Güncel |
KENTLERİN ŞEKİLLENMESİ RANT GÜÇLERİNE BIRAKILDI |
Şehir Plancıları Odası: “Bugün kentlerimizin içinde bulunduğu karanlık çıkmaz sokağa 12 Eylül 1980'de girilmiştir. Üniversiteleri ve meslek örgütlerini baskı altına alan bilinçli müdahale kentlerin şekillendirilmesini tümüyle rant güçlerine bırakmış, bilimin ve aklın yol göstericiliği ve denetiminden arındırılan kentlerin ‘kasaba yönetimi' anlayışına teslim edilmiştir. Eşitsizliklerin pençesinde, kentlerin cadde ve sokakları, güvensizliğin mekânları haline gelmiştir.” OTORİTER KENTLEŞME BİÇİMİ 12 EYLÜL'E DAYANIYOR
“Bugün kentlerimizin içine düştüğü durum ortadadır. Okyanuslara taşımayı vaad ettikleri 'Kültür Başkenti ve Dünya Kenti İstanbul' bir derede boğulmuştur. Otoriter kentleşme biçiminin ve yönetim anlayışının kökenlerinde 12 Eylül 1980 darbesi vardır. 12 Eylül düzeni bütün temsilcileri ve kalıntıları ile tasfiye edilmeden, toplumsal adalet, eşitlik ve gerçek demokrasiye dayanan bir kentsel yaşamın kurulması mümkün değildir.''
TÜRK Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Şehir Plancıları Odası Yönetim Kurulu, toplumsal geri gidiş ve çöküntünün faturasını başta şehirlerin ödediğini belirterek, ‘’bugün kentlerimizin içinde bulunduğu karanlık çıkmaz sokağa 12 Eylül 1980’de girilmiştir’’ açıklamasında bulundu. TMMOB Şehir Plancıları Odası Yönetim Kurulu adına yapılan yazılı açıklamada, 12 Eylül’ün 29. yılında bulunulduğu hatırlatılarak, sendikaları, dernekleri, siyasal partileri kapatan, seçilmiş toplumcu belediye başkanlarının ve üniversitelerdeki toplumcu öğretim üyelerinin görevlerine son veren, TMMOB ve diğer demokratik kitle örgütlerine baskı ve sindirme politikası uygulayan otoriter rejimin, siyasal ve toplumsal yaşamda büyük boşluklar oluşturduğu belirtilerek, ‘’Bugün bu boşlukların kimler tarafından ve nasıl doldurulduğunu ve maliyetinin ne derece büyük olduğunu biliyoruz. Bu toplumsal geri gidiş ve çöküntünün faturasını başta kentlerimiz ödemektedir’’ denildi. Üniversiteleri ve meslek örgütlerini baskı altına alan, toplumcu belediyecilik anlayışlarını tasfiye eden bilinçli müdahalenin, şehirlerin şekillendirilmesini tümüyle ‘’rant güçlerine’’ bıraktığının, bilimin ve aklın yol göstericiliği ve denetiminden arındırılan şehirlerin ‘’kasaba yönetimi’’ anlayışına teslim edildiğinin ifade edildiği açıklamada, şu görüşlere yer verildi: “Şehir Plancıları Odası’na ‘kümes peyzajı çizdirmeyeceğini’ söyleyen ve katlı kavşakları kendisi tasarlayan ve kamu kaynaklarıyla inşa eden belediye başkanları, TMMOB’ye bağlı meslek odalarının şehirleri savunmasını ‘siyasî-ideolojik’ bulup karalayan iktidarın en yetkili ağızları, arsa pazarlıklarına aracılık eden milletvekilleri, 12 Eylül karanlığının içinden, baskı rejiminin olanak ve yönetim tekniklerinden yararlanarak, bugün bulundukları konumlara gelmiştir. Bu durumun bir sonucu olarak bugün kentlerimizin içine düştüğü durum ortadadır. Okyanuslara taşımayı vadettikleri ‘Kültür Başkenti ve Dünya Kenti İstanbul’ bir derede boğulmuştur. Park isteyen vatandaşını azarlayan belediye başkanları, bir asker mantığı içinde, seçimle geldiklerini ve Anayasal özerkliklerini unutup, başbakandan talimat beklemektedir. Hiç kuşku yok ki, bu otoriter kentleşme biçiminin ve yönetim anlayışının kökenlerinde 12 Eylül 1980 darbesi vardır. Bugün kentlerimizin içinde bulunduğu karanlık çıkmaz sokağa 12 Eylül 1980’de girilmiştir.’’ TMMOB Şehir Plancıları Odası Yönetim Kurulunun açıklamasında, ‘’12 Eylül düzeni bütün temsilcileri ve kalıntıları ile tasfiye edilmeden, toplumsal adalet, eşitlik ve gerçek demokrasiye dayanan bir kentsel yaşamın kurulması mümkün değildir’’ denildi. Ankara / aa |
13.09.2009 |