Bir Sahabenin Günlüğü |
İnsanların ve cinlerin peygamberi - Salİha Ferşadoğlu Şevval, Hicretin 8. senesi, Medine Dün gece Peygamberimiz ile beraber Medine’nin dışında geziyorduk. Yanımda Ehl-i Suffadan birkaç sahabe daha vardı. İbn Mes'ud da bizimle beraberdi. Bir ara Peygamberimizi (asm) kaybettik. Çok korktum. İlk defa başımıza böyle bir olay geliyordu. Daha az önce Allahın Rasûlü (asm) yanımızda idi. Birlikte bir ağacın altına oturmuş, öğlen inen âyetleri okuyorduk. Sonra biraz daha yürüyüş yapmak üzere hepimiz ayaklanmıştık. Biraz yürüdükten sonra Peygamberimizin (asm) yanımızda olmadığını fark ettim. Herkes telâşlandı. Aceleyle onu (asm) aramaya başladık. Dağ yollarına, vadilere, mağaralara baktık. Hayatımda geçirdiğim en kötü geceydi. Hiç bu kadar yüreğim daralmamıştı. İçimdeki sıkıntı beni öldürecek gibiydi. Aklımıza kötü şeyler geliyordu. Peygamberimiz (asm) kaçırılmış ya da öldürülmüş olabilir miydi? Ama kimse böyle bir şeyi söylemeye cesaret edemiyordu. Bir yandan duâ ediyor bir yandan kendisini aramaya devam ediyorduk. Uzun süren aramalarımız sonuçsuz kaldı. Sabahı bekleyerek huzursuzca oyalandık, durduk. Sabah olunca bir de baktık ki, Peygamberimiz (asm) Hira tarafından geliyor. Allah’ım, ne kadar mutlu oldum, ne kadar sevindim. Allah’a milyonlarca kez şükrettim. “Ey Allah’ın Rasûlü (asm)! Biz seni kaybettik. Defalarca seni aradık ama hiçbir yerde bulamadık. Bu yüzden çok kötü bir gece geçirdik” dedim gül yüzüne özlemle bakarak. “Bana cinlerin dâvetçisi geldi” dedi Efendimiz (asm). Hepimiz şaşkınlıkla birbirimizin yüzüne baktık. Allah’ın Rasûlü (asm) devam etti anlatmaya: “Onunla beraber gittik. Onlara Kur'ân-ı Kerim okudum. İslâm’ı anlattım.” Sonra bizi götürüp, cinlerin izlerini, ateşin kalıntılarını gösterdi. Hz. Muhammed (asm), Kur'ân-ı Kerim’de bildirildiği üzere hem insanların, hem cinlerin peygamberiydi. Demek ki, dün gece bu vazifesini yapmak üzere ortadan kaybolmuştu. Neyse ki onun (asm) sağ salim geldiğini görmek, yüreklerimize su serpmişti. Onu kaybetmenin bir anlık korkusu nasıl da yüreğimizi ağzımıza getirmişti!* *Müslim, Salat: 150, Ebu Davud, Taharet: 42. |
30.08.2009 |