Güncel |
Açılım her kesimin sorununu çözmeli |
MAZLUMDER Genel Başkanı Ahmet Faruk Ünsal, açılımın sadece Kürtlerin sorunlarını çözen bir açılım değil, sistemle problemi olan her kesimin sorununu çözen bir açılım olması gereğini söyledi. MAZLUMDER Genel Başkanı Ünsal, yaptığ açıklamada, hükümetin önce “Kürt Açılımı” daha sonra “Demokratik Açılım” ve son olarak da “Milli Birlik Projesi” olarak isimlendirdiği süreçte, Türkiye’nin özellikle Kürt sorununa dair şimdiye kadar açıktan tartışmayı ertelediği birçok konuyu konuşur hale geldiğini söyledi. Ünsal, şunları söyledi: “Sorunun açıktan konuşulan yönleri ve çözüm önerileri ya da şimdiye dek ortaya konulan ve konuşulan resmi gerçekliğin dışında bir gerçeklik algısının var oluşu, toplumun bir kesiminde imal edilmiş korku ve kaygıları beslerken bir kesiminde ise umut ve heyecan yarattı. 19 Ekim’de Habur Sınır Kapısı’ndan ülkeye giriş yapan 34 PKK mensubuna TCK 221’in zorlama yorumuyla uygulanan hukukî by-pass; çocuklarının bir kısmını dağda kaybetmiş, bir kısmı halen dağda olan veya dağa çıkmaya potansiyel aday olan bölge insanı tarafından büyük bir heyecanla düzenlenen karşılama törenleri ile törenlerin tetiklediği korkular, sürecin Türkiye açısından oldukça ilginç bir safhaya çevirilmekte olduğunu ortaya koydu.”
BELKİ GÜNÜ KURTARABİLİR AMA… Ünsal, İçişleri Bakanı Beşir Atalay nezaretinde yürütülen görüşme turlarında MAZLUMDER’in, gerek yaptığı basın açıklamaları gerekse de yüz yüze görüşmelerde, açılımın sadece Kürtlerin sorunlarını çözen bir açılım değil, sistemle problemi olan her kesimin sorununu çözen bir açılım olması gereğini ifade ettiğini belirtti. Ünsal, hükümetin, sorunun önemini gördüğünü, fakat bunu aşacak yasal süreci başlatmaktansa mevcut yasaları yorumlayarak üstesinden gelmeyi denemek istediğini vurguladı. Yeni bir siyasi ve sosyolojik konjonktür yaşanmasına rağmen yeni yasalar yapılmak yerine eskileri üzerinden durumun idare edilmek istendiğini kaydeden Ünsal, “Gelinen bu tarihi noktada yaşananlar, Türk egemenlik sisteminin alışkanlıklarının tekrarından başka bir şey değildir: Bir hakkı veya bir durumu yasal veya anayasal güvenceye bağlamak yerine adil ve dirayetli yöneticinin uygulamasına emanet etmek. ‘Sonrasında ne olacağı sonrasında düşünülecek bir konudur’ anlayışı, belki günü kurtarabilir ama hakları teminat altına alan ve sürekliliğini garanti eden hukuk devleti nosyonuyla uyuşmayan bir tutumdur” diye konuştu.
SORUMLU, SABIRLI VE OLGUN DAVRANILMALI
MAZLUMDER Genel Başkanı Ünsal, meselenin çözümünde sorumluluk elbette sadece siyasilerin olmadığını ifade ederek, şunları kaydetti: “Son 25 yılını büyük beşeri ve siyasi maliyetlere katlanmak zorunda kalarak geçiren ve siyasetin yenilgi-zafer ikilemi üzerinden kurduğu çözümsüzlük dilinin birbirleriyle empati kurmalarına engel olmasına izin veren kitleler, ölçüsü kaçmış sevinç ve üretilmiş korkularıyla barışa hizmet etmek yerine ancak önyargı ve kuşkuların büyütülmesine hizmet ederler. MAZLUMDER sivil, siyasi ve memur, her ferdi tarihi sorumluluğa uygun sabır ve olgunluk içinde davranmaya davet eder.” |
25.10.2009 |