Başbakan Erdoğan, "Yargıdan siyasî partilere, sivil toplum örgütlerine kadar geniş bir toplumsal kesimde acil bir anayasal düzenleme veya anayasal alanda yenilenme, tazelenme, güncellenme talepleri doğduğu aşikârdır” dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ‘’Toplumsal gelişme, demokratikleşme, insan hak ve hürriyetleri gibi temel alanlarda katettiğimiz mesafeler kaçınılmaz olarak bazı anayasal düzenleme taleplerinin doğmasına da vesile olmaktadır. Bugün Türkiye’nin içinde bulunduğu durum da budur’’ dedi.
Başbakan Erdoğan, Anayasa Mahkemesi’nin yeni hizmet binasının açılışı sebebiyle düzenlenen toplantıda yaptığı konuşmada, Hükümet olarak çağa yakışır, Türkiye’ye yakışır bir adalet hizmeti için her türlü imkânı seferber ettiklerini söyledi. İmkânlar elverdikçe hukukun en hızlı ve kaliteli şekilde tecelli etmesine katkıda bulunmak için alt yapı yatırımlarını ve diğer çalışmaları sürdürmeye devam edeceklerini vurgulayan Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti: ‘’Hükümet olarak sorumluluğumuz, adaletin tecellisine yardımcı olmaktır. Bu sorumluluğumuzu en iyi şekilde yapmanın gayreti içerisindeyiz. Anayasa Mahkemesi, gerek hukuk sistemimizin, gerek cumhuriyetimizin en temel, en köklü kuruluşlarından biridir. Anayasa Mahkemesi, gördüğü fonksiyon ve sahip olduğu misyon itibariyle bu konuma sahiptir. Yine bildiğiniz gibi anayasalar bir toplumun, milletin ortak değerlerinin yer aldığı metinlerdir. Toplumsal gelişme, demokratikleşme, insan hak ve hürriyetleri gibi temel alanlarda katettiğimiz mesafeler kaçınılmaz olarak bazı anayasal düzenleme taleplerinin doğmasına da vesile olmaktadır. Bugün Türkiye’nin içinde bulunduğu durum da budur. Anayasa Mahkemesi’nden siyasi partilerimize, Yargıtay’a, sivil toplum örgütlerimize varıncaya kadar geniş bir toplumsal kesimde acil bir anayasal düzenleme veya anayasal alanda yenilenme, tazelenme, güncellenme talepleri doğduğu aşikardır. ‘Anayasa Mahkemesi’nin mevcut yapısının günümüz ihtiyaçlarını karşılamakta yetersiz kaldığı’ şeklindeki düşünceler, son dönemlerde sıkça dile getirilmektedir. Bu durum, herkesten önce son üç dönemden bu yana Anayasa Mahkemesi Başkanlığı görevini yürüten değerli hukukçularımız tarafından da defahatle ifade edilmiş, kamuoyu nezdinde tartışılmıştır. Uluslar arası kamuoyunda Türk yargısını örnek bir konuma yükseltmek bütün Türk vatandaşlarına düşen bir görevdir. Ancak yargı mensuplarımız, siyasetçilerimiz bu konuda daha hassas olmalıdır. Zira demokrasinin olgunluğuyla hukukun olgunluğu birbirine paraleldir, Birbirine bağlı olarak ilerlemektedir. Bu bakımdan demokrasi ile Hukukun çatışması düşünülemez’'
|