Ankara’da, Cumhuriyetin ilk yıllarının modern yapıları ile Roma ve Bizans şehir kalıntıları yanında, pek fazla bilinmese de Selçuklu döneminden kalma 16 mimarî yapı bulunuyor.
‘’Anadolu Selçuklu Eserleri-Fotoğraf Albümü’’nden derlenen bilgiye göre, Ankara’nın sembollerinden Ankara Kalesi’nin kuruluş tarihi Roma ve Bizans dönemine kadar uzansa da Selçuklu mimarisinin özelliklerini yansıtıyor. Selçukluların kaleyi ele geçirdikten sonra tamir ettirdiği ve önemli eklemeler yapıldığı belirtiliyor.
Yanındaki karayolu sebebiyle görülemeyen Ankara çayı üzerine inşa edilmiş ‘’Akköprü’’, günümüze kadar ulaşan Selçuklu miraslarından... Aynı zamanda Ankara’nın en eski köprüsü niteliğine sahip Akköprü, 1222’de Selçuklu hükümdarı I. Alaeddin Keykubat zamanında Ankara Valisi Kızılbey tarafından yapıldı.
Selçuklu mirasının yoğun olduğu mahalle ise Cumhuriyetin ilk yıllarının modern binalarına ev sahipliği yapan Altındağ. Samanpazarı semtindeki Ahi Şerafeddin (Aslanhane) Camii 13. yüzyılın başında yapılmış. ‘’Aslanhane’’ olarak da bilinen cami, bu adı, türbe duvarına antik bir aslan heykelinin gömülü olmasından almış. Ahşap 24 direkle taşınan, tavanı ahşap caminin, çini mihrabı ve çok iyi korunmuş ahşap minberi Selçuklu sanatının iyi örneklerini sunuyor. Ankara Kalesi yakınlarındaki 14. yüzyıla ait Ahi Elvan Camii, Selçuklu döneminin ahşap direkli camilerinden bir diğer mimarî örneği temsil ediyor. Bunun yanında, Alaaddin, Molla Büyük, Şeyh İzzettin ve Yeşil Ahi camileri Selçuklu döneminde yapılmış ama tamirat ve tadilatlarla bugünkü halini almış. Ayrıca, başkentteki Saraç Sinan, Sabuni ve Geneği mescitleri ile Ahi Şerafeddin, Kesikbaş türbeleri ve Yörük Dede Kümbeti önemli Selçuklu mimarileri arasında bulunuyor. Ankara’nın ilçelerinde de Selçuklu eserlerine rastlanıyor. Beypazarı Alaeddin Camii ve Kalecik Köprüsü Selçuklunun mimarisini günümüze ulaşmış yapılar.
|