25 Ekim 2009 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Güncel

 

Yasaklar, 12 Eylül uygulaması

MAZLUMDER Kocaeli Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Hakkı Akın, başörtülü öğrencilerin otobüslerden indirilmesinin 12 Eylül uygulaması olduğunu söyledi.

Kocaeli İnanç Özgürlüğü Platformu 236. hafta basın açıklaması İzmit Sabri Yalım İnsan Hakları Parkında yapıldı. MAZLUMDER Kocaeli Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Hakkı Akın, Platform adına yaptığı açıklamada, çocuklara yapılan ayrımcılığa tepki gösterdi. Akın, 2007 Ekim’inde Kocael’inde yaşanan başörtülü öğrencilerin otobüslerden indirilmesi olayının benzerlerinin Giresun ve Muğla’da yaşandığını hatırlatarak, şöyle dedi:

“Bugün, kız öğrencilerin üniversitelerde kampuslara dahi alınmaması, işgüzar yöneticilerin çocuklarımızı okul gezilerine giderken otobüslerden indirmeleri sözde kamusal alan içeriği ile izah ediliyor. Zorbaca davranışlarla öğrencilere müdahale eden idarecilerin dayandığı kamusal alan tarifinin, insan haklarının ayaklar altına alındığı, her türlü kanunsuzluğun yapıldığı bir 12 Eylül uygulaması olduğunu özellikle vurgulamamız lâzım. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesine göre ‘çocuk’ olarak nitelenen kız kardeşlerimiz Demet ve Büşra’nın, arkadaşlarının önünde gördüğü muamele sonucu yaşadıkları travmayı izah etmek imkânsızdır. Devletin gücünü kişisel emellerine alet edenler, kanunsuz uygulamalarla oluşturulan korku imparatorluğunun artık bizi korkutmadığını bilmeliler. Dün Kocaeli’de, bugün Giresun ve Muğla’da meydana gelen hak ihlalleri bu meydanların önemini bir kat daha artırıyor. MAZLUM DER olarak bu gibi hak ihlallerini yılmadan ifşa edeceğiz ve sonuçlarının takipçisi olacağız.” Sakarya Adalet Girişimi Başörtüsü Platformu 215. kez Adapazarı AKM önünde toplandı . Okunan basın açıklamasında hafta içi yaşanan hak ihlallerinin hatırlatılarak, protesto edildi.

25.10.2009


 

IMF’DE BATI HAKİMİYETİ ARTIK SONA ERİYOR

Küresel ekonomik kriz, dünyada güç ilişkilerinde geri dönülemez bir değişim başlattı ve bu durum, döviz piyasalarını, para politikalarını, ticaret ilişkilerini ve gelişmekte olan ülkelerin rolünü etkileyecek. Dünya ekonomisinin çekim merkezi Asya’ya kayacak. Ekonomik gücün yer değiştirmesiyle Doğu, Batının yerine geçecek. IMF'de oy haklarının bir kısmının gelişmiş ülkelerden gelişmekte olan ülkelere kaydırılması bunun son işaretlerinden biri.

G-20, G-7 VE G-8'DEN DAHA ÖNEMLİ HALE

GELİYOR

Aylık Fransız gazetesi Le Monde Diplomatique’in Türkçe versiyonunda manşetten verilen yoruma göre; krizle mücadelede baş rol artık G-20 ülkelerinde. Bu gelişme, Çin gibi güçlü ülkelerin global politikada büyüyen rolünü yansıtıyor. Ekonomi politikasının koordinasyonunu sağlama rolünü üstlenmesi G-20’yi, dünya ekonomisinde uzun süredir baskın bir rol oynayan ve gelişmiş ülkelerden oluşan G-7 ve G-8’den daha önemli kılıyor.

Batı’nın yerine Doğu

FransIz aylık gazete Le Monde Diplomatique, küresel ekonomik krizin, dünyada güç ilişkilerindeki değişimi geri dönülemez bir şekilde başlattığını belirterek, “Ekonomik gücün yer değiştirmesiyle Doğu, Batı’nın yerine geçecek” diye yazdı. Le Monde Diplomatique’un Türkçe versiyonunda manşetten verilen yorumda, küresel ekonomik krizin, dünyada güç ilişkilerindeki değişimi geri dönülemez bir şekilde başlattığı belirtildi. Bu durumun; döviz piyasalarını, para politikalarını, ticaret ilişkilerini ve gelişmekte olan ülkelerin rolünü etkileyeceği belirtilir yorumda, dünya ekonomisinin çekim merkezinin Asya’ya kayacakğı vurgulandı. Küresel ekonominin asıl konseyinin G-20 olacağı belirtiler yorumda, “Ekonomik gücün yer değiştirmesiyle Doğu, Batı’nın yerine geçecek” denildi. Yorumda şöyle denildi:

“Krizle mücadelede başrol artık G-20 ülkelerinin. Bu gelişme, Çin gibi güçlü ülkelerin global politikada büyüyen rolünü yansıtıyor. Ekonomi politikasının eşgüdümünü sağlama rolünü üstlenmesi G-20’yi, dünya ekonomisinde uzun süredir baskın bir rol oynayan ve gelişmiş ülkelerden oluşan G7 ve G8’den daha önemli kılıyor.

ABD, dünya ekonomisini yeniden dengelemek ve bankaların riskli davranışlarını önlemek için çeşitli ülkelerin desteğini istiyor. G-20 toplantısında kaydedilen önemli gelişmelerden biri, IMF oy haklarının bir kısmının gelişmiş ülkelerden gelişmekte olan ülkelere kaydırılması oldu. ABD, bu değişikliği güçlü bir şekilde destekliyordu.”

25.10.2009


 

Gönül: “Hayalet uçak” ihalesinde aksama yok

MİLLî Savunma Bakanı Vecdi Gönül, İnsansız Hava Aracı (İHA) ihalesi ile ilgili, “İhalede aksayan bir husus yok. Birer uçak kaybedildi” dedi.

Kanada Savunma Bakanı Peter Mackay’ı kabul eden Bakan Gönül, makamında gerçekleşen görüşmede, gazetecilerin sorularını cevapladı. İHA ihalesi ile ilgili soru üzerine, Bakan Gönül, taktik seviyede yapılan ihalede iki firmanın kaldığını ve bu firmaların ayrı ayrı uçak geliştirdiğini söyledi. İki firmanın kendi yaptıkları testlerde uçakların başarılı olduğunu belirten Gönül, daha sonra her iki şirketin de 18 bin feet civarında birer uçak kaybettiğini kaydetti. Gönül, şöyle devam etti: ‘’Aslında belki kullanmadaki acemiliklerinden oldu. Bunlar tabii alışmaya bağlı şeyler. Ama gün kaybetmeden yedeklerini yeniden uçurdular. Yedekleri şu anda uçuyor. Bizim ihalemiz de halen devam ediyor. Hangisine karar verileceği oradan gelen raporlara göre icra komitesi tarafından sonuçlandırılacaktır. Orada aksayan bir şey yok. Bu da olmasa iyiydi. İhalede aksayan bir husus yok. Birer uçak kaybedildi. İHA’larda bunlar olağan şeylerdir. Keşke olmasaydı diyoruz ama olağan şeylerdir.’’ Türkiye’nin bu konuda çok ileri bir teknolojiye ulaştığına dikkati çeken Gönül, uçağın tamamen yerli olduğunu, komuta kontrol sistemlerinin ve pek çok sistemin özel sektör tarafından yapıldığını belirtti. Bunun bir aşama olarak düşünülmesi gerektiğine işaret eden Gönül, ‘’Her iki firmayı da tebrik ediyorum. İnşallah layık olan kazanır’’ dedi.

25.10.2009


 

Çelik: Azerbaycan’a rağmen adım atmayız

Devlet Bakanı Faruk Çelik, ‘’Azerbaycan’ın aleyhine olacak bir husus varken biz, ‘Ermenistan ile ilişkilerimizde bir adım atmayız’ diyoruz’’ dedi.

Çelik, Siyaset Akademisi Sertifika Töreni için geldiği Merinos Kongre ve Kültür Merkezi’nde, Türkiye-Azerbaycan ilişkilerinin nasıl gittiğine yönelik sorusu üzerine, yetkililerin Azerbaycan ile ilişkilerin dün olduğu gibi bugün de aynen devam etmesiyle ilgili gerekli çabalar gösterdiğini belirterek, buna rağmen belli çevrelerin ilişkilerin bozulması için gayret içinde olduğunu söyledi. Çelik, Türk ve Azerbaycan halkının yapılmaya çalışılanların farkında olduğunu dile getirerek, şöyle konuştu: ‘’Azerbaycan’ın aleyhine olacak olan bir husus varken biz, ‘Ermenistan ile ilişkilerimizde bir adım atmayız’ diyoruz. Azerbaycan ile ilgili Karabağ sorunu çözüme kavuşmadığı ve onunla ilgili ışık görünmediği sürece biz yeni bir ışık yakmayız. İki ülke arasındaki ilişkileri bozmaya çalışanlar, ne gerçek Azerbaycanlıdır, ne de Türktür. Bunlar, başka kesimlerin hesaplarıdır. Biz de bu oyuna gelmeme konusunda gerekli çabaları, iyi niyet gayretlerini göstermeye devam edeceğiz.’’

25.10.2009


 

Gül, Sırbistan’a gidecek

CumhurbaşkanI Abdullah Gül, Sırbistan Cumhurbaşkanı Boris Tadiç’in davetlisi olarak 25-27 Ekim 2009 tarihlerinde bu ülkeye resmi ziyaret gerçekleştirecek.

Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezi’nden yapılan yazılı açıklamaya göre, 1986 yılından bu yana bir Türk Cumhurbaşkanı’nın Belgrad’a yapacağı bu ilk resmi ziyaret, Türkiye-Sırbistan ilişkilerinin tüm boyutlarıyla gözden geçirilmesine ve iki ülkeyi ilgilendiren bölgesel ve çok taraflı güncel meseleler hakkında görüş teatisinde bulunulmasına vesile teşkil edecek. Cumhurbaşkanı Gül’ün Sırbistan ziyaretinin, ikili ilişkilerde son dönemde yakalanan ivmenin artarak sürmesi ve her alanda mevcut iş birliğine derinlik ve zenginlik kazandırılması bakımından önemli bir fırsat oluşturacağı bildirilen açıklamada, Türkiye’nin, Sırbistan’ı Balkanlar’ın anahtar ülkelerinden biri ve bölgenin istikrarı bakımından önde gelen bir aktör olarak gördüğü belirtildi. Açıklamada, ‘’Bu itibarla, ziyaret sırasında yapılacak görüşmelerde, Balkanlar’ın huzuru, istikrarı ve refahı istikametinde ortak hareket etme imkanları da ele alınacaktır’’ bilgisi yer aldı.

25.10.2009


 

MEB, 60 engelli memur alacak

MİLLî Eğitim Bakanlığı (MEB), 18 ilde görevlendirilmek üzere toplam 60 engelli memur alacak.

MEB Personel Genel Müdürü Necmettin Yalçın imzasıyla illere gönderilen genelgede, ekim-kasım döneminde engelli personel alımı konusunda Devlet Personel Başkanlığına teklifte bulunulduğu ve bu kurumca yapılan değerlendirme sonucu, engelli personel alımına ilişkin duyurunun 25 Ekim 2009 tarihine kadar Resmî Gazete’de ve ülke çapında yayın yapan bir gazetede yayımlanacağının Milli Eğitim Bakanlığına bildirildiği kaydedildi. Genelgede, 10’uncu dereceyle memur kadrosuna alınacak engelli adaylarda ortaöğretim (lise veya lise dengi mesleki veya teknik okul) mezunu olma şartının aranacağı, Başbakanlığın özürlü istihdamına ilişkin genelgesi gereği üst yaş sınırının aranmayacağı ifade edildi. Millî Eğitim Bakanlığı’nın engelli personel alımıyla ilgili başvuruda bulunacak adayların, 26 Ekim-9 Kasım 2009 tarihleri arasında illerde belirlenecek başvuru bürolarına yapabileceklerinin belirtildiği genelgede, engelli memur alımıyla ilgili sınavın ise 22 Kasım 2009 günü yapılacağı bildirildi.

25.10.2009


 

Yılmaz: İnşaallah daha olumlu bir süreç yaşanır

Devlet Bakanı Cevdet Yılmaz, Kandil ve Mahmur’dan gelip teslim olan terör örgütü üyeleri ile ilgili olarak, ‘’Türkiye vatandaşı hiçbir insanın suça bulaşmasını istemiyoruz.

Suça bulaşmış olanlar varsa da bunların tekrar topluma mutlaka kazandırılması gerektiğine inanıyoruz’’ dedi. Bakan Yılmaz, burada yaptığı konuşmada, bölgenin sadece kamu kaynaklarıyla kalkınmasının düşünülmemesi gerektiğini söyledi. Bakan Yılmaz, ‘’Biz hiç insanımızın sıkıntı yaşamadığı, birlik ve beraberlik ruhunun çok güçlü olduğu bir ülkede hep birlikte yaşama azmindeyiz. Burada örgüte katılmış olmakla birlikte suça bulaşmamış kişilerin gelmesi ve yargı mensubu insanlarımız ve görevliler tarafından serbest bırakılması önemli bir gelişme olarak kaydedilmesi gereken bir durum. TCK’nın 221. maddesine göre, mevcut yasalarımız içerisinde yürüyen bir çalışma. İnşallah bunun devamı da gelir. İnşallah daha fazla olumlu bir süreç yaşanır” şekilnde konuştu.

25.10.2009


 

Aliya İzzetbegoviç anıldı

Eskİ Bosna-Hersek Cumhurbaşkanı Aliya İzzetbegoviç, ölümünün 6. yıl dönümü dolayısıyla İstanbul’da düzenlenen törenle anıldı.

İstanbul Dil ve Edebiyat Derneğinde yapılan anma töreninde konuşan eski milletvekili Hüseyin Kansu, Aliya İzzetbegoviç’in, ideal siyaset ve devlet adamlığını şahsında birleştiren ender insanlardan biri olduğunu söyledi. Kansu, İzzetbegoviç’in, siyaseti politik meslek uğraşı olarak görmek yerine, insanlığın sorunlarına eğilmek ve bunları çözmek olarak gördüğünü belirtti. İzzetbegoviç’in, düşünce, inanç ve ifade özgürlüğünden hiçbir zaman taviz vermediğini bildiren Kansu, onun Bosna-Hersek Devleti’nin çok etnikli, çok kültürlü ve çok dinli yapısını içtenlikle savunduğunu ve bunu da en iyi şekilde temsil ettiğini dile getirdi. Anma etkinliği kapsamında dernek bahçesinde açılan ‘’Anılarla Bilge Kral Aliya İzzetbegoviç’’ adlı fotoğraf sergisi, 26 Ekime kadar gezilebilecek.

25.10.2009


 

Türkiye, AB ile İslâm dünyası arasında bir köprü

Almanya eski Başbakanı ve Gasprom Denetim Kurulu Başkanı Gerhard Schröder, Türkiye’nin Avrupa Birliği (AB) ile entegrasyonunun önemini belirterek, ‘’Türkiye, AB ile İslÂm dünyası arasında bir köprü işlevi görecektir’’ dedi.

Türkiye Tekstil Sanayii İşverenleri Sendikası’nın (TÜTSİS) özel davetiyle Uluslararası Tekstil Federasyonu (ITMF) 2009 Yıllık Toplantılarına katılan Gerhard Schröder, ‘’Global Krizin Ardından Dünyadaki Siyasi ve Ekonomik Gelişmeler’’ konulu bir sunum yaptı. Schröder, AB değerleri ile birleşen, modern ve demokratik bir Türkiye’nin, aynı zamanda İslÂm dünyası ile AB’nin çelişmediğinin de bir delili olduğunu ifade etti. Almanya eski Başbakanı, bu büyük potansiyelin diğer toplumlara örnek olacağını söyledi.

25.10.2009


 

Asıl zafer savaşın bitmesi

Yıllardır dağda olanlarla ailelerinin sevinç duymasının doğal, ama bunu bir zafer şovuna dönüştürmenin yanlış olduğunu belirten DTP Parti Meclisi üyesi Esat Canan, “İnsanların dağdaki kıyafetleri ile gelip otobüsler üzerinde zafer işaretleri yapmasını tasvip etmiyorum. Bu bir zafer değil, böyle nitelendirilemez. Kaldı ki, asıl zafer savaşın bitmesidir. Eğer demokrasi geliştirilip barış ve birliktelik sağlanacaksa o zaman herkesin zaferi olur” dedi.

Asıl zafer barışın gelmesi

DTP Parti Meclisi Üyesi Esat Canan, partisinin Habur’da teslim olan terör örgütü PKK üyelerine yönelik düzenlediği karşılama töreninin bir zafer şovuna dönüştürmenin yanlış olduğunu belirterek, “Bu bir zafer değil, böyle nitelendirilemez. Ama eğer bu ülkede barış gerçekleşirse gerçekten bu ülkenin zaferi olur” dedi.

DTP’nin, Habur’da teslim olan, ancak daha sonra serbest bırakılan terör örgütü PKK üyelerine yönelik düzenlediği karşılama töreni tartışılmaya devam ediyor. Ekim ayındaki kurultayda DTP’den Parti Meclisi Üyesi seçilen Esat Canan, özeleştiride bulundu. Yıllardır dağda olanlarla ailelerinin sevinç duymasının doğal olduğunu, ancak bunu bir zafer şovuna dönüştürmenin yanlış olduğunu belirten Canan, gelenlerin dağ kıyafetiyle otobüsler üzerinde zafer işareti yapmasının kabul edilemez olduğunu, ancak karşılama esnasında yaşananların şov olarak değerlendirilmemesi gerektiğini söyledi. Bunun, bir zafer olmadığını, böyle nitelendirilemeyeceğini kaydeden Canan, şunları söyledi: “Ama eğer bu ülkede barış gerçekleşirse gerçekten bu ülkenin zaferi olur. Eğer demokrasi geliştirilip barış ve birliktelik sağlanacaksa o zaman herkesin zaferi olur. Kaldı ki asıl zafer savaşın bitmesidir. Bunun sona erdirilmesi Türkiye için önemlidir. Bu Türkiye’nin önünü açacaktır. Bunu zafer sarhoşluğu olarak görmek yanlı. Bana göre orada çıkan tablo, 25 yıldır devam eden silahlı çatışma ortamının sona ereceğine ilişkin ümidin başlangıç noktası olarak bir sevinç gösterisidir. Ama bunu çok abartmamak lazım. Oradaki insanların özellikle bu süreçten en çok acı çeken bölge insanının bir çok sevinç duymasını bence farklı noktalara çekip çok büyütmemek de gerekiyor. Bundan sonraki dönüşlere zemin hazırlamak için en etkin yol olacaktır bu.”

“ORADA YAŞANANLARI TASVİP ETMİYORUM”

Canan, bu sürecin 72 milyon insanın hasiyetini dikkate alarak götürülmesini istedi. Özellikle, batı insanın hassasiyetlerine dikkat edilmesi gerektiğine işaret eden Canan, “Bence Türkiye’deki her bölgedeki insanların özlemi barışı yakalamayı görmektir. Bundan sonra kimse ağlamasın, acılar dinsin. Bu özlem sadece Doğu ve Güneydoğu’da değil, Türkiye’nin her köşesindeki anne ve baba için geçerlidir. Gelenlerin davul-zurna, dağ kıyafetleri ile karşılanması yanlış. DTP’nin tavrını bu noktada kesinlikle tasvip etmiyorum” dedi.

“DTP SORUMLU DAVRANMAK ZORUNDA”

Bu süreçte bölgenin en büyük ikinci partisi olan DTP’ye büyük görevler düştüğünü söyleyen Canan, “Burada DTP işin ciddiyeti ile bir tek demokrasi üzerinde bir çalışma yapmalı. Sorumluluğunu yerine getirerek sağduyu içinde çalışmalıdır. DTP’nin ne sorumsuz davranma ne de ne görevden kaçma lüksü yoktur” diye konuştu. Canan, muhalefetin bu konudaki tavrını tahrikkar bulurken, iktidarı ise bugüne kadar hukuki zemini temin edememekle suçladı.

25.10.2009


 

Dağdan iniş barış getirebilir

The Economist dergisi, Türkiye’nin demokrasi açılımını ele aldığı son sayısında, PKK’lıların dağdan inişinin Türkiye’ye kalıcı bir barış getirebileceğini yazdı. Türkiye’nin Kuzey Irak yönetimi ile güzel ilişkilerine dikkat çeken The Economist, PKK’nın böylece tecrit edildiğini vurguladı.

Dağdan iniş barış getirebilir

THE Economist dergisi, Türkiye’nin demokrasi açılımını ele aldığı son sayısında, dağdan inen PKK’lıların Türkiye’ye kalıcı bir barış getirebileceğini yazdı. Türkiye’nin Kuzey Irak yönetimi ile güzel ilişkilerine dikkat çeken The Economist, PKK’nın böylece tecrit edildiğini vurguladı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın PKK’ya yaptığı, “Vakit kaybetmeyin, evinize dönün” çağrısını hatırlatan dergi, “Türkiye bu sonuca, son yıllarda bölgede etkili olan yetkili makamlarla yaptığı istişareler neticesinde ulaştı” yorumunu yaptı. Türk ve Iraklı Kürtlerin kendi tartışmalarını bir kenara bıraktıklarını kaydeden The Economist, Türkiye’nin yakında Erbil şehrinde konsolosluk binasını açacağını ve Kuzey Irak’tan petrol ithal ettiğini belirtti. Bunun karşılında ise Iraklı Kürtlerin PKK’yı köşeye sıkıştırdıklarını yazan The Economist, PKK’nın bu nedenle yalnız kaldığına dikkat çekiyor. Türk halkının çoğunluğunun hükümetin demokratik açılımını desteklediğini vurgulayan dergi, ancak muhalefetin ileri sürdüğü iddialara da katılanların olduğuna işaret etti. Son olarak DTP’yi de tutumundan dolayı eleştiren The Economist dergisi, “DTP içindeki fevri kişilerin kendi bildiklerinde ısrarlı olmaları ve tehlikeli konuşmaları demokratik girişime yardımcı olmayacaktır” diye yazdı.

25.10.2009


 

Açılım her kesimin sorununu çözmeli

MAZLUMDER Genel Başkanı Ahmet Faruk Ünsal, açılımın sadece Kürtlerin sorunlarını çözen bir açılım değil, sistemle problemi olan her kesimin sorununu çözen bir açılım olması gereğini söyledi.

MAZLUMDER Genel Başkanı Ünsal, yaptığ açıklamada, hükümetin önce “Kürt Açılımı” daha sonra “Demokratik Açılım” ve son olarak da “Milli Birlik Projesi” olarak isimlendirdiği süreçte, Türkiye’nin özellikle Kürt sorununa dair şimdiye kadar açıktan tartışmayı ertelediği birçok konuyu konuşur hale geldiğini söyledi. Ünsal, şunları söyledi:

“Sorunun açıktan konuşulan yönleri ve çözüm önerileri ya da şimdiye dek ortaya konulan ve konuşulan resmi gerçekliğin dışında bir gerçeklik algısının var oluşu, toplumun bir kesiminde imal edilmiş korku ve kaygıları beslerken bir kesiminde ise umut ve heyecan yarattı. 19 Ekim’de Habur Sınır Kapısı’ndan ülkeye giriş yapan 34 PKK mensubuna TCK 221’in zorlama yorumuyla uygulanan hukukî by-pass; çocuklarının bir kısmını dağda kaybetmiş, bir kısmı halen dağda olan veya dağa çıkmaya potansiyel aday olan bölge insanı tarafından büyük bir heyecanla düzenlenen karşılama törenleri ile törenlerin tetiklediği korkular, sürecin Türkiye açısından oldukça ilginç bir safhaya çevirilmekte olduğunu ortaya koydu.”

BELKİ GÜNÜ KURTARABİLİR AMA…

Ünsal, İçişleri Bakanı Beşir Atalay nezaretinde yürütülen görüşme turlarında MAZLUMDER’in, gerek yaptığı basın açıklamaları gerekse de yüz yüze görüşmelerde, açılımın sadece Kürtlerin sorunlarını çözen bir açılım değil, sistemle problemi olan her kesimin sorununu çözen bir açılım olması gereğini ifade ettiğini belirtti. Ünsal, hükümetin, sorunun önemini gördüğünü, fakat bunu aşacak yasal süreci başlatmaktansa mevcut yasaları yorumlayarak üstesinden gelmeyi denemek istediğini vurguladı. Yeni bir siyasi ve sosyolojik konjonktür yaşanmasına rağmen yeni yasalar yapılmak yerine eskileri üzerinden durumun idare edilmek istendiğini kaydeden Ünsal, “Gelinen bu tarihi noktada yaşananlar, Türk egemenlik sisteminin alışkanlıklarının tekrarından başka bir şey değildir: Bir hakkı veya bir durumu yasal veya anayasal güvenceye bağlamak yerine adil ve dirayetli yöneticinin uygulamasına emanet etmek. ‘Sonrasında ne olacağı sonrasında düşünülecek bir konudur’ anlayışı, belki günü kurtarabilir ama hakları teminat altına alan ve sürekliliğini garanti eden hukuk devleti nosyonuyla uyuşmayan bir tutumdur” diye konuştu.

SORUMLU, SABIRLI VE OLGUN DAVRANILMALI

MAZLUMDER Genel Başkanı Ünsal, meselenin çözümünde sorumluluk elbette sadece siyasilerin olmadığını ifade ederek, şunları kaydetti:

“Son 25 yılını büyük beşeri ve siyasi maliyetlere katlanmak zorunda kalarak geçiren ve siyasetin yenilgi-zafer ikilemi üzerinden kurduğu çözümsüzlük dilinin birbirleriyle empati kurmalarına engel olmasına izin veren kitleler, ölçüsü kaçmış sevinç ve üretilmiş korkularıyla barışa hizmet etmek yerine ancak önyargı ve kuşkuların büyütülmesine hizmet ederler. MAZLUMDER sivil, siyasi ve memur, her ferdi tarihi sorumluluğa uygun sabır ve olgunluk içinde davranmaya davet eder.”

25.10.2009


 

Mahkeme, Şenkal Atasagun’u dinleyecek

BİRİNCİ ‘’Ergenekon’’ davasında, eski MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun’un, ilgili yasa maddesindeki şart yerine getirildikten sonra tanık olarak dinlenmesinin düşünülmesine karar verildi.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada, Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün, verilen aranın ardından aldıkları kararları açıkladı. Mahkeme Heyeti, Doğu Perinçek’in, eski MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun’un tanık olarak yazılı beyanına başvurulması yönündeki talebinin, bu kişinin eski MİT mensubu olduğu dikkate alınarak, ilgili 2937 sayılı yasanın 29. maddesindeki şart yerine getirildikten sonra tanık olarak dinlenmesinin düşünülmesine karar verdi. Dışişleri Bakanlığına müzekkere yazılmasını karara bağlayan Mahkeme Heyeti, Avrupa Parlamentosu’nun 12 Mart 2009, Avrupa Birliği Komisyonu’nun 14 Ekim 2009 tarihli karar ve raporlarında, görülmekte olan ‘’Ergenekon’’ davasıyla ilgili açıklamaların Türkçe tercümesinin istenmesine hükmetti. Eski MİT görevlisi Mehmet Eymür’ün dosyanın mağduru olarak iddianamede gösterilmemiş olduğunu ve bu kişiye yönelik iddianamede sanıklarla ilgili bir suçlama getirilmediğini belirten Mahkeme Heyeti, Eymür’ün müdahillik talebini reddetti. Mahkeme Heyeti, duruşmayı 9 Kasım Pazartesi günü saat 09.30’a bıraktı.

25.10.2009


 

‘İrtica belgesindeki’ ıslak imza Dursun Çiçek’in mi?

ERGENEKON tutuklusunun bürosunda çıkan ve kamuoyunda Deniz Piyade Kurmay Albay Dursun Çiçek’in hazırladığı öne sürülen “AKP ve Gülen’i bitirme planı” diye biline belgenin aslının İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderildiği iddia edildi.

Askerî savcılığın “kovuşturmaya gerek yok” kararından sonra Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’un “kâğıt parçası” olarak nitelendirdiği belgenin ıslak imzalı aslı yaklaşık 5 ay sonra ortaya çıkarıldığı ifade edildi. Edinilen bilgilere göre, ‘İrticayla Mücadele Eylem Planı’ başlığını taşıyan 4 sayfalık belgenin orijinali, muvazzaf bir subay tarafından Ergenekon soruşturmasını yürüten savcılara posta yoluyla ulaştırıldı. Çiçek’in ıslak imzasının yer aldığı belgeyi gönderen subay, ihbar mektubunda ise çarpıcı bilgiler verdi. Dursun Çiçek’in görev yaptığı birimde belgeyle ilgili tüm evrakların ve bilgisayar kayıtlarının imha edildiğini kaydeden subay, sadece ‘İrticayla Mücadele Eylem Planı’ başlıklı söz konusu belgeyi kurtarabildiğini belirtti. Albay Çiçek’in ıslak imzasının aslının savcılığa ulaştırıldığına ilişkin haberler üzerine Ergenekon soruşturmasını yürüten Cumhuriyet Savcıları Zekeriya Öz, Fikret Seçen, Başsavcı Vekili Turan Çolakkadı ve Olcay Seçkin ile birlikte basın toplantısı düzenleyen İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin, “Soruşturma gizli, bende böyle bir bilgi yok” diye açıklama yaptı.Genelkurmay için hazırlandığı iddia edilen belgeyle ilgili günlerce “sahte imza” tartışmaları yapılmıştı.

25.10.2009


 

Vali Güler’den 28 Ekim yalanlaması

İSTANBUL Valisi Muammer Güler, şehre 28 Ekim Çarşamba günü terör örgütü üyesi mensuplarının gelişinin söz konusu olmadığını bildirdi.

Güler, yaptığı açıklamada, Avrupa’daki terör örgütü üyelerinin bir kısmının 28 Ekimde İstanbul’a geleceği yönünde bazı haberlere dikkati çekti. Vali Güler, ‘’İstanbul’a söz konusu tarihte terör örgütü üyesi mensuplarının gelişi söz konusu değildir. Önümüzdeki günlerde İstanbul’a böyle bir giriş söz konusu olmayacaktır’’ dedi. Güler, ‘’Yurt dışından 28 Ekim sonrasında giriş bekleniyor mu?’’ sorusuna da ‘’Onu bilmiyorum ama önümüzdeki günlerde İstanbul’a Avrupa’dan terör örgütü üyelerinin gelişi söz konusu olmayacaktır’’ cevabını verdi. Vali Güler, ‘’DTP’nin miting için valilikten izin alacağı yönünde açıklamalar var. İzin verecek misiniz?’’ sorusu üzerine de şunları söyledi: ‘’Bazı terör örgütü üyelerinin Habur sınır kapısında teslim olmaları sırasında ortaya çıkan görüntülerin tekrar sergilenmesine kesinlikle izin verilmeyeceğini ifade etmek isterim. Talep nereden gelirse gelsin, hangi örgütten gelirse gelsin kabul edilmeyecektir. Henüz böyle bir talep de intikal etmemiştir. Talebin intikal etmesi halinde dahi bu tür görüntülerin sergileneceği hiçbir etkinliğe izin verilmesi söz konusu değildir. Bu tür görüntülerin sergilenmesine müsaade edilmeyecektir, müsamaha gösterilmeyecektir. Kanunun gereği neyse o yapılır. Bu tip gösteriler kanunsuz nitelikte, provokasyona ve süreci siyasileştirmeye yönelik, siyasi bir gösteriye dönüştürme niteliğinde görülmektedir. O nedenle suç teşkil eden görüntüleri de içermektedir. Kanun dahilinde bunlara izin verilmeyecektir.’’

25.10.2009


 

KKTC’ye 350 milyon lira ek kaynak

TÜRKİYE ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) arasında 2006 yılında imzalanan Ekonomik ve Mali İşbirliği Protokolüne 2. Ek Protokol onaylandı. Resmi Gazete’nin dünkü sayısında yayımlanan 2. ek protokolde, Türkiye ile KKTC’nin, KKTC kamu maliyesinde mali disiplinin sağlanması ve bu suretle sürdürülebilir bir yapıya kavuşması amacıyla mutabık kaldıkları konular yer aldı.

Buna göre, Türkiye, KKTC’ye 350 milyon liraya kadar ilave hibe veya kredi yardımında bulunacak.

25.10.2009


 

Hac için ek kontenjan müjdesi

Suudi Arabistan yönetiminin yurt içindeki Türk vatandaşlarına 25 bin ek kontenjan sağladığı öğrenildi. Böylece yurt içi ve yurt dışındaki Türk vatandaşlarına sağlanan toplam ek kontenjan 40 bini aşacak.

25 bin ek hac kontenjanı müjdesi

Suudİ Arabistan yönetiminin yurt içindeki Türk vatandaşlarına 25 bin civarında ek kontenjan sağladığı öğrenildi. Böylece yurt içi ve yurt dışındaki Türk vatandaşlarına sağlanan toplam “ek kontenjanın” 40 bini aşması bekleniyor. Devlet Bakanı Faruk Çelik, hafta başında yaptığı açıklamada Suudi Arabistan’ın yurt dışındaki Türk vatandaşları için 16 bin ek kontenjan vereceğini söylemiş; ancak yurt içi kontenjanla ilgili olarak rakam vermemişti. Suudi Arabistan’dan geçtiğimiz günlerde bildirilen ek kontenjan müjdesiyle ilgili haber, çeşitli gerekçelerle resmen açıklanmıyor. Ek kontenjanın organizasyonuyla ilgili olarak Diyanet ve özel seyahat acenteleri yoğun çalışmaya girdi.

“Yurt içindeki Türk vatandaşlar için 25 bin civarında ek kontenjan verildi” diyen bir yetkili, böylece yurt içi ve yurt dışındaki Türk vatandaşlara sağlanan kontenjanın 40 bini aşacağını dile getirdi. Aynı yetkili, ek kontenjanla ilgili olarak müftülüklerde hummalı çalışmalar yapıldığını sözlerine ekledi.

HACI ADAYLARININ EK KONTENJAN SEVİNCİ

Dİyanet internet sitesindeki “ilâve kontenjana göre kayıt durumu sorgulama” ekranında dün akşamdan itibaren işlem yapılmaya başlandı. Daha önce 444 hacının kesin kayıt hakkı kazandığı Malatya’da, ek kontenjanla birlikte 568-569. sıradan hacca gitmeye hak kazanan İbrahim-Kudret Şalvarcı çifti, duygularını şöyle dile getirdi: “Ek kontenjandan umudumuzu kesmek üzereydik. Az önce bu hayırlı haberi alınca çok ama çok sevindik. Fani dünyadaki tek muradımız hacca gitmekti. Dünyalar bizim oldu.” Ek kontenjanla ilgili resmi açıklamanın yakında yapılması bekleniyor. Ek kontenjanlar öncesinde 74 bin kişi hacı adayı olabilmişti. Ek kontenjanlarla beraber Türk hacı adaylarının sayısı 120 bine yaklaşacak. Devlet Bakanı Faruk Çelik, Suudi Arabistan’dan yaklaşık 55 bin civarında ek kontenjan talep ettiklerini söylemişti.

25.10.2009


 

Deprem haritası güncelleniyor

DASK Gönüllüsü, Türk Kızılayı Genel Başkanı Başdanışmanı Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara, Türkiye Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının yeni Deprem Bölgesi Haritası üzerinde çalıştığını, bu nedenle bazı illerin depremsellik derecelerinde farklılıklar olabileceğini belirtti.

Işıkara, yaptığı açıklamada, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı Türkiye Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının yeni Deprem Bölgesi Haritası üzerinde çalıştığını anımsatarak, bazı illerin depremsellik derecelerine göre yerlerinin değişebileceğini, 5. bölgede gözüken Konya’nın 3, 2. bölgede gözüken Samsun’un 1. bölgede yer almasının kendisini şaşırtmayacağını söyledi. Konya ve civarının 5. bölgede gözüktüğünü, toplumda ‘’bu bölgede deprem olmaz’’ gibi yanlış bir düşüncenin hakim olduğunu ifade eden Işıkara, Kuzey Anadolu Fay Zonu’nun bulunduğu 1. bölgedeki gibi sık olmasa da 5. bölgede de seyrek aralıklarla deprem olduğunu dile getirdi.

Kurulan deprem istasyonlarıyla Türkiye’nin depremselliğinin, deprem aktivitesinin daha iyi takip edildiğini vurgulayan Işıkara, şöyle konuştu:’’Bu sayede depremsellik derecesine göre bölgelemeler de değişecek. Daha önce 4. derece deprem bölgeleri belki 3, belki de 2. derece olacak. Samsun 2. derecede gözüküyor ama Samsun Kuzey Anadolu Fay Zonu’na çok yakın. Bayındırlık ve İskan Bakanlığı Türkiye Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının açıklayacağı yeni Deprem Bölgesi Haritasında Samsun 1. derece deprem bölgesinde olursa hiç şaşırmayın. Aynı durum Adana, Mersin, Konya için de geçerli. Adana’nın bir kısmı ile Mersin 4. derece gözüküyor ama Adana’ya doğru yaklaştıkça depremsellik 2. derece ve 3. derece olabilir. Konya 3. derece bir deprem bölgesi olarak belirlenirse benim için hiç sürpriz olmaz. Artık 1. bölge mi, 2. bölge mi ayrımı yapmaktan ziyade Türkiye’nin deprem ülkesi olduğunu kabul etmeliyiz ve depremden korunmayı öğrenmeliyiz.’’

YAPILMASI GEREKENLER

Prof. Dr. Işıkara, depremden korunmak için yapılması gerekenleri şöyle sıraladı: ‘’Topraklarının yüzde 98’i deprem kuşağı üzerinde yer alan ülkemizde deprem her zaman olabilir. Öncelikle ‘deprem olacak mı’ sorusundan vazgeçmeliyiz. Türkiye bir deprem ülkesidir. Türkiye’nin her yerinde her zaman zarar verebilecek depremler olacaktır. Dolayısıyla vatandaşlarımız, depremden korunmanın mümkün olduğunu bilmeli. Depremden korunmanın en önemli yolu güvenli yapıdır, deprem öldürmez binalar öldürür. İkinci yol evdeki eşyaların zarar vermeyecek hale getirilmesi, üçüncü yol ise deprem sırasında doğru davranmak, merdivenlere koşmamak, asansörü kullanmamak, balkon ve pencerelerden atlamamak, yapmamız gereken dördüncü iş ise evimizi doğal afetlere karşı sigortalatmak olmalıdır.’’ Işıkara, zorunlu deprem sigortasının günlüğünün bir ekmekten daha ucuza, aylık 10 TL’ye geldiğini, otomobillerin sigortalanması gibi konutların da sigortalanmasının ihmal edilmemesi gerektiğini sözlerine ekledi.

25.10.2009


 

Timsal Karabekir gençlerle buluştu

Bahçelİevler Belediyesi, Gençlik Meclisince Necip Fazıl Kısakürek Kültür Merkezinde gerçekleştirilen “Dününü Unutma ki, Yarın Hakkın Olsun” konulu tarihsel söyleşiye, Merhum Orgeneral Kâzım Karabekir Paşa'nın kızı Timsal Karabekir de katıldı.

Gençlerin yoğun ilgi gösterdiği söyleşide konuşan Timsal Karabekir “Vatan için Ülkemizin her köşesinden 20’li yaşlarda gençler ölüm için Çanakkale’ye koşmuştur. Ülkenin var olup, olmayacağını kanlarıyla çizen gençlerimiz Merhum Kâzım Karabekir paşanın dediği gibi “Kereviz deresinden su değil kan akıyordu”. Babasının, kız ve erkek olmak üzere, 4000 bin yetim çocuğu için vakıf kurduğunu da belirten Timsal Karabekir “Cumhuriyet ışığını gençlerle sürdürüyoruz. Yüzyıllarca da sürdüreceğiz” dedi.

25.10.2009


 

“Her meseleyi yerinde çözmeye çalışıyoruz”

MİLLî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu,’’Her meseleyi yerinden ve ilgililerinden dinleyerek çözmeye çalışıyoruz’’ dedi. Ardahan’da incelemelerde bulunan Bakan Çubukçu, Vali Mustafa Tekmen’i ziyaret etti.

Daha sonra Ardahan Belediye ve Ardahan Üniversitesi ve AKP İl Başkanlığını da ziyaret eden Çubukçu, öğretmenevinde ilin yönetim ve sivil toplum kuruluşları temsilcilerinin hazır bulunduğu ‘’Ardahan İli Eğitimini Değerlendirme Toplantısı’’na katıldı.

25.10.2009


 

Kaptan adaylarına ‘ileri sürüş eğitimi’

dumlu Dumlupınar Üniversitesi (DPÜ) Kütahya Meslek Yüksek Okulu (MYO) Otobüs Kaptanlığı Bölümünde başlatılan ‘’ileri sürüş eğitimi’’ programı başlatıldı.

Mersedes Benz Türk firmasının verdiği eğitimlerde öğrencilere teorik bilgiler verilmesinin yanında otobüs kullanmaları sağlanarak pratik kazanmaları amaçlanıyor. DPÜ Kütahya MYO Müdürü Doç. Dr. Gülten Eren Gümüştekin, Türkiye’de otobüs kaptanı yetiştiren tek yüksek öğretim programına sahip olduklarını kaydetti.

25.10.2009


 

Gençlere altın dağıtıldı

BağcIlar başarıyı ödüllendirmeye devam ediyor. Geleneksel Gençlik Şöleni Ödül Töreni’ni gerçekleştirdi.

Törende başarılı 324 öğrenci, 324 altınla ödüllendirildi. Bu yıl 8.’si düzenlenen Geleneksel Gençlik Şöleni Ödül Töreni’nde başarılı öğrenciler ile sporcular ödüllendirildi. Bağcılar Belediyesi Olimpik Spor Salonu’nda gerçekleştirilen törende okullarında, ÖSS ve SBS’de derece elde eden öğrencilerle sportif etkinliklerde İstanbul, Türkiye ve uluslar arası dereceler kazanan 324 öğrenci ödüllendirildi. Dereceye giren öğrenciler tam, yarım ve çeyrek altın verildi. Programın açılış konuşmasını yapan Bağcılar Belediye Başkanı Lokman Çağırıcı, başarının tesadüfi olmadığını söyledi ve gençleri teşvik etmeye devam edeceklerini açıkladı.

25.10.2009


 

İmece usûlü köy okulu

Bursa'nİN İnegöl ilçesine bağlı Dipsizgöl köyü halkı, mevcut binanın yetersiz olması nedeniyle imece usulüyle yeni okul binası yapıyor.

Alınan bilgiye göre, 210 haneli 870 nüfuslu Dipsizgöl’de, mevcut okul binasının yetersiz gelmeye başlamasıyla birlikte, köy halkı yeni okul talebiyle İlçe Millî Eğitim Müdürlüğüne başvurdu. Binanın kaba inşaatının köylüler tarafından yaptırılması şartıyla talepleri kabul gören köy halkı, okul yapmaya karar verdi. Bursa Valiliği, İl ve İlçe Millî Eğitim Müdürlükleriyle imzalanan protokolün ardından köylüler, okul inşaatının temelini attı. Dipsizgöl İlköğretim Okulu Müdürü Sami Şengel, 1954 yılında hizmet vermeye başlayan okul binasının, 8 yıllık eğitimle yetersiz kaldığını belirtti. Şengel, ’’Köye yeni bir okul binası yapmaya karar verdik. Millet-devlet iş birliğinin en güzel örneklerinden birini sergiledik ve yeni okulun temelini attık. Vatandaşımız kendi okuluna destek ve sahip çıkıyor. Bu, çok gurur verici bir olay.’’

25.10.2009


 

Nüfusumuz giderek yaşlanıyor

Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması, 2008 (TNSA-2008), Türkiye’nin demografik yapısı, doğurganlık düzeyleri, çocuk ölümleri anne-çocuk sağlığı gibi birçok alandaki değişimi ortaya koydu.

Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması, 2008 (TNSA-2008), Türkiye’nin demografik yapısı, doğurganlık düzeyleri ve değişimleri, bebek ve çocuk ölümlülüğü, gebeliği önleyici yöntem kullanımı, anne-çocuk sağlığı ve üreme sağlığı ile ilgili diğer konularda mevcut durum ve değişimler hakkında bilgi sağlayan millî düzeyde bir örneklem araştırmasıdır. Birçok millî gösterge bu araştırmanın verisi kullanılarak hesaplanmaktadır. TNSA-2008, 1968’den bu yana beş yıllık aralıklarla düzenli olarak gerçekleştirilen millî nüfus ve sağlık araştırmaları dizisinin dokuzuncusudur. TNSA-2008, Türkiye’yi temsil eden bir örneklemde, 10,525 hanehalkı ve 15-49 yaşları arasındaki 7,405 evlenmiş kadını kapsayan bir alan araştırmasıdır. Mevcut nüfus ve sağlık politikalarının, hizmetlerinin değerlendirilmesine ve yeni politikaların şekillendirilmesine yardımcı olan TNSA-2008’in bazı temel bulguları şöyle:

Nüfusumuz yaşlanıyor,

hanehalkı büyüklüğü küçülüyor

TNSA-2008 sonuçlarına göre 15 yaşın altındaki nüfusun toplam nüfus içindeki payı yüzde 27’ye düşerken 65 yaş ve üzeri nüfusun payı ise yüzde 7’ye yükselmiştir. Bu bulgularla uyumlu olarak Türkiye nüfusunun ortanca yaşı da 26.5’e yükselmiştir. Son 15 yılda Türkiye’deki ortalama hanehalkı büyüklüğü 4.5 kişiden 3.9 kişiye düşmüştür. Şehirlerde 3.8 kişi olan ortalama hanehalkı büyüklüğü, kırsal alanlarda ise 4.2 kişidir. TNSA-2008 sonuçlarına göre Türkiye’deki hanehalklarının yüzde 70’inde 4 veya daha az kişi bulunmaktadır. Nüfusun yüzde altısı ise tek kişilik hanelerde yaşamaktadır. Ayrıca, Türkiye’de son onbeş yıl içinde nüfusa kayıtlı olmayan çocukların yüzdesi 26’dan 6’ya gerilemiştir.

Eğitimde, erkek-kadın farkı

azalmakla birlikte devam ediyor

TNSA-2008 sonuçları kadınların yüzde 33’ünün ya hiç okula gitmediğini ya da ilkokulu bile bitirmediğini göstermektedir. Bu değer erkekler için yüzde 20’dir. Kadınların beşte biri, erkeklerin ise dörtte biri lise ve üzeri eğitime sahiptir. Kadınlar ve erkekler arasındaki eğitim düzeyi farklılıkları halen devam etmesine karşın bu farklılık genç kuşaklarda azalma eğilimindedir.

Evlenme yaşı yükseliyor,

doğurganlık azalıyor

Türkiye’de 25-49 yaş grubundaki kadınlar için ortanca evlenme yaşı 21’dir. Son yirmi yıl içinde ortanca ilk evlenme yaşında yaklaşık olarak 3 yıllık bir artış gerçekleşmiştir. Türkiye’de çok genç yaşlardaki evlenme davranışında önemli bir değişim görülmekteyse de, TNSA-2008 sonuçları 15-19 yaş grubundaki kadınların yüzde 10’unun evlenmiş olduğunu göstermektedir. Türkiye’de doğurganlık düzeyi kadın başına ortalama 2.2 doğuma düşmüştür. Doğurganlık seviyesinde son 20 yılda yaklaşık olarak üçte bir oranında azalmıştır. Doğurganlık düzeyinde bölgesel farklılık devam etmektedir. Kadın başına ortalama çocuk sayısı Batı Anadolu’da 1.7 çocuk iken, Doğu Anadolu’da 3.3 çocuktur. Türkiye’de son beş yıl içinde anne-çocuk sağlığı göstergelerinde de önemli iyileşmeler olduğunu göstermektedir. Sağlık personelinden doğum öncesi bakım alan kadınların oranı son beş yılda yüzde 14 artarak yüzde 92’ye yükselmiştir. Son beş yılda bebek ölüm hızının önceki beş yıllık döneme göre yüzde 40 azalarak, binde 17 seviyesine gerilediği görüldü. Son 5 yılda 15-26 aylık çocuklar arasında tam aşılı olan çocukların yüzde 30 artarak yüzde 81’e yükseldi.

Anneler arasında obezite artıyor

Türkiye’de son beş yılda doğum yapmış annelerin ortalama boyu 157 cm; ortalama ağırlığı ise 66 kilo- gramdır. Annelerin yüzde 10’u 150 cm’den daha kısadır. Beden Kitle Endeksi’ne göre annelerin yüzde 58’i fazla kilolu; yüzde 24’ü ise obezdir. Bir başka ifade ile Türkiye’de her dört anneden biri şişmandır.

25.10.2009


 

Şanlıurfa’da akraba kavgası: 25 yaralı

ŞANLIURFA’DA akraba oldukları belirtilen iki ailenin fertleri arasında çıkan taş, sopa ve bıçakların kullanıldığı kavgada 25 kişi yaralandı.

Merkeze bağlı Örencik Köyünde eski muhtar ile yeni muhtarın yakınları arasında dün ‘’bir evrağın imzalanması’’ dolayısıyla tartışma yaşandı. Köyde kavga eden iki grup, diğer akrabaları tarafından barıştırıldı. Sabah saatlerinde Bamyasuyu Mahallesi Cumhuriyet Caddesi’nde bir kahvehanede karşılaşan taraflar yeniden tartıştı. Kavgaya dönüşen olayda birbirlerine taş, sopa ve bıçaklarla saldıran grupta bulunan Adem, Mehmet, Yahya, Bakır, Cengiz, Ali, Muhittin, Mahmut, Musa, Ömer, İsa, Sedat ve Hüseyin K. ile adları henüz öğrenilemeyen 12 kişi yaralandı. Olay yerine çağrılan polis ekiplerince yatıştırılan olayın ardından ambulanslar ve özel araçlarla hastanelere kaldırılan yaralıların hayatî tehlikesinin bulunmadığı öğrenildi. Polis ekipleri, aralarında tedavisi tamamlanan yaralılardan bir kısmının da bulunduğu 20 kişiyi gözaltına aldı. Bu arada kavganın yaşandığı bölgede bir minibüs ile bazı iş yerlerinin camları hasar gördü. Soruşturma sürdürülüyor.

25.10.2009


 

KALDIRIM İŞGALİ SONA ERECEK—

Bafra Belediye Başkanı Zihni Şahin, ilçede uzun süredir gündemde olan kaldırım işgalleri ilgili sorunu çözme noktasında kararlı olduklarını söyledi.

Şahin, Bafra'nın pek çok açıdan birçok ilden önde olan bir ilçe olduğunu dile getirerek, kaldırım işgallerinin kendilerini üzdüğünü, sorunun ortadan kalkması için önemli bir çalışma başlattıklarını belirtti. Esnaftan ve vatandaştan destek beklediklerini, belediye olarak da pankartlar ve dağıtılan el ilânları ile sorunun çözümü noktasında bir sürecin başladığına dikkat çekti. Şahin "Bafra Belediyesi Zabıta Müdürlüğü ekipleri gerekli bilgilendirme ve uyarılardan sonra her türlü yasal işlemi uygulayacak ve takipçisi olacak." dedi. Bafra Belediyesi Zabıta Müdürü Davut Usta da sorunun çözümünün belediye-esnaf-vatandaş işbirliği ile olacağına dikkatleri çekerek "Bafra'nın yaşanabilir modern bir şehir olması elimizde ve ortaya çıkacak yeni tablo herkesi memnun edecektir." diye konuştu. Samsun/ cihan

25.10.2009


 

Antalya, çok hızlı göç alıyor

ANTALYA Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Mustafa Akaydın, Antalya’nın çok hızlı göç alan bir şehir olduğunu ve büyümeyle birlikte problemlerde artış olduğunu vurguladı.

Dünya Ekistik Derneği 2009 Yılı Toplantısı Antalya’da düzenlendi. “Kentleşmenin Geleceği: Mega kent ve Ötesi” konulu Uluslararası Konferans’a Antalya Valisi Alâaddin Yüksel, Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Mustafa Akaydın ve eski Dışişleri Bakanı Murat Karayalçın ile değişik ülkelerden çok sayıda üst düzey yerel yönetici ve kent planlama uzmanları katıldı. Dünya Ekistik Derneği Başkanı Prof. Dr. Ruşen Keleş başkanlığındaki konferans’da dünya üzerindeki küresel kentleşme ve beraberindeki sorunlar masaya yatırıldı. Yaptığı konuşmada, Antalya’nın çok hızlı göç alan bir şehir olduğunu dile getiren Prof. Dr. Akaydın, dünyanın büyük bir hızla şehirleştiğini ve Antalya’nın bu konuda bir istisna olmadığını söyledi. Büyüme ile birlikte şehirsel sorunlarda artış meydana geldiğini vurgulayan Başkan Akaydın, “Bu süreçte tarım alanlarının korunmasına dikkat edilmeli” dedi. Karayalçın da, konuşmasında, imar planlarının uygulanması ve korunabilmesi ile şehirsel yenileme projeleriyle ortaya çıkan yüksek rantın paylaşımının ortaya çıkmasının Türkiye’nin geleceğine yönelik endişe duyduğu iki sorun olduğunu belirtti.

25.10.2009


 

Hemzemin geçitte kaza: 1 ölü

MANİSA’NIN Akhisar ilçesi yakınlarında meydana gelen tren kazasında 1 kişi öldü, 2 kişi yaralandı.

İzmir’den Ankara’ya gitmekte olan Uğur Sökmen yönetimindeki 31035 sefer sayılı 9 Eylül Treni, Akhisar girişinde Seyit Ahmet Mahallesi 192. Sokak’ta bulunan hemzemin geçitte, Cengiz Sertoğlu’nun (47) kullandığı 45 YV 423 plâkalı otomobile çarptı. Kazada yaralanan sürücü Cengiz Sertoğlu ile araçtaki Alsel (43) ve Özgür Efe Sertoğlu’na (4) ilk müdahaleyi, olay yeri yakınlarında bulunan Özel Doğuş Hastanesi ekibi yaptı. Ambulansla Akhisar Mustafa Kirazoğlu Devlet Hastanesine kaldırılan yaralılardan Cengiz Sertoğlu kurtarılamadı. Aysel ve Özgür Efe Sertoğlu’nun durumlarının ağır olduğu öğrenildi. 9 Eylül Treni ise yaklaşık bir saatlik duraklamanın ardından Ankara’ya hareket etti.

25.10.2009


 

Muğla, Aydın ve Denizli’de barajlar dolu

DSİ 21. Bölge Müdürü Halil İbrahim İndap, 2009 yılında Muğla, Aydın ve Denizli’de bulunan barajların yüzde yüz dolu olduğunu belirterek, ‘’2009 yılında bir zorluk çekmedik, gelecek yılın da suyunu garanti altına aldık’’ dedi.

İndap, 2009 yılında bölgede su sıkıntısı yaşanmadığını ifade ederek, ‘’2007-2008 sezonunun ardından, 2009 yılında Aydın Bölge Müdürlüğü olarak Muğla, Aydın ve Denizli’de bulunan bütün barajlarımız yüzde 100 doldu. Dolayısıyla 2009 yılında bir zorluk çekmedik. 2009 yılında zorluk çekmediğimiz gibi, gelecek yılın da suyunu garanti altına aldık. Artık barajlarımızın büyük bir kısmını taşkına karşı korumak amacıyla boşaltıyoruz, gelecek yıla hazırlık yapıyoruz’’ dedi. Bölge Müdürlüğü’nün bu yıl ödeneğinin 81 milyon TL, yapılan harcamanın ise 51 milyon TL olduğunu ifade eden İndap, en önemli yatırımlardan birisinin, Ege’nin GAP’ı olarak da bilinen ‘’Dalaman Akköprü Barajı’’ olduğunu söyledi.

25.10.2009


 

Doğal gaz dönüşümü yaptılar, bin metreküp doğal gaz kazandılar

BURSAGAZ’IN başlattığı yılın kampanyası kapsamında evlerine doğal gaz dönüşümü yaptıran 10 kişi, bin metreküp bedava doğal gaz kazandı.

Noter huzurunda yapılan çekilişle, 13 Eylül - 12 Ekim tarihleri arasında Bursagaz ile doğal gaz kullanım sözleşmesi imzalayan bireysel konut müşterileri arasından 10 kişi bin metreküp doğal gaz kazandı. Ayrıca 10 kişi de yedek talihli olarak belirlendi. Bursagaz Müşteri Hizmetleri Müdürü Osman Kipoğlu, kampanya döneminde 8 bin 852 yeni doğal gaz abonesine, 11 bin 681 yeni gaz kullanıcısına ulaştıklarını kaydetti. 2009 yılının başından bugüne kadar 21 bin 429 yeni aboneye, 29 bin 274 adet yeni gaz kullanıcısına ulaştıklarını belirten Kipoğlu, Bursa halkının kampanyaya beklenenden daha yoğun bir ilgi gösterdiğini belirtti.

25.10.2009


 

BELKO’dan Ankaralılara taksitli kömür

BELKO’NUN, kaliteli ithal parça kömürün tonunu peşin 480 TL, kredi kartına ise 5 taksitle 500 TL’den sattığı bildirildi.

Ankara Büyükşehir Belediyesinden yapılan açıklamada, BELKO’nun, 10 merkez ilçede 31 perakende satış deposunda bütün hazırlıklarını tamamladığı belirtildi. BELKO’nun, çevre dostu ve kaliteli ithal kömürü vatandaşa ödeme kolaylığıyla sunduğu ifade edilen açıklamada, şunlar kaydedildi: ‘’BELKO, 25 kiloluk torbalara konulan kaliteli ithal parça kömürün tonunu peşin 480 TL, kredi kartına ise 5 taksitle 500 TL’den satıyor. Ankaralılar ayrıca 24 saat açık olan 211 06 00 ‘’Alo kömür hattı’’ ve ücretsiz olan 0 800 314 53 14 numaralı telefonlarla 10 torbanın altına düşmemek kaydıyla kömür siparişi verebiliyor. BELKO, bu yıl da apartman ve site yöneticilerine aldıkları kömür miktarına göre 10 aya kadar taksit fırsatı tanıyor.’’

25.10.2009


 

Van’a lüks otel

AKAY Grup tarafından Van Gölü kenarında şehrin en lüks oteli olacağı belirtilen Van Rescate’nin inşaatına başlandığı bildirildi.

Akay Grup Başkanı Kurtuluş Akay, toplam 56 oda ve 110 yatak kapasiteye sahip olacak otelin yapımına başlandığını, bölgenin en lüks oteli olacak ve proje değeri yaklaşık 5 milyon doları bulan Van Rescate’yi 2010 yılında tamamlayıp hizmete açmak istediklerini söyledi. Hükümetin Doğu’ya yatırım için verdiği teşvik sisteminin birçok bahaneyi de ortadan kaldırdığını vurgulayan Akay, şöyle devam etti: ‘’Özellikle son zamanlarda devletimizin komşu ülkeler politikası ile yürüttüğü kararlı ve akılcı program, yapacağımız yatırımın ne kadar doğru bir yatırım olduğunu bize bir kez daha gösterdi. Van, yaz aylarında Diyarbakır, Batman, Şırnak ve Ağrı gibi çevre illerden çok miktarda tatilciyi ağırlıyor. Yapımı devam eden alış veriş merkezlerinin açılması ile de yaz aylarında yoğunlukla gelen İranlı turistlerin ihtiyaçlarına cevap verecek en büyük ve en yakın tatil bölgesi konumuna gelecek. Ermenistan ile ilişkilerimizin düzelmesi sonucu açılması beklenen sınır kapılarından da yoğun bir turist girişi sağlanacak. Gerek ticarî, gerekse turizm açısından ilimiz ek bir gelire sahip olacak’’

25.10.2009


 

Bu resimler sigarayı bıraktırır

Sİgara ve Sağlık Ulusal Komitesi (SSUK) Dönem Başkanı Prof. Dr. Elif Dağlı, 1 Ocak 2010’dan itibaren başlanacak sigara paketlerinde resim uygulamasının, paketlerin her iki yüzünde de olması gerektiğini bildirdi.

Dağlı, sigara kullanımının azalmasında 19 Temmuzda restoran, kafe, bar ve kahvehaneleri de kapsayacak şekilde genişleyen ‘’dumansız hava sahası’’ uygulamasının önemli katkı sağladığını, Dünya Sağlık Örgütü Tütün Kontrolü Çerçeve Sözleşmesi gereği 1 Ocak 2010’dan itibaren yürürlüğe girecek sigara paketlerindeki resim uygulamasının da bunu destekleyeceğini söyledi. Söz konusu sözleşme gereği, Türkiye’de satılan sigaralarının bir yüzünün yüzde 65’ini kapsayacak şekilde, zararları ile ilgili resimleri içeriğini anlatan Dağlı, ‘’sigara kullanımına başlanması veya bırakılmasında etkinliği tartışılmaz olan resim uygulamasına geçiş önemli bir adım ancak yetersiz’’ dedi. Çoğu ülkede uygulamanın başarıyla yürütüldüğünü ve resimlerin paketlerin her iki yüzün de yer aldığını hatırlatan Dağlı, şöyle konuştu: ‘’Resimli sağlık uyarılarının sigara içenleri sigarayı bırakmaya özendirdiği ispatlanmıştır. Brezilya’da sigara içenlerin üçte ikisi (yüzde 67) uyarıların sigarayı bırakma istediği uyandırdığını, Kanada’da sigara içenleri yarısına yakını (yüzde 44) uyarıların sigarayı bırakma motivasyonlarını arttırdığını söylemiştir. Tayland’da ise sigara içenlerin yarısına yakın kısmı (yüzde 44) resimli uyarıların bir ay sonra sigarayı bırakma ihtimalini önemli oranda arttırdığını ifade etmiştir. Ancak Türkiye’de uygulamada resimlerin sadece bir yüzde olması önemli bir handikap. Çünkü firmalar, sergileme düzenlemesindeki eksiklik nedeniyle, resimli olan yüzü değil diğer yüzü raflarda sergileyecektir. Bu da etkinliğinin ne kadar yüksek olduğu anlaşılan uygulamanın başarı şansını düşürecektir.’’

Dağlı, uygulama ile Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumunun (TAPDK) belirlediği resimli uyarıların paketlerde yer alacağını hatırlatarak, TAPDK kurul üyelerine bu uygulamanın etkisinin arttırılmasında önemli görev düştüğünü bildirdi.

22 MİLYON KULLANICI

DağlI, yaptıkları araştırmalarda Türkiye’de 22 milyon civarında sigara kullanıcısının bulunduğunu belirlediklerini, bu rakamın en alt seviyeye düşürülmesi için çalıştıklarını belirtti. Sigara kullanımına karşı ‘’Ulusal Tütün Kontrol ve Eylem Planı’’nın yürütüldüğünü hatırlatan Dağlı, ‘’geçen yıl başlanan ve çok sayıda kurumun destek verdiği bu plan 2012 yılına kadar sürdürülecek. Plan ile şu anda yüzde 33,1 olan 15 yaşın üzerindeki sigara kullanımını yüzde 20’ye düşürmeyi, 15 yaş altını da 0’a indirmeyi hedefliyoruz’’ dedi.

25.10.2009


 

Rapçı tesettürü seçti

Fransa’nIn feminist şarkılarıyla tanınan ünlü rap yıldızı Diam’s, evlenerek Müslümanlığı seçti.

Çarşafı da giymeye başlayınca, ülkede büyük tartışma çıktı. Başta çarşaf olmak üzere, türban ile ilgili tartışmalarıyla Avrupa’nın gündeminden düşmeyen, son haftalarda çarşaf ve burkalara yasak getirmeyi planlayan Fransa, en ünlü şarkıcılarından birinin dönüşümünü konuşuyor. Şarkılarında sık sık kadın haklarını savunan, Diam’s’ın (29) geçen yıl Aziz adlı bir Müslüman ile evlenmesi çok konuşulmuştu. Ancak Paris Match dergisinin yıldızın çarşafa girdiğini gösteren fotoğrafları yayınlaması, ülkede bir numaralı konu oldu. İnternet ve basında bu fotoğraflar, “Diam’s’ın dönüşümü” olarak verildi. Şehirden Sorumlu Bakan ve “Ne Hayat Kadını Ne de Bastırılmış” adlı kadın hakları derneğinin başkanı olan Tunus asıllı Fadela Amara ise Diam’sı eleştirdi. Kendisi de Müslüman olan Amara, “Kadınların hakkını korurken, şimdi kocasının dediğinden çıkmayan bir kadın haline gelmiş” dedi.

25.10.2009


 

Bütün organları ters tarafta

Trabzon’da şiddetli karın ağrısı şikâyetiyle hastaneye giden bir gencin organlarının ters tarafta olduğu ortaya çıktı. Of ilçesinde yaşayan lise 2. sınıf öğrencisi Arif Aktürk (17), karın ağrısı şikâyeti ile Of Devlet Hastanesi’ne müracaat etti.

İlk muayene sonunda apandisit şüphesiyle tedavi altına alınan Aktürk’ün, yapılan detaylı muayenesinde karın ve göğüs bölgesindeki bütün organlarının ters tarafta olduğu tesbit edildi. Aktürk’ün, sol tarafta olması gereken kalbi sağ tarafından, sağ tarafında olması gereken apandisiti ise sol tarafında çıktı. Aktürk’ün ağrılarında normalde sağ tarafta olması gereken apandisit kesesinin sol tarafta olmasından kaynaklandığı belirlendi. Yapılan başarılı bir operasyonla apandisit ameliyatı gerçekleştirildi. Operatör Doktor Halil Afşin Taşdelen, bu durumun literatürde yaklaşık 30-40 binde görülen bir durum olduğuna vurgu yaptı.

25.10.2009


 

En uzak galaksi gözlemlendi

Astronomlar 10,2 milyar ışık yılı ötede bulunan en uzak galaksi kümesini tesbit ettiler.

Bristol Üniversitesinden araştırmacıların NASA’nın 1999’da yörüngeye yerleştirdiği Chandra röntgen teleskobundan verileri analiz ederek yerini belirledikleri “JKCS041” adı verilen galaksi kümesi, bir milyar ışık yılıyla önceki rekoru kırdı. Tesbiti yapan bilim insanları, galaksi kümesinin kâinat henüz mevcut yaşının sadece dörtte biri kadarken ve dünya’nın oluşumundan yaklaşık 6 milyar yıl önce ortaya çıktığını bildirdi. Yüzlerce galaksiyi içinde barındıran kümenin kâinattaki en büyük çekim gücüne sahip cisimler olduğunu söyleyen bilimciler, bu keşfin kâinatın gelişimi konusunda aydınlatıcı olacağı inancında. “JKCS041”, ilk olarak 2006’da kızılötesi gözlemlerde görülmüş, ancak bilim adamları, bunun gerçek bir galaksi kümesi mi, yoksa oluşum halindeki bir galaksi mi olduğunu anlayamamışlardı.

25.10.2009


 

Cep telefonları için tek şarj aleti yolda

Dünya üzerindeki 4 milyardan fazla cep telefonu, bir iki yıla kalmaz tek bir şarj aletiyle uyumlu hale getirilecek.

Birleşmiş Milletler (BM), bütün cep telefonları için tek telefon şarj aleti kullanımı üzerinde çalışıyor. BM’ye bağlı Uluslararası Telekomünikasyon Birliği (ITU), enerji tasarrufu etkin bir ve bütün cep telefonları için kullanılabilecek bir şarj aleti için onay verdi. Buna göre bütün cep telefonu üreticileri, aynı standartta ve telefon ayırt etmeyen şarj aleti imal edecekler. Standart şarj aletinin, gelecek yıldan itibaren satışa hazır hale geleceği belirtiliyor. Dünya genelinde, 4 milyarın üzerinde cep telefonu kullanıcısı bulunduğu tahmin ediliyor.

25.10.2009


 

Sedye bulamayınca kapı getirdiler

İspanya 4 liginde futbol sahalarında eşi görülmedik bir olay yaşandı. Sakatlanan futbolcu için sedye bulunamayınca sağlık ekipleri ellerinde kapı ile sahaya daldı.. S

eyirciler manzara karşısında şaşkına döndü... Futbol sahalarında eşi görülmeyen bu ilginç olay İspanya dördüncü liginde yaşandı. Extremadura Almendralejo ile CD Badajoz arasındaki maçta her şey yolunda giderken bir futbolcu sakatlık yaşadı. Karşılaşmada Badajoz’lu orta saha oyuncusu Camilla’nın ayağının kırılmasının ardından sahaya müdahale için giren sağlık görevlileri taşıdıkları sedyeyle dikkat çektiler. Badajoz’lu orta saha oyuncusu Camilla sakatlık geçirdiği sırada sağlık görevlileri oyuncuyu kenara alabilmek için sedye yerine kapı kullandılar.

25.10.2009


 

Bayraklı’da, en temiz sokağa altın verilecek

İzmİr’İn yeni ilçelerinden Bayraklı’da belediye, sokakları temiz tutmak için bir kampanya başlattı. İlçenin 23 mahallesindeki sokaklardan her ay en temizi seçilecek ve kurayla belirlenecek 10 eve birer çeyrek altın verilecek.

Bayraklı Belediye Başkanı Hasan Karabağ, yarışmadaki amaçlarını şöyle açıkladı: “Bayraklı, belki de ilk defa caddelerinin, sokaklarının yıkandığına tanıklık ediyor. Çöp konteynerlerini yıkıyoruz, yeniliyoruz. Temizlik bizde başlıyor. Hepimizin evinden, kapısının önünden başlayarak bunu yapmamız gerekiyor. Çevre ve temizlik duyarlılığını arttırmakla ilçemizin değerlerinin daha çok ortaya çıkmasını da sağlamış olacağız.” Bayraklı’daki herkesin birbirini teşvik ederek temizlik kampanyasına destek vereceğine inandığını belirten Karabağ, en temiz sokağın Belediye Sağlık ve Çevre Komisyonu’nca belirleneceğini söyledi. Her ay en temiz sokaktaki ev ve işyerlerinden kur'a yoluyla belirlenecek 10 tanesine çeyrek altın verileceğini ve sokağın belgelendirileceğini kaydetti.

25.10.2009


 

Üç tavayı 15 saniyede büktü

Guinness rekorları kitabının güç bölümünde yer alma geleneğini bozmayan Ruslar, bu yıl da en güçlü adamlar listesinde ilk sıraları paylaştı.

Bu yılın Guinness güç dalındaki yarışmacıların hedefi 30 saniyede üç metal kızartma tavasını üst üste koyarak aynı anda bükebilmekti. Ancak Aleksandr Muromski süreyi yarı yarıya indirerek 15 saniyede üç tavayı iç içe katladı. Muromski’nin rekorunun bundan sonraki yarışmacılar için geçilmesinin zor olduğu kaydediliyor.

25.10.2009

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

Bütün haberler

Gazetemiz İmtiyaz Sahibi Mehmet Kutlular’ın STV Haber’deki programını izlemek için tıklayın.
Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.