Haberler |
Yücel Çakmaklı toprağa veriliyor |
Minyeli Abdullah, Küçük Ağa, Kurtuluş film ve dizilerinin unutulmaz yönetmeni Yücel Çakmaklı Fatih Camiinde kılınacak öğle namazının ardından toprağa verilecek. TEDAVİ gördüğü İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde vefat eden Türk sinemasında “Millî Sinema” akımının kurucusu yönetmen Yücel Çakmaklı 50 yıllık san'at hayatında birçok ilklere imza attı. Afyonkarahisar’da 1937 yılında doğan Çakmaklı, 7 yaşındayken babasını kaybetti. Yetimhaneye verilen Çakmaklı, 15 yaşına kadar kaldığı yetiştirme yurdunda ilk ve orta öğrenimini tamamladı. Lise öğrenimini sürdürürken tatillerini imamlık yapan dedesinin yanında geçirdi. Yücel Çakmaklı, değişik gazete ve dergilere verdiği röportajlarda o günlerini şöyle anlatır: ‘’Dedem o zaman 75-80 yaşlarındaydı. Ona yardım etmek için müezzinlik yapardım. Ramazanlarda, dedemin ikindi namazından sonra akşama kadar vaaz programı vardı. Orada dedem kıssalar anlatırdı. Ondan çok etkilendim. Mesnevî’den dinî kıssaları halk hikâyesi anlatma geleneğine benzer bir üslûp kullanırdı. Kıssadan hisse verirdi. Dedemden aldığım etkiyi en iyi ‘Kuruluş’ dizisinde yansıttım. Hikâyenin anlatımını vesile ederek mesaj vermeyi ondan öğrendim. Eserlerimdeki millî muhtevayı da büyük ölçüde dedemden aldım.’’ Yurttaki boş zamanlarında kitap okuyan ve sinemaya giden Yücel Çakmaklı, bir süre sonra Şan Sineması’nda bilet satıcılığı ve yer göstericiliği yaparak harçlığını çıkarmaya başladı. İzlediği filmlerle beyaz perdenin büyüsüne kapılan Çakmaklı, 1955’de İstanbul’un yolunu tutarak İktisat Fakültesi’ne kayıt yaptırdı; Fatih Camii’nin bahçesindeki yüksek öğrenim öğrencilerinin kurduğu derneğin fakir ve yetimlere barınma imkânı sağladığı bir binada yaşamaya başladı.
KÜLTÜR TAŞIYICISI OLAN FİLMLER İstanbul’da da sinema salonlarında bilet satmayı sürdüren Çakmaklı, daha önce de izlediği filmleri yeniden görme fırsatı buldu ve bu yıllar sonra meslekî kariyerinin gelişmesinde önemli yer tuttu. Sinemaya olan tutkusuyla Gazetecilik Enstitüsü’ne de kayıt yaptıran Çakmaklı, o günden sonra kültür san'at dergilerindeki sinema yazılarını takip etti. İzlediği filmleri artık farklı bir gözle seyretmeye başlayan Çakmaklı, özellikle Avrupa’dan gelen filmlerin aslında bir kültür taşıyıcısı ve propaganda aracı görevi üstlendiğini fark etti. Gazetecilik Enstitüsü’nü 1959 yılında bitirdikten sonra askere giden Çakmaklı, 1,5 yıl sonra İstanbul’a döndü, sinema üzerine kaleme aldığı çeşitli yazıları gazete ve dergilere göndermeye başladı. Bu sırada Yeni İstanbul Gazetesi’nde iş bulan Yücel Çakmaklı, gazetenin kültür san'at sayfasını yapan Tarık Buğra’nın yanında, Türk sinemasının ünlü isimleriyle tanışma fırsatı buldu.
SENARYOSU, ANLAYIŞINA TERS OLAN FİLM YÖNETMEDİ Gazetede sinema üzerine yazılar yazan Yücel Çakmaklı, film setlerine giderek röportajlar yapmaya başladı. Bir süre sonra röportaj yaptığı yönetmenlerin yanında çalışmaya başlayan Çakmaklı, Erman Film Stüdyoları’nda işe girerek, Osman Seden, Orhan Aksoy gibi yönetmenlerin yardımcılığını üstlendi ve sinema tekniğini öğrendi. Bu dönem yaklaşık 50 kadar filmde yardımcı yönetmenlik yapan Çakmaklı, aldığı yönetmenlik tekliflerini de ‘’senaryoların kendi sinema anlayışına ters geldiği’’ gerekçesiyle reddetti. Bunun üzerine, çalıştığı film şirketinden, ‘’kendi şirketini kurması durumunda dağıtım konusunda yardımcı olunacağı’’ konusunda söz verildi. Çakmaklı, 1968’de Elif Film’i kurarak, ‘’Kâbe Yolları’’ isimli yarı dramatik belgesele yönetmen olarak imza attı. Gördüğü ilgiden cesaret alan Yücel Çakmaklı, Şule Yüksel Şenler’in ‘’Huzur Sokağı’’ ve Hekimoğlu İsmail’in ‘’Minyeli Abdullah’’ını sinemaya uyarlamaya karar verdi. Çakmaklı, 1970’de ‘’Huzur Sokağı’’nı; başrollerini Türkan Şoray ve İzzet Günay’ın paylaştığı ‘’Birleşen Yollar’’ ismiyle filmleştirdi. Çakmaklı, daha sonra Hülya Koçyiğit, Filiz Akın, Ediz Hun ve Orhan Gencebay gibi Yeşilçam yıldızlarına rol verdiği Çile (1972), Oğlum Osman (1973), Diriliş (1974), Kızım Ayşe (1974), Memleketim (1974) gibi filmleri yaptı.
TRT’DE YÜCEL ÇAKMAKLI FİLMLERİ TRT Genel Müdürlüğüne getirilen Nevzat Yalçıntaş, Yücel Çakmaklı’ya yönetmen ve genel müdür danışmanı olarak TRT’de çalışması teklifinde bulundu. Bunun üzerine Ankara’ya taşınan Çakmaklı, kısa hikâyelerden oluşan televizyon filmleri yaptı. Bu filmlerden, Rasim Özdenören’in eseri ‘’Çok Sesli Bir Ölüm’’, 1978 yılında Prag’da televizyon filmleri arasında ödül alan ilk yapım oldu. Yaklaşık 15 yıl TRT’de birçok filme imza atan Çakmaklı’nın, bu dönemde televizyona uyarladığı Tarık Buğra’nın ‘’Küçük Ağa’’ ve ‘’Osmancık’’ dizileri beğeni topladı. Necip Fazıl Kısakürek’in ‘’Bir Adam Yaratmak’’ ve Turan Oflazoğlu’nun ‘’4. Murad’’ eserlerini de TRT ekranlarına taşıyan Çakmaklı, Hacı Arif Bey’in hayat hikâyesi ve bir Rumeli türküsünden yola çıkılarak çekilen ‘’Aliş’le Zeynep’’ filmiyle müzik odaklı dramalara imza attı. Bir dönem TRT Genel Müdür Yardımcılığı görevinde de bulunan Çakmaklı, Mesut Uçakan’ın yönettiği ‘’Kavanozdaki Adam’’ ve Salih Diriklik’in ‘’9. Hariciye Koğuşu’’ filmlerine öncülük etti, İsmail Güneş ve Osman Sınav’ın ilk yönetmenlik çalışmalarına kapı açtı. TRT’de Tuncay Toskay’ın genel müdürlüğü döneminde de başarılı çalışmalar yürüten Çakmaklı, Ahmet Bayazıt ve Şenol Demiröz ile önemli projelerini hayata geçirdi.
‘’MİNYELİ ABDULLAH’’ VE SEYİRCİ REKORU TRT’den 1988 yılında ayrılarak sinemaya dönen Yücel Çakmaklı, yıllar önce ‘’Huzur Sokağı’’yla birlikte çekmeyi düşündüğü, Hekimoğlu İsmail’in kaleme aldığı ‘’Minyeli Abdullah’’ romanı için hazırlıklara başladı. 1990’da Feza Film tarafından çekilen ‘’Minyeli Abdullah’’, Mısır’ın Minye şehrinde büyüyen Abdullah’ın dinî inancı için verdiği mücadeleyi ve başından geçenleri anlatıyordu. Film sansüre takıldı, ancak girişine eklenen ‘’Bu romandaki olaylar Mısır’da geçmektedir ve Türkiye’yle ilgisi yoktur’’ yazısıyla gösterimine izin verildi. Berhan Şimşek ve Perihan Savaş’ın başrollerini paylaştığı filmi 500 bin seyirciyi izledi. Çakmaklı, ‘’Minyeli Abdullah’’ ile o tarihe dek gerçekleşmiş olan seyirci rekorunu kırdı. Çakmaklı, bunun üzerine, ‘’Minyeli Abdullah 2’’ ve Tarık Buğra’nın senaryosunu yazdığı ‘’Sahibini Arayan Madalya’’ filmlerini çektikten sonra, özel bir televizyon kanalı için dinî muhtevalı yaklaşık 30 film imza attı. Çakmaklı, son olarak 2005 yılında Peyami Safa’nın ‘’Cumbadan Rumbaya’’ isimli romanını 5 bölüm olarak televizyona uyardı. Bu, Çakmaklı’nın yönetmen olarak yaptığı en son çalışma oldu. TBMM tarafından 10 Temmuz 2008 tarihinde Devlet Üstün Hizmet Madalyası’na lâyık görülen Çakmaklı’ya, 19 Ekim 2008’de Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından sinemadaki 50 yıllık hizmetleri dolayısıyla ‘’Emek Ödülü’’ verildi. Yücel Çakmaklı, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Çankaya Sofrası’ndaki sohbet toplantısına yönetmen Sinan Çetin ve Erden Kıral, yapımcı Türker İnanoğlu, senarist Gani Müjde ile oyuncular Şener Şen, Lale Mansur ve Zuhal Olcay ile katılmıştı. Çakmaklı, bu yemek sayesinde 1970’lerde İstanbul’da Millî Türk Talebe Birliği ‘’Sinema Kulübü’’nde tanıştığı Abdullah Gül ile son kez bir araya gelmişti. |
25.08.2009 |