PEYGAMBER KISSALARI - AHMET ÖZDEMİR |
Firavuna git! Cenâb-ı Hak Hz. Musa’ya (as) yapacağı işleri bildirmek üzere şöyle buyurdu: “Ya Musa! Gerek âsa, gerekse yed-i beyza mu'cizesi, sana en büyük alâmetlerimizden bazısını gösterelim diyedir. Sen şimdi şu iki mu'cize ile doğru Firavun’a git ve onu hidayete çağır! Çünkü o, iyice azdı. İcâbında daha başka mu'cizelerle de seni takviye edeceğiz.” Bütün bu konuşmalar ve ihsan edilen mu'cizeler, Hz. Musa ile Cenâb-ı Hak arasında yapılan peygamberlik sözleşmesiydi. Hz. Musa arzu ve isteklerini şu şekilde açıkladı: “Ya Rabbî! Genişlet göğsümü, kolaylaştır işimi, çözüver şu dilimin bağını. Tâ ki anlasınlar sözümü!” (Taha Sûresi, 23-28) Hz. Mûsâ (as), Rabbinden; risâleti tebliğ ederken kendisine yardımcı olması için kardeşi Harun’u da kendisiyle birlikte Peygamber olarak göndermesini istedi. Nitekim Cenâb-ı Allah, Hz. Mûsâ’nın (as) bu isteğini şöyle anlatmaktadır: “Ya Rabbî! Ben yanlışlıkla onlardan bir adam öldürdüm, bu yüzden beni öldürmelerinden korkuyorum. Kardeşim Harun’un ifadesi benimkinden daha düzgündür, onu da benimle beraber yardımcı olarak görevlendir ki beni tasdik etsin. Doğrusu beni yalancı saymalarından endişe ediyorum.” Allah Teâlâ şöyle buyurdu: “Seni kardeşinle destekleyeceğiz, size öyle bir kudret vereceğiz ki âyetlerimiz sayesinde onlar size el uzatamayacaklardır. Siz de size tâbi olanlar da, mutlaka galip geleceksiniz.” (Kasas Sûresi, 33-35) Harun ile birlikte Hz. Musa’nın firavuna karşı nasıl davranması gerektiği hususunu ise şöyle açıkladı: “Ya Musa! Sen ve kardeşin Harun, dâvânızın hak olduğuna delâlet eden mu'cizelerle gidin. Emir ve yasaklardan ibaret olan vahyimizi, tebliğde asla yorulmayın ve kusur etmeyin. Firavuna ikiniz beraberce gidin. Çünkü o bütün bütün yoldan çıktı ve iyice azıttı. Onun bu hâli sizin hissiyâtınıza dokunup da şiddetli davranmanıza sebep olmasın. Ona tatlı, yumuşak bir tarzda hitap edin. Onu kızdırmayın ki, sözünüzü dinlesin. Olur ki aklını başına alır yahut hiç değilse biraz çekinir. Allah’ın azabından korkarak iman edebileceğini ümit ederek işe başlayın ki, çalışmanız sonuç versin. Çünkü onun iman edebileceğinden ümitvar olmazsanız, tebliğ vazifesini hakkıyla yerine getiremezsiniz. Seni kardeşinle destekleyeceğiz, size öyle bir kudret vereceğiz ki âyetlerimiz sayesinde onlar size el uzatamayacaklardır. Siz de size tâbi olanlar da, mutlaka galip geleceksiniz.” (Taha Sûresi, 44) Hz. Mûsâ (as), beraberinde Hz. Hârûn (as) olduğu halde Firavunun huzuruna girdiler. Firavunu Allah’a kulluk etmeye dâvet edip ona Rabbinin risâletini tebliğ ettiler. Gerçekten onların bu yumuşak ve nazik sözleri karşısında Firavun taşkınlık yapmadı ve onlarla münâzaraya girişti. |
19.09.2009 |