Spor |
Emre ve Millî Takım |
Bu hafta lig maçlarının en flaş oyuncusu Emre Belözoğlu oldu. Sivasspor maçının hemen başında sakatlanan Alex'in oyun kuruculuk görevini üstlenip F.Bahçe' yi ateşledi. Kornerden attığı gol mükemmeldi. Bunların hepsi Emre ve F.Bahçe adına çok sevindirici. Madalyonun diğer yüzü ise Milli Takımımızla alakalı. Geçen hafta içinde Milli Takımımızın Ukrayna ile özel maçı vardı. Emre sakatlığı sebebiyle Milli Takımdan affını istedi. Denizli'de 86 dakika forma giyen ve bu hafta üst düzey performans gösteren Emre'nin, sakatlık sebebiyle Milli Takımdan affını istemesi biraz garip bir durum. Teknik Direktör Fatih Terim'le görüşmeden, Milli Takım sağlık ekibinden kendini sakata ayırtıp, hafta sonu kendi takımında 90 dakika, inanılmaz mücadele sergileyen Emre'nin Milli Takımdan "sakatım" diye affını istemesi hiç inandırıcı değil. Emre'nin yaptığı milliliğe uymayan bir davranış biçimi. Diğer oyuncuların lig maçları yok muydu? Ukrayna maçında Milli Takımda görev alan oyuncular, inanç ve motivastonu yüksek mücadeleleriyle Dünya Kupasına katılma yolundaki kalan 4 maçımız için güçlü ışıklar saçtı. Spor otoriteleri bu futbolumuzun sürmesi halinde 2010 Dünya Kupasına katılacağımız konusunda hemfikir oldular. Milli Takımımız Ukrayna ile değil de finallere gidiyor olsaydı, Emre yine sakatlık bahanesine sığınır mıydı bilemiyoruz. Ancak Terim'in de Emre konusunda olumlu düşünmediğini biliyoruz. Emre'nin Ukrayna maçı kampına sakatlık bahanesiyle katılmaması yeni bir durum değil. Daha önce de Fransa ile oynadığımız maça aynı gerekçeyle gitmemişti. Ancak Fransa özel maçından 3 gün önce Kayseri'de oynanan Azerbaycan maçında, Terim Emre'yi oynatmamıştı. Belki bir tepkiydi Emre'nin Fransa'ya gitmemesi. Fatih Terim'in ise, Emre konusunda tavrı yok denemez. Çünkü Fatih Terim, sakatları sayarken Mehmet Aurelio dan bahsedip Emre den bahsetmemesini "unutkanlık" diye nitelemek fazla iyimserlik olur. İleride düşündüğü milli takım çekirdek kadrosunda Emre yi kafasından silmişti Terim. Sürece baktığımızda, Terim'in Emre'yi düşünmemesi anormal bir durum değil. Geçmişinde millilik yaftasını defalarca taşımış yıldız bir oyuncunun böylesi bir davranış biçimi sergilemesi üzücü bir durum. Ama ne yazık ki; bu tip menfi örneklerin sayısı hayli fazla. Sporculuğun zirve noktası olan "Milli" lik makamı angarya görülmeyip, çağrıldığında koşarak gidilecek bir makam olarak görmek lazım. Bu heyecanı hissetmeyenlere, milli temsil görevi asla verilmemeli. |
SAİD OKUR [email protected] 21.08.2009 |