“Avrupa kamusal alanının en heyecan verici konuları, hep İslâm etrafında toplanmaya başladı. Bugün Avrupa kamusallığı, en çok İslâmla çatışmasında canlanıyor, harekete geçiyor’’ diyen Prof. Dr. Nilüfer Göle, “Bugünkü İslâmı anlamak için örtü, anahtar bir konu. Örtü meselesi, Müslüman ülkelerle sınırlı kalmayıp bugün Avrupa’nın gündemine girdi” şeklinde konuştu.
Avrupa’da İslâm heyecanı
ÇALIŞMALARINI Fransa’da sürdüren Türk sosyolog Prof. Dr. Nilüfer Göle, Avrupa Komisyonu’nun bağımsız araştırmacılara sağladığı 3,5 milyon TL tutarındaki maddî desteğiyle bugüne kadar yapılmış en kapsamlı ‘’Avrupa ve İslâm’’ konulu araştırmayı başlattı. TÜBİTAK’ın organize ettiği Avrupa Araştırma Konseyi (ERC) tarafından desteklenen ‘’Avrupa-İslâm Sentezi’’ projesi için Türkiye’de bulunan Göle, İslâm’ın, Avrupa’da en heyecan verici konu olduğunu kaydetti. ‘’Avrupa kamusal alanının en heyecan verici konuları, hep İslâm etrafında toplanmaya başladı’’ diyen Göle, bu süreçte Türkiye adaylığının da çok önemli bir şekilde Avrupa meselesi haline geldiğini, konunun Avrupa’nın bir çeşit kamusal alanında tartışıldığını kaydetti.
Göle, sözlerini şöyle sürdürdü: ‘’Bugünkü İslâmı anlamak için örtü, anahtar bir konu. Örtü meselesi, Müslüman ülkelerle sınırlı kalmayıp bugün Avrupa’nın gündemine girdi. Örneğin, Fransa’da bir kanun çıkarıldı örtüye karşı. Yani bir kere örtü meselesi Avrupa’nın kendi kanunlarının bir parçası oldu, kamusal belleğine yazıldı. Ama yazılırken anakronik ve çatışma şekliyle yazıldı. Ama bir Avrupa meselesi oldu. Bugün Avrupa kamusallığı, en çok İslâmla çatışmasında canlanıyor, harekete geçiyor, aynen türban meselesinde olduğu gibi. Bu mesele Fransa’da 2 yıl boyunca çok canlı bir tartışma yarattı ve sonunda da kanun çıktı. Ama olayı öncelikle siyasetçiler değil, kamusal alan tartıştı. Fransa’daki laiklerin bunu tartıştığı söylendi, ancak konu Almanya’da da tartışıldı. Almanya’da da öğrenciler değil, öğretmenler açısından tartışıldı. Norveç’te polislerin başörtülü üniforma giymeleri konusunda olaylar çıktı.’’
Avrupa’daki bazı durumlarda Hristiyanlığın İslâm’ın karşısındaki farklılıkla kendini tanımladığına işaret eden Göle, şunları kaydetti: “Avrupa’nın bundan sonraki kuruculuğunda dinin rolü çok önemli olmaya başladı. Ama hangi din? Üç semavî din mi? Hem Yahudilik, Hristiyanlık ve Müslümanlık mı? Ki bu üç dinde tarihsel olarak Avrupa’nın içinde hem var hem yok. Çünkü aslında Yahudilik ve Hristiyanlıkla ‘soykırımdan’ sonra yeniden eklemlendi. İslâm’ın da bu zincire eklemlenip eklemlenmeyeceğini göreceğiz. Bugün Avrupa kamusal alanını ateşleyen, skandalize eden hemen hemen tüm olayların temelinde bir İslâm meselesi var.” Göle, ‘’çalışma sonunda Müslümanların Avrupa’nın ötekisi olarak mı kalacağı yoksa öteki Avrupa’yı mı oluşturacaklarının ortaya çıkarılacağını’’ ifade etti.
|