren bölgenin kuzey ve batısında kuvvetli, bugün Çanakkale çevrelerinde zaman zaman fırtına şeklinde esecek. Rüzgarın, İstanbul ve Tekirdağ’da yarın zaman zaman kısa süreli fırtına şeklinde, Çanakkale çevrelerinde ise fırtına şeklinde esmesi beklendiğinden yaşanabilecek olumsuz şartlara karşı, ilgililer ve vatandaşlar dikkatli ve tedbirli olmaları konusunda uyarıldı. Bu arada, parçalı çok bulutlu ve zaman zaman sağanak yağışlı hava, yarından itibaren yerini yağışlı havaya bırakacak. İstanbul’da, bugün sıcaklık 14-8, yarın 12-10, cumartesi 10-7 ve pazar günü de 12-8 şeklinde olacak. |
10.12.2009 |
5 kişiden birinin sosyal güvencesi yok |
Nüfusbİlİm Derneği Başkanı Prof. Dr. Hilal Özcebe, Türkiye’de 4 milyon 47 bin 214 kişinin devlet tarafından bilinen bir sosyal güvencesi bulunmadığını ifade etti Özcebe, 10 Aralık ‘’Dünya İnsan Hakları Günü’’ dolayısıyla yaptığı açıklamada, sağlık düzeyini etkileyen etmenlerin başında sosyal şartlar önemli bir yer tuttuğunu söyledi. Özcebe, şu bilgileri verdi: ‘’Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi’ne göre, ülkemizin 2008 yılı sonundaki toplam nüfusu 70 milyon 586 bin 256’dır. Nüfusumuz içinde halen sosyal güvence ile çalışan kişi sayısı 15 milyon 258 bin 608 olup, sosyal güvenlik kapsamında aylık alan kişi sayısı 8 milyon 746 bin 703’tür. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 2008 yılı kayıtlarına göre, çalışan kişilerin bakmakla yükümlü olduğu ve sosyal güvenceye sahip olan toplam kişi sayısı ise 33 milyon 198 bin 213’tür. Bu şekilde ülkemizde sosyal güvenceye sahip olan toplam kişi sayısı 57 milyon 203 bin 524’tür. Diğer taraftan, ülkemizde 4 milyon 47 bin 214 (toplam nüfusun yaklaşık yüzde 6’sı) kişinin ise devlet tarafından bilinen herhangi bir sosyal güvencesi bulunmamaktadır. Bütün bu sayılar göstermektedir ki, ülkemizde her 5 kişiden 1’i yaşamıyla ilgili herhangi bir sorunla karşılaştığında güvence altında olmadığı için sorun yaşamaktadır. ’’ |
10.12.2009 |
İstanbul’da, terör estiren 67 kişi yakalandı |
İstanbul’da çeşitli tarihlerde molotofkokteyli atılması ve izinsiz gösteri yapılması olaylarına karıştıkları öne sürülen 67 kişi yakalandı. İstanbul Terörle Mücadale Şube Müdürlüğünden yapılan açıklamaya göre, İstihbarat Şube Müdürlüğü ve ilçe emniyet müdürlükleri ile koordineli olarak terör örgütüne yönelik Ataşehir, Bağcılar, Beyoğlu, Gaziosmanpaşa, Sultangazi ve Ümraniye ilçelerindeki çeşitli adreslere operasyonlar düzenlendi. Operasyonlarda, terör örgütü üyesi oldukları iddiasıyla 67 kişi yakalandı. |
10.12.2009 |
Şahin: Hayal kırıklığına uğrayacaklar |
TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin, 2009 TBMM Onur Ödülü’nü törenle Prof. Dr. Kemal Karpat’a verdi. Şahin, törendeki konuşmasında, ülke insanları arasına kin ve nifak sokmak isteyenlerin hayal kırıklığına uğrayacağını ve hak ettikleri cevabı mutlaka alacaklarını söyledi. Bugünkü mutluluğun terör saldırısı sonucu 7 askerin şehit olmasıyla gölgelendiğini ifade eden Şahin, şunları kaydetti: ‘’Dış destekle terör örgütü yaklaşık 25 yıldır iç huzurumuzu bozmak, beraber kurduğumuz bu güzel vatanın içinde olaylar çıkartmak, bizi birbirimize düşman hale getirmek için büyük bir senaryoyu oynamaya çalışıyor. Son günlerde yaşanan sokak gösterileri ve Tokat’taki hain saldırı, bu senaryonun birer parçasıdır diye düşünüyorum. Şu ana kadar büyük milletimiz bu oyuna gelmedi, öyle inanıyorum ki bundan sonra gelmeyecektir. Bu ülkenin insanları arasına kin ve nifak sokmak isteyenler hayal kırıklığına uğrayacak ve hak ettikleri cevabı mutlaka alacaklardır. Herkes şunu bilmelidir ki; Türkiye, bir yandan terörle mücadele ederken öbür taraftan kalkınma hamlesini devam ettirecek, demokrasisini ve özgürlük alanını da geliştirmeyi sürdürecektir. Genç yaşlarında aziz canlarını vatan uğuruna veren şehitlerimizin huzurunda saygıyla eğiliyoruz. Onların gözü yaşlı ailelerine, yakınlarına ve milletimize bir kez daha başsağlığı dilemeyi görev biliyorum.’’ Ödül töreninde bunları söylemek zorunda kaldığı için üzgün olduğunu ifade eden Şahin, ‘’Ancak terörün karanlığını mutlaka bilimin aydınlığı yenecektir. O nedenle biz, bilimin aydınlığını konuşmaya, bu konuda söylemlerimizi devam ettirmeye mecburuz’’ dedi. |
10.12.2009 |
Sağlıkta geri adım |
ÇalIşma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, ‘’Biz Türkiye’deki özel hastaneleri sunduğu hizmetlerin niteliğine, hastanenin uzmanlaşma derecesine ve farklı alanlardaki hizmetlerine göre tasnif edeceğiz. Hastanelerdeki bu hizmetlerin özelliklerine göre daha üst düzeyde olanlara yüzde 70’e kadar fark almalarına izin vereceğiz’’ dedi. Sosyal Güvenlik Kurumu Bolu İl Müdürlüğünün yeni binasının açılışını gerçekleştirmek için Bolu’ya gelen Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, Bolu Valisi Halil İbrahim Akpınar’ı makamında ziyaret ederek ilin sorunları hakkında bilgi aldı. Daha sonra basın mensuplarının sorularını cevaplayan Bakan Dinçer, özel hastanelerin uzun süredir hastalardan fark alma talepleri olduğunu belirterek, şunları söyledi: ’’Özel hastaneler kendilerine muayene için gelen hastalardan bizim ödediğimiz sigorta payının üstünde, serbestçe fark almak istiyorlar. Bu farkı biz istemiyoruz. Vatandaşlarımızdan bağımsız bir şekilde, belki de onların istismar edilebileceği bir boyutta serbestçe fark alınmasını arzu etmiyoruz. Bu maksatla daha önceden çıkartılan düzenlemelerde yüzde 30’luk bir fark alınmasına imkan veren bir düzenlememiz vardı. Şimdi sistemi değiştiriyoruz. Çünkü bu yüzde 30’luk fark normalde hizmetleri çok fazla uzmanlaşmamış genel anlamda tedavi hizmetleri sunan bir hastane için düşünülmüş bir sistemdi. Halbuki bizim ülkemizde çok gelişmiş, uzmanlaşmış, hizmetleri, niteliği farklı, eczaneleri dahi olan hastaneler var. Onlarda konuyla ilgili itirazlarda bulunuyorlar. Sürekli serbestçe fark almak için talepleri oluyor’’ diye konuştu. Bu talepleri dengelemek ancak aynı zamanda vatandaşların da istismarını önlemek üzere yeni bir düzenlemeye geçmeyi planladıklarını belirten Bakan Dinçer, sözlerine şöyle devam etti: ‘’Bu uygulamaya henüz geçilmedi. 2010 yılında geçilecek. Buna göre biz Türkiye’deki özel hastanelerin sunduğu hizmetlerin niteliğine, hastanenin uzmanlaşma derecesine, farklı alanlardaki hizmetlere göre tasnif edeceğiz. Ve hastanelerdeki bu hizmetlerin özelliklerine göre daha üst düzeyde olanlara yüzde 70’e kadar fark almalarına izin vereceğiz. Dolayısıyla yapılacak uygulama yüzde 30’dan yüzde 70’e çıkmış uygulama değil. Beş gruba ayrılacak hastaneler için yüzde 30’dan yüzde 70’e kadar hizmetin niteliğine göre fark alınmasına imkân veren bir düzenleme. Bu nedenle önümüzdeki yıl daha düzgün ve daha stratejik bir çalışma içinde olacağız.’’ Bakan Dinçer, daha sonra Bolu Belediye Başkanı Alaaddin Yılmaz’ı makamında ziyaret etti. |
10.12.2009 |
Türkiye, Kopenhag’a ‘İklim Belgesi’ sunacak |
Türkİye, Kyoto Protokolü’nün sona ermesinin ardından dünyanın iklim değişikliğiyle mücadele çalışmalarını yönlendirecek yeni belgenin hazırlanması çalışmalarının yürütüldüğü Kopenhag’taki İklim Değişikliği Zirvesi’nde, kendi özel şartlarının ve sera gazı emisyonu ile mücadelede yapacağı çalışmaların yer aldığı, ‘’İklim Değişikliği Ulusal Strateji Belgesi’’ni sunacak. Belgede, Türkiye’nin sera gazı emisyonu kontrolüne yönelik kısa, orta ve uzun vadede yapacağı çalışmalara yer verildi. Belgede, ‘’İklim değişikliğine bağlı artması muhtemel su baskını, çığ, heyelan ve benzeri doğal afetler tesbit edilecek ve söz konusu afetlerin tesirlerini en aza indirmek için erken uyarı sistemleri kullanılarak gerekli çalışmalar tamamlanacaktır’’ denildi. İklim değişikliğinin olumsuz etkileri sebebiyle azalan su kalitesinin iyileştirilmesi çalışmalarına da ivme kazandırılacağı belirtilen belgede, hayvancılık ve bitki üretim sektörlerinde iklim değişiminden kaynaklanan hayvan hastalıkları ve bitki zararlıları ile mücadele edecek şekilde kapasitenin güçlendirileceği ifade edildi. |
10.12.2009 |
Deprem sigortasına Türkiye ilgisiz kaldı |
Yüksek deprem riskine sahip olan Türkiye’de, büyük yıkıma sebep olan Marmara depreminin ardından çıkarılan zorunlu deprem sigortasına konut sahipleri ilgisiz kaldı. Türkiye’de yaklaşık 13 milyon konutun ancak 3.5 milyonu için zorunlu deprem sigortası yaptırıldı. Alınan bilgiye göre, illere göre konut sayılarına bakıldığında İstanbul’da 2 milyon 714 bin 462 konuta karşın, deprem poliçesi sayısı 930 bin 968, İzmir’de 912 bin 585 konuta karşın, poliçe sayısı 271 bin 787, 902 bin 900 konutun bulunduğu Ankara’da poliçe sayısı 515 bin 854 olarak tespit edildi. İllere göre sigortalanma oranına bakıldığında, deprem riskinin en yüksek olduğu İstanbul’da zorunlu deprem sigortası yaptırma oranı yüzde 34 iken, Ankara’da bu oran yüzde 57, İzmir’de yüzde 30, Muğla’da yüzde 46, Kocaeli’nde yüzde 32, Bursa’da yüzde 23, Balıkesir’de yüzde 28, Düzce’de yüzde 41, Bolu’da yüzde 52, Konya’da yüzde 16 ve en düşük oran olarak da Şırnak’ta yüzde 3 düzeyinde bulunuyor. |
10.12.2009 |
Eczacılardan ‘eyleme devam ederiz’ mesajı |
Türkİye Eczacılar Birliği Başkanı Erdoğan Çolak, Türkiye genelinde geçtiğimiz günlerde yapılan 1 günlük kapatma eyleminin ardından hükümetin sorunların çözümünde yardımcı olmasını isteyerek, “Eczane kapatmak doğru değil, ancak kendi derdimizi anlatmak zorundayız” dedi. Çolak, Türkiye Eczacılar Birliği Genel Merkezi’nde düzenlediği basın toplantısında hükümete önemli mesajlar verdi. Çolak, hastalardan alınan muayene ücretlerinin tamamen kaldırılmasını isteyerek, sorunları çözülene kadar eylemlere devam edeceklerini söyledi. Çolak, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer’in ‘’İlâç sanayinin stokları karşıladığı’ yönündeki sözünü hatırlatarak, “İlâç sanayinin bir kısmı stokları karşılamaktadır. Bir kısmı 15 gün, bir kısmı 1 ay karşılıyor. Sayın Bakanın gösterdiği evrakın bir değeri olmamıştır. Bundan sonraki gelişmelerin sonucu eczacılar ve eczaneler olmayacaktır” diye konuştu. |
10.12.2009 |
SGK çalışanlarından Kızılay’a kan bağışı |
Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) çalışanları, Kızılay’a kan bağışında bulundu. Kan bağışı öncesinde SGK ile Türk Kızılayı arasında gönüllü kan bağışçıları eğitimi ve kan bağışçıları kazandırılması konusunda protokol imzalandı. SGK Başkan Yardımcısı Fatih Acar, protokol imza töreninde yaptığı konuşmada, zor günlerin dostu Türk Kızılayı ile 24 bin 500 çalışanı da içine katarak anlamlı bir protokol imzaladıklarını söyledi. Henüz yeterli seviyede olmayan kan bağışını hep birlikte artırma gayretinde olacaklarını belirten Acar, 81 il müdürlüklerinde de bu kampanyayı sürdüreceklerini kaydetti. Protokolün imzalanmasının ardından kurum çalışanları Başkanlık binasında oluşturulan kan bağışı ünitesinde kan verdi. |
10.12.2009 |
Esnaf gösterilerden rahatsız |
VAN, Hakkâri ve Ağrı’daki esnaflar yaşanan izinsiz gösterilere tepkili. Olaylarda iş yerleri ve araçları hasar gören esnaflar, gösterilerin bir an önce son bulmasını istiyor. Bölgede son zamanlarda yaşanan izinsiz gösteriler sonucu iş yerleri zarar gören ve kepek kapatmak zorunda kalan esnaflar zor anlar yaşıyor. Yaşanan olaylarda iş yerlerinin camları kırılan ve aldıkları baskılar sebebiyle kepenk kapatan esnaflar, gösterilerin bir an önce bitmesini istiyor. Van Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği (VESOB) Başkanı Hüsamettin Çelik, izinsiz gösterilerin bölgedeki esnafa büyük bir darbe vurduğunu belirterek, ‘’Bu tip yasa dışı gösteriler nedeniyle hem halkımız, hem de esnafımız mağdur olmaktadır’’ dedi. Van ve ilçelerindeki yasa dışı gösterilere artık esnafın büyük tepki göstermeye hazırlandığını anlatan Çelik, son günlerde kent merkezi ve ilçelerde yaşanan olaylar sebebiyle esnaf ve sanatkârın huzurunun kaçtığını, çok sayıda iş yerinin zarar gördüğünü vurguladı. Esnafın olaylar nedeniyle mağdur olduğunu ifade eden Çelik, şunları söyledi: ’’Bu tip yasa dışı gösteriler nedeniyle hem halkımız, hem de esnafımız mağdur olmaktadır. Can ve mal güvenliği olmayan esnaf kepenk kapatmak zorunda kalıyor, kepenk kapattığı gün iş yapamayan esnaf, cam ve tabelâları kırılması sebebiyle zarar görüyor. Demokratik açılım sürecinin yaşandığı bu günlerde ortaya çıkan yasa dışı gösteriler bölgeye zarardan başka bir fayda sağlamayacaktır. Gerek futbol fanatikleri, gerekse yasa dışı olayları çıkaranlar genellikle esnafımıza zarar veriyor. Toplumun bel kemiği ve denge unsuru olan esnafımızın camı, tabelâsı kırılıyor, araçları yakılıyor. Esnaf ve sanatkârın mağdur olması demek, toplumun tamamının mağdur olması demektir. VESOB olarak bizler yasa dışı olaylara neden olanları aklıselim olmaya, toplumun genelinin huzurunu ve çıkarını düşünmeye dâvet ediyoruz.’’
HAKKÂRİ ESNAFI DA DERTLİ Hakkâri Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği Başkanı Arif Koparan ise 2 yıldır ilde kepenklerin sürekli kapandığını ve esnafların bu konuda büyük sıkıntılar yaşadığını anlatarak, şunları söyledi: ’’Hakkâri’de kepenkler çok kapandı. Bu da esnaflarımız için büyük bir zarardır. Her gün kepenk kapatmak bir çözüm değildir. Gönül isterdi ki bu barış sağlansın. Hakkâri’de tek değil bölgemizde bu olaylar yaşanmakta. Bölgemizde barışın huzurun sağlanması için demokratik adımlarla açılım gerçekleştirilmelidir. Herkes barışı istiyor, herkes barış için çaba sarf etmeli. Türklerle Kürtler’in ayrılması mümkün değildir.’’ Hakkâri Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Ahmet Şen de esnafın huzur ve güvene ihtiyacı olduğunu belirterek, ‘’Bunun olmadığı yerde esnaf hayat sürdüremez. Hükümetin bu açılımını sonuna kadar destekliyoruz. Buna her kesimin yardımcı olmasını istiyoruz. Bir an önce bu bölgemizinde huzur ve güvene girmesini, insanımızında işine, aşına sahip olmasını talep ediyoruz. Huzursuzlukla bir yere varılmayacağını herkes biliyor. Huzur ve güvenin olmadığı yerde esnaf bir şey yapamaz. Bölgedeki olaylar esnafımızı derinden etkiliyor’’ diye konuştu.
AĞRI'LI ESNAFLAR DA RAHATSIZ Göstericileri sağduyuya davet eden Ağrı Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mehmet Erat ise Türkiye’nin her bölgesini kendi bölgeleri olduğunu ifade ederek, şöyle dedi: ‘’Kendi kendimize zarar vermekten başka bir şey yapmıyoruz. Bu olayların olmamasını istiyoruz. Esnaflarımız bu izinsiz gösterilerden ve kendilerine verilen zarardan çok rahatsız. Açılım sürecinin de tüm Türkiye’ye hayırlı olmasını diliyorum. Bizim bölgemizde bu tür olayların olması bizi de üzüntüye sokuyor. Bizler ekonomimizi canlandırmamız, eğitim seviyemizi yükseltmemiz gerekiyor. Bölgemizin refahını huzurunu daha iyi noktaya getirmek için çaba sarf etmeliyiz. Gerek doğu da gerekse batıda bu tür olayların cereyan etmemesi, kırmakla vurmakla hiçbir şeyin olmayacağını hepimiz biliyoruz Bunların olmamasını temenni ediyoruz. Buralarda yapılan vurmalar, kırmalar yine o bölge insanına verilen zararlardır’’ dedi. Esnaf Kadir Çiçek ise izinsiz gösteriler yüzünden sıkıntı çektiklerini belirterek, ‘’Bu kişilerin yaptıkları biz yöre halkına zarar vermekten başka bir şey değil, büyük maddî zararlara uğruyoruz’’ dedi. |
10.12.2009 |
“Sigara parasıyla”okul yaptırdılar |
MALATYA’NIN Arguvan ilçesine bağlı Kömürlük Köyünde ortak bir kararla sigarayı bırakan köylüler, tasarruf ettikleri sigara parasıyla 8 derslikli modern ilköğretim okulu yaptırdılar. Kömürlük Köyü Muhtarı Haşim Güller, yatığı açıklamada, köyde yaşayan sigara tiryakilerinin 2007 yılında sigara bırakma kararı aldıklarını söyledi. Köy genelinde sağlıklı hayat için sigara bırakma kampanyası düzenlediklerini anlatan Güller, daha sonra tiryakilerin sigara harcamalarının eğitim için kullanmaya karar verdiklerini söyledi. Sigarayı bırakma kampanyasına köylülerin büyük destek verdiğini anlatan Güller, şöyle konuştu: ’’Köyümüz sakinleri tarafından kurulan Atmalılar Derneği’nin katkılarıyla 2 yıl önce başlattığımız sigarayı bırakma kampanyamıza tüm köyün fertlerinden destek geldi. Köylüler olarak kısa süre içinde sigarayı bıraktık. Her gün spor da yapmaya başladık. Bir süre sonra sigara bırakarak elde ettiğimiz tasarrufu eğitime aktarma kararı aldık. İki yıl içinde sigara bırakarak elde ettiğimiz tasarruflar, çocuklarımıza bu modern okulu getirdi.’’ Okul yaptırmak için İstanbul’da yaşayan hemşehrilerinden de destek aldıklarını dile getiren Güller, okulun 1 milyon liraya mal olduğunu söyledi. Güller, köyde sigara içmeye devam eden yalnızca iki yaşlının kaldığını, onların da bırakması için çalıştıklarını kaydetti. |
10.12.2009 |
Develer güreşiyor, projeler hayata geçiyor |
EGE Bölgesi’nde yaklaşık 200 yıldır geleneksel olarak gerçekleşen deve güreşleri, bölgenin kış şöleni olarak kabul edilse de güreşlerden elde edilen gelir de kamunun ihtiyaç duyduğu kimi proje ve hizmetlerin gerçekleştirilmesini sağlıyor. 200 yıldır Türk insanının ilgiyle izlediği güreşler, yaklaşık 15 gün önce Aydın’ın Germencik ilçesine bağlı Turanlar Köyünde başlarken, güreşin geliri okul yararına harcanmak üzere toplandı. Günümüzde daha çok Aydın’da ağırlıklı olarak düzenlenen deve güreşleri tek hörgüçlü dişi ‘’yoz’’ develer ile ‘’buhur’’ adı verilen çift hörgüçlü erkek develerin çiftleşmesinden doğan ve ‘’Tülü’’ adı verilen erkek develer arasında yapılırken, bilet satışı yoluyla önemli bir gelir elde ediliyor. Güreşlerden bir gün önce düzenlenen ‘’halı gecelerinde’’ elde edilen gelir, güreşlere uzaktan gelen deve sahiplerinin masraflarını çıkarmalarına yardımcı olurken, artan para yapılacak hayır işinin bütçesine konuluyor. 62 yıldır yapılan deve güreşleriyle ün kazanan ve deve güreşlerin ‘’Kırkpınarı’’ olarak isim yapan Germencik ilçesinde bu yıl deve güreşlerinin geliri, belediye tarafından öğrenci ve vatandaşların taşınmasında kullanılmak üzere minibüs alımı için harcanacak. Germencik Belediye Başkanı Dr. Ahmet Yavaşoğlu, yaptığı açıklamada, bu yıl geleneksel olarak 62. Deve Güreşi Festivali’ni gerçekleştireceklerini, geliriyle de minibüs alacaklarını söyledi. Aydın’ın İncirliova ilçesinde gerçekleşecek güreşlerin geliri, bu yıl maddî sıkıntı içinde olan İncirliova Belediyespor yararına kullanılacak. Ortaklar Belediyesi ise deve güreşinden elde edeceği gelirle beldeye kurulacak olan ‘’MOBESE Kamera Sistemi’’ için maddi destek sağlayacak. Ortaklar Belediye Başkanı Ümmet Akın da 3 yıldır düzenledikleri deve güreşlerinden elde edilen geliri beldenin ihtiyaçları için kullandıklarını ifade etti. |
10.12.2009 |
Metro ihalesi mahkeme yolunda |
İZMİR Büyükşehir Belediyesinin, Kamu İhale Kurumu’nun (KİK), Üçyol-Üçkuyular metro hattı ihalesinin iptal kararına karşı, yürütmenin durdurulması talebiyle İdare Mahkemesi’ne başvuracağı, yeni bir ihale önerisini kabul etmeyeceği bildirildi. İzmir Büyükşehir Belediyesinden yapılan yazılı açıklamada, iptal kararı yazısının, 1 Aralıkta Ankara’dan postaya verildiği ve 8 Aralıkta belediyeye ulaştığı kaydedildi. Yürütmenin durdurulması talebiyle en kısa sürede İdare Mahkemesi’ne gidileceği bildirilen açıklamada, şöyle denildi: ’’Kamu İhale Kurumunun konuyla ilgili beyanında yer alan yeni bir ihale önerisini kabul etmek mümkün değildir. İptal kararında mevzuat yönünden ciddî hatalar yapılmıştır. İzmir Büyükşehir Belediyesinin yargıya gitmek yerine KİK’in yanlış kararını sineye çekerek yeni bir ihale süreci başlatması, muhtemel başka yanlış kararların ve iyi niyetli olmayan itirazlarının da önünü açacaktır. Biz Türkiye Cumhuriyeti’nin bir hukuk devleti olduğuna ve İdare Mahkemesi’nin haklı olduğumuz bu konuda işin önem ve aciliyetini de değerlendirerek en kısa süre içinde yürütmeyi durdurma kararı vereceğine inanıyoruz.’’ |
10.12.2009 |
Bursa yeni yılda MOBESE'ye kavuşacak |
BURSA Valisi Şahabettin Harput, MOBESE çalışmalarında sona yaklaşıldığını, sistemin yeni yılın ilk aylarında devreye gireceğini bildirdi. Vali Harput, yazılı açıklamasında, geçen yıl Haziran ayında protokolü imzalanarak yapımına başlanan MOBESE binasının, 2010 yılının başlarında hizmete açılacağını belirtti. Bursa için önem arz eden MOBESE çalışmalarında sonuna doğru gelindiğini anlatan Harput, şunları kaydetti: ‘’Yaklaşık 17 milyon TL’ye mal olacak olan projemizi ocak ayı içerisinde teslim alacağız. Bir taraftan kablo döşeme çalışması diğer taraftan da sistemin monte edilmesi ve 380 civarında kameranın belirli yerlere döşenmesi, yeni yılın ilk aylarında sonuçlandığında Bursa’mız çok önemli bir hizmeti kazanmış olacak.’’ Harput, Bursa’nın MOBESE kameraları sayesinde daha huzurlu bir kent olacağını vurguladı. |
10.12.2009 |
20 bin meşe palamudu, toprakla buluştu |
ÇANAKKALE’NİN Biga ilçesinde lise öğrencileri 20 bin meşe palamudunu, toprakla buluşturdu. Hamdibey Ticaret Meslek Lisesi öğrencileri, Yeniceköy Eşedere mevkisinde 20 dekarlık alana, okul bahçesinden topladıkları 20 bin meşe palamudunu ekti. Biga Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolü Mühendisi Dr. Muhammet Akkaya, öğrencilere meşe palamudunun ekimi hakkında öğrencilere bilgi verdi. Hamdibey Ticaret Meslek Lisesi Müdür Yardımcısı Nedim Güngör, yaptığı açıklamada, öğrencilere ormanı sevdirmek ve çevre bilincini aşılamak için böyle bir çalışma yaptıklarını söyledi. Her yıl yaptıkları çalışmanın artık geleneksel hale geldiğini ifade eden Güngör, ‘’Öğrencilerimiz okulun bahçesinde bulunan meşe ağacının palamutlarını topladı. 20 bin meşe palamudu toplayan öğrencilerimiz bunları ekime hazır hale getirdi. Şimdi de bunları toprakla buluşturuyorlar’’ dedi. |
10.12.2009 |
Ardahan ve Kars beyaza büründü |
ARDAHAN ve Kars’ta aralıklarla etkili olan kar yağışının ardından şehir merkezleri beyaza büründü. Alınan bilgiye göre, dün başlayan ve aralıklarla devam eden kar yağışı bu şehirlerde ulaşımı olumsuz etkiledi. Belediye ekipleri kar temizliği çalışması başlattı. Kar yağışının hafta boyunca aralıklarla hafif şekilde devam etmesinin beklendiğini kaydeden yetkililer, gelecek hafta başında yoğun kar yağışının etkili olabileceğini bildirdi. Bu arada, bölgede gece yaşanan en düşük hava sıcaklıkları sıfırın altında olmak üzere Kars ve Ardahan’da 4, Erzurum ve Erzincan’da 3 derece olarak ölçüldü. |
10.12.2009 |
Alman turist sayısı yeniden Rusları geçti |
YAZ aylarında Rusların gerisinde kalan Antalya’da tatil yapan Alman turist sayısı, yeniden Rusları geçti. Antalya Kültür ve Turizm İl Müdürlüğü’nden edinilen bilgiye göre, Antalya’ya yılın 11 aylık döneminde 100’e yakın ülkeden hava ve deniz yolu ile toplam 8 milyon 551 bin 11 turist ziyaret etti. Antalya’da tatil yapan turistlerden yüzde 27.27 pay ile Alman turistler ilk sırada yer alırken, yüzde 25.90 ile Ruslar ikinci, yüzde 5.76 ile de Hollandalı turistler üçüncü sırayı aldı. Ukraynalı turistler yüzde 4.22 ile dördüncü, İngilizler ise 3.86 ile beşinci sırada yer aldı. Yaz döneminde Antalya’ya gelen turistler arasında ilk sırayı Ruslar yer almıştı. |
10.12.2009 |
Enez Rüzgâr Enerji Santrali tamamlandı |
EDİRNE’YE bağlı Enez, İpsala ve Keşan ilçeleri ve köylerinin elektrik ihtiyacını karşılayacak olan Enez Rüzgâr Enerjisi Santrali’nin tamamlandığı ve Ocak ayında devreye alınacağı bildirildi. BOREAS A.Ş Enerji Üretim Sistem Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Özgürel, yaptığı açıklamada, Enez’de rüzgâr enerji santrali kurmak için 2000 yılından beri ölçüm ve araştırma faaliyetlerinde bulunduklarını söyledi. 2007 yılında Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’ndan Boreas Enerji Üretim Sistemleri Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi’ne 49 yıl süreyle geçerli olmak üzere Enez’de elektrik üretim lisansı verilmesi üzerine çalışmaları hızlandırdıklarını anlatan Özgürel, Temmuz ayında temeli atılan Hisarlı Dağı’ndaki enerji santralinin montajının tamamlandığını belirtti. Ocak ayında devreye alınacak 15 MW’lik rüzgâr enerji santralinin Enez, İpsala ve Keşan ilçeleri ve köylerinin enerji ihtiyacını karşılayacağını ifade eden Özgürel, ‘’22 milyon avroya mal olan santral yılda 62 milyon 450 bin kilovat saat elektrik üretecek’’ dedi. Enez’in Türkiye’nin en rüzgarlı bölgelerinden biri olduğunu ifade eden Özgürel, bölgeye önümüzdeki yıllarda 50 milyon avro daha yatırım yapacaklarını bildirdi. |
10.12.2009 |
İklim, sağlığı tehdit ediyor |
DSÖ’nün resmî internet sitesinde yer alan araştırma sonuçlarında, son 50 yıl içinde başta fosil yakıt kaynaklı olmak üzere karbondioksit ve diğer sera gazları salınımının, küresel iklimi etkilediği belirtiliyor. Buna göre, atmosferik karbondioksit konsantrasyonu, endüstri devrimi öncesine göre yüzde 30’dan fazla arttı. Bu da atmosferin alt katmanlarında daha fazla ısı tutulması anlamına geliyor. Küresel iklim değişiklikleri, aşırı yüksek sıcaklıklara bağlı ölümlerle bulaşıcı hastalıklara kadar bir dizi sağlık risklerini de beraberinde getiriyor. İklim ve hava şartlarının, tropik bölgelerden kutuplara kadar insan hayatına doğrudan ve dolaylı güçlü etkileri bulunuyor.
ÖLENLERİN YÜZDE 95’İ GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELERDEN Yoğun yağmur, sel ve afetle sonuçlanan uç hava olayları, insanların geçim kaynakları ve mal varlıklarını da tehlikeye atıyor. Dünya çapında 1990’lı yıllarda meydana gelen hava kaynaklı afetlerde vefat eden yaklaşık 600 bin kişinin yüzde 95’i gelişmekte olan ülkelerde yaşıyordu. Kısa vadeli yoğun sıcaklık dalgalanmaları, hipertermi ve hipotermi gibi ciddi sağlık problemlerine sebep olabiliyor, kalp ve solunum hastalıklarından ölüm oranlarını arttırıyor. Son çalışmalar, 2003 yılı yaz aylarında Batı Avrupa’da rekor düzeyde artan sıcaklıklara bağlı olarak, tahminen yaklaşık 70 bin kişinin vefat ettiğini ortaya koyuyor. Polen ve diğer havada uçan alerji yapıcıların havadaki miktarı da yüksek sıcaklıkla birlikte artıyor. Bu da 300 milyon civarındaki astım hastasını doğrudan etkiliyor. Değişken yağış rejimleri, taze su kaynaklarını da riske atıyor. Su kıtlığı, küresel olarak her 10 kişiden 4’ünü etkiliyor. İklimsel şartlar, su ve sivrisinek gibi vektörler aracılığıyla bulaşan hastalıkları da etkiliyor. İklime duyarlı bu hastalıklar, en büyük ‘’küresel katiller’’ arasında yer alıyor. Uzmanlar fiziksel aktiviteyi arttırmanın, genel ölüm oranlarında düşüşü de beraberinde getirebileceği belirtiliyor. |
10.12.2009 |
Mobil eğlence dünyayı sardı |
Teknolojİnİn ‘’küçülmesi’’ ile mobil eğlence cihazlarına olan ilgi artarken, yapılan bir araştırmaya göre yıl sonu itibarıyla bütün dünyada bu cihazların satışının 400 milyona ulaşması bekleniyor. In-Stat araştırma şirketinin raporundan derlenen bilgilere göre, küresel kriz, elektronik sektörünü etkilemiş de olsa özellikle taşınabilir cihazlara olan ilgi her geçen gün artıyor. Rapora göre, taşınabilir elektronik cihaz satışları, 2008 yılına göre yüzde 10 civarında arttı. Dijital radyo çalar, elektronik kitap okuyucu, eğitici elektronik oyunlar, PSP gibi taşınabilir oyun konsolları, mp3 çalar, video oynatıcılar ve kişisel yön bulma/navigasyon cihazlarının toplam satışının, yılbaşı hediyeleri ile birlikte 400 milyona ulaşacağı tahmin ediliyor. Aynı rapora göre bu rakamın 2013 yılında yıllık 600 milyon adete ulaşması bekleniyor. Raporda dikkati çeken bazı öngörüler şöyle: l Kıt'a Avrupası’nda portatif eğlence cihazları satışı 2013 yılında yıllık 157 milyon adete ulaşacak. Bu rakam Japonya’da ise 58 milyon adet olarak öngörülüyor. l Kişisel navigasyon cihazı satışları 2012 yılında 56 milyon adet olacak. l Taşınabilir video/müzik çalıcı satışları bu yıl sonu itibarıyla 225 milyon adete yükselecek. Asya-Pasifik bölgesi, en çok cihaz satışı gerçekleştirilecek alan olarak dikkat çekecek. l Geçtiğimiz yıl küresel anlamda 1 milyon adet satılan toplam elektronik kitap okuyucu cihazları, 2013 yılında 30 milyonu geçecek. |
10.12.2009 |
Uzayın en eski görüntüleri |
Hubble teleskobu, yaklaşık 14 milyar yaşında olduğu hesaplanan kâinatın yaratıldığı Büyük Patlama’dan 600 milyon yıl sonraki halini görüntülemeyi başardı. Bugüne kadar elde edilmiş en eski galaksi görüntüleri, Hubble’a yeni yerleştirilen geniş alan kamerası sayesinde görüntülendi. Yazın alınan görüntülerde bir kaç bin galaksi bulunuyor. Görüntülenen galaksiler, 13 milyar ışık yılı uzaklıkta bulunuyor. Bu görüntü, Hubble’un 2004’te taramış olduğu bir bölgeye yeniden odaklanmasıyle alındı. |
10.12.2009 |
Tiryakiler uyarılara pek aldırmıyor |
Yenİ bir araştırmaya göre, sigara paketlerinin üzerinde yer alan “Sigara öldürür” uyarısı, tiryakileri daha çok sigara içmeye teşvik ediyor. Bir grup psikolog tarafından yürütülen çalışma, uyarıyı okuyan tiryakilerin “ölümün kaçınılmazlığıyla baş edebilmek için daha çok sigara içtiğini” ortaya koyuyor. Uzmanlar, bu durumun özellikle, “arkadaşları tarafından kabul görmek” isteyen gençler ya da “sigaranın sosyal değeri yükselttiğini” düşünenler gibi, “özgüven arttırmak” için sigara içenlerde gözlemlendiğini belirtiyor. |
10.12.2009 |